Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allahın, esama’ülhüsna, esmai, faziletleri, güzel, hüsna, ile, ismi, yapmanın, zikir

Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri




Allah’ın (cc) doksan dokuz güzel ismini ezberleme isteği bende ilk kez üniversite yıllarında uyandı O zamanlar Kuran-ı Kerim’i yanımdan hiç ayırmazdım Devamlı okurdum Ders çalışma aralarında da okur, kendimi bu yolla da dinlendirirdim Ayetlerin içinde ve sonunda geçen Allah’ın (cc) güzel isimleri çok dikkatimi çekerdi Surelerin ve ayetlerin özetlerinin, daha doğrusu tek kelimeye indirgenmiş biçimlerinin bu güzel isimlerde gizli olduğunu görürdüm Kuran-ı Kerim’in sırrının bu güzel isimlerde olduğunu düşünürdüm Allah’ın (cc) güzel isimleri ile ilgili şu hadis-i şerif de o zaman ilgimi çekmişti: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır Kim bunları sayarsa cennete girer” Bu hadis-i şerif uyarınca ben de peygamberimizin müjdesine nail olanlardan olmak istedim Bir arkadaşımdan hemen bu güzel isimleri bana bir kâğıda yazıp vermesini rica ettim Dediğimi yaptı Ama ezberim kuvvetli olmasına rağmen bir türlü bu güzel isimleri hafızama tam olarak yerleştiremedim Bir süre sonra bunları ezberleme hevesi de bende söndü Aradan on üç yıl geçtikten sonra bu arzu bende yeniden uyandı Herhalde tövbe ve zikir nimetine erdiğimden olacak, bu sefer bu güzel isimleri çok kısa bir zamanda hemen ezberledim

Allah’ın (cc) güzel isimlerini sabah namazını kıldıktan sonra tespihle ezberden hızlı bir biçimde sayıyorum Eğer yanlışlık yaparsam -her otuz üçe geldiğimde hangi isme ulaşmam gerektiğiyle bunu biliyorum- ilgili otuz üçün başında birkaç kez “estağfurullah” diyerek yeniden çekiyorum Yanılma çok ender oluyor Sonra bu nimeti bana verdiği için aynı hızla doksan dokuz kere “elhamdülillah” diyerek tespihi tamamlıyorum Sayma işi bir iki dakika bile sürmüyor Tabii bu sırada her güzel ismin anlamını bilerek çekiyorum, ama üzerlerinde düşünmek olanağı bulamıyorum Yalnız bu sayede yaşamımda her varlık, olay ve olguda Allah’ın (cc) güzel isimleri üzerinde düşünmek gibi bir alışkanlık, daha doğrusu bir yaşam biçimi kazandım Bu da imanımı her gün daha da güçlendirmektedir Allah’ı (cc) ezberlediğim bu güzel isimler sayesinde daha iyi tanıdığımı, tanıyacağımı düşünmekteyim

Hadis-i şerifin müjdesine ahirette eremesem bile Allah’ın (cc) bu güzel isimlerini ezberlemekle dünyada iken bile çok şey kazandığımı, kazanacağımı sezmekteyim Bunun yaşamımın daha erken bir evresinde gerçekleşmediğine her zaman hayıflanmaktayım Çünkü Allah’ı (cc) tanımak, imanın yakinleşmesini gerçekleştirmektedir İman ise, kalbe huzur ve mutluluk vermektedir Dünyayı, yaşamı Allah’ın (cc) rızası doğrultusunda anlamamızı ve anlamlandırmamızı sağlamaktadır İbadetlerdeki şevki artırmaktadır İbadetleri nefse ağır gelen bir yük olmaktan çıkarmaktadır

Allah’ın (cc) her bir güzel ismi O’nun bir sıfatını temsil etmektedir Mümine yakışan şey Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmaktır Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak da O’nun güzel isimlerini tanıyıp gereğini yerine getirmekle olur Bu açıdan her bir güzel ismin kulda oluşmasını amaçladığı güzel bir huy, ideal bir ahlak söz konusudur Buna göre kimi güzel isimler nefsimizi terbiye etmeyi sağlamakta; kimisi de eksik, yanlış Allah (cc) inancımızı düzeltmekte, Allah’ı (cc) yüceltmektedir

Allah’ın (cc) güzel isimlerini ezberleyip her gün sabah namazından sonra saymaya başladıktan ve her birinin anlamını öğrenip üzerinde düşündükten sonra konuyla ilgili müjde içeren hadis-i şerifin Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltmeyi ve Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmayı amaçladığını düşünmeye başladım Kuşkusuz ebedi cennetin o kadar ucuz olmadığını herkes bilir Allah’ın (cc) güzel isimlerini ezberlemek, saymak, onların anlamlarını bilmek, üzerinde düşünmek de güzel işlerdir Bir çalışmadır Allah (cc) en ufak bir emeği bile boşa çıkarmaz Karşılığını kat kat fazlasıyla verir Ama bu güzel işlerin ötesinde bu güzel isimlerin anlamlarının gereğini yapmak, yani Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp elinden geldiğince tazim etmek ve O’nun ahlakıyla ahlaklanmak çok daha büyük bir iştir Yaratılış amacına ulaştıracak bir çabadır

