Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkün, mektupları, şiirleri

Atatürk'ün Mektupları Ve Şiirleri

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Mektupları Ve Şiirleri



Atatürk'ün Mektupları



"Atatürk'ün Özel Mektupları", ilk kez Sadi Borak tarafından derlenmiştir 1961 yılında ilk başımı yapılan eser, kısa sürede tükenmiş, 1970'te ikinci ve 1980'de üçüncü başımı yapılmıştır İlk başımı 42, ikinci başımı ise 80 mektubu kapsayan eser, üçüncü ve elinizdeki dördüncü başımında 157 mektubu içermektedir

Atatürk 'ün bu mektupları, yaşadığı dönemin ve içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal olayların birer aynası gibidir Ayrıca Atatürk'ü tüm yanlarıyla bu mektuplarda bulmak da mümkündür: Sevgileri, tutkuları, hatta kıskançlıklarıyla Mektuplar, tarihimiz ve Atatürk'ün biyografisiyle ilgili birçok materyalı de içermektedir Bu eserde yer alan mektuplar, öyküleriyle birlikte birçok olayı aydınlığa kavuşturmaktadır Yakın tarihimizin kimi olayları belge ve bilgi yetersizliği nedeniyle tarihimize yanlış olarak yansımıştır Kimi olaylar da aynı nedenle birtakım gerçek dışı varsayımlar üzerine kurulmuştur Bunlar arasında kasıtlı olarak saptırılan olaylar da vardır: Fevzi Çakmak'in Anadolu'ya geçışı, Sovyet yöneticileriyle yazışmalar, Ardahan Milletvekili Hilmi ve Ali Galip olayları vs

"Atatürk'ün Özel Mektupları", yakın tarihimizin bilinmeyen ya da az bilinen kimi olayların açikliga kavuşturmuş olması bakımından her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt niteliğindedir


Atatürk ve Zübeyde Hanım



Zübeyde Hanıma Mektubu ( 1 Ağustos 1920 )


Muhterem valideciğim,

İstanbul'dan ayrılışımdan beri sizlere ancak birkaç telgraftan başka bir şey yazamadım Bu sebeple büyük merak içinde kaldığınızı tahmin ediyorum Bilhassa, hakkımda ötekinden berikinden ve gerek gazetelerden işittiğiniz tamam olmayan haberler şüphesiz merakınızı artırmıştır Şimdi vereceğim bilgilerle tahmin olacağınız için endişe duyacak hiçbir şey yoktur

Biliyorsunuz ki İstanbul'da iken yabancı devletler, devleti ve ulusu fevkalade sıkıştırmakta ve millete hizmet edebilecek ne kadar adamımız varsa hepsini hapis ve tevkifle, bir kısmını da Malta'ya sürerek herkesi sıkıntıya sokmakta pek ileri gidiyorlardı Bana nasılsa ilişmemişlerdi Fakat 3 Ordu Müfettişi olarak Samsun'a ayak basar basmaz İngilizler benden şüphelendiler, Hükümete benim gidiş nedenimi sordular

Nihayet İstanbul'a çağırılmamı istediler, bunda ısrar ettiler Hükümette beni kandırarak İstanbul'a gelmemi ve İngilizlere teslim olmamı sağlamak istedi Bunun derhal farkına vardım Tabiatıyla kendi ayağımla gidip esir olmam doğru değildi Padişahımıza gerçek durumu yazdım ve gelemeyeceğimi bildirdim Zatı şahanede önce uygun buldu Fakat daha sonra İngilizlerin baskısı artmıştı Sonunda O'da İstanbul'a dönmemi emretti

Bu suretle artık resmi görevimde kalmaya imkan görmediğim gibi askerliğimi sürdürdükçe de İngilizlerin ve hükümetin hakkımdaki ısrarına karşı duyulamayacaktı Bir taraftan da bütün Anadolu halkı, tüm ulus, hakkımda büyük bir sevgi ve güven gösterdi, "seni bırakmayız" dediler Gerçekte vatan ve milletimizi kurtarabilmek için tek çare, askerliği bırakıp serbest olarak milletin başına geçmek ve milleti tek vücut bir hale getirmekle doğacak kudret ve ulusal gücü kullanmaktan başka çare yoktu Bende öyle yaptım Elhamdülillah başarılı oluyorum Pek yakında elle tutulur sonucu bütün dünya görecektir Ben bu suretle hareket edince İngilizler derhal yalvarmaya başladı Ve beni kazanmaya çalıştı Ve bütün suçu bizim hükümete attılar Gerçekten hükümette benimle uğraşmak istedi Fakat gücü buna yetmedi ve yetemez

