|
|
Konu Araçları |
istiklal, kanunu, mahkemeleri, sükûn, takriri |
Takrir-İ Sükûn Kanunu Ve İstiklal Mahkemeleri |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Takrir-İ Sükûn Kanunu Ve İstiklal MahkemeleriTakrir-i Sükûn Kanunu ve İstiklal Mahkemeleri Atatürk’ün NUTUK’ta Takrir-i Sükûn Kanunu ve İstiklal Mahkemeleri İle İlgili Açıklamalarından “Politika dünyasında birçok oyunlar görülür Fakat, kutsal bir ülkünün belirtisi olan Cumhuriyet yönetimine karşı, çağdaşlaşmaya karşı, cahillik, bağnazlık ve her türlü düşmanlık ayağa kalktığı zaman; özellikle ilerici ve cumhuriyetçi olanların yeri, gerçek ilerici ve cumhuriyetçi olanların yanıdır; yoksa gericilerin umut ve çalışma kaynağı olan yer değil Ne oldu Baylar? Hükümet ve Meclis olağanüstü tedbirler almayı gerekli gördü Takrir-i Sükûn Kanununu çıkardı İstiklal Mahkemelerini kurdu Ordunun savaşa hazır sekiz – dokuz tümenini, ayaklananları yola getirmek için uzun süre görevlendirdi “Terakkiperver Partisi” denilen zararlı siyasal kuruluşu kapattı Sonunda, doğallıkla Cumhuriyet başarı kazandı Ayaklananlar yok edildi Ama cumhuriyet düşmanları, büyük komplonun bittiğini kabul etmediler Alçakça, son bir girişim yaptılar Bu da İzmir’de düzenlenen cana kıyma girişimidir Cumhuriyet mahkemelerinin ezici eli, bu kez de Cumhuriyeti cana kıyıcıların elinden kurtarmayı başardı Takrir-i Sükun Kanunu TBMM'de Kabul Edilmiştir(1925) Sayın Baylar, durumun ağırlaşması üzerine, hükümetçe olağanüstü önlemler alınması gerektiği yolundaki görüşümüzü ilk belirttiğimiz zaman, bunu iyi karşılamayanlar vardı Takrir-i Sükûn Kanunu ve İstiklal Mahkemelerini zorbalık aracı olarak kullanacağımız düşüncesini ortaya atanlar ve bu düşünceyi aşılamaya çalışanlar oldu Kuşkusuz, zaman ve olaylar, bu tiksinti verici düşünceyi aşılamaya çalışanları, utanacak duruma düşürmüştür Biz, alınan olağanüstü , ama yasaya uygun önlemleri , hiçbir zaman ve hiçbir biçimde , yasa dışına çıkmak için araç olarak kullanmadık, tersine , yurtta dirlik ve düzeni kurmak için uyguladık Biz, o önlemleri, ulusun uygarlaşmasına ve toplumsal gelişmesine yararlı kıldık TBMM Pozantı İstiklal Mahkemesi Baylar, aldığımız olağanüstü önlemlerin uygulanmasına gerekseme kalmadığı görüldükçe, onların uygulanmasından vazgeçilmekte duraksanmamıştır Nitekim İstiklal Mahkemeleri, iş bitince kaldırıldığı gibi, Takrir-i Sükûn Kanunu da, yürürlük süresi sonunda yeniden Büyük Millet Meclisi’nin incelemesine sunuldu Meclis yasanın bir süre daha yürürlükte kalmasını gerekli görmüş ise, kuşkusuz bu, ulusun ve Cumhuriyetin yüksek yararları içindir Yüksek Meclisin, bize zorbalık aracı vermek için bu kararı aldığı düşünebilir mi? Baylar, Takrir- Sükûn Yasasının yürürlükte ve İstiklal Mahkemelerinin çalışmakta bulunduğu süre içinde yapılan işleri göz önüne getirecek olursanız Meclisin ve ulusun güven ve inancın tam yerinde kullanıldığı kendiliğinden anlaşılır Yurtta yapılan büyük ayaklanma ve cana kıyma düzenleri ortadan kaldırarak sağlanan dirlik ve düzenlik, kuşkusuz, kamuyu sevindirmiştir Baylar, tekke ve zaviyelerle türbelerin kapatılması ve bütün tarikatlarla, şeyhlik, dervişlik, müritlik, çelebilik, falcılık, büyücülük, türbe bekçiliği vb gibi birtakım insanların kaldırılması ve yasak edilmesi de Takrir-i Sükûn Yasası yürülükte iken yapılmış işlerdir Bunlarla ilgili yürütüm ve uygulamaların , halkımızın, boş inançlara bağlı, ilkel bir topluluk olmadığını göstermesi bakımından, ne denli gerekli olduğunu çok iyi bilirsiniz Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seytilerin,çalebilerin,babaların,emirlerin arkasından sürüklenen ve alınyazılarını ve canlarını, falcıların, büyücülerin,üfürükçülerin,muskacıların ellerine bırakan insanlardan meydana gelmiş bir topluluğa, uygar bir ulus gözüyle bakılabilir mi? Ulusumuzun gerçek niteliğini, yanlış bir yolda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş olan bu gibi adamların ve kuramların, Yeni Türkiye Devleti’nde, Türk Cumhuriyeti’nde daha da çalışmalarına göz yummalı mıydı? Buna önem vermemek, ilerleme ve yenileşme adına, en büyük ve düzeltilemez bir yanılgı olmaz mıydı? İşte biz, Takrir-i Sükûn Yasasının yürürlükte oluşundan yararlandıksa, bu tarihsel yanılgıyı işlememek için; ulusumuzun alnını, olduğu gibi açık ve temiz göstermek için; ulusumuzun bağnaz ve ortaçağ anlayışı olmadığını kanıtlamak için yararlandık Rize İstiklal Mahkemesi (1926) Sayın Baylar, sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür Bunda, ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım Baylar, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım” MKemal Atatürk |
|