Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bin, huzeyfe, yemân

Huzeyfe Bin Yemân

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Huzeyfe Bin Yemân



Huzeyfe Bin Yemân

Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler Müslümanlardan bunların intikamını almak istediler Alçakca bir plân hazırladılar Hemen de planı tatbike koydular Bu maksatla bir heyet Medine'ye giderek Resulullahın huzuruna çıkıp:


- Yâ Resûlallah Bizim kabîlelerimiz İslâmiyeti kabûl ettiler Yalnız Kur'ân-ı kerîm öğretmenine ihtiyâcımız var Lütfen bize; İslâmiyeti Kur'an-ı kerimi öğretecek kimseler yollar mısınız? diye ricada bulundu


Sevgili Peygamberimiz kendilerine 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar Başlarında

Âsım bin Sâbit hazretlerinin bulunduğu bu heyette Mersed bin Ebî Mersed Hâlid bin Ebî Bükeyr Hubeyb bin Adiy Zeyd bin Desinne Abdullah bin Târık Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu


Bu öğretmenler kâfilesi geceleri yürüyerek gündüzleri gizlenerek Hüzeyl Kabilesi topraklarında Reci' suyu başında seher vakti konakladılar


Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri bir bahane ile yanlarından ayrıldı Hemen Lıhyanoğullarına gidip haber verdi


Çarpışmaya karar verdiler


Çok geçmeden kâfilenin etrâfı sarıldı 200'den fazla silâhlı eşkiyâ oradaydı


- Bize öğretmen lâzım! diyenler çekip gittiler O güzîde Müslümanları eşkiyâ ile karşı karşıya bıraktılar


Lıhyânoğulları mensupları esir ticâreti ile geçinirlerdi Bu sebeple:


- Teslim olun Canınızı kurtarın teklifinde bulunuyorlardı Asıl niyetleri onları Mekke'de köle olarak satmaktı Böylece çok para kazanacaklardı Çünkü Mekke'li müşrikler kendilerine:


- Yakaladığınız her Müslüman için değerinden fazla para öderiz demişlerdi


Bunu Müslümanlar da duymuşlardı Onun için aralarında istişâre ederek çarpışmaya karar verdiler Arkalarını dağa dönüp kılıçlarını çekip Allahın dîni uğrunda vuruşmaya başladılar


İkiyüz kişilik düşmana karşı görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler


Nihayet çarpışa çarpışa on Sahâbi'den yedisi okla vurularak orada şehid düştü


Sadece Hubeyb bin Adiy Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Târık kalmış müşriklerle çarpışıyorlardı


Çok geçmeden müşrikler onları sağ olarak yakaladılar


Arkadaşlarım bana örnektir


Lıhyanoğulları üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar Mekke'ye götürmek üzere yola çıktılar


Abdullah bin Târık Mekkeli müşriklere götürülmeye râzı olmadı Gitmemek için zorlandı


- Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehid olan arkadaşlarım bana örnek ve önderdir deyip bir zorlayışta ellerini kurtardı


Lıhyanoğulları O'nu taşa tuttular sonunda O'nu da şehid ettiler


Lihyânoğulları Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye götürüp müşriklere yüksek bir fiyatla sattılar


Çünkü Hz Hubeyb Bedr Gazâsında müşriklerden Hâris bin Âmir'i Cehenneme yollamıştı


Onun oğulları şimdi kendisini almak için büyük para ödediler


Zeyd bin Desinne'yi de Safvân bin Ümeyye Bedir savaşında öldürülen babası Ümeyye bin Halef'in intikâmını almak üzere satın aldı


Mekkeli Müşrikler Hz Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra onlara ne cezâ vereceklerini konuşuyorlardı:


- Hayır! Evvelâ işkence etmeliyiz


- Ama Harâm aylar içinde bulunuyoruz!


- Evet! Bu sebeple hemen öldüremeyiz! Harâm ayların geçmesini beklememiz gerek


- O hâlde hapsedelim


- Ellerini ayaklarını zincire vuralım! diyorlardı Öyle yaptılar


İntikam hırsı


Harp meydanındaki yenilginin intikâmını müdâfaasız bir insandan alacaklardı Hem de o esîri; harpte değil parayla pazardan almışlardı!