1-Daha bir zaman bu şekilde Anadolu içinde çalışmakla her şey hallolacaktır Yakında Millet Meclisi toplanacak ve meşru bir hükümet iktidara gelecektir Bende ihtimal o zaman İstanbul'a geleceğim Sıhhat ve afiyetteyim, katiyen hiç merak etmeyiniz

2-Salih Bey (Salih Fansa) Fuat Beyden alacağını aldı mı? Bunu bilgi almak bakımından soruyorum Yoksa her ne olursa olsun, elhamdülillah hiç önemi yoktur Siz müsterih olunuz ve bir sıkıntınız olursa derhal bana bildiriniz

3-Bu mektubu getirecek olan "" size benim hakkımda istediğiniz kadar bilgi verecektir Kendisiyle bana bazı elbiselerimi gönderiniz

4-Hemşiremin sıhhati nasıldır Eve herhangi bir taraftan saldırıda bulunuldu mu? Hala orada mısınız? Çocuklar ne yapıyor, büyüdüler mi?

5- Salih(Fansa) Beyle Madam Salih Bey inşallah sıhhat ve afiyettedirler Ben kendilerini daima yad ediyorum Madamın benim hakkımda bir rüyası vardı Galiba o çıkacaktır İnşallah yakında sevinç içinde görüşeceğiz

6-Ben, birkaç güne kadar bir kongre için Sivas'a gideceğim Tekrar Erzurum'a döneceğim Tekrar ediyorum: Her işittiğinize önem vermeyiniz Pekala bilirsiniz ki ben, yaptığımı bilirim Netice görmeseydim başlamazdım

Saygı ile ellerinizden, hemşiremin gözlerinden öperim

M Kemal








Atatürk ve İsmet İnönü





İsmet İnönü’ye Mektubu ( 12 Haziran 1937 )



Başvekil İsmet İnönü'ye,

Hatırlarsınız, Türk köylüsünün, Türk'ün efendisi olduğunu söylediğim zamanı Ben o efendinin arzu ve iradesi altında senelerden beri çalışmış olan bir hadimim (hizmetkarım) Şimdi beni çok heyecana getiren hadise, Türk köylüsüne nacizane de olsa ufak bir vazife yapmış olduğumdur Milletin yüksek mümessiller heyeti bunu iyi görmüş ve kabul etmişlerse benim için ne unutulmaz bir saadet hatırasını bana vermişlerdir Bundan dolayı çok yüksek zevkle millet, memleket ve Cumhuriyet Hükümetine yapmaya mecbur olduğum vazifelerden en basiti karşısında gösterilmiş olan teveccühten, takdirden ne kadar mütehassis olduğumu ifadeye muktedir değilim

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk Milletine canımı vereceğim

Kemal Atatürk






Atatürk ve Salih Bozok



Salih Bozok’a Mektupları




Trablusgarp muharebesi sırasında Sofya dan yazdığı mektup

Urla tahaffuzhanesinden Rus vapurundan ( 4 Ekim 1911 )


"Bilirsin ki Trablusgarp meselesinin ortaya çıktığından beri oraya gitmek teşebbüsünden geri durulmadı Bir defa Şam vapurunda üç gece kalındıktan sonra döndürüldük Ondan sonra Mısır ve Tunus yolu ile gitmeye teşebbüs ettik

Harbiye Nazırı, ümit kestiği için vazgeçirtildi Bir defa Ömer Naci ve daha iki kişi ile Mısır üzerinden hedefe yürümek üzere (2 Ekim 1911) İstanbul'dan hareket olundu Harbiye Nazırı da ister istemez muvafakat etti Lüzum ve fayda görürsem bazı arkadaşları isteyeceğim Şimdilik temin edilecek noktalar var Benim nerede olduğumu duyurmayın Daha bir müddet için validemi dahi haberdar etmeyin Ara sıra benim tarafımdan İstanbul'dan mektup gönderin

Eyüp Sabri sizi görecek Ona ilmühaberlerim ve borçlarım hakkında malumat verdim Ruşen ve Necati beylere gizlice söyleyin, ilmühaberlerimin Beşinci Kolordu idaresinde kalması ve maaş tahsisatımdan borçlarım ödenmekle beraber kalanın valideme verilmesi lazımdır Bunu Harbiye Nazırı da yazacak, unutmazsa!

