Hâlid Bin Sa'id Bin Âs |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hâlid Bin Sa'id Bin ÂsHâlid Bin Sa'id Bin âs Resûlullah efendimiz İslâmiyeti gizli olarak açıklamaya yeni bağlamıştı Daha birkaç kişi Müslüman olmuştu Bu sırada Hâlid bin Sa'îd bir rü'yâ gördü Rü'yâsında Cehennemin kenarında dururken babası gelip kendisini oraya itip düşürmek istedi Tam o sırada Peygamberimiz belinden yakalayıp Cehennemin içine düşmekten koruduğunu gördü Feryât ederek uyandı Kendi kendine dedi ki: - Vallahi bu rü'yâ gerçektir Hakkında hayırlı olsun Dışarı çıkınca Hz Ebû Bekir ile karşılaştı O'na rü'yâsını anlattı Hz Ebû Bekir ona dedi ki: - Hakkında hayırlı olsun! Bu kimse Allahü teâlânın peygamberidir Hemen git O'na tâbi ol! Sen O'na tâbi olacak İslâm dînine girecek ve O'nunla birlikte bulunacaksın O da seni rü'yâda gördüğün üzere Cehenneme girmekten koruyacaktır Baban ise Cehennemde kalacaktır! Hâlid bin Sa'îd rü'yâsının etkisinden kurtulamamıştı Vakit kaybetmeden hemen Ecyâd denilen yerde bulunan Peygamber efendimizin yanına gitti Onun huzuruna varıp dedi ki: - Yâ Muhammed! Sen insanları neye da'vet ediyorsun? Peygamberimiz cevâben şöyle buyurdu: - Ben insanı eşi ve benzeri olmayan tek Allaha ve benim de O'nun kulu ve peygamberi olduğuma inanmaya ve işitmeyen görmeyen hiçbir zarar ve fayda vermeyen kendisine tapınanları da tapınmayanları da bilinmeyen birtakım taş parçalarına tapınmaktan vazgeçmeye da'vet ediyorum Bunun üzerine Hâlid bin Sa'îd hemen "Ben de şehâdet ederim ki Allah'tan başka tapılacak ilâh yoktur ve yine şehâdet ederim ki Sen Allahü teâlânın peygamberisin!" diyerek Müslüman oldu Onun Müslüman olması Peygamberimizi çok sevindirdi Hanımı Ümeyye'ye de gelip İslâmiyeti anlattı O da hemen severek Müslüman oldu Hz Hâlid bin Sa'îd kardeşlerinin de Müslüman olmaları için da'vette bulundu Kardeşi Amr bin Sa'îd de Müslüman olmuştu Rızkımı ihsân eder Şiddetli bir İslâm düşmanı olan babası Ebû Uhayha Hâlid bin Sa'îd'in Müslüman olduğunu öğrenip Mekke'nin tenhâ bir yerinde namaz kıldığını haber alınca çocuklarından Müslüman olmayanları gönderip onu huzuruna getirtti Ona yeni girdiği dinden ayrılmasını söyledi Azarlayıp dövmeye başladı Sonra dedi ki: - Sen Muhammed'e mi tâbi oldun? Halbuki sen Onun kavmine aykırı hareket ettiğini ve getirdiği şeyle onların putlarını ve geçmiş atalarını ayıpladığını görüyorsun! Hâlid bin Sa'îd de dedi ki: - Allaha yemîn ederim ki Muhammed aleyhisselâm doğru söylüyor Ona tâbi oldum Ölürüm de onun dîninden dönmem! Bunun üzerine babası Ebû Uhayha'nın kızgınlığı daha çok arttı Sopa başında kırılıncaya kadar vurdu ve sonra bağırdı: - Ey zelîl yaramaz oğlum! İstediğin yere git! Yemîn olsun ki sana ekmek vermeyeceğim! Hz Hâlid cevap verdi: - Sen benim nafakamı kesersen Allahü teâlâ da elbette bana geçineceğim rızkımı ihsân eder Bunun üzerine babası Hz Hâlid'i evinden çıkarttı