İntihar Etmek Çok Büyük Günahtir! |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İntihar Etmek Çok Büyük Günahtir!Sual: Düşmanın işkence ve tecavüzüne maruz kalacağını bilenin kendini ve yakınlarını öldürmesi veya acı duymamak için uyku hapı ile intihar etmesi günah mı? CEVAP Hastalık ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir Fakat dindeki fitneler sebebiyle ölüm istenebilir Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Ölümü istemeyin! Çünkü bir kişi iyi ise, yaşadıkça iyiliği artar Kötü ise, hatalarından dönüp doğru yola gelebilir) [Buhari] (Sıkıntılardan dolayı ölümü istemeyin! Dayanamayan, "Ya Rabbi, hakkımda yaşamak hayırlı ise, yaşamayı, ölmek hayırlı ise, ölümü nasip et!" desin!) [Buhari] Düşmanın her türlü işkence ve tecavüzüne maruz kalacağını bilen kimsenin kendini ve yakınlarını öldürmesi caiz değildir Zorla tecavüze uğrayan günah işlemiş de olmaz Ayrıca düşman elinde ölen şehid olur Şehid olan kimse, ölüm acısını duymaz Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Şehid, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider) [Beyheki] Genel olarak imansız veya imanı zayıf olan intihar eder Müslüman, intiharı düşünmez Çünkü intihar, bir çare, bir kurtuluş değil, aksine tarifi imkansız azaplara kendini atmak demektir Ölüm acısı çok şiddetlidir İntihar etmek, küfre yakın çok büyük günah olduğu için, ölürken dayanılmaz acılara maruz kalınır Ölüm acısı, sanıldığı gibi bir an değildir İntihar edince ahirette de daha büyük acılara girilir Ahiret sıkıntıları dünya sıkıntıları gibi değildir Çok ağırdır Dünya sıkıntılarına dayanamayıp intihar eden, ölüm acısına ve ahiret sıkıntılarına nasıl dayanır? İntihar eden, dirilene kadar intihar acısını duyar Kendini öldürmek, başkasını öldürmekten daha büyük günahtır Kur�an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (Kendinizi öldürmeyiniz!) [Nisa 29] Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Bir şeyle canına kıyana, Cehennemde onunla azap edilir) [Buhari] (İple boğazını sıkarak intihar eden, boğazı sıkılarak azap görür Herhangi bir bıçakla intihar eden, Cehennemde bıçaklanarak azap görür) [Buhari] Bir kâfir, uyku hapı içerek veya narkozla her tarafı uyuşturulduktan sonra da ölse, çok şiddetli olan ölüm acısını duyar Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Ölüm meleğini görmek, bin kılıç darbesinden daha şiddetlidir) [Ebu Nuaym] (Ölüm acısı çok şiddetli ise de, ölümden sonraki acılara göre çok hafiftir) [İAhmed] Dirilene kadar ölüm acısı duyulur (İEvzai) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Ölmek felaket değil, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir) Narkozlu hasta, ameliyat acısını duymadığı gibi, salih mümin de kurşun yağmuruna tutulsa, vücudu dilim dilim dilinse ölüm acısını duymaz HzYusuf�un güzelliği karşısında kendinden geçen kadınlar, ellerini kestikleri halde farkına varamadılar Ölüm meleğinin güzel suretini gören mümine ü teâlâ acı duyurmaz İntihar etmek çok büyük günah ise de, intihar eden kâfir olmadığı için cenaze namazı kılınır Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İntihar etmiş olsa da, her müslüman ölünün cenaze namazını kıl!) [Deylemi] Bizde, Tanzimat�tan sonra tek tük intihar olayları