Senin vasıtanla valideme verilmek üzere Kerim Beye (Abdülkerim Paşa) kırk lira bıraktım

Mısır'a vardıktan sonra sana malumat ve adres vereceğim Sen de bana yazarsın Şayet sen bir tarafa gidersen senin namına mektupları alacak ve açacak bir arkadaş tayin edersin

Arkadaşlar ne alemdedir? Vatanı kurtarmak için şimdiye kadar olduğundan ziyade gayret ve fedakarlık elzemdir Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz

Faydalı sohbetlerinizde bulunamadığıma üzgünüm Beni unutmayın Alaydaki arkadaşlara çok selam Beraber yaptığımız talim programını takipten çok güzel neticeler alınır Yorulmasınlar, eski tembellikle hiçbir şey olmaz Başka kağıdım yok, Nuri'ye ayrıca mektup yazamayacağım İstersen bu mektubu aynen gönder veyahut bahisle bir mektup yaz ve o kıymetli kardeşimize de ki "Benim için hatırası kalp ve vicdanımdan bir an çıkamayan bir öz kardeş varsa Nuri'dir" Bu müzlim seferi onunla beraber yapmak isterdim Allah nasip ederse mücadele sahasında birleşiriz Eğer mukadderse ahirette kavuşuruz

Salih, senin de gözlerinden öperim Kalbinin vefasına vicdanının saffet ve nezaketine şükran borçluyum İstanbul'da kalan kerim Bey'e mektup yazın O zavallı oradaki mücadelede yalnız kaldı Mektuplarınız ona kalp kuvveti verir Allahaısmarladık

M Kemal

* * * * *


Ayın-ı Mansur Karargahından ( 25-26 Nisan 1912 / Gece Saat 6 )

"Mektuplarınız da, gazetelerde bize ait hislerinizi tasvir eden satırları okuduğum zamanlar kalbimin pek derin hislerle çarptığını duyuyorum Birkaç kardeşinizin Akdeniz'i aşarak, çöllerde uzun mesafeler alarak donanmasına dayanan düşmanın karşısına çıkması ve buradaki vatandaşları kucaklayarak, düşmanı sahile hapsetmesi şüphesiz sizi memnun eder Fakat biz vatana borçlu olduğumuz fedakarlık derecesini düşündükçe bugüne kadar yapılan, hizmeti pek küçük buluyoruz

Bilirsin ben, askerliğin her şeyden ziyade sanatkarlığını severim Burada sanatın tüm icraatını tatbik edecek kadar zamana ve bu zamanın doğuracağı vesait ve vesilelere malik olunursa, işte o zaman milletin arzusuna uygun bir hizmet yapmış olacağız

Ah Salih, Allah bilir, hayatımın bugüne kadar orduya faydalı bir uzuv olabilmekten başka vicdani bir emel edinmedim Çünkü vatanın muhafazası, milletin saadeti için her şeyden evvel ordumuzun, eski Türk ordusu olduğunu dünyaya bir daha ispat lüzumuna çoktan kani idim Bu kanaate ait emellerimin şiddeti ihtimal beni pek ziyade ifratperver göstermişti Fakat zaman, saf ve nezih dimağlardan doğan fikri hakikatleri-kabulünden çekinilse dahi-tatbik ettirir

Bu gece Derne kuvvetlerimizin bütün kumandanları ve zabitleriyle bir müsamere yapmıştık Bu satırları çadırıma dönüşümde yazıyorum Bu güzel kalbi, kahraman bakışlı arkadaşlarımın, bu küçük rütbeli fakat düşmanı titreten büyük kumandanların samimi nazarlarında vatan için ölmek iştiyakını okuyordum

