Cennetlik Eş |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cennetlik EşCennetlik Eş Genç kızlarımıza sohbetleriyle rehberlik yapan, çoğunun elinden tutan bir okuyucumuzun bir hatırasını aktarmak istiyorum: Stuttgart Waiblingen bölgesinde iki yılı aşkın haftalık çevre sohbetlerinden tanıdığım bir hanım telefonda şöyle ağlıyordu: Hocahanım, bizim burada bir komşu, kızını kaybetti 18 yaşındaydı Gencecik yaşında birden bir ölüverdi Annesi adeta çılgına döndü Sürekli isyanda; Keşke, kızım şöyle şöyle olsa idi de ölmese idi, diye feryat figan ağlıyor Ne olur bir gelseniz onunla siz konuşsanız Sizi az çok tanıyor Size saygısı var, belki sizi dinler Biz ne yapacağımızı şaşırdık Ertesi gün gittim ve beni ölen genç kızın evine götürdüler Evde matem, yas Anne bir köşede hiç durmadan ağlıyor Bir ara, biraz sakinleşince kadın bana şunları anlattı: -Kızım, ben ve babası her sene olduğu gibi geçen sene de memleketimiz İzmir e tatile gittik Evimizin karşısındaki apartmanda bir genç adam oturuyor Terbiyesi, asaleti, giyimi ve duruşu ile kızımın dikkatini çekmiş Bana: -Anne bak! Evlenebileceğim genç, dedi Biz de tanışalım diye bir tanıdığı ile haber gönderdik ve tanıştık Maksadımızı arz ettik Genç adam üniversite okuyan dindar ve kültürlü biri idi Kızıma: -Aramızda kültür farkı var Siz açık gezen bir hanımsınız, bense eşimin tesettürlü ve mazbut bir insan olmasını isterim, deyince kızım; -En kısa zamanda dinimi öğrenecek ve tatbik edeceğim, bana zaman ver, dedi Ertesi yaz buluşmak üzere anlaştılar Kızım ilk iş olarak kendisine dinimizi anlatacak, öğretecek bir yer aradı ve buldu Çok büyük bir gayretle, dinî bilgiler öğreniyor, namazlarını kılıyordu Böylece izin bitti ve Stuttgart a döndük Burada bir göz doktorunun yanında sağlık teknisyeni olarak çalışıyor, iş zamanından arta kalan zamanında da Kur an–ı Kerim i öğrenmek için çok gayret sarf ediyordu Gelirken getirdiği mantoyu ve eşarbı evde giyip; -Anne yakışıyor mu? diyordu Bütün samimiyetiyle İslam ı öğreniyordu Sivaslı bir komşumuz onu oğluna istemiş, o ise ret cevabı vermişti Fakat o, bunu gurur meselesi yapmayarak Kur an ı Kerim i öğrenmek için onlardan yardım istemişti Bir gün, Başım ağrıyor diye doktora gitti Bir şeyin yok demişler Ama baş ağrısı devam ediyordu Göz, kulak ve diş tahlillerinin sonucunda da bir şey bulamamışlardı Ama başının ağrısı da bir türlü geçmek bilmiyordu Bana anlattığına göre, bir gün, evde kimse olmadığı halde, evimize bir genç delikanlı gelip ona kırmızı bir gül getirmiş Ben ahiretten geliyorum, Allah u Teala Hazretleri seni benim kısmetim yazdı, cennette sen benimsin Burada evlenmeyeceksin demiş Baş ağrısı durumu 15 gün sürdü Son çare olarak Şule yi hastaneye tahlil için aldılar Araştırmalar neticesinde hiçbir şey bulamadılar Bir gün hastaneye gittiğimde yattığı odanın penceresinden bakıp bana şöyle dedi: Anne! Cennet ne kadar güzel Döndüm ve baktığı tarafa baktım, gördüğüm sadece park etmiş arabalardı Ama o büyülenmiş gibi mutlu bir şekilde pencereden bakıyordu… Bana dedi ki: Anneciğim, beni yarın saat 800 de götürecekler dedi Çılgına döndüm Babasına koştum, Kızımız ölüyor, yetiş dedim Babası da çaresiz yüzüme baktı Söylediklerine inanmıyorduk; ama yine de endişe ve telaşımız had safhadaydı Ya doğruysa diyordum O gece hiç uyuyamadım Ertesi gün sabah 700 de hastanedeydim Babası koridorda, içeri girmeye dayanamamış, çaresiz ağlıyordu İçeriye girdim Kızım bana şöyle vasiyette bulundu: Anneciğim, ben ölünce sakın ağlama İzmir deki o gence de benden selam söyle, Cenab ı Hak ona mutluluklar versin Ona minnettarım, dinimi öğrenmeme sebep oldu Anne, bu fakir gence maddi yardımda bulun ve onu istediği bir kızla evlendir Hesabımda onun evlenmesi için yeterli miktarda para var Bu arada sık sık saate bakıyordu Sonra büyülenmişçesine; Geldiler dedi Yüzüme baktı, korku ifadesi vardı -Anne, Azrail in ayakları ne kadar büyük dedi, Odanın uzunluğu kadar Babama selam söyle dedi Başını yastığa koydu, kelime i şehadet getirdi ve kızım öldü! Adeta çıldırmıştım Odadan kendimi dışarı attım, Bey dedim Kızımız öldü İkimiz tekrar odaya daldık ama kızımız vefat etmişti Daha sonra bizden istediklerini yerine getirdim Şimdi söyler misiniz, ben bu acıya nasıl dayanırım? Abdullah Aymaz |
|