görülmeye başladı Müslümanların çok olması intiharın yaygınlaşmasını önlemiştir İntihar kelimesi, Tanzimat�tan önce yazılan lügatlarda bile yoktu Dinsizliğin ve inanç zayıflığının intihar üzerindeki etkisi büyüktür Avrupa�da, hayat standardı yüksek olan yerlerde, intihar oranı daha yüksektir Bu oran, kuzeye gidildikçe artıyor Avrupa�daki intihar oranı Türkiye�dekinden 15-20 kat daha fazladır Mesela Fransa�da 100 bin kişiden 44�ü intihar etmektedir İntiharda Türkiye en alt sıralardadır Eskiden İstanbul�da yıllarca kalmış olan araştırmacı Fransız Dr A Bayer diyor ki: (Batı ülkelerinde insanların yalnız kalması, hayattan nefret etmeye, hatta intihara yol açmaktadır Halbuki Müslüman Türkler arasında hiçbir zaman bu hâle tesadüf edilmez; medeni sayılan milletlerde çok sık görülen intiharı onlar bilmez Müslümanlar, �ın kendilerine bahşettiği varlığa tecavüzün, �a karşı gelmek olduğuna inandıkları için, intiharı düşünmezler Bunun için, intihar eden hiçbir İslam âlimi yoktur) Maalesef şimdiki bazı gençler, Avrupa'nın her türlü kötülüğüne özeniyorlar İntihar etmek de bunlardan birisidir Sual: İntihar eden veya öldürülen kimse, eceli ile ölmez mi? CEVAP Muteber kitaplarda diyor ki: Öldürülen kimse de, eceliyle ölür, ömrü ortadan kesilmiş olmaz Ecel birdir (Akâid-i Nesefi s3, Cevheret-üt-tevhid 89 beyt, Avn-ül-mürid c2 s982, Bed-ul-emâli 62 beyt, Merah-ul-meâli s209, Hediyyet-ül-mehdiyyin s5, Nűr-ul-islâm s246, Fıkhi ekber şerhi 334, Hadika c1 s265, Teftâzâni-Şerh-il-akâid s211, Ithaf-ul-mürid s213, Tenvir-ul-kulűb s61, Berika s233, Nuhbet-ül-leâli s36, Hak dini Kur�ân dili c2 s1195) Ecel değişir mi? İntihar eden eceli ile ölmez diyorlar Bu yanlıştır Şeyh-ül-islam Ahmed bin Süleyman bin Kemal paşa buyuruyor ki: (Rad suresindeki, (ü teâlâ, dilediğini siler Dilediğini değiştirmez Ümm-ül-kitab, Ondadır) mealindeki âyette, levh-i mahfuz bildirilmektedir Ümm-i kitab, ezeli olan kelam-ı İlahinin ismidir Melekler, bunu anlayamaz Zamanlı değildir ü teâlâdan başka, kimse bilmez Hiç yok olmaz Levh-i mahfuzda değişiklik olur İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir Böylece biri ölümüne yakın, iyi işler yapıp, son nefeste iman ile gider Bir başkası kötü amel işler, imansız gider Bunun için, Resulullah her zaman, (ümme, ya mukallibelkulub, sebbit kalbi, ala dinik) duasını okurdu Hadis-i kudside, (İnsanların kalbi Rahmanın kudretindedir Kalbleri, dilediği gibi çevirir) buyurulmuştur Yani, Celal ve Cemal sıfatları ile, kötüye ve iyiye çevirir Levh-i mahfuza, kıyamete kadar gelecek insanların iyileri, said olarak, kötüleri de, şaki olarak yazıldı Kader değişmez Kaza, kadere uygun olarak meydana gelir Kaza, her gün çok değişip, sonunda kadere uygun olunca, yaratılır Kaza-i muallak şeklinde yaratılacağı yazılmış olan bir şey, kulun iyi ameli ile değişip yaratılmaz İmam-ı Gazali hazretleri, (Kaza-i muallak, Levh-i mahfuzda yazılıdır Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duası kabul olursa, o kaza değişir) buyurdu Hadis-i şerifte, (Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur) buyuruldu Duanın belayı önlemesi de, kaza ve kaderdendir Kalkan, oka siper olduğu gibi dua da, ü teâlânın merhametinin gelmesine sebeptir Bir hadis-i şerifte, (Kaza-i