Prof. Dr. Sinsi
|
**18 - Kehf Suresi
Bismillahirrahmânirrahîm
Mekke döneminde inmiştir 28 âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir 110 âyettir Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen
1 Hamd, kuluna Kitab'ı (Kur'an'ı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah'a mahsustur
2, 3, 4 (Allah onu), katından gelecek şiddetli bir azap ile (inanmayanları) uyarmak, salih ameller işleyen mü'minleri, içlerinde ebedi olarak kalacakları güzel bir mükâfat (cennet) ile müjdelemek ve "Allah bir çocuk edindi" diyenleri de uyarmak için dosdoğru bir kitap kıldı
5 Bu konuda ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur Ne büyük bir söz (bu) ağızlarından çıkan! Onlar ancak yalan söylüyorlar
6 Demek sen, bu söze (Kur'an'a) inanmazlarsa, arkalarından üzülerek âdeta kendini tüketeceksin!
7 İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet yaptık
8 Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak haline getireceğiz
9 Yoksa sen, (sadece) Ashab-ı Kehf ve Ashab-ı Rakîm'i mi bizim ibret verici delillerimizden sandın?
10 Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, "Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır" demişlerdi
11 Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapattık (Onları uyuttuk)
12 Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyi daha iyi hesap ettiğini bilelim
13 Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti Biz de onların hidayetlerini artırmıştık
14, 15 Kalkıp da, "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir Ondan başkasına asla ilah demeyiz Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz Şunlar, şu kavmimiz, ondan başka tanrılar edindiler Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?" dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik
16 (İçlerinden biri şöyle dedi "Madem ki onlardan ve Allah'tan başkasına tapmakta olduklarından yüz çevirip ayrıldınız, o halde mağaraya çekilin ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve içinde bulunduğunuz durumda yararlanacağınız şeyler hazırlasın "
17 (Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler Bu, Allah'ın mucizelerindendir Allah kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın
18 Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın Biz onları sağa sola çeviriyorduk Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış (yatmakta idi ) Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı
19 Böylece biz, birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık İçlerinden biri: "Ne kadar kaldınız"? dedi (Bir kısmı) "Bir gün, ya da bir günden az", dediler (Diğerleri de) şöyle dediler: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir Şimdi siz birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; (şehir halkından) hangisinin yiyeceği daha temiz ve lezzetli ise ondan size bir rızık getirsin Ayrıca, çok nazik davransın (da dikkat çekmesin) ve sizi hiçbir kimseye sakın sezdirmesin "
20 "Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler O zaman da bir daha asla kurtuluşa eremezsiniz "
21 Böylece biz, (insanları) onların halinden haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler Hani onlar (olayın mucizevi tarafını ve asıl hikmetini bırakmışlar da) aralarında onların durumunu tartışıyorlardı (Bazıları), "Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir" dediler Duruma hakim olanlar ise, "Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız" dediler
22 (Ey Muhammed!) Bazıları bilmedikleri şey hakkında atıp tutarak: "Onlar üç kişidirler, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler Yine, "Beş kişidirler, altıncıları köpekleridir" diyecekler Şöyle de diyecekler: "Yedi kişidirler, sekizincileri köpekleridir " De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir Zaten onları pek az kimse bilir O halde onlar hakkında (Kur'an'daki) apaçık tartışma (yı aktarmak) dan başka tartışmaya girme ve bunlar hakkında onlardan hiçbirine bir şey sorma
23 Hiçbir şey hakkında sakın "yarın şunu yapacağım" deme!
24 Ancak, "Allah dilerse yapacağım" de Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır" de
25 Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar Buna dokuz daha eklediler
26 De ki: "Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir Göklerin ve yerin gaybını bilmek O'na aittir O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların, ondan başka hiçbir dostu da yoktur O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez "
27 Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku O'nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur O'ndan başka asla bir sığınak da bulamazsın
28 Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme
29 De ki: "Hak, Rabbinizdendir Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin " Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir
30 Gerçek şu ki iman edip iyi işler yapanlara gelince, elbette biz iyi iş yapanların ecrini zayi etmeyiz
31 İşte onlar için içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır Orada tahtlar üzerine kurularak altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyeceklerdir O ne güzel karşılıktır! Cennet de ne güzel bir yaslanacak yerdir!
32 Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlik koymuştuk
33 Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık
34 Derken onun büyük bir serveti oldu Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki: "Benim malım seninkinden daha çok Adamlardan yana da senden daha üstünüm "
35 Derken kendine zulmederek bağına girdi Şöyle dedi: "Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum "
36 "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum Rabbime döndürülsem bile andolsun bundan daha iyi bir sonuç bulurum "
37 Arkadaşı ona cevap vererek dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla döl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah'ı inkâr mı ediyorsun?"
38 "Fakat O Allah benim Rabbimdir Ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam "
39, 40 "Bağına girdiğinde ‘Mâşaallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır' deseydin ya!![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak haline geliverir "
41 "Ya da suyu çekiliverir de (bırak bir daha bulmayı) artık onu arayamazsın bile "
42 Derken bütün serveti helak edildi (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş haldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini oğuşturuyor ve şöyle diyordu: "Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) "
43 Onun, Allah'tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi
44 İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah'a mahsustur Onun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha hayırlıdır
45 Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgarın savurduğu kuru bir çer çöpe döner Allah, her şey üzerinde kudret sahibidir
46 Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür Baki kalacak salih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır
47 Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günü bir hatırla Biz onları mahşerde toplarız da içlerinden hiçbirini bırakmayız
48 Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna çıkarılırlar Onlara, "Andolsun, sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz Oysa siz, sizin için hesaba çekileceğiniz bir zaman belirlemediğimizi sanmıştınız" denir
49 Kitap ortaya konur Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün "Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!" derler Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez
50 Hani biz meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de İblis'ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı Şimdi siz, beni bırakıp da İblis'i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için birer düşmandırlar Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!
51 Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmiş değilim
52 (Ey Muhammed!) Allah'ın, "Ortağım olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın" diyeceği, onların da çağıracakları, fakat kendilerine (çağırdıklarının) cevap vermeyecekleri ve bizim de aralarına bir uçurum koyacağımız günü hatırla!
53 Suçlular (o gün) ateşi görünce onun içine düşeceklerini iyice anlayacaklar ve ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır
54 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür
55 İnsanlara hidayet geldikten sonra onların inanmalarına ve Rab'lerinden mağfiret dilemelerine, ancak, öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesi, ya da kendilerine azabın göz göre göre gelmesi (yönündeki beklentileri) engel olmuştur
56 Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz İnkar edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar
57 Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar
58 Rabbin, çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir Eğer yaptıkları yüzünden onları (dünyada) cezaya çarptırsaydı, elbette azaplarını çarçabuk verirdi Hayır, onlar için belirlenmiş bir gün vardır ki (o gün gelince) hiçbir kurtuluş çaresi bulamazlar
59 İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Helak edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik
60 Hani Mûsâ beraberindeki gence şöyle demişti: "İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim "
61 Onlar iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti
62 Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ beraberindeki gence "Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük" dedi
63 Genç, "Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti" dedi
64 Mûsâ: "İşte aradığımız bu idi" dedi Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisin geri döndüler
65 Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik
66 Mûsâ ona, "Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?" dedi
67 Adam şöyle dedi: "Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin "
68 "İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?"
69 Mûsâ, "İnşaallah beni sabırlı bulacaksın Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim" dedi
|