Bu okuyuş, dimağımda sizin, bütün Makedonya muhitinde tanıdığım arkadaşların, bütün ordumuzun kahraman evlatlarının hatırasını canlandırdı Kalbimde büyük bir sevinç ve gurur hasıl oldu Arkadaşlarıma dedim ki: "Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır" Çünkü kendi selametini, kendi saadetini, memleketin ve milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur

Cümlenize selam ederim kardeşim

M Kemal
Derne Osmanlı Kuvvetleri Kumandanı







Atatürk ve Ali Fuat Paşa



Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’ya Mektubu ( 231 1918 )


"Kardeşim,

Sina Cephesinde başlayan Filistin askeri harekatının kan ve heyecanla dolu safhalarında kader icabı defedilemeyen felaketli günlerin tevalisinde ibraz buyurduğunuz cesaret ve askeri kudrete, resmi ve muhtelif membaların raporlarına dayanarak harekatı takibim sırasında vakıf olmuştum Sonradan gelen zabitlerden dahi şifahen malümat almıştım En nihayet yüksek hizmetlerinizin mirlivalığa terfiinizle resmen teyit ve ilan edildiğini işitmekle mübahi oldum Suret-i mahsusa da tebrik ve bu rütbede dahi vatanımızı kurtarmak uğrunda parlak muvaffakiyetlere mazhariyetinizi temenni ederim

Falkenhayn Paşa ile Sina harekatına dair ilk karar ve tedbirlerde ve sevk-u idare noktasında bugün vaki, o gün için bir tasavvurdan ibaret olan feci hakikatleri devlet ricalimize de kabul ettirmek ve ona göre sevk-ı tedbire muvaffak olmak mümkün olamaması yüzünden Yedinci Orduyu ve ondan sonra verilen İkinci Orduyu kabul etmeyip İstanbul'a gelmiş olduğumu duymuşunuzdur Burada pek aksi olarak rahatsızlıktan baş alamıyorum Veliaht Hazretleriyle Almanya seyahatine yataktan kalkıp gittim

Yirmi gün seyahat esnasında bir şey yok, tam avdette trende yeniden hastalandım Bir aydır yine yataktayım Birinci ve Beşinci ordulardan Liman Paşanın idaresinde bir grup teşkili tekarrur etti Bana Beşinci veya Esat Paşa ile becayiş suretiyle Birinci Ordu kumandanlıklarından birini teklif ettiler Ben Beşinci Orduyu tercih ve kabul ettim Fakat icraat gecikti

Bu mektubu eski arkadaşım ordunuz Sıhhiye Reisi Hüseyin Beyin hareketinden istifade ederek yazabiliyorum Gözlerinizden öper ve inşallah bundan sonrada İngilizlerin geri çekilişiyle neticelenen muvaffakiyetlerinizi işitmekle mesut olurum kardeşim"

M Kemal


Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürk'ün Mektupları Ve Şiirleri

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Mektupları Ve Şiirleri



Atatürk ve Fahrettin Altay







Miralay Fahrettin(Altay) Bey’e Mektubu ( Sivas 8 Aralık 1919 )


Muhterem kardeşim,

Şemsettin Beyden sonra Hüseyin Beyin de Sivas'a gönderilmesi suretiyle kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmek hususunda ishar buyurulan samimiyete teşekkürlerimi arz eylerim, Şemseddin Bey son günlerin geciktirdiği müzakere ve kararlar hakkında siz biraderlerine malümat arz eylemiştir