muallakı, hiçbir şey değiştiremez Yalnız dua değiştirir ve ömrü, yalnız, ihsan, iyilik arttırır) buyuruldu ü teâlânın takdirinin, yani kaderin, Levh-i mahfuzda yazılması kazadır Bir kimseye takdir edilen bela, kaza-i muallak ise, yani, o kimsenin dua etmesi de, takdir edilmiş ise, dua eder, kabul olunca, belayı önler (Ecel-i kaza)�yı da, iyilik etmek geciktirir Fakat, (Ecel-i müsemma) değişmez Ecel-i kazaya bir misal verelim: Bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü 60 yıl, bunları yapmazsa 40 yıl takdir edilmişse, vakit tamam olunca, eceli bir an gecikmez Birinin 3 gün ömrü kalmış iken akrabasını, rızası için ziyaret etmesi ile, ömrü 30 yıla uzar 30 yıl ömrü olan da, akrabasını terk ettiği için, ömrü 3 güne iner Takdir, ezelde Levh-i mahfuzda yazılmıştır Yani, Levh-i mahfuzda olacak değişiklikler ve ömürlerin artması ve kısalması da, ezelde yazılmıştır ki, buna kaza-i muallak denir (Lübab-üt-te'vil) ü teâlânın kaderi [ezeldeki ilmi] nasıl ise, Levh-i mahfuzdaki değişiklikler, ona uygun olur Hz Ömer yaralanınca, Ka'bül-ahbar, �Ömer daha yaşamak isteseydi, dua ederdi Çünkü onun duası elbette kabul olur� buyurdu İşitenler şaşırıp, �(Ecel, bir an gecikmez ve vaktinden önce gelmez) mealindeki âyet-i kerimeye ne dersin� denilince, buyurdu ki: �Evet, ecel hazır olunca, gecikmez Fakat, ecel hasıl olmadan önce, sadaka ile, dua ile, iyi amel ile, ömür uzar Fatır suresinde, (Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması yazılıdır) buyuruluyor�) [Levh-il-mahfuz ve Ümm-ül-kitab] Emali'deki, (Öldürülen kişinin eceli, o anda, ömrü ortadan kesilmiş değildir) ifadesini Ahmed Asım efendi, (Öldürülen kimsenin [ve intihar edenin] o anda eceli gelmiştir Ömrü ortadan kesilmemiştir Herkesin eceli bir tanedir) şeklinde açıklamaktadır Öldürülen kimse, eceli geldiği için ölür Fakat, bunu öldüren de, cezasını görür İntihar eden de eceli geldiği için ölür Herkes, eceli gelince ölür Araf suresi 34 âyetinde mealen, (Ecelleri gelince, onu azıcık ileri-geri alamazlar) buyuruldu Kişi doğmadan önce, ne kadar yaşayacağı takdir edilmiştir Kişi, nerede ölür, tevbe ile mi ve tevbesiz mi, hangi hastalıktan, iman ile mi, imansız mı gider, hepsi levh-i mahfuza yazılmıştır Sual: (İntihar etmek benim kaderimde, alınyazımda var ise, günahı bana ait olmaz) demek doğru mu? CEVAP Bu çok yanlıştır Ezeldeki takdir, yani alınyazısı, bir emir değil, bir ilimdir Kader, yani alınyazısı, ü teâlânın ezeli ilmi ile, insanların ve diğer yaratıkların yapacağı işleri bilmesi demektir Kur'an-ı kerimde, ( her şeyi en iyi bilir) buyuruluyor ü teâlâ da, ezeli ilmi ile, kulların kendi istekleri ile, günah veya sevap işleyeceğini, ne kadar yaşayacağını ve intihar edip etmeyeceğini bilir Onun bu bilmesi, kulların yaptıkları işlere zorla bir müdahale değildir Bu bakımdan günah işleyen de, intihar eden de, kendi isteği ile bunları yapmıştır Sual: Kader neleri içine alır? CEVAP Kader her şeyi içine alır Kader, ü teâlânın ezeli ilmi ile, insanların ve diğer mahlukatın yapacağı işleri bilmesi demektir Eğer , yarattıklarının ne yapacağını bilmezse, bilmeyenden ilah olamaz İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir Bilmeyen, gücü yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz ü