Edep - Haya - İffet |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Edep - Haya - İffet<DIV id=p1 class=metin>Sual: Edebin dinimizdeki yeri nedir? CEVAP Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor Dinimiz, baştan başa edeptir Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu Hazret-i Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı Hadis-i şerifte, (Resulullahın hayası, bakire İslam kızlarının hayasından çoktu) buyuruldu (Buhari) İbni Mübarek hazretleri, (Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam Fakat edepli ile görüşemesem üzülürüm) buyurdu Her zaman her yerde edepli, hayalı olmaya çalışmalıdır! Hadis-i şerifte, (Hayasızlık insanı küfre düşürür) buyuruldu Haya, bir binayı tutan direk gibidir Direksiz binanın durması kolay olmadığı gibi, hayasız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (ü teâlâdan haya edin! ’tan haya eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar) [Tirmizi] (Haya, baştan başa hayırdır) [Müslim] (Her dinin bir ahlakı vardır İslamiyet’in ahlakı da hayadır) [İbni Mace] (Hayasız olan hep kötülük eder) [İbni Mace] (Hayasız olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur) [Deylemi] (Haya ile iman, ikiz kardeştir Biri giderse diğeri de gider) [Ebu Nuaym] (Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, çirkin söz söylemez ve hayasız değildir) [Tirmizi] (Haya imanın nizamıdır Bir şeyin nizamı bozulunca, parçaları da bozulur) [İMaverdi] (Haya imandandır Hayasızın imanı yok demektir) [İbni Hibban] (İnsan, salih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanmalıdır!) [Beyheki] (Hayasızın dini olmaz ve hayasız kişi Cennete giremez) [Deylemi] (İman çıplaktır, süsü haya, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir) [Deylemi] (Haya insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu) [Taberani] (Haya ile iman bir aradadır Biri giderse, öteki de durmaz) [Hakim] Dinimizde hayanın yeri çok mühimdir ü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayasızlık da imanın zayıf olduğuna alamettir Hadis-i şerifte, (Hayanın azlığı küfürdendir) buyuruldu Hayasız kimse, zamanla küfre kadar gidebilir Haya, imanın esasındandır Hayası olan ’tan utandığı için günahtan çekinir İnsanlardan utanmayan ’tan da utanmaz İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayadandır İnsanlardan utananın, ü teâlâdan da utandığı anlaşılır Çünkü hadis-i şerifte, (’tan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor Hayasız olan mürüvvetsiz olur Hazret-i Ebu Bekir, (Hayasız insan, halk içinde çıplak oturan gibidir) buyurdu Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (İman edenler arasında kötülüğün, hayasızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için dünyada da ahirette de elim bir azap vardır) [Nur 19] Kadın erkek ilişkilerinde ve tuvalet için kullanılan kelimeleri aynen söylemek insanlığa uygun değildir, hayayı yok eder ve iyileri gücendirir Böyle kelimeleri söylemek gerekince, açık olarak değil, kinaye olarak söylenir ü teâlânın nimetinde, nimeti vereni görmeli, daima Onun huzurunda olduğunu düşünmeli, mesela otururken, yatarken edebe riayet etmelidir Yerken, içerken, konuşurken, okurken, yazarken ve her çeşit iş yaparken, bütün bunların ü teâlânın kudretiyle yapıldığını, bütün işlerde Onun emrine uyup yasak ettiklerinden sakınmayı düşünmelidir Böyle düşünmek çok üstün bir ibadettir Mahrem konuları edeple sormak lazım Bir kız, mahrem konuları annesine sorar O da bilmezse, annesine, (Babamdan öğren) der Babası da bilmezse, babasının, bilen birisine sorması gerekir Babası yoksa, ağabey, amca, dayı gibi mahrem akrabalarından öğrenir Bunlar da öğrenip bildirmezse, o zaman mektupla veya telefonla, kendinden değil de, (Bir kadının muayyen hâli şu kadar devam edip kesilse, ne gerekir) şeklinde sormak daha uygun olur Bir kadının kocası, bu bilgileri öğrenip hanımına anlatmazsa, kadın, en uygun bir yolla bunları öğrenebilir Bilenlerden bu konuları edep dairesinde sorması ayıp olmaz Hazret-i Esma’nın Peygamber efendimize nasıl gusledileceğini sorarken utanması üzerine, Hazret-i Âişe validemiz, (Ensar kadınları ne iyidir; utanmaları, dinlerini öğrenmekten men etmiyor) buyurdu <FONT size=3>(Buhari) Demek ki, ayıp olur diye kendisine farz olan bilgileri öğrenmemek yanlıştır Peygamber efendimiz, mahrem konuları anlatırken, (ü teâlâ, hakkın anlatılmasından çekinmez) buyurmaktadır (Tirmizi) Aynı anlamda âyet-i kerime de vardır: (ü teâlâ, gerçeği söylemekten çekinmez) [Ahzâb 53] |
|