Hüseyin Beyde Suriye ve Ermenistan Fevkalade Komiseri iken İstanbul yolu ile Paris sulh konferansına giden François George Piqueau'nun Heyet-i Temsiliye'ye katılmak üzere Sivas'a gelmesindeki sebebi izah edecektir Bu buluşmaya ait bir hülasa şifre ile takdim edildiği gibi bir sureti de Hüseyin Beyle takdim edilmiştir İtalya'nın İstanbul Fevkalade Komiseri Mösyö Malis evvelce bazı mütalaalarını mektupla bildirdiği gibi bu defa da Sivas'a hususi bir memur göndererek iki taraf için bir anlaşma zemini araştırmaya başlamıştır İngilizlerin Erzurum Kars havalisindeyken tanıştığımız ve sonradan Harbiye Nazırlarının daveti üzerine Londra'ya giden Kaymakam Rovlson bu defa İstanbul'a dönmüş ve görüşmek üzere Sivas'a gelmek istediğini Trabzon'daki mümessilleri vasıtasıyla bildirmiştir Rovlson Londra'ya hareket edeceği sırada Erzurum'da veda etmek üzere görüşmüş ve "avdetimde daha müsait şartlar dahilinde görüşebileceğimizi ümit ederim" demişti İstanbul umumiyetle Şarkta İngiliz siyasi memurlarının Türkleri tanımakta ve Trakya hakkında takip ettikleri siyasette yanlış yola gittiklerini ve bunda İstanbul muhiti ile Osmanlı Hükümet merkezinin zararlı amil olduklarını ilave etmişti

Amerika Tahkikat Heyeti Reisi General Harbord ile Sivas'ta uzun uzadıya vuku bulmuş olan görüşmemizde müşarünileyhin ve Şarkta bulunan bütün Amerikalıların lehimizde olduğu anlaşılmış ve sonradan alınan mevsuk malümattan Harbord raporunun lehimizde yazıldığı anlaşılmıştır Yalnız, Amerika ahalisi senelerden beri aleyhimizde işittikleri propagandanın tesirinden kolaylıkla kurtulamayacakları itiraf olunmuştur

Avrupalıların Türkiye hakkındaki niyetleri memleketimiz üzerinde azami derecede ve daimi emin bir surette menfaatlerinin temini merkezindedir Menfaatlerine uygun zemini hazırlamak ve temin etmek için dayanmak istedikleri sebep ve bahaneler: Osmanlı Hükümetinin aczi ve azınlıkların korunması için teminat

Toplanacak olan Meclisi Mebusan, millete dayanır, vakur ve azimli bir vaziyet alırsa, millet ve vekillerine cidden mesnet olabilecek tam birlik gösterirse, mahvolmaktan kurtulabileceğimize emniyetim vardır

Milletimizi mevcut ters ve zararlı cereyanlar arasında kuvvetli bir bütün halinde tutabilmek her şeyden evvel zat-ı biraderleri gibi kıymetli hamiyetli kumandan arkadaşlarımızın himmet ve fedakarlıklarına bağlıdır

Mülkiye memurlarının başında bulunanlarının ekseriya mütelevvin olduklarını tecrübe göstermiştir İşlerinde en hamiyetli olanlar bile daima askeri kumandanlara uymaktan başka bir şey yapmamışlardır

Teşekküre ve hamde şayandır ki bugün istisnasız tekmil kolordu kumandanları arkadaşlarımız büyük bir iyi niyetle kurtuluşu noktasında fikirlerini birleştirmiş ve milleti müşekkel bir hale getirmek için alicenabane ve azimkarane bir surette çalışmaktadırlar

Benim ve elyevm beraber bulunan Rauf Bey, Bekir Sami Bey gibi arkadaşlarımızın pek dikkatli olarak çalıştığımız esaslı nokta, bütün mesaimizin, arkadaşlarımızın düşüncelerine mutabık ve milli umumi efrarın muhassalasına uygun olmasıdır

Buna rağmen Hüseyin Beyin, yolda bazı kimselerden bizim hiçbir vakit hatır ve hayalimizden geçmemiş ve geçmeyecek olan zararlı fikirler propaganda edildiğini söylemesi cidden teessürümüzü mucip oldu

Mesela, diktatörlük gibi Bu fikrin ne kadar manasız olduğu izan erbabınca kolaylıkla takdir olunur Bir de bu hususta zerre kadar şüphe ve tereddüte düşen namus ve hasiyet erbabı için Heyet-i Temsiliyeye fiilen dahil olarak işbirliği etmek ve davranışları kontrol etmek daima mümkündür

İstanbul'da bulunan yüksek zevatın serbest olanları, Ahmet İzzet Paşa vesaireyi devam ettim Fakat bu gibiler hayatını tehlikeye koymak istemez, huzur ve rahatını feda edemezse ne yapılır?