Hârisoğulları iftihârla Hubeyb bin Adiy'i kendi âile fertlerine gösteriyorlar:


- İşte babamızı öldüren Şimdi vereceğimiz cezâyı beklemekte! diyorlardı


Hz Hubeyb bin Adiy hapsedildiği evde tam bir tevekkül ile Allahü teâlânın kendisi hakkındaki takdirini bekliyordu


Üzüm salkımı


Hapsedildiği evde bulunan ve azatlı bir cariye olan Mâviye şöyle anlatmıştır:


Hübeyb benim bulunduğum evde bir hücreye hapsedilmişti Ben ondan daha hayırlı bir esir görmedim


Bir gün baktım elinde insan başı gibi kocaman bir üzüm salkımı vardı Ondan yiyordu Hergün böyle üzüm salkımı elinde görülürdü


O mevsimde hem de Mekke'de üzüm bulmak asla mümkün değildi Allahü teâlâ ona rızık veriyordu


Hz Hubeyb hapsolunduğu hücrede namaz kılar Kur'ân-ı kerîm okurdu Onun okuduğu Kur'ân-ı kerîmi dinleyen kadınlar ağlaşırlar Ona acırlardı


- Ona bir isteğin var mı? dediğimde


- Bana tatlı su ver putlar için kesilen hayvanların etinden getirme bir de beni ödürecekleri zaman önceden haber ver başka birşey istemem dedi


Öldürüleceği gün kararlaştırılınca gidip kendisine söyledim Hayret ettim öldüreceği zamanı öğrenince onda en ufak bir değişiklik ve zerre kadar üzüntü eseri görülmüyordu Bana:


- Ne olur bana bir ustura buluver Temizlik yapacağım Ben de sana duâ ederim dedi


Haksız yere cana kıymayız


Ben de çocuğumun eline bir ustura verip gönderdim Çocuk yanına gidince birden korktum


- Eyvah bu adam çocuğu ustura ile keser o nasıl olsa öldürülecek dedim Koşup çocuğa baktım


Hubeyb gönderdiğim usturayı çocuğun elinden alıp çocuğu sevmek için dizine oturtmuştu Ben bu durumu görünce çok korkup feryâd etmeye başladım Durumu anlayınca


- Bu çocuğu ödüreceğimi mi zannediyorsun? Bizim dînimizde böyle şey yok Haksız yere cana kıymak bizim hâl ve şânımızdan değildir dedi Aslında eli usturalı bir esir çok şey yapabilirdi Hattâ bu fırsat sâyesinde hürriyetine bile kavuşabilirdi


Hz Hubeyb böyle birşeyi düşünmek bile istemedi Küçük bir yavruyu âlet etmek küçüklüğünü aklına bile getirmedi


Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi öldürmek için müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti Fakat müşriklerin kin ve intikâm hisleri geçmek bilmedi


Herkese haber verildi Bu yüzden şehrin zengin-fakîr genç-ihtiyâr kadın-erkek ve bütün çocuklar oradaydılar Bu iki yüce Sahâbenin başına gelecekleri merak ediyorlardı


Bir isteğin var mı?


Bir sabah erkenden O büyük îmânlı Sahâbînin zincirlerini çözüp zindandan çıkardılar Mekke dışında Ten'im denilen yere götürdüler Çünkü bütün mel'anetlerini orada yapmayı âdet edinmişlerdi


Bu iki Allah ve Resûlullah dostu ise heyacanlı değildilerYolda karşılaşıp görüşen bu iki Sahâbî kucaklaşarak birbirlerine uğradıkları belâya sabretmelerini tavsiye ettiler


Az sonra bir müşrik bağırdı:


- Ey Hubeyb! Sen bizim babamızı Hâris bin Âmir'i öldürdün Bugün onun intikâmını senden alacağız Ölmeden önce bir isteğin var mı?


Hubeyb bin Adiy gâyet sâkin şunları söyledi:


- Yaşatan ve öldüren ve öldükten sonra gene diriltecek olan yalnız Cenâb-ı Allahtır O'na binlerce hamd olsun


Darağacında namaz


Müşrikler hayretle tekrar sordular:


- Ölmeden önce son bir arzun yok mudur?


- Beni bırakınız iki rekât namaz kılayım


- Kıl orada


Elleri ve ayakları çözülen Hz Hubeyb hemen namaza durup büyük bir sükûnet içinde huşû' ile iki rekât namaz kıldı Cenâbı Hakka son duâlarını yaptı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.