ve diğer çocuklarına da dedi ki: - Eğer sizden biriniz onunla konuşacak olursa ona yapmadığım şeyi yaparım Sonra Hz Hâlid'i tutup evinin mahzenine hapsettirdi Üç gün onu Mekke'nin sıcağında aç ve susuz bıraktırdı Hz Hâlid bin Sa'îd bir kolayını bulup babasının elinden kurtuldu Mekke'nin kenarında bir yerde gizlendi Peygamberimizin yanından ayrılmadı Ey Allahım onu kaldırma! Mekkeli müşriklerin Müslümanlara zulüm ve işkenceleri her gün artıyordu Bitmek tükenmek bilmeyen bu eziyetleri dayanılmaz hâle gelince Resûlullah efendimiz Müslümanların Habeşistan'a hicret etmelerine izin verdi Orada rahat edebileceklerdi Hâlid bin Sa'îd hanımı ile birlikte hicrete çıkacakları sırada babası çok hastalandı Yatağa düştü Bu hâlinde bile "Bu hastalığımdan kurtulup ayağa kalkarsam Mekke'de bir tek kimse putlardan başkasına ibâdet edemiyecektir" diyordu Hz Hâlid babasının hak dîne olan bu düşmanlığının sona ermesi için "Ey Allahım! Onu yataktan kaldırma!" diye duâ etti Nitekim bu hastalıktan ayağa kalkamadan öldü Habeşistan'a hicret için ilk olarak Mekke'den çıkan Hâlid bin Sa'îd ve hanımı oldu Kendisi ile beraber Kureşli Müslümanlardan bir grup da Habeşistan'a hareket etti On seneden fazla orada kaldı Oğlu Sa'îd ve kızı Ümmü Hâlid orada doğup büyüdü Hâlid bin Sa'îd kardeşi Amr bin Sa'îd ve Hz Ca'fer bin Ebî Tâlib ile beraber Habeşistan'dan Resûlullahın yanına Medîne'ye geldi Hicretin altıncı yılına rastlayan bu dönüşte Hayber'in fethi gerçekleşmişti Ganimetlerinden bir hisse de Hz Hâlid'e ayrıldı Bundan sonra Hâlid bin Sa'îd önce Umretül-kazâya sonra sırası ile Mekke'nin fethine Huneyn harbine Tâif ve Tebük seferlerine ve bunların yanında ba'zı küçük seriyyelere iştirak etti Fakat Bedir ve Uhud harblerine katılmadığı için çok üzgündü Bu üzüntüsünü bir ara Resûlullah efendimize açıkladığında Peygamberimiz ona: - Üzülecek bir durum yok! Başkaları bir hicret etti Fakat siz iki hicrete katılmış oldunuz buyurarak gönlünü aldı Vahiy kâtipliği yaptı Hz Hâlid bin Sa'îd ilk Müslümanlardan olmak şerefinin yanında Resûlullahın kâtiplik hizmetini de yapmıştır Kızı Ümmü Hâlid de Hz Hadice Hz Ebû Bekir Hz Ali ve Hz Zeyd bin Hârise ve Sa'd bin Ebî Vakkâs'tan sonra altıncı Müslüman olduğunu bildirmektedir Hz Hâlid bin Sa'îd Medîne-i münevvereye döndükten sonra Resûl-i ekrem efendimiz yazışma ve mektuplaşma işlerini ona verdi Eshâb-ı kirâmın içinde okuma-yazma bilenlerden biriydi Mekke'de iken de bu işleri o yürütürdü O yazılacak çeşitli mektupları yazar gönderir ve yabancılarla yapılan görüşmeleri kaydeder ve buna benzer her türlü işleri yerine getirirdi Resûlullahın özel kalem müdürü vazifesini îfa ediyordu Hicretin dokuzuncu senesinde Tâif'te oturan Benî Sakif'ten gelen heyetle Resûlullah efendimiz arasındaki yazışma işlerini ve sulh antlaşmasını Hâlid bin Sa'îd kaleme almıştı Hz Hâlid’in Müslümanlığı kabûlünden ve Habeşistan’dan