Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kalpler, mühürlü

Mühürlü Kalpler

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mühürlü Kalpler






Kur’ân-ı Kerîm’de, çeşitli âyetlerde kalpleri ’ın dâvet ve hidâyetine kapalı kalplerden bahsedilmiştir Bir misal olmak üzere, şu âyet-i kerimeleri nakledebiliriz


“Onlar, sağır, dilsiz ve kördürler Bu sebeple onlar, (hakîkate) dönemezler” (el-Bakara, 18)


“Elbette sen ölülere duyuramazsın! Arkalarını dönüp giderlerken, sağırlara o dâveti işittiremezsin! Sen körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin! Ancak âyetle*rimize inanıp da teslîm olanlara duyurabilirsin!” (en-Neml, 80-81)


Bu âyetlerde zikri geçen ve mânevî olarak hiçbir meziyet taşımayan bu mühürlü kalbler, tamâmen hayvânî bir hayata dalarak dünyâyı sâdece yemek, içmek ve eğlenmek gibi ten planındaki gel-geç heveslerden ibâret görürler Cesetler nasıl ki, toprakta çürüyüp giderse, bu nevî kalbler de inkâr karanlık ve bataklıkları içinde öylece kaybolup giderler Dalâlete (sapıklığa) dûçâr olan bu kalbler, yalnız kendilerini değil, kendilerine yakın olanları da hazîn bir âkıbete sürüklerler


Onlar yaşadıkları hayat ve yönelişleri sebebiyle ’ı unutmuş, da bu isyan ve nisyanlarına mukabil onlara kendilerini unutturmuştur (Bkz: el-Haşr, 19) Artık kalblerindeki bu mühür ve kilitleri açmak, ancak varlığını ve kudretini unuttukları Allâh’a kalmıştır


Diğer taraftan dünya hayatında kal*bi mü*hür*le*nip hi*dâ*yet ka*pı*la*rı*nın kendisine ka*pan*mış bulunduğu kimseleri, zâhiren tanımamız mümkün değildir İç âlemlerini ve kalblerinin derûnunu, sadece Teâlâ bilir Kur’ân-ı Kerîm, böylesi mühürlü kalb sahiplerinin vasıflarını saymış, ancak bu kimseleri isim isim zikretmemiştir


Bu sebeple biz, muhatabımız kim olursa olsun, tebliğ ve dâvete devam etmeliyiz Onların inkârda ısrar etmeleri, bizim tebliğ sorumluluğumuzu düşürmez Yine küfür üzerinde devam etmeleri de bizim tebliğde başarısız olduğumuz mânâsına gelmez Çünkü bizim üzerimize düşen sadece tebliğdir; o tebliğin tesirini halkedecek (yaratacak) olan ise ’tır Nitekim Peygamber Efendimiz Ebû Cehil’e, Ebû Leheb’e ve emsâli azılı kâfirlere, hayatta bulundukları müddetçe tebliğe devam etmiştir İlâhlık iddiasında bulunan Firavun ve Nemrud’a peygamberler gönderilmiş olmasının hikmetlerinden birisi de budur Gerçekten, kimin, ne zaman, hangi vesileyle hidâyete ereceğini ’tan başka kimse bilemez Sonuç olarak bize düşen, elimizden geldiği kadar en güzel şekliyle dinimizi tebliğ etmektir


İnsanların hâli hazırdaki hâlleri de değişkendir Fi*ra*vun’un si*hir*baz*la*rı mi*sâ*li, da*lâ*let üze*re ya*şa*yıp âhir ömür*le*rin*de hi*dâ*ye*te eren*ler ol*du*ğu gi*bi, Kâ*run ve Bel’am bin Ba*ura mi*sâ*li, hi*dâ*yet üze*re yü*rü*yüp, so*nun*da def*te*ri*ni hüs*ran*la ka*pat*mış olan*lar da mev*cuttur Bu yüzden biz, böylelerinin hâlinden ibret almalı, Cenâb-ı Hak’tan iman üzere sabit kadem etmesini niyaz etmeli ve fecî bir âkıbete düşmemek için devamlı sûrette istikamet üzere yaşamalıyız Kalbin taşlaşmasını ve neticede mühürlenmesini engelleyen en büyük reçete, «zikrullah» (’ı hatırlamak)’tır(Bkz: el-Bakara, 74)

[/B]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.