Maalesef insanoğlu çıkarsız bir işe pek sarılmıyor Havas (Seçkin kimselerin) ilmi adı altında Allah’ın (cc) güzel isimlerini açıkladığını iddia eden pek çok eserde bu konu çok farklı bir bakış açısı ile işlenmektedir O tür kitaplarda Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltme, O’nun ahlakıyla ahlaklanma gibi bir amaç yerine her bir güzel ismin genellikle insana dünyada neler kazandıracağı üzerinde durulmuştur Bu tür kitaplarda her güzel ismin hangi gün ve saatte ne kadar çekileceği, bununla da ne yararlar elde edileceği anlatılmaktadır Kuşkusuz zikir bir ibadettir ve her insanın ibadette gözettiği amaç birbirinden farklıdır Kimisi cehennem korkusuyla, kimisi cennet arzusuyla, kimisi de Allah (cc) rızası için ibadet eder Bunlar içinde en makbulü Allah (cc) rızasıdır Ama ilgili kitaplarda Allah’ın (cc) güzel isimlerini zikirle dünyevi bazı istekler de söz konusu edilmektedir Örneğin, el-Muğnî güzel ismini şu günde şu kadar çeken kimseye Allah (cc) büyük bir zenginlik verir, denmektedir Bir Müslüman düşünün ki Allah’ı (cc) kendisine zenginlik vermesi için zikrediyor, yani dilinde Allah’ın (cc) güzel bir ismi olduğu halde gönlünde dünyalık arzusuyla Allah’a (cc) yaklaşmaya çalışıyor Bu gerçekten iğrenç bir şeydir Hele hele bu güzel isimleri arasının bozulduğu Müslüman kardeşinin başına bela ve musibet gelmesini sağlamak veya ölümünü gerçekleştirmek amacıyla zikredenlere ne demeli acaba? Şu ayet-i kerimede bu gibi kimseler çok şiddetli bir biçimde uyarılmaktadır: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180)

Kuşkusuz dualarda ahiret olduğu kadar dünyevi her ihtiyacımızı da Allah’tan (cc) isteyebiliriz Bu açıdan Allah’tan (cc) zenginlik de istenir Bu sayede zenginliği verenin Allah (cc) olduğu da bilinmiş olur Ama bu çeşit bir zenginlik istenirken halisane bir niyetle Allah’ın (cc) dini ve rızası da gözetilir Hakkında hayırlı ise nasip olması istenir Yine bu dualar öncesinde Allah’ın (cc) güzel isimlerini zikretmek duanın kabul edilmesine de bir vesiledir Ama dinin ruhu ve gayesi ahirettir Ahirete yönelik bir hayır içermeyen dünyalığın olmaması, olmasından daha iyidir Yüce Allah (cc) Kuran-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz (Şûrâ suresi, ayet 20)

Havas bilginlerinin Allah’ın (cc) güzel isimlerini çekileceği gün, saat ve sayı ile sınırlamalarının Kuran-ı Kerim’deki ve hadis-i şeriflerdeki delillerini bulamadım Gerçi namaz sonunda okunan tespihlerin 33’er adetle sınırlanması, bir kısım hacetler ve faziletler için bazı surelerin adetlerle belirtilmesi itiraz için sünnetten delil olarak hemen akla gelebilir Ama konumuz olan ebced hesapları ile Allah’ın (cc) güzel isimlerini belli bir sayıda zikir için Kuran-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde bilgi mevcut değildir Kuşkusuz pek çok İslam âliminin ve mutasavvıfın beyanları, bu konuda sundukları iddialar ve örnekler ile anlaşılmaktadır ebced hesapları ile her bir güzel ismin zikir sayısı arasında bir uyum, uygunluk söz konusudur Kuşkusuz Allah (cc) ezeli ilmiyle bunu bilmekteydi ve ebced hesapları ile her bir güzel ismin zikir sayısı arasındaki söz konusu uyumu ve uygunluğu da gözetmişti Yine dinde kutsal, faziletli sayılan gün ve geceler de bulunmaktadır Her bir güzel ismin haftanın bir gününde ve belli bir saatinde çekilmesinin daha bir yararlı ve faziletli olduğuna dair düşünceler de bir tarafa atılacak cinsten değildir Ama tüm bunlara rağmen zikir haddizatında çok samimi bir ibadettir İçten gelen bir duyguyla yapılır Onu gün, saat ve sayı ile sınırlamak doğasına uygun düşmez Nitekim Allah (cc) da kutsal kitabında bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler, Allah’ı çok zikredin (Ahzab suresi, ayet 41)

Yine de kendisine Allah’ın güzel isimlerini ebced hesabına göre vird edinenler hayatlarına bir alışkanlığı koyma açısından bir rahatlık ve kolaylık yaşarlar Bu açıdan ebced hesabına göre Allah’ın güzel isimlerini çekmek güzel bir alışkanlıktır, virddir Biz de bu açıdan aşağıdaki tabloda Allah’ın güzel isimlerinin kısaca açıklamasını verdikten sonra yanlarına ebced değerlerini de verdik Dileyen kişiler hayatları, istekleri için uygun gördükleri Allah’ın güzel isimlerini bu ebced hesaplarına göre vird edinebilirler

