Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
“satılmış”lara…, mutlu

Ne Mutlu “Satılmış”Lara…

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ne Mutlu “Satılmış”Lara…




Ne Mutlu “Satılmış”lara…






Müşteri O
Alışveriş için yalnız bizim tezgâhımızı tercih ediyor
Başkaları ilgilendirmiyor O’nu
Doğruca müminlerine dükkânına uğruyor
“Muhakkak ki, Allah müşteridir…”
Yani, “satın almak ister…”
Ama “ …müminlerden…”
Sadece müminlerden
Sadece inananlardan
Yalnızca, “o yüce müşteri”yi bilenlerden, görenlerden, gözetenlerden Elinde olanın-şimdilik-elinde olduğunu bilenlerden
Elinde olanın elinde kalmayacağını fark edenlerden

“O Müşteri” çığırtkanlık etseler de yanaşmıyor diğerlerine
Ellerinde satın almaya değer metaları olmadığını söylüyor pazarın gürültücülerine
“Müşteri O…
” “Müşteri Allah…” Daha iyisi var mı müşterinin?
Daha çok kâr bırakacak çıkar mı?
Daha fazla mal alacak olur mu ki?

Satıcı benim
Satıcı sensin
“Mümin”ler
İnananlar herkesi kabul etmiyor tezgâhına
Kapıdan kovuyor diğerlerini
Kılı kıpırdamıyor başkaca müşterilerin teklifleri karşısında
Karnı tok diğerlerinin peşin pahalarına
Vaadlerine de vadelerine de kanmıyor başkalarının
Yüz vermiyor kof siparişlere

“Bir”i görüyor; başkalarını görmüyor gözü, başkalarına iltifat etmiyor gönlü
“Bir”i istiyor; başkalarını istemeye değer görmüyor
“Bir”i bekliyor; başkaları beklese de gelmiyor, gelse de kalmıyor “Bir”i çağırıyor; başkaları duymuyor, duysa da cevap vermiyor
“Bir”i biliyor; başkaları bilmeye değmiyor, terk edip gidiyor, arkasını dönüyor

Canını vermek için, canını verenin teklifini bekliyor mümin
Canlar canını bulunca, vardan da yoktan da geçiyor
Ballar balını tadınca, kovanları yağmalıyor
Ancak canını verenin canına canından fazlasını vereceğini biliyor Öylece varıyor “can pazarı”na
Öylece geçiyor malından, mülkünden Canını can eyleyenin yoluna döküyor cümle emvali Canını verene malını vermiş ne yazar ki?


Asıl müşteriyi kaçırıyor diğer satıcılar
Kerem’ine kör gözleri, Aslı’nı göremiyor kutlu kârın
Ferhat’ce vuramıyorlar kalplerini varlık dağının yamaçlarına ki; berilerde kalıp Şirin’ine erişemiyorlar alışverişin

Ucuz karşılıklara fit oluyor kör ve sağır satıcılar
İçinde bulundukları karanlığı bile görünmez kılan bir kara(n)lıkla aydınlıkta sanıyorlar kendilerini
Bedenlerini kirli tezgâhlara koyuyorlar
Varlıklarını hırsların ayakları altında kalmış kaldırımlara savuruyorlar
Şehvetli bakışların bulaşığına bandırıyorlar tenlerini
Yabancı gözlerin ucunda yağmalıyorlar yüzlerindeki inci mercanı Nefeslerine sarılı gülleri, yalanın ve riyanın, yalakalığın ve yaranmanın alevlerine atıyorlar, itiyorlar

Müşterinin satıcıya sunduğu altın fırsatı göremiyorlar
Zaten satıcının da elinde kalmayacak şeyleri satın almak istediğini fark edemiyorlar
Her an değerinden kaybeden, kıymetsizleşen, eriyip yok olan malları emsalsiz bir karşılıkla satabileceklerini ummuyorlar

“…Cennet karşılığı”dır müşterinin teklifi Canın cananla can bulduğu haldir cana karşılık teklif edilen
Malın hiç bitmez, hiç yitmez bir doygunlukla tadıldığı yerdir satılan mala karşılık verilen

Müşterinin sonsuz nezaketini fark edemiyorlar
Satın almak istediğini söylüyor Müşteri
Satın alıyor, el koymuyor
Satma zorunluluğu yok satıcının
İsterse satabileceğini ima ediyor Ezmiyor satıcıyı
Hiç yoktan adam ettiğini, adam yerine koyuyor

Karşılıksız sermaye verdiğini, sermaye sahibi sayıyor
Alışveriş teklifiyle onurlandırıyor satıcının iradesini
Hiç hesapsız, hiç ummadığı yerden, hiç hak etmediği halde verdiği canı ve malı, sanki kendisi vermemiş gibi, sanki hep satıcının elindeymiş gibi, kendi verdiğini unuttururcasına istiyor

Karşılık teklif ederek istiyor
Karşılıksız verdiğini, karşılıksız istemiyor
İstetmeden verdiğini almak için satıcının istemesini bekliyor
Hiç hesapta yokken verdiğini, hesapsız bir kârla satın alıyor
Ne kadar da önemsiyor satıcıyı!
Ne kadar incitmeksizin yanaşıyor mümin dükkânına

Müşterinin hoş sürprizinden de habersiz duruyorlar
Diğer müşterilere benzemiyor O Müşteri
Satın aldığına da, satın almaya da ihtiyacı yok
Satın aldığını çekip almıyor satıcının elinden
“Sende kalsın!” diyor

“‘Ben’ dediğin de sende kalsın ‘Benim’ diye/bildiklerin de elinde kalsın
” Bensiz bırakmıyor beni
Benim dediklerimden koparmıyor benliğimi
Yüklerini üzerimden alıyor; kârını bana bırakıyor

Böylesi bir müşteriye satılmayacak bir şeyim var mı ki?
Kendime saklayabilir miyim kendimi bile?
Elimde bırakır mıyım elimi bile?
Sonraya saklayabileceğim bir şey var mı sonraların hepsini bana Verenden?
O Müşteri bana geldikten sonra, başka müşterilere de kalsın diye tezgâhın gerisinde bırakacağım, başkaları da görsün diye vitrinde tutacağım, sonra lazım olur diye depoda saklayacağım kıl kadar bir şeyim kalmalı mı?

Ve cümle varımı sattıktan sonra, tezgâhın berisinde hâlâ “Ben! Ben!” diyerek beklemeli miyim?
Alıp da kendimi, tutup da “ben” diye/bildiğimi, paketleyip “bana göre” dediklerimi, alelacele sarıp sarmalayıp “benim işime gelenleri”, en nadide mal diye, paha biçilmez antika diye, pazarlık bile etmeksizin, karşılığında ne vereceğini sormaksızın seve seve koymaz mıyım tezgâhın üstüne, Müşteri’min önüne?

“Ben”i özne ettiğim her eylemimi, “benim” dediklerimle yaptığım her işimi tezgâha sürüp de geriye “ben”den de eser kalmazsa, “satıcı” değil de “satılmış” olmaz mıyım ben?

Senai demirci

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.