Kadınının Dinde Ki Uzerinde Ataerkil Kültürü |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kadınının Dinde Ki Uzerinde Ataerkil KültürüKadınının Dinde ki Uzerinde Ataerkil Kültürü Ataerkil kültürü ve geleneksel aile kurumunu kendi cephesinden bir de din tamamlar bilindiği gibi Ve kurulu kapitalist düzen, kadının ikici sınıf insan olmasını meşrulaştıran ve kutsayan dine karşı da mücadele edemez Zira din, düzenini sürdürmede ve kitleleri manevi-kültürel yönden uyuşturarak denetim altında tutmada, burjuvazinin elinde bir başka temel önemde ideolojik ve kurumsal araçtır Kapitalist düzeninin doğasına ve ihtiyaçlarına uydurulmuş biçimiyle din, burjuvazinin elinde son derece etkili bir silahtır En devrimci döneminde bile burjuvazi dine karşı değil, fakat yalnızca onun feodal soyluluğun çıkarlarına hizmet eden biçimine karşı mücadele etti Daha devrimci döneminde ve üstelik en rasyonel düşünen filozofları bile, tam da burjuva rasyonalitesinin bir gereği olarak, “din olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi” diyebilmişlerdir ve bunu tam da halk kitlelerini daha kolay yönetebilme ihtiyacı ile gerekçelendirmişlerdir Devrimci döneminde bile dine karşı tutumu bu olan burjuvazinin gericilik döneminde onu nasıl ele aldığı kendiliğinden anlaşılır Kapitalizm yoksulluk ve cehalet, toplumsal acı ve aşağılanma üreterek böylece dini yaşatan nesnel koşulları sürekli üretmekle kalmaz, daha bir de çok yönlü öznel çabalarıyla dinsel ideoloji ve kurumlaşmaları sistemli biçimde güçlendirerek, onu düzeninin hizmetinde en etkin biçimde kullanmaya çalışır Ama dinin bu ele alınışı ve kullanılışı, kadının özgürleşmesinin önüne bizzat burjuva sınıf düzeni tarafından dikilen bir başka temel önemde kurumsal engel demektir Din karşısındaki konumu ve tutumu, burjuva düzeninin kadın sorununun çözümü önünde yapısal bir engel olarak durduğunun bir başka temel önemde kanıtıdır Burjuva toplumunun ideolojik-kültürel dokusu organik bir bütün oluşturur Burjuvazi doğası gereği bu bütüne dokunamaz, böyle olunca da onun kadına ilişkin gerici öğelerine de dokunamaz |
|