İnsanın tek başına yalnız havas bilgileri ile zikre yönelmesi beraberinde büyük itikadi yanlışlıklar ve sapmalar da getirebilecektir Zikir ehil birisinin, mürşid-i kamilin rehberliğinde çekilmedikçe insana yarar kadar zarar da verebilir Tabii bu sözünü ettiğimiz şey, laza-i Celal (Allah), kelime-i tevhit gibi zikirleri çokça çekme ile ilgilidir Yoksa esma-i Hüsna için geçerli değildir Ama yine de esma-i hüsnada da ihtiyatlı olmak lazımdır En azından tasavvuf kültürünü hazmetmek gerekir Tasavvuf kültürünün de temelini her an tövbe ve istiğfar halinde olma, nefisle mücadele etme ve Allah rızasını amaç olarak görme oluşturur Çünkü şeytan hiçbir fırsatı kaçırmaz Kılavuzsuz yola çıkanları çeşitli tehlikeler bekleyebilir Örneğin yaptığı zikirle dualarının kabul edildiğini gören birisi istidraca düşebilir Hem benliği güçlenip kendisinde olmayan çeşitli büyüklükler görebilir, kibire ve ucuba kapılabilir Çünkü zikrin neticesi birtakım haller yaşamaya başlayacaktır Bunların bazısı Rahmani bazısı da şeytanidir Bunları birbirinden ayırması imkânsızdır Birbirlerine çok benzerler Farkına varmadan şeytanın oyuncağı olabilir Bunlar da insanı ebedi helake, pişmanlığa götürmeye yeter Ayrıca vesveseye de düşebilir Hele içinde bulunduğumuz çağda insanlar gerekli dini ve itikadi bilgilerden bile yoksunken onların ellerine verilecek böyle bir havas bilgisi Allah’ın (cc) güzel isimlerinin gereği ve amacı dışında zikredilmesine yol açacaktır Onun için zikir yoluna gireceklerin bir mürşid-i kamilin himayesine girmesi en doğru yoldur Nefis tezkiye olmadıkça zikir, özellikle esma-i hüsna zikri ona yarardan ziyade zarar verecektir Çünkü böyle bir kişi Allah’ın güzel isimlerine hep nefis hesabıyla bakacaktır Bu da onu manevi olarak zarara sokacaktır Hâlbuki esma-i hüsna zikrini çekmenin temel amacı Allah’ı övüp yüceltme ve O’nun güzel ahlakıyla ahlaklanmadır O’nun rızası dışında her şey nefis hesabınadır Allah’ın rızası dışında kendisine bir hedef çizen ve bu konuda esma-i hünsadan umut bekleyen kişi ise yoldan çıkmıştır Nefis ve şeytan onu aldatmıştır Allah bu durumlara düşmekten bizleri korusun Evet şu ayet-i kerime bu kişilere hitap etmektedir: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180)

Kalp saniyede halden hale girer Değişkendir Onu bir noktada tutmak zordur Hele zikir sırsında bu daha çok olur Nefis ve şeytan vesveseleri ile kalbi bulandırırlar, zikri dünyevi bir amaç haline dönüştürebilirler O yüzden Nakşibendiler, lafza- Celal zikrin her tespih devredişinde (100 adetten sonra) ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allahım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır)’ demektedirler Böylece sapmış, sapacak, dönek, renkten renge giren, girecek olan kalbe rotasını gösterirler Kalp bu rotadan saptı mı zikir yarar değil insana zarar vermeye başlar Bu durum esma-i hüsna zikrinde daha çok kendisini gösterir Yani kalp esma-i hüsna zikrinde rotasını şaşırmaya daha müsaittir Esma-i hüsna zikrini çekerken kalp O’nun rızası dışında başka yerlere takılabilir Onu uyarmak ve doğru yola sevk etmek gerekir Onun için esma-i hüsna zikri çekerken ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allahım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır)’ sözünü en azından başta ve sonda birer kere de olsa söylemek ve bu konuda kalbi uyarmak gerekir Daha çok söylemek daha büyük yararlar sağlar

Birgün Azerbaycan Bakü’de bir dükkanda alışveriş yaparken üst kattaki evinden merdivenlerden inen hanımının geniş bir tabakta tespih olduğu halde dükkan sahibi beyine sunduğunu gördüm Zikrini tamamladıktan sonra dükkan sahibine namaz kılıp kılmadığını sordum Namaz kılmadığını söyledi Ama kendi ismine uygun olan Allah’ın (cc) bir güzel ismini her gün belli bir zamanda belli bir miktarda çektiğini belirtti Bu sayede bir marifete kavuştuğunu iddia ediyordu Pek çok kişi ilgili marifet için onu ocak bellemişlerdi Kapısına geliyordu Bu işten para da kazanıyordu Kendisini evliya sanıyordu Allah (cc) bir kulunu nasıl da şaşırtmıştı? O zaman bunun dinde bir dünyevileşme yolu olduğunu düşündüm Yahudiler de dinlerini benzer bir yolla dünyevileştirmişlerdi Ahireti unutmuşlardı Sonra bu işin Azerbaycan’daki yaygınlığını gördüğümde daha da şaşırdım İnsanların Allah’a (cc) sadece dünyevi bir amaç için yönelmeleri beni daha sonra dehşete sürükledi Çünkü Allah’ın (cc) güzel isimlerini nefsi ve dünyevi arzuları istikametinde kullanan pek çok insanın istidraclarına da tanık oldum Onlardaki bu yanlışı görünce içimde doğru olanı yapmak ve bu gibilerin şerlerinden Allah’a (cc) sığınmak ihtiyacı belirdi Hayrı da şerri de yaratan Allah’tır Allah (cc) kendisine sığınanları da elbette şerlerden koruyandır Bunun üzerine hayatımda ikinci kez içimde Allah’ın (cc) güzel isimlerini saymak, ezberlemek, onların anlamlarını öğrenip üzerinde düşünmek isteği başladı Çok şükür bunlar da gerçekleşti Artık aradan yedi yılı aşkın bir zaman geçmiş bulunmaktadır Şimdi şu gerçeği derinden anladım ki, zikirde amaç Allah (cc) rızasıdır Zikir, bir ilan-ı aşktır Allah’a (cc) kalple, yani aşkla yönelmedir Allah’ın (cc) güzel isimleri ile amaçlanan şey de doğru bir Allah (cc) bilgisi ve itikadı edinip Allah’ı (cc) övüp yüceltmek ve nefsin kusurlarını görüp düzelterek Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmaktır

