Dürzî, Dürzîlik |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dürzî, DürzîlikFatımî halifelerinden el-Hâkim biemrillah el-Mansur b el-Aziz billah (385-411/996-1021)'ın veziri Hamza b Ali'nin kurduğu İslâm dışı bâtıl bir mezhep Dürzî, bu mezhebin görüşlerini benimseyen kişi Propagandacı (dâî)* lerinden birisi olan Nuştekîn ed-Dürzî (ö 410/1019)'nin ismine izafetle anılan Dürzîlik, siyasi-itikadî bir mezheptir Şiîliğin İsmailiye* kolundan doğmuştur Altıncı Fâtımî halîfesi el-Hâkim, ulûhiyet (tanrılık) dâvâsında bulunarak mektuplara "bismil-Hâkim er-Rahmanir-Rahim" yazdırıyor, hutbede kendi ismi okunduğunda halkı ayağa kaldırıyordu (Mahmud Es'ad, Tarih-i İslâm, 158) Hâkim, etrafa dâîler göndererek kendi sapık görüşlerinin propagandasını yaptırır ve: "hiç kimsenin kendilerine zarar veremeyeceğini, mezhebe bağlı olanların artık dalâlete düşürülmeyeceklerini" söyler Veziri Hamza b Ali de bu mezhebin imamı olur Bu arada el-Hâkim'in daha önceki dâîlerinden Nuştekin ed-Dürzî (Ânuştekin ed-Derezî) kendisinin imam tayin edilmesi için faaliyet gösterir Fakat aşırı fikirleri halkı isyana sevkeder ve 410 yılında öldürülür Halkın reaksiyonu üzerine bir süre ara verilen propaganda faaliyetine Hamza b Ali yeniden başlar ve etrafa dâîler göndererek birçok taraftar toplar el-Hâkim'in 411/1021 yılında el-Mukattam dağında kaybolması Hamza b Ali'nin de inzivaya çekilmesi üzerine Hamza'nın dördüncü vasisi Ali b Ahmed mezhebin başına geçer Fakat el-Hâkim'in yerine halîfe olan Ali b el-Hâkim, Dürzîleri takiple cezalandırır Bunun üzerine faaliyetlerini gizli olarak sürdürürler Daha sonra tekrar açıktan çalışmaya başlayarak Teym vadisi, Sayda, Beyrut ve Şam'da yayılırlar Dürzîler Haçlı saferlerinde hristiyanlarla işbirliği yaparak müslümanlara karşı savaşmışlardır Günümüzde Lübnan'ın dağlık bölgelerinde, Suriye, Filistin ve Ürdün'de yaşamaktadırlar Lübnan anayaşasına göre özel hakları olan Dürzîlerin Ortadoğu'da siyâsî güçleri olup bugünkü Suriye yönetiminde büyük etkinlikleri vardır (E Ruhi Fığlalı, İtikâdî İslâm Mezhepleri, 169 vd) Dürzîlik, Kur'ân'da "sırat-ı müstakim"* diye adlandırılan "doğru yol"un dışındaki bâtıl yotlardan birisidir Bu bakımdan "İslâm mezhepleri" içinde sayılmaması gerekir Kur'ân-ı Kerim sırat-ı müstakim'in dışına çıkılmaması gerektiğine dair gayet açık olarak birçok âyette hüküm bildirmiştir: "Îşte benim doğru yolu, m bu, ona uyun, (başka) yollara uymayın ki, sizi O'nun yolundan ayırmasın!" (el-En âm, 6/153) Kendilerini gerçek tevhid inancına sahip (Muvahhidun) olarak gören Dürzîlerin hakkında tecessüm ('ı cisim olarak tasvir etme), hulûl (ruhun bir canlıdan başka bir canlıya geçmesi) gibi inançları ve bunların çok karışık yorumları vardır Onlara göre 'ın bir gerçek ulûhiyeti (lahut) bir de beşerî tezahürü (nâsut) vardır kendisini beşer idrakine ancak bir insan şeklinde yani el-Hâkim şeklinde göstermiştir Aksi halde insan 'ı gerçek ulûhiyetiyle tanımaya güç yetiremezdi el-Hâkim'in 'ın beşerî tezâhürü olarak imamet mevkiine oturması ve onun tebliğini üstlenmesi 'ın gerçek tevhididir Dürzî inancına göre bu gerçek tevhide ulaşan kişinin ibadet mükellefiyeti ve buna ihtiyacı da yoktur (Fığlalı, age, 174-175) Görüldüğü gibi bu mezhep mensupları İslâm'ın saf ve temiz tevhid akîdesini, nefs ve hevâlarına tâbi olan akıllarıyla bulandırmışlar, lâyık olmayan sıfatları 'a izafe etmişlerdir Halbuki gerçek tevhid* inancına göre: birdir, Sameddir (herşey varlığını ve bekasını O'na borçludur Herşey O'na muhtaçtır O, hiçbir şeye muhtaç değildir Herşeyin başvuracağı, yardım dileyeceği tek varlık O'dur) Kendisi doğurmamıştır ve (başkası tarafından) doğurulmamıştır Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır" (el İhlâs, 112/1-4) Dürzîliğin, Hamza b Ali tarafından ortaya atılan inanç esasları özetle şöyledir: 1- el-Hâkim bi Emrillah'ı bilmek Onlara göre Hâkim, Hz Muhammed'in şerîatını neshetmiştir 2-Emri tanımak: Bu, yaratıkların en şereflisi olarak kabul edilen Hamza b Ali'dir 3-Hududu tanımak: Bunlar Hamza ile birlikte beş vezirdir 4-Yedi esası bilmek: Bunlar iptal edilen yedi akîde (Kelime-i Şehâdet, namaz, oruç, hac, zekât, cihat ve velâyet) yerine konan yedi vasiyet (vesâya veya hisâl) dir Bu yedi vasiyet: 1-Sözde doğruluk, 2-İman kardeşlerini koruma ve karşılıklı yardım, 3-Önceki ibadetler ve bâtıl inançların tamamını terk, 4-İblîs'i ve bütün şer güçleri tanımama, 5- olarak Hâkim'in birliğine iman, 6-Ne olursa olsun fiillerine sahip olma, 7-Açık veya gizli onun (Hâkim) ilâhî iradesine teslimiyet ve kabut Dürzîlere göre âhiret ve âhiretle ilgili Cennet, Cehennem, Arş, Kürsî, hesap, ceza, mükâfat gibi şeyler hep bu dünyadadır Dînî bakımdan Dürzîler, Akıllılar ve Cahiller olarak ikiye ayrılır Özel kıyafetleri olan akıllıların mezhep esaslarına bağlı olmaları, şehvetlerden kaçınmaları, sigara ve içki içmemeleri, hırsızlık, zina vb kötülükleri yapmamaları gerekir Bunların önderlerine Şeyhu'l-Akl denir Cahillerin dünyevî lezzetleri tatmalarında, refah içinde yaşamalarında bir sakınca yoktur Misafirperverlik, israftan sakınmak, ahlâkî değerlere önem vermek gibi özellikleri bulunan Dürzîler, "İslâm esaslarını hiçe saydıkları ve iman esaslarını da keyfi olarak tahrif ve tağyir ettikleri için" müslüman sayılmazlar |
|