Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
habil, kabil

Habil Ve Kabil

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Habil Ve Kabil



Hz Adem ile Hz Hawa yeryüzünde ayrı ayrı yerlere indirilmişlerdi Uzun zaman birbirlerinden ayrı yaşadılar ü teäläya hep yalvarıp, çokça tövbe ettiler Yüce (cc) tövbelerini kabul edip onlar: Mekke civarında; "ARAFAT" denilen yerde buluşturdu
Hz Adem ile Hz Hawa'nın buluşmalarından sonra, insan nesli süratle çoğalmaya başladı Hawa annemiz her doğumda: biri erkek, biri de kız olmak üzere, ikiz doğuruyordu


İlk doğumdan olan erkek çocuğa Kabil adını vermişlerdi Daha sonraki doğumdan olan erkek çocuğun ismi ise Habil idi Sinirli ve kıskanç bir yapıda olan Kabil, tarla işlerine bahçeye ve ağaçların bakımına yardım ediyordu Kardeşinin aksine yumuşak huylu ve sakin bir çocuk olan Habil ise, hayvanların bakımı işiyle uğraşıyordu Kız kardeşler ise evde annelerine yardım ediyorlardı


Nihayet gençlerin evlenecekleri zaman gelip çatmıştı Kabil ile doğan kız Habil'e, Habil ile doğan kız Kabil'e verilecekti Çünkü, Yüce böyle buyurmuştu
(İnsan neslinin çoğalması için, önceleri kardeşler arasında evlenme yasak edilmemişti Yine de birlikte doğan, kız ve erkek çocuklar birbiriyle evlenemiyor, bir önceki ya da bir sonraki çocuklar birbirleriyle evlenebiliyorlardı Zamanla insanlann çoğalması belli bir seviyeye gelince (Hz Nuh döneminde) bu duruma; yani kardeşlerin birbiriyle evlenmesine bir son verilip bu durum yasaklandı


Habil'in alacağı kız, yani; Aklima, Kabil'in alacağı kızdan daha güzeldi Öteden beri Habil'i kıskanan Kabil bu durumu kabul etmiyordu Hz Adem ile Hz Hawa'nın tüm çabaları sonuç vermemişti Çünkü Kabil bu düşüncesinde oldukça ısrarlıydı Bu nedenle ailede huzur kalmamıştı
Günlerce düşünüp taşındıktan sonra bir çözüm yolu buldular İki kardeş de yüce 'a birer kurban takdim edeceklerdi


ü teälä kimin kurbanını kabul ederse, Aklima'yı o alacaktı Habil kurban için koyunlarından en güzelini seçmişti Yüce 'a ancak böyle iyi bir kurbanı takdim edebilirdi Kabil ise uzun süre düşünüp taşındıktan sonra, kurban olarak bir tutam buğday taktim etmeyi uygun görmüştü
O zamanlarda, Yüce kabul ettigi kurbana bir ateş gönderip onu yakardı Kabul olunmayan kurban ise olduğu gibi kalırdı


Kurban sahibinin ise yüzü kararırdı Bu adet; Benî İsrail zamanına kadar devam etmiş, daha sonra ü teälä tarafından kaldırılmıtı
Her iki kardeş, kurbanlarını götürüp yüksek bir tepede yan yana koymuşlardı Ertesi gün gidip baktıklarında, Habil'in kurbanının yanmış olduğunu gördüler Bunun üzerine kıskançlık duyguları daha da kabaran, Kabil iyice köpürmüş, babası ile annesini suçlamaya başlamıştı

Kurban sahibinin ise yüzü kararırdı Bu adet; Benî İsrail zamanına kadar devam etmiş, daha sonra ü teälä tarafından kaldırılmıştı Her iki kardeş, kurbanlarını götürüp yüksek bir tepede yan yana koymuşlardı Ertesi gün gidip baktıklarında, Habil'in kurbanının yanmış olduğunu gördüler Bunun üzerine kıskançlık duyguları daha da kabaran, Kabil iyice : köpürmüş, babası ile annesini suçlamaya başlamıştı
O gece hiç uyumamıştı Gece boyunca hep Habil'i nasıl öldüreceğini tasarlayıp durmuştu Habil koyunları otlatmak için uzaklara gittiğinde, gizlice peşinden gidip, onu münasip bir yerde kıstıracaktı
Ertesi gün geldiğinde, Habil yine her zamanki gibi, koyunları otlatmak için dağlara çıkmıştı Şeytan ise Kabil ile beraberdi Kabil'e kardeşini öldürmesi için habire uyarılar yapıyordu Kabil bu sese uyarak, gizlice kardeşini takip etmeye başlamıştı