teâlâ herkesin ne yapacağını bilir Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: ( her şeyi hakkıyla, en iyi bilir) [Hucurat 16,18] Onun bilmesi kulların yapacağı iyi ve kötü işlere tesir etmez Mesela bir sene içinde güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağı hesaplanarak takvimlere yazılmıştır Güneş takvimlerde bildirilen saatte doğup, batar Takvime öyle yazıldığı için mi güneş o saatlerde doğup batıyor? Takvime yazılmasa da yine güneş o saatlerde doğup batar İşte ü teâlâ da, ezeli ilmi ile, kulların kendi istekleri ile, günah veya sevap işleyeceğini, hastalanacağını, ne iş yapacağını bilir Fakat bu bilmesi, kulların yaptıkları işlere cebri bir müdahale değildir Kaderi bilmeyenler (Trafik kazası kader değildir Ülkenin kaderini değiştireceğiz Eceli gelmeden öldü) gibi şeyler söyleniyor �İnsan, yaratılışında boyunun uzunluğu ve saçının renginde kadere hükmedemez Fakat hür iradesiyle yaptığı işlerde kaderin rolü olmaz�, �Emr-i ilahi gelmeden intihar eden, takdir-i ilahiyi değiştirdiği için Cehennemlik olur� deniyor Kimisi, �Kader utansın� diyerek suçu kadere yüklüyor Kimi de, �İnsan kaderini kendi çizer� diyor Bunların hepsi yanlıştır Kaza ve kader konusu çok ince mesele olduğu için, birçok âlimin ayağı kaymış ve çeşitli bid'at fırkaları meydana çıkmıştır Âlimlerin bile dalâlete düştüğü bu konularda, kaderden bahsetmek uygun olmaz Sadece nakil yapılır Peygamber efendimiz de, (Kaderden bahsedilince susunuz) buyuruyor Her Müslümanın, Amentü�deki esasları tasdik edip inandıktan, hepsini beğendikten sonra, işlediği günahlardan mesul olduğunu bilmesi kâfidir Eceli gelmeden kimse ölmez Trafik kazasında veya vurularak ölen de; eceli gelerek, kaderi ile ölmüştür Yani öldürülen veya kazada ölenin ömrü ortadan kesilmiş olmaz O anda eceli gelmiştir, yani ömrü biterek ölmüştür Her insanın bir tek eceli vardır Mutezile, (İnsan kendi kaderini kendi çizer İnsanların işlerine karışmaz) der Bu, çok yanlıştır Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: ( her şeyin yaratıcısıdır) [Zümer 62] (Hayrı, şerri, imanı, küfrü de yaratan �tır) [Beydavi] (Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan �tır) [Saffat 96] (, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) [Bekara 255] ( her şeyi bilir) [Hucurat 16] (Yaratan, sinelerde olanları da bilir Yaratan hiç bilmez mi?) [Mülk 13,14] ü teâlâ ezeli ilmi ile, kullarının yapacakları işleri bilir Eğer , yarattıklarının ne yapacağını bilmezse, bilmeyenden ilah olamaz İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir Bilmeyen, gücü yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz ü teâlâ herkesin ne yapacağını bilir Cebriyye fırkası da, ( her işi zorla yaptırır İnsan kaderine mahkumdur Hiç kimse, işlediği günahtan mesul değildir) der Bu da çok yanlıştır Herkes yaptığından mesuldür İyilik eden mükafatını, kötülük eden cezasını görür Zerre kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını alır (Tekvir 14, Zilzal 7,8) İyi kimse, iyilik yapmak isterse, ü teâlâ, irade edip yaratır Böyle kimseden hep iyilik meydana gelir Kötü kimse, kötülük yapmak isteyince, ü teâlâ da irade eder ve yaratır Böyle kimse, iyilik yapmak istemediği için bundan hep kötülük hasıl olur İnsan irade-i