Havas ilimlerinde insanın isminin anlamı veya ebced değeriyle Allah’ın (cc) güzel isimleri arasında ilgi kurulması ve uygun düşen güzel isim ile zikrin tavsiye edilmesi, bir hak temele dayanıyor olabilir Gerçekten insan isimleri Allah (cc) katında ezelden bilinmekteydi İnsan isimleri ile karakterler arasındaki ilgi Batı’da da pek çok bilginin ve araştırıcının da dikkatini çekmiştir Bu konuda pek çok kuram ortaya atılmış ve kitap kaleme alınmıştır Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde evladına iyi bir isim takmayı babanın temel görevleri arasında saymıştır Allah (cc), isminin anlamına sahip çıkan, isminin anlamının içerdiği fazilete, iyiliğe, güzelliğe yönelen ve bunun için de ismini güzel niyetiyle, amelleriyle, dualarıyla, zikriyle Allah’ın (cc) güzel isimlerinden uygun olanının gölgesine yaklaştıran kişiye elbette güzel ismine yaraşır ilahi lütuflarda bulunacaktır Ama bunda da yine Allah (cc) rızası gözetilmelidir Bunu dünyevileştirmek, ticarete dönüştürmek dinden sapmadır Nefsin ve şeytanın oyuncağı olmaya bir davetiyedir Onun için bu da çok tehlikeli bir yoldur Bir yol göstericiyi, ehil birisini, Mürşid-i kâmili gerektirir

Allah’ın (cc) sayıya sığmayacak kadar güzel isimleri vardır Kuran-ı Kerim’de bu anlama gelebilecek olan ayet-i kerime şudur: “De ki Rabb’imin kelimelerini yazmak için deniz mürekkep olsa hatta onun bir misli daha takviye edilse bunlar tükenir de Rabb’imin kelimeleri bitmez (Kehf suresi, ayet 109)

Nasıl bir insanı ismiyle ve unvanıyla tanırsak Allah’ı (cc) da ancak sıfat ve güzel isimleri ile tanıyabiliriz Yalnız bir insanın isminin anlamıyla kişiliği, davranışları, ahlakı, dünya görüşü uyuşmayabilir Örneğin bir kişinin adı Muhsin (iyilik yapan) olabilir de herkes ondan kötülük görebilir Ama Allah (cc) için böyle bir şey söz konusu olamaz Allah’ın (cc) güzel isimlerinde söz konusu olan anlam ile biz Allah’ı (cc) daha yakından tanımak olanağına erişiriz

Allah’ın (cc) zatını düşünmek doğru değildir Nitekim bu bir hadis-i şerifle de yasaklanmıştır Ama O’nun varlık, olay ve olgular üzerinde görülen sıfatları ve güzel isimleri üzerinde düşünebiliriz Tabii burada “Allah’ın (cc) zatını düşünmek” ile kastedilen anlam, O’na insana özgü nitelik ve nicelik yakıştırmaktır Yoksa insanın kendisini Allah’ın (cc) zatı karşısında olduğunu hissetmesi, düşünmesi murakabe adı verilen büyük bir ibadettir

Bütün evren, yeryüzü, canlı ve cansız varlıklar, Allah’ın (cc) sıfatlarına ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadırlar Allah’ı (cc) bizlere anlatmak için yaratılmışlardır Hadisi-i şerifte yetmiş yıllık ibadete denk olarak gösterilen tefekkürün zirvesi de yaratılmış olan şeylerde Allah’ın (cc) sıfat ve güzel isimlerini görüp üzerinde düşünmektir

İnsan yeryüzünde Allah’ın (cc) halifesi olmak üzere yaratılmıştır Allah’ın (cc) halifesi olmak demek, Allah’ı (cc) yeryüzünde esma-ül hüsnası ile temsil etmektir Nitekim Kuran-ı Kerim’de (Bakara Suresi, 30-38) Allah (cc) ilk insan olan Hz Adem Aleyhisselâmla ilgili olarak bu konu üzerinde durup yeryüzünde bir halife yaratacağını belirtmiştir Ama melekler insanın yaratılış hikmetini kavrayamayarak Allah’ın (cc) bu kararına itirazda bulunmuşlardır

Melekler Allah’ın (cc) bütün güzel isimlerini temsil edemiyorlardı Bu yüzden Allah’ı (cc) gereği şekilde tanımıyorlardı Örneğin onlar Allah’ın et-Tevvâb (Tövbeleri kabul eden) güzel ismini bilmiyorlardı Çünkü günah işleyemiyorlardı Dolayısı ile el-Gafûr (Günahları bağışlayan), el-Gaffâr (Günahları çokca bağışlayan), el-Afüvv (Günahları tamamen affeden) gibi günahları bağışlamayı, günahlardan temizlemeyi karşılayan Allah’ın (cc) güzel isimlerinden de habersizdiler Yine yeme içme nedir bilmeyen bu varlıklar er-Rezzâk (Rızık veren) güzel isminden de habersizdiler Ayrıca Allah’ın (cc) hastaları iyileştirdiği eş-Şâfi (Hastalara şifa veren) güzel isminin de hastalanmadıkları için ne anlama geldiğini bilmiyorlardı Allah (cc) âlemleri sıfatlarını ve güzel isimlerini tecelli etmek için yaratmıştı Melekler istemese de bu gerçekleşecek, meleklerin haksızlığı kendilerine ispat edilecekti Nitekim Allah (cc) HzAdem’i (as) yaratıp eşyaların isimlerini kendisine öğretince bunların isimlerini meleklerine de sordu Ama onlar bu konuda cahildiler Bir şey bilmiyorlardı Hatalarını anlayıp Allah’tan (cc) af dilediler (bk Bakara suresi, ayet 30-39)

Allah’ı (cc) gözler göremez Ama kalpler Allah’a (cc) yönelebilir

Güzel isimlerle (esma-ül hüsna) kalbi Allah’a (cc) yöneltmek üç şekilde mümkündür: Ya O’nun güzel isimlerini zikretmekle ya dualarda kullanmakla ya da yaratılmışlar üzerinde O’nun güzel isimlerini düşünmekle olur