Habil her zamanki yerde hayvanları serbest bırakıp bir ağacın gölgeliğinde istirahate çekilmişti Arkasındaki hışırtı ile, irkilen Habil, geriye döndüğünde ağabeyi Kabil ile göz göze gelmişti Kabil burnundan soluyor, gözlerinden kin ve nefret pırıltıları saçıyordu Habil, Yüce 'ın yardımıyla onun niyetini anlamıştı
- Ey Kabil niyetini anlıyorum Yapmak istediğin Yüce 'ın buyruğuna karşı gelmektir Yemin ederim ki öldürmek için elini bana uzatsan dahi, ben seni öldürmek icin elimi uzatacak değilim


Çünkü ben, kainatın Rabbı olan; 'tan korkarım
Habil, Kabil'den daha güçlü ve kuwetli olduğu halde, ağabeyine karşı gelmek istemiyordu Çünkü o 'tan korkuyordu Onun bu hali Kabil'i dahada öfkelendiriyor kıskançlık damarlarını daha da kabartıyordu Habil'in umursamaz bir tavırla oradan uzaklaşmak istemesi sonucunda hiddete kapılan Kabil, yerden bir taş alıp, kardeşinin kafasına hızla vurdu Canı yanan Habil yere düştükten sonra, yine Kabil'e el kaldırmamıştı

Çünkü ben, kainatın Rabbı olan; 'tan korkarım
Habil, Kabil'den daha güçlü ve kuwetli oldugu halde, ağabeyine karşı gelmek istemiyordu Çünkü o 'tan korkuyordu Onun bu hali Kabil'i dahada öfkelendiriyo kıskançlık damarlarını daha da kabartıyordu Habil'in umursamaz bir tavırla oradan uzaklaşmak istemesi sonucunda hiddete kapılan Kabil, yerden bir taş alıp, kardeşinin kafasına hızla vurdu Canı yanan Habil yere düştükten sonra, yine Kabil'e el kaldırmamıştı

Bunu fırsat bilen, Kabil, elindeki taş ile kardeşi Habil'in kafasına vurmaya devam etti Şeytan galip
gelmişti Kabil'in aklını başından alıp çılgına döndürmüştü bir defa Böylece toprağa düşen ilk kan,
yeryüzündeki ilk cinayetin habercisi olmuştu Habil'in Kabil'e acıyan gözlerle bakması bile Kabil'i
durdurmaya yetmemişti Aldığı darbeler sonucu, Habil ruhunu teslim etmişti

Uzun süre kardeşinin cesedi başından ayrılmayan Kabil, sanki donup kalmıştı Bir türlü hareket edemiyor, ne yapacagını bilemiyordu Deminden beri kendisine yol gösteren, şeytandan, ses seda gelmiyordu artık Ne yapacagını ne edeceğini, bilemeden uzun süre öylece kalakaldı Gün gittikçe çekiliyor, gölgeler ise uzuyordu Panik içindeki Kabil donuk gözlerle etrafı süzüyorken, birden bir karganın gagası ile toprağı eşelediğini farketti

Karga bir müddet, toprağı kazdıktan sonra, yanıbaşındaki karga ölüsünü iterek, açtığı çukura atmış, sonrada toprakla üstünü örtmeye başlamıştı
Yerinden doğrulurken, "Yazıklar olsun, bir karga kadar bile olamadım" diye fısıldayıverdi Hemen, sert bir ağaç parçası bularak, yumuşak toprağı kazmaya başladı Bu sırada Hz Adem ile Hz Hawa, çocuklarının gelmediğini görünce onları aramaya koyulup Habil'in, hayvanları otlattığı yere doğru geliyorlardı


Çocuklanna seslenerek olay yerine doğru ilerleyen, Hz Adem, birden Kabil'in panik içinde kaçtıgını görünce, hızla oraya gitti Yerde kan lekeleri ve örtülmüş toprağı görünce, Habil'in başına gelenleri anladı Gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başladı Kabil'in ardından "Kardeşine ne yaptın" diye bağırıp duruyordu
Korkudan ne yaptığını bilemeyen Kabil kaçmaya devam ediyordu Yeryüzünde şeytana uyan, ilk insan olan Kabil, babasının bedduasını duymuyordu bile


- Ey Kabil hiç bir zaman rahat yüzü görme Sen artık istenmeyen lanetli bir insansın
Üzüntü içinde evine dönen, Hz Adem olup bitenleri güçlükle anlatmıştı ailesine Herkes üzüntüsünden kahrolmuştu Artık kendine yer olmadığını bilen Kabil kız kardeşini de alarak evi terketmişti Kendisinden bir daha da haber alınamadı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.