cüziyyesini kullanarak iyilik yaratılmasını isterse sevap, kötülük yaratılmasını isterse günah kazanır İnsan günah işlerse cezasını, sevap işlerse mükafatını görür İnsan yaptığı işleri kendi yaratmıyor İrade-i cüziyye ile yapılan işlerin yaratıcısı yani hayrın ve şerrin yaratıcısı ü teâlâdır Hayrın ve şerrin �tan olduğunu inkâr etmek, �İntihar eden takdir-i ilahiyi değiştirir� demek küfürdür ü teâlâ, onun intihar edeceğini elbet bilir (Yaratan hiç bilmez mi?) buyuruyor �ın verdiği ömrü kimse değiştiremez ü teâlâ buyurdu ki: (�ın tayin ettiği vade gelince, artık o ertelenmez) [Nuh 3,4] (Ölümü �ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur) [Al-i İmran 145] (Sizi yaratan, sonra ölüm zamanını takdir eden ancak Odur) [Enam 2] (Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider) [Araf 34] Günah işleyen kâfir olmaz Sual: Mehdi olduğunu söyleyen biri, «İntihar etmek küfürdür Nisa suresinin 29 âyetinde yazıyor Kâfir olduğu için cenaze namazı da kılınmaz» diyor İntihar eden dini inkâr etmiyor ki, niye küfür olsun? Sadece haram işliyor Amel imandan parça değil ki Bu mutezile itikadı değil mi? CEVAP Evet, Mutezile inancı böyledir Bu bâtıl inanç, sinsice Müslümanlar arasında yayılmaya çalışılmaktadır Amel imandan parça değildir Yani günah işleyen kâfir olmaz Günah işleyen kâfir olsaydı, yeryüzünde müslüman kalmazdı İntihar edene kâfir denmez Din kitapları diyor ki: Şuuru yerinde iken intihar etmek, başkasını öldürmekten daha büyük günahtır (Berika) İntihar eden kâfir olmadığı için cenaze namazı kılınır (Dürer ve Gurer) Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (İntihar etmiş olsa da, her müslüman ölünün cenaze namazını kıl!) [Deylemi] Şimdi bildirilen âyete bakalım: (Ey iman edenler, aranızda karşılıklı rızaya dayanan ticaret hâli müstesna, mallarınızı, bâtıl [haksız ve haram] yolla yemeyin ve nefslerinizi öldürmeyin Elbette size merhamet eder Düşmanlıkla, zulüm ve tecavüz ile bu yasakları işleyeni ateşe koyarız; bu ise �a çok kolaydır) [Nisa 29-30] Burada faiz, kumar gibi bâtıl yollarla kazanç sağlayanların da Cehenneme atılacağı bildiriliyor Haram yoldan para kazanmak küfür değil haramdır Haram işleyenler elbette cezalandırılır (Nefslerinizi öldürmeyin) âyeti için, tefsirlerde, (Birbirinizin canına kıymayın) demek olduğu bildiriliyor Başkasının canına kıymak da haramdır, küfür değildir Sadece, müslümanı, müslüman olduğu için öldürmek küfürdür Bu ise farklı şeydir Müslümanı, müslüman olduğu için öldürmek ise İslam�a düşmanlık olduğundan dolayı küfürdür İntihar ederken tevbe Sual: Bir Müslüman Boğaz köprüsünden intihar etmek için kendini denize atarken pişman olup gerçekten tevbe etse, intihar günahından kurtulmuş olur mu? Yahut zehir veya zehirli hap içse, sonra pişman olsa, ama hemen ölse, intihar günahından kurtulmuş olur mu? CEVAP Yeis halindeki tevbenin kabulü hususunda ihtilaf edilmiş ise de, muhtar kavle göre Müslümanın tevbe etmesi sahih olur, fakat, kâfirin imana gelmesi sahih olmaz (Dürr-ül muhtar) Bir âyet-i kerime meali şöyledir: ( tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır) [Bekara 37] Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Ölmeden az bir süre önce, tevbe edenin tevbesi kabul olur) [İ Ahmed] ALINTI |
|