Memleket ve milletin içinde bulunduğu elim şartlar, sonumuz hakkındaki karanlık ihtimaller bir an vicdan huzuru ile dönüşülecek olursa milli vahdeti, çalışmamızdaki ahengi bozacak ve kıl-ü kale sebebiyet verenler hakkında ne hüküm verilmek lazım geleceği kendi kendine anlaşılır

Heyeti temsiliye yakında Kayseri, Kırşehir üzerinden Ankara'ya ve oradan da Eskişehir yakınında Seydigazi'ye gidecektir Bu intikali henüz mahrem tutmaktayız Maksat, Eskişehir'den temin olunacak mebusların toplanmasına temas edebilmektir Oraya intikal edecek Heyeti Temsiliye'ye, yeniden her liva mebuslarından Heyeti Temsiliye azası olarak davet olunacak birer mümessil ile takviye olunacaktır Muvakkat bir toplantı ve kısa bir fikir danışmasından sonra Heyeti Temsiliye bir kısım azasıyla orada kalacak, geri kalanlar İstanbul'a gidecektir Oralara geldiğimizde yakınlığı hasebiyle zat-ı ali-i biraderleriyle de müşerref olmayı temenni ederim

Refet kendiliğinden İstanbul'a gidivermiş Cephenin bir an evvel deruhtesi hakkındaki bildirileri üzerine kendisine yazdım, hatta habersiz İstanbul'a gidişini biraz da tenkit ettim

Hürmetle gözlerinizden öper ve diğer arkadaşların selam ve muhabbetlerini takdim ederim kardeşim"

M Kemal




Atatürk ve Afet İnan







Afet İnan’a Mektubu ( Saravona yatı 1461938 )


Afet,

H R Soyak ile, benden mektup beklediğini bildirmiştin Arzun her gün hatırımdadır Şifahen Celal'e (Üner) telefonla bildirmek üzere söylemekteyim Ancak henüz kendim bir şey tespit edemedim

Vazifem şudur: Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış, ilerlemiştir Vakitsiz ayağa kalkmak, yürümek hususiyetiyle burunda yapılan atuşman üzerine gelen kusma neticesi, yapılan istirahatleri hiçe indirmiştir İstanbul'a gelince, Hükümet reyimi almaya lüzum görmeksizin Fissenger'yi getirtti Yeniden tetkik, muayene yapıldık Karaciğeri eski halinden farksız ve karnı birkaç kiloluk birikmiş su ve gaz dolayısıyla şişkin ve defigüre bir halde buldular Şimdilik Temmuz on beşe kadar yeni tiretman ve yeni rejim altında repo apsolüyü (Kesin istirahati) zaruri buldular Bunun esası da yatak ve şezlong istirahatidir Bu müddet sonunda Fissenger tekrar gelecektir Umumi ahvalim iyidir Tamamen iadeli afiyet ümit ve va'di kuvvetlidir Senin için asla merakı ve endişeyi mucip olmamalıdır Serinkanlılıkla imtihanlarını vererek muvaffakiyetle dönmeni bekler ve muhabbetle gözlerinden öperim

İkamet için Savarona'yı tercih ettiler Yat şimdilik saray karşısında demirlidir

Malümun olan devlet işleri için Başbakan ve diğer bakanlar sık sık gelip yatta misafir olmaktadırlar

Nutuk'unu Şükrü Kaya Türkçeye çevirmektedir Matbuata verilecektir

K Atatürk






Atatürk ve Sabiha Gökçen







Sabiha Gökçen’e mektubu ( Ankara 2961929 )


Sabiha'ya

Sanatoryumdan mektubu da aldım Oradaki hayat ve bakımdan hoşnut olduğundan ve doktorların tavsiyelerini çok itina ile takip ettiğinden pek memnun oldum Aldığımız raporlardan anladığımıza göre esasen hastalığın o kadar mühim değildir Sıhhat ve rahatına bildiğin gibi itinada devam edersen az zamanda tamamıyla iyileşeceğin şüphesizdir

Vücudunda her gün topluluğa doğru olacağına şüphe olmayan değişikliği anlamak üzere ara sıra kilonu bildirmekle beraber fotoğraflarını da gönder

Gözlerinden öperim
Gazi M Kemal
* * * * *


Dolmabahçe1581929

Kızım Sabiha'ya,

Sıhhatiniz hakkındaki mektubuna memnun oldum "Zemering"ten istifade etmeni temenni ederim