Şayet virt dersi verecek ehil birisi, mürşid-i kamil bulunmadığında bir vakit namazının bitiminin arkasında bu isimleri bize bağışlayan ve sayılmasını isteyen peygamberimizin (sas) ruhuna bir fatiha hediye ettikten sonra Allah’ın (cc) güzel isimleri aşağıdaki esma-ül hüsna tablosundaki sırasıyla çekilebilir Ayrıca onun içerisinden seçilen bir veya birkaç güzel isim anlamı dosdoğru bilindikten sonra sayıya vurmadan veya ebced sayısına göre her gün gece ve gündüz bir çeşit aşkla zikredilerek yüceltilebilir Bu zikir sırasında insan isimleri ile Allah’ın (cc) güzel isimlerinin karışmaması, daha doğrusu Allah’ın (cc) güzel isimlerinin insan isimlerini çağrışım yapmaması için zikrini çektiğimiz güzel ismin başına “yâ-” veya “el-“ takılarını koymamız gerekir Örneğin yâ-Metînü, el-Kâdiru gibi Bir de bu güzel isimlerle birlikte takdis cümlelerini zikretmek bu açıdan çok yararlıdır En azından başta ve sonda birer kere de olsa takdis cümlelerini söylemek zikrimize bir ağırlık ve içtenlik katacaktır: el-Metînü celle celâluhu, yâ-Kâdiru celle şânuhu gibi Bu iki takdis cümlesinden her biri bütün güzel isimler için kullanılabilir

Bilindiği üzere İslam dinine Kelime-i şahadetle girilir O da Allah’tan (cc) başka ilah olmadığına, Muhammed’in (sas) Allah’ın (cc) kulu ve peygamberi olduğuna kalp ile inanıp onu dil ile tasdik etmektir Buna göre İslam’ın bir yarısını Allah’a (cc) iman, diğer yarısını da peygambere iman oluşturmaktadır Allah’a (cc) iman etmeden önce de O’nu sıfat ve güzel isimleri ile tanımak gerekir Allah’a (cc), peygamberlere iman dışında imanın diğer rükünleri olan meleklere, kitaplara, ahiret gününe, kadere iman Allah’ın (cc) sıfatlarının ve güzel isimlerinin bir uzantısı olarak düşünülebilir Yani bir Müslüman Allah’ı (cc) sıfat ve güzel isimleri ile tanımadığı zaman imani ve itikadi bazı zayıflıklar ve eksiklikler içerisinde bulunabilir Bu açıdan Allah’ı (cc) sıfat ve güzel isimleri ile tanımak, bilmek her Müslüman için en başta gelen görev ve iştir

Allah’ın (cc) güzel isimleri, Ebu Hüreyre’nin (ra) peygamberimizden (sas) bir müjde ile birlikte rivayet ettiği bir hadis-i şerifte geçmektedir: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır Kim bunları sayarsa cennete girer

Kuran-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde söz konusu doksan dokuz isim dışında Allah’ın (cc) daha pek çok güzel ismi geçmektedir

Bu hadisteki “sayma (ahsâhâ)” sözcüğü nedense konuyla ilgili kitaplarda çeşitli açıklamalara neden olmuştur İhsâ etme (sayma) ile sadece Allah’ın (cc) doksan dokuz güzel ismini arka arkaya sıralamanın kastedilmediği, bunları ezberlemek, bunların anlamlarını bilmek ve üzerinde düşünmek gerektiği de söylenmektedir Ben bu görüşe bir noktada itiraz ediyorum Eğer böyle anlamlar gözetilmiş olsaydı sadece “sayma” denilmez, bunları ezberlemek, bunların anlamlarını bilmek ve üzerinde düşünmek gerektiği de açıkça belirtilirdi Hoş bu isimleri sayma külfetine katlanan bir kişi için bunları ezberleme, bunların anlamlarını öğrenmek ve üzerinde düşünmek de zevkli bir iş olacaktır Sayma yanında bunları ezberleme, bunların anlamlarını öğrenmek ve üzerinde düşünmek çok daha kolay ve kendiliğinden gelişen bir süreçtir

Aslında ben “ihsâ etme” kavramı ile bu çeşit anlamların kastedilmediğini iddia etmiyorum Sadece hadis-i şerifte bu anlamların belirtilmemesine dikkat çekmek istiyorum Hatta ben bu söylenenleri tastik etmekle kalmıyor, eksik bile kabul ediyorum ve “ihsâ etme” kavramının çok daha geniş bir anlamda kullanıldığını düşünmekteyim Allah’ın (cc) her bir güzel ismi O’nun bir sıfatına ışık tutmaktadır Mümine yakışan şey Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltmek ve O’nun ahlakıyla ahlaklanmaktır Bu da Allah’ın (cc) bu güzel isimlerinden nasiplenmekle olur Gerçi “ihsâ etme” kavramı üzerine savunduğum bu düşüncede ben yalnız değilim Şah-ı Nakşibendî Hazretleri (ks) de Allah’ın (cc) 99 güzel ismi ile ilgili bu hadis-i şerifteki “ihsâ etme” kavramı ile Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmanın kastedildiğini belirtmektedir Allah’ın (cc) 99 güzel isminden birkaçını buna örnek olarak zikredeyim: Allah (cc) el-Kerîm (Çok cömert) ise kulu da cömert olmalı Allah’ın (cc) el-Halîm (Sabreden, cezadan vazgeçen) güzel ismi kulda ağırbaşlılığı gerektirir Es-Sabûr (Çok sabırlı) güzel ismi kulun öfkesine hakim olmasını ister El-Hamîd (Kendisine şükür ve hamd edilen, övülen) güzel ismi kulun daima Rabb’ini övmesini ve O’na şükürde bulunmasını icap ettirir vb İşte ilgili hadiste cennet gibi büyük bir nimet söz konusu ise bu kula ancak Allah’ın (cc) 99 güzel isminin gereklerinin yerine getirilmesi ile nasip olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri




Burada şu hususa özellikle dikkati çekmek isterim: Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak O’na yakışır bir kul olmak demektir Kendinde bir benlik, üstünlük görmek değildir Güzel isimlerden kula gerekli olan dersi çıkarıp bunu yaşamına uygulamaktır Bir kul ne kadar Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklansa da bu hiçbir zaman Allah’a (cc) benzemek olarak düşünülmemelidir Zira Allah’ta (cc) her türlü kemal mutlak ve sonsuzdur İnsanda ise her kemal mutlaka kusurlu ve sınırlıdır Tabii Allah’ın (cc) her güzel isminden farklı bir ders çıkarılır Kiminde kul için ideal bir ahlak kuralı söz konusudur Bunlar kulu terbiye etme özelliğine sahiptirler O’nun rububiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin Allah (cc) günahların üzerini örten ve bağışlayan (el-Gafûr) olduğuna göre O’nun kulu da insanlarla olan ilişkilerinde kusurları gizleme ve affetme yolunu tutmalıdır Yine Allah (cc) karşılıksız iyilik yapan (el-Berru) olduğuna göre kula yakışan şey de Allah (cc) rızası için insanlara iyilik etmektir Ama bazı güzel isimlerde kulun alacağı dersin mahiyeti değişir Çünkü ilgili güzel isimler ortaklık kabul etmez Teslimiyet, övgü ve yüceltme isterler Bunlar O’nun uluhiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin el-Celîl güzel ismi Allah’ın (cc) emir ve yasak koyma yetkisini tanımayı gerektirir El-Hakem güzel ismi her konuda O’nu hüküm sahibi kabul etmeyi gerekli kılar Biz bu tür güzel isimleri de dosdoğru anlayıp sürekli zikirle yücelterek kulluk makamına ulaşabiliriz
Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak tasavvufta bekabillah (Allah’ta [cc] baki olmak) makamına işarettir Bunun için de önce fenafillaha (Allah’ta [cc] fani olmak) ulaşmak gerekir Fenafillah, kulun tövbe ile Allah’ın (cc) yasaklarından kaçınmasının ve emirlerine uymasının ardından dünyayı gönülden çıkarması, tevekkül, kanaat, uzlet, devamlı zikir, hakka tam anlamıyla yönelmek, sabır, murakabe gibi şartları yerine getirmesinden sonra Allah’ın (cc) rızasına ulaşmasıyla meydana gelen bir haldir Nefsin arınması ile meydana gelir Buna göre Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak çok sıkı bir nefis tezkiyesinden ve kalp tavsiyesinden sonra ancak mümkün olmaktadır Bu da ancak bir mürşid-i kamilin rehberliğinde gerçekleşebilir Yalnız başına mümkün değildir
Kim bilir, belki de Allah (cc), bu güzel isimleri her gün sayan (ihsa eden) kişiye Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltme ve O’nun ahlakıyla ahlaklanma nimetlerini de hediye ediyor ve bundan dolayı da ilgili hadis-i şerif sadece Allah’ın (cc) 99 güzel ismini sayma işlemine işaret etmekle yetinmiş olabilir Çünkü Allah (cc) cömerttir O’nun cömertliğini sınırlandırmak, kurallara bağlamak doğru değildir Tarikatlar yolu ile onca emek ve zaman zarfında elde edilen marifete Allah (cc) dilerse bir insanı bir anda da ulaştırabilir Allah (cc), vesileler olmadan da bağışta bulunabilir Bu açıdan Allah’ın (cc) 99 güzel ismini sayma işini küçümsemek, ihmal etmek doğru değildir Bunda büyük bir sır, büyük bir hikmet, hadis-i şerifin işaret ettiği cennet nimeti gizlenmiş olabilir Kimse Allah’ın (cc) rızasının nerede saklı olduğunu bilemez Bize düşen görev, eleştirmekten ziyade Allah (cc) hakkında peygamberin söylediği her sözün gereğini yerine getirerek uymaktır
Aslında zor olan bu güzel isimleri ezberlemek değil her gün saymaktır İlgili hadis-i şerifi yorumlamadan anlaşılan temel anlam da “güzel isimleri saymak”tır Bu kağıda bakıp okumakla da gerçekleşen bir işlemdir Yalnız kağıdın ve yazının yaygın olmadığı peygamberimiz (sas) döneminde “sayma” ile “ezberden okuma”nın kastedildiği tartışma gerektirmeyecek oranda açıktır Bu açıdan ilgili hadis-i şerifin ruhuna uygun olan yöntem, bunları ezberleyerek saymaktır
