Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Rasulü'nün Ailesi Ve Yaşanan Sorunların Çözümüne Dair
İşten çıktıktan sonra markete uğrayıp alış veriş yapan bir kişinin, otomobiliyle eve giderken, çocuğunu henüz bakıcısından almadığını hatırladığında aniden bir u dönüşü yaparak şerit değiştirişi, az sonra sıkışan trafikte klakson seslerine karışan homurdanmalar, şehirlerde yaşayan insanların nefes nefese bir yerlere yetişmeye çalışmaları, otobüs kuyrukları ve diğerleri Bunlar zamana boyun eğmeyen ve âdeta ona kafa tutan modern insanın asla bitmeyeceğini sandığı koşuşturmasından sadece bir kesittir “Yayalara yeşil ışık yandığında yaya geçitlerinin her iki yanındakilerin, ilerleyişlerine bir engel olarak gördükleri karşıdan gelenlerin yanlarından geçip gitmeleri kadar, birbirlerine teğet geçen hayatları sembolize eden başka bir şey var mıdır?” bilmiyorum
Günümüzdeki hayat bundan ibaret değil elbet Sonra bu koşuşturmaya bir reddiye yazmak haddimize de değil Bu, tarihsel dönüşümün getirdiği bir sonuç ve bu hareketliliğin içindeki hiç kimse bu tercihi kendisi yapmadı Fakat şurası da bir gerçek ki geçmişe göre sorunlar çok hızlı yaşanıyor En ufak bir hatanın bedeli kısa bir zaman sonra insanın karşısına çıkıveriyor Her şey çarçabuk olup bitiyor Devir hız devri Sükûnetin ve dinginliğin kaybolması, insanların hiç kafa dinlemedikleri anlamına da gelmiyor tabi Bu, eşleri, çocukları ve ebeveynleri, birbirlerini sadece sabahları ve akşamları görmeye zorlayan bir döngü de olsa, ailenin bir hafta sonu beraberce hayvanat bahçesine yaptıkları kaçamak, ayrı kalışları mutlu bir beraberliğe dönüştürmeye yetiyor Ailenin küçük kızının sağa sola koşarken düşmesi ve dizlerini yaralaması bile bunun tadını bozmuyor Sonunda bir yara bandının, şefkatli iki çift el tarafından hafifçe kanayan yere yapıştırılmasıyla sorun tatlıya bağlanıyor Keşke bütün sorunlarımızı da böyle, üzerlerine kocaman bir plaster yapıştırıp çözebilseydik
Aslında bu kısa yazı, Allah Rasulü’nün kendi ailesinde yaşadığı sorunları nasıl çözdüğüne ayrıldı Rivayetler bunu tasvir etmemize fazlasıyla imkân tanısa da günümüzde yaşadığımız problemlerin çeşitlilik kazandığı ve her an bir yerlerden hayatın patlak vereceği hissine kapıldığımız bir zamanda bunu anlatmak biraz zor Günümüzde ailelerin yaşadığı buhranlar dayanılmaz bir hâl alabiliyor, kimi zaman durum ekonomik baskılarla daha da derinleşebiliyor Gün olmuyor ki, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde parçalanan bir ailenin dramını, annesini, babasını öldüren bir evladı veya çocuğuna kıyan bir ebeveyni okumayalım Kısaca, farkında olmasak da prozak bağımlısı olmaya yetecek kadar diken üstünde hayatlar yaşıyoruz
Bu noktada “Asrısaadette ya da bizzat Peygamber’in hayatında birtakım aile anlaşmazlıkları, huzursuzluklar, geçimsizlikler veya daha ötesinde depresyonlar ve hatta travmalar olmuş muydu acaba?” diye sormaktan kendimizi alamıyoruz Olduysa nasıl çözümlemişlerdi? Ailesinin işlerini üstlenmesiyle tanınan Hz Peygamber’in (Buhârî, Edeb, 40) elbisesinin söküğünü diktiği, ayakkabılarını tamir ettiği, koyun sağdığı ve ev işlerinde ailesine yardım ettiği biliniyor (Buhârî, Ezân, 44) Allah Rasulü sevgi dolu ve merhamet sahibiydi Onun bu engin hoşgörüsü ve merhametine rağmen peygamber ailesinde de gerilimler ve çeşitli sıkıntılar olmamış mıydı? Bizzat Hz Aişe anlatıyor: “Allah Rasulü bir keresinde ona şöyle demişti: ‘Ben, senin benden memnun olduğunu ve bana kızdığını anlarım’ Hz Aişe şaşırmış, Peygambere bunu nasıl anladığını sormuştu Allah Rasulü: ‘Benden memnun olduğunda, ‘Hayır, Muhammed’in Rabbi aşkına olmaz’ diyorsun, bana kızdığında ise ‘Hayır, İbrahim’in Rabbi aşkına olmaz' diyorsun’ demiştir Bu söz üzerine Hz Aişe'nin ona verdiği cevap çok ince ve duyguludur: ‘Ey Allah Rasulü, fakat Allah biliyor, ben sadece senin isminden uzak kalabilirim’" (Buhari, Nikâh, 109)
Allah Rasulü eşini üzmüyordu, üzmek istemiyordu “Bir sabah vakti, Rasulullah ‘Yiyecek bir şey var mı?’ diye sormuş, Aişe validemiz ‘Hayır, hiçbir şeyimiz yok’ deyince bunun üzerine Efendimiz, ‘Öyleyse ben bugün oruç tutayım’ diyerek bunu sorun yapmamıştı (Nesâî, Sıyâm, 67) Hz Muhammed’in ailesi, Medine'ye geldikten onun vefatına kadar, üç gece arka arkaya buğday veya arpa ekmeğinden doya doya yememişti (Buhari, Et'ıme, 23) Onların viza kartları, cheap puanları yoktu Elde avuçta olmayınca yapacakları fazla bir şeyleri de Şükrettiler, olanı paylaştılar, mutlu olmayı bildiler Allah Rasulü’nün kızı Fatıma’nın durumu da Hz Aişe’den farklı değildi O evlendiği zaman çeyizinde sadece bir yaygı, içi hurma lifiyle doldurulmuş bir yastık, bir su kırbası, bir elek, bir havlu ve bir su bardağı vardı (İbn Hanbel I,104) Fakat mutluluk ehlibeyte göre maddiyatın ötesinde bir şeydi
|