Gözlerinden öperim

Gazi M Kemal






Kurtdereli Mehmet Pehlivan







Kurtdereli’ye Mektubu ( 12 Kasım 1931 Salı )


Kurtdereli Mehmet Pehlivan,

Seni, cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivanı tanıdım Parlak muvaffakiyetlerinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim:

"Ben her güreşte arkamda Türk Milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm"

Ben, dediğini en az yaptıkların kadar beğendim Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğunu anlarsın

Gazi M Kemal

Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürk'ün Mektupları Ve Şiirleri

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Mektupları Ve Şiirleri



Atatürk'ün Şiirleri


* * * * *



Bir Askerin Mezarına

Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken
Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt
İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir
Asker yatıyor
Onun hâbı istirahate çekildiği şu
Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler
Kadınlar dümü rizi mâtem oldular İhtiyarlar
Nâle eylediler, çocuklar ağladılar
Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin
Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,
Olunmuştur İşte orası o kahramanı muhteremin
Câyi istirahatidir Ne mutlu ki, hâki pâye vatan
Ona nâilini intizar olmuş!

Mustafa Kemal
Harbiye talebesi iken yazmıştır






Hakikat Nerede?

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin

Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Hakikat nerede?

Mustafa Kemal






Beşike Hadisesi için

Çıkıyor gönüllere istimdadı
Sâmiamda vatanın feryâdı
Çıkıyor gönüllere istimdadı
Yaralı bir ananın evlâdı
Etmesin mi anaya imdadı?

Rumeli can veriyor yok mu ilaç
Edelim sıhhatini istimzaç;
Etmeyelim kimseyi izaç?

Zırhlılar her yeri tehdit ediyor,
Makedonya bunu tes'it ediyor
İnkırazı bize teyit ediyor

Yemenin purişi malumu cihan
Ne için eyledi millet isyân?
Zulme ister mi bu yoldan burhan
Turuşkalar bile aldı meydan

Hani kânun-u adaâlet nerede?
Mülk-ü millette himâye saadet nerede?
Haricen mülk-ü himaye nerede?
Bizde evvelki şecaat nerede?

Gelse Ertuğrul şöhret-i pervas
Eder elbette tahayyür ibraz
Vatanın feyzine kâdir olamaz
Yeniden fethine verseydi cevâz

Yıldırım görse şu ahvâlimizi
Ateş kahrı yakar hâlimizi,
Af eder mi bizim efâlimizi,
Mahveder cumle-i emsâlimizi,

Ey büyük Fâtih'i İstanbul'un
Bu revş olmadı mı makbulün
Sây ile toplanılan mahsulün
Berhava oldu fakat meçhulün

Yazık oldu Vatana âh yazık
Her ağızdan çıkıyor: Eyvâh yazık!
Acısın bizlere, âh yazık!

Mustafa Kemal

Sinop 25 Kânunu Evvel 321 (1905)






Hayat Serenadı

Atatürk 'ün Salih Bozok'a yazdığı mektuptan :

"Bir Fransız şairi hayatı şöyle tarif ediyor :

Hayat kısadır,
Biraz hayal,
Biraz aşk
Ve sonra Allahaısmarladık

Diğeri de :
Hayat boştur
Biraz kin,






Kasidei İstibdat Yahut Kırmızı İzler

Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus,
Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi,
Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus
Efkârı sakimane ile âleme karşı
Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit,
Âmali harisanesini eyledi tezyit
Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur,
Tırnaklarını aileler kalbine saplar;
Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar,
Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur
Birçoklarımız mahpes-ü menfada süründük
Ey gazii mecruhu vega dideye döndük
Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail,
Ey enmilei sürbu cinayata delâil
Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr,
Ey katili şübbanı vatan, katili ahrar,
Ey varlığı bir millet için bâdii zillet
Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet,
Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur,
Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur
Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler
Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler
Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken
Âtimizi dendanı harisin kemirirken
Bir gün Rumeli dağları envara boyandı;
Hürriyetin enfası ile herkes uyandı

Mustafa Kemal

Şanlı Ordu Gazetesi: 24 Kasım 1908



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.