Medîne’ye gelerek orada ikâmetinden sonra onu zekât memûru sonra da vâli olarak tâyin etti Vâlilik yaptı Hz Hâlid Yemen’deki görevine Resûlullahın vefâtına kadar devam etti Hz Ebû Bekir’in halîfeliğinin ilk yıllarında İslâmiyetten ayrılan ve “Namaz kılarız fakat zekât vermeyiz” diyenlerle yapılan muhârebelere katılarak mürtedlerin bozguncuların bastırılmasında vazîfe aldı Bu temizlik harekâtı tamamlandıktan sonra İslâm ordusu şam taraflarına sevkedildi Bizans ile Yermük’te çetin savaşlar yapıldı 46000 kişilik İslâm ordusunun karşısında 240000 kişilik Rum ordusu vardı 100000 düşman askeri öldürüldü 3000 Müslüman şehîd oldu Bu arada halîfe Hz Hâlid bin Sa’îd’e ordunun bir kısmının kumandanlığını verdi Askerlerin harbe hazırlanması ve ihtiyaçlarının giderilmesi ona âitti Hz Hâlid yardımcı kuvvetlerin kumandanı olarak Filistin’de Remle şehrine yakın Ecnadeyn taraflarına gönderildi Yolda askerleri arasında ba’zı ihtilaflar başgösterdi Tam bu sırada Bizans kumandanı Mahân da ordusu ile Hz Hâlid’e karşı taarruza geçti Hâlid bu taarruzu geri püs----tü ve yardım istedi İslâm ordusunun tamamı seferberlik hâlinde olduğundan Hz İkrime ve Hâlid bin Velîd derhal Hz Hâlid’e yardıma geldiler Bizans ordusu üzerine tekrar hücum edildi ve Şam’a kadar sürüldüŞam ile Vakusa arasında ordusunu düzenleyen Bizans kumandanı Mahân Hz Hâlid bin Sa’îd kumandasındaki İslâm ordusu üzerine tekrar saldırdı Yapılan savaşta Hz Hâlid’in oğlu Sa’îd bin Hâlid şehîd oldu Tam bu sırada İkrime bin Ebû Cehil’in kuvvetleri yardıma geldi Bizans komutanı Mahân kaçtı Hâlid bin Sa’îd ordusunu Zü’l-Merre’ye getirerek orada konakladılar Ayrıca durumu Medîne’de bulunan halîfeye bildirdi İslâm ordusu ile Bizans Rum ordusu arasında şiddetli çarpışmalar oldu Bu muhârebelerde Müslüman kadınlar da harp etti Başkumandan Hz Hâlid bin Velîd ile bir kolun komutanı Hz İkrime’nin şaşılacak kahramanlıkları görüldü Hz Hâlid bin Sa’îd de büyük bir cesâret örneği göstererek kahramanca dövüştü Ordunun diğer askerleri onun bu hâlini görünce kendilerine bir canlılık ve cesâret geldi Hanımı da cihâd etti Şam şehrinin alınmasında ve Fihl muhârebesinde canını ortaya koyarak kahramanca çarpışan Hz Hâlid bin Sa’îd 635 yılında İslâm orduları ile birlikte Merc-i Safer denilen yere geldi Ertesi gün düşman üzerine saldırıya geçildi Hâlid bin Sa’îd hemen ön saflara geçerek dövüşmeye başladı Düşman askerinden birisi kendisi ile yeke yek dövüşecek bir er istedi Hâlid hemen oraya çıkıp vuruşmaya başladı Burada kendisi şehîd oldu Kocasının şehîd edildiğini gören bir günlük evli hanımı Ümmü Hakîm hiç feryât ve figân etmiyerek eline aldığı bir kılıçla düşman üzerine yürüdü Kahramanca vuruşmaya başladı Onun bu hâlini gören İslâm askerleri büyük bir şevk ve arzu ile saldırıya geçtiler Bizanslıları kılıçtan geçirmeye başladılar Bu arada Ümmü Hakîm de bir kâfir askerini öldürmüştü |
|