Allah’ın (cc) 99 güzel isminden bazılarını yalnız başına söylemek doğru değildir Görünüşte bunlarda olumsuz bir anlam söz konusudur Yalnız Allah’a (cc) hiçbir şekilde olumsuz bir sıfat ve güzel isim verilemez Olumsuzluklar kulun nefsinden kaynaklanır Allah (cc), kul şerri istediği için yaratır Ama bundan razı olmaz Kul günaha girdiğinde çoğu kez hemen cezalandırmaz Bunda genellikle sabırlı, anlayışlı davranır Ona süre tanır Çoğu kez affeder Tövbe ettiğinde geçmiş günahlarını bağışladığı gibi bunları sevaba da dönüştürür Ama bazen de kulun kendisini düzeltmesi ve toparlaması için ona bela ve musibet verir Kısacası O’nun rahmeti gazabını geçmiştir İnsanların hidayeti ve irşadı için peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiştir Bütün varlık âlemi O’nun sıfat ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadır Tüm bunlara rağmen bir insan da Allah’a (cc) ve peygamberine karşı geliyorsa, hak dine karşı düşmanlık gösteriyorsa artık ölümden sonra başına gelecek azabı kendisi hazırlıyor demektir Bunda Allah’ı (cc) suçlayacak hiçbir hakkı yoktur Bu açıdan ilgili güzel isimleri olumlu anlama sahip karşıtlarıyla hem birarada zikretmek hem de birarada değerlendirmek ve anlamak gerekir: el-Kâbidu/el-Bâsitu (Sıkan, bunaltan-Genişlik veren), el-Hâfidu/er-Râfi’u(Manevi olarak aşağı indiren-Yukarı çıkaran), el-Mu’izzu/el-Müzillü(İzzet şeref veren-Zillet ve alçaklık veren), el-Mu’tî/el-Mâni’u(Veren, ihsan den-Engel olan), ed-Dârru/en-Nâfi’u(Zarar veren-İyilik veren)
Allah’ın (cc) 99 güzel ismini arka arkaya sayma, bunların üzerinde düşünme sırasında bir şey hemen dikkati çeker: Bunların sırlamasında bir gelişigüzellik yoktur, derin bir hikmet yatmaktadır Sadece anlam bakımından zıt olanlar birbiri ardı sıra gelmemiştir Anlam bakımından birbirini bütünleyen, aralarında anlam ayırtısı olan, biri diğerinin anlamını açıklamaya yardım eden güzel isim veya güzel isimler ya biri diğerinin önünde veya arakasında ya da yakınında yer almıştır
Allah’ın (cc) güzel isimleri ile dua etmek, yani uygun düşen güzel isimlerle Allah’a (cc) tevessül etmek, duanın kabul olmasında çok etkilidir Tevessül etmek duada bu isimleri vesile kılmaktır
Allah’a (cc) güzel isimlerle tevessül etmek, Allah’a (cc) hamd u senâ edip peygamberine ve âl u ashâbına salât ve selâm getirdikten sonra dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimleri seçmekle ve duamızda zikrederek bunun yada bunların hakkı, fazileti, bereketi üzerine Allah’tan (cc) istemekle olur Örneğin, “Hamd âlemlerin Rabb’i Allah’a (cc) mahsustur Salât ve selâm Hz Muhammed’in ve âl u ashâbının üzerine olsun Ey Kerîm olan Allah’ım, kazancımıza bereketini, cömertliğini kat!”, “Allah’a (cc) hamd, habibine salât ve selâm olsun Ey Allah’ım el-Ganiyy, el-Muğnî olan ism-i şeriflerinle hiçbir kula muhtaç olunmayan, bizi azdırmayacak, senin dinine hizmet edebileceğimiz zenginliği diliyoruz!”, “Allah’a (cc) kelimeleri adedince hamd u senâlar olsun Habibi Muhammed Musatafa’ya, âl u ashâbına ve ehl-i beytine de gökteki yıldızlar adedince salât ve selâm ederim Ey es-Selâm, el-Mü’min ve el-Müheymin olan Allah’ım, yolculuğumuzun kazasız belasız geçmesini nasip eyle”, “Allah’a (cc) binlerce kez hamd, resûlüne binlerce kez salât ve selâm olsun Allah’ım beni bağışla Çünkü Sen Gafûr ve Rahîm’sin” gibi
Allah’ın (cc) güzel isimleri dolayısıyla tartışılan bir konu da hangi güzel ismin ism-i a’zam (en büyük isim) olduğudur Peygamberimiz (sas) çeşitli hadis-i şeriflerde ism-i a’zamın bulunduğuna, bununla dua edenin duasının kabul edildiğine işaret etmişken bunun hangi güzel isim olduğunu belirtmemiştir Bunu öğrenmek isteyenlere de net bir yanıt vermemiştir İslam bilginleri ve ârifleri de ism-i a’zamla ilgili farklı iddialarda bulunmuşlar, ortak bir güzel isimde anlaşamamışlardır Örneğin Hz Ali (ra) el-Ferd (Tek), el-Hayy (Diri), el-Kayyûm(Her şeyi ayakta tutan), el-Hakem (Yargılama ve hükmetme yetkisine sahip olan), el-Adl (Mutlak adalet sahibi), el-Kuddûs (Eksik ve kusurdan münezzeh) olmak üzere bu altı güzel ismi ism-i a’zam olarak kabul etmiştir İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye (raha) göre el-Hakem ve el-Adl güzel isimleri ism-i a’zamdır Abdülkadir Geylani Hazretlerinin (ks) ism-i a’zamı, el-Hayy güzel ismi idi İmam-ı Rabbani Hazretleri (ks) ise el-Kayyûm güzel ismini ism-i a’zam olarak görmüştü İsm-i a’zamın ism-i Celâl (Allah adı) olduğunu söyleyenler daha inandırıcı bir görüş sunmaktadırlar Bunlara göre “Allah (cc)” dışındaki güzel isimler Allah’ın (cc) bir sıfatına dayanırken sadece “Allah (cc)” O’nun zatına dayanmakta ve özel isim olmak dışında da kullanılmamaktadır Dolayısıyla ism-i a’zam olmaya en layık olanı budur İsm-i a’zamı Allah (cc) ismi olarak gören bazılarına göre bu ismin ism-i a’zam olması, zikredenin suda boğulmak üzere olan insanın yardım istemesi gibi olan samimiyetiyle mümkündür Bu konuda benimsenen bir yaygın kanaat de şudur: İsm-i a’zam dua konusuna göre değişmektedir Bunlara göre Allah’ın (cc) her güzel ismi yerine göre ism-i a’zam olabilir Bunu da belirleyen şey dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimlerin seçimidir Bence bu sonuncu görüş daha isabetlidir Nasıl dişimiz ağrıdığında ilgili doktora gidiyorsak, musluğumuz bozulduğunda da tesisatçıyı çağırıyorsak Allah’ın (cc) her bir güzel ismi de duruma göre yararlı olur Hale uygun güzel isim veya güzel isimler işi ehline teslim etmek gibi güzel bir sonuç doğurabilir Bu durumda ilgili güzel isim veya güzel isimler o durumun ism-i a’zamı olabilir Tabii ism-i a’zam için daha başka güzel isimleri de kabul edenler bulunmaktadır
Kuran-ı Kerim’de Allah (cc) güzel isimleri ile dua edilmesi (tevessül edilmesi) üzerinde de durmuştur: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180)” Bu ayette dikkati çeken nokta, bazı insanların Allah’ın (cc) bu güzel isimleri ile razı olmayacağı dualarda bulunmasıdır Allah (cc) kulunun sadece dünyalık istemesinden hoşnut olmaz: “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz (Şûrâ suresi, ayet 20)” Bu açıdan duada ahireti ihmal etmek büyük bir eksikliktir Kuşkusuz bununla dünyalık istemenin doğru bir şey olmadığını iddia etmiyoruz Demek istediğimiz şey, istediğimiz dünyalık ile ahirete dönük ve Allah’ın (cc) razı olacağı bir işi ve kazancı düşünmeliyiz
Allah’ın (cc) güzel isimleri ile dünyalık istemenin yanında başkalarının kötülüğünü, örneğin sevmediğimiz birinin ölümünü temenni etmek çok tehlikelidir Belki böyle bir beddua kabul olunabilir, ama kişi bununla büyük bir bedel ödeyebilir Örneğin başkalarının da onun aleyhinde yapacağı ufacık bir beddua hemen yerini bulabilir İnsanlara karşı merhametli olmak, onların kusurlarını bağışlamak, işleri Allah’a (cc) havale etmek bize başkalarının beddualarında bir kalkan gibi vazife görecektir Kısacası başkalarına reva gördüğümüz muameleyi Allah (cc) bizim kaderimiz kılabilir Aslında başımıza gelen kötü şeyler her ne kadar insanlar eliyle de gerçekleşse Allah’ın (cc) izni ve yaratmasıyla meydana gelmektedir Bunun da genellikle nedeni günahlarımızdır Başkalarına beddua etmeden, öfkelenmeden ve zarar vermeden önce ilgili bela ve musibetin nedenini kendimizde aramalıyız Bu Allah’ın (cc) bir kanunudur Şu ayet-i kerimeler buna işaret etmektedirler: “Başınıza gelen her musibet, işlediğiniz günahlar nedeniyledir Hatta Allah günahlarınızın çoğunu da affeder (Şûrâ suresi, ayet 30)”, “Sana gelen her iyilik Allah’tandır Başına gelen her kötülük ise nefsinden dolayıdır (Nisâ suresi, ayet 79)
Allah’ın (cc) bazı güzel isimleri insanlara ad olarak da verilmektedir: Metin, Kadir, Samet, Reşit, Nur, Mecit, Celil, Aziz, Halil gibi Bunda dini bir sakınca olmamakla birlikte bu güzel isimlerin kul anlamına gelen “Abd” sözcüğü ile birleşik isim olarak kullanılması daha uygundur: Abdulkadir, Abdussamed, Abdürreşid, Abdulhamid gibi Yalnız Allah’ın (cc) bazı güzel isimlerinin bizzat peygamber tarafından insanlara ad olarak verilmesi yasaklanmıştır: Başta Allah (cc) özel ismi olmak üzere, Rahmân, Rabb, Hakem, Ahad gibi
Allah’ı (cc) güzel isimleri ile tanıyan ve O’na güzel isimleri ile inanan birisinin Teist yada Deist olması olanaksızdır
Allah’ın (cc) zikrinde gözetilecek asıl amaç, O’nun rızasıdır O’nun güzel isimleri ile dünyalık isterken utanmamız gerekir Zira Allah’ın (cc) indinde bu dünyanın hiçbir değeri yoktur Bu konuya peygamberimiz (sas) bir hadis-i şeriflerinde şöyle işaret etmişlerdir: “Eğer Allah’ın yanında dünyanın bir sivrisinek kanadı kadar değeri olsaydı kafirler ondan bir yudum su içemezlerdi” Başka bir hadis-i şeriflerinde de “Dünya lanetlidir, dünyada olan her şey lanetlidir; yalnız Allah için olan bunun dışındadır” buyurmuşlardır Allah (cc) ahirette inanan kulları için akla gelemeyecek, hayal edilemeyecek nice nimetler yaratmıştır Kuşkusuz cehennemden sığınmak, cenneti istemek de güzel şeylerdir Ama Allah’ın (cc) rızası bunlardan daha öte, daha güzel olan bir amaçtır O’nun rızası kazanıldığı zaman elbette cehennem bizden uzak, cennet de bizim mekanımız olacaktır Allah’a (cc) geçek anlamıyla iman eden âşıklar ve ârifler O’nun cemalini görmek için cennete de değer vermemişlerdir
Allah’ın (cc) Doksan Dokuz İsmi, Kısa Açıklamaları ve Ebced Değerleri:
1Allah (Hüve’l-lahi’llezi lâ-ilâhe illâ Hu 66)
2 er- Rahmân (Herkese acıyan, merhametli 298)
3 er-Rahîm (Esirgeyen 258)
4 el-Melikü (Gerçek hükümdar 90)
5 el-Kuddûsü (Eksiklik ve kusurdan uzak olan, her türlü kemal sıfata sahip olan170)
6 es-Selâmü (Varlıklara esenlik ve afiyet veren 131)
7 el-Mü’minü (Müslümanlara müminlik vasfını veren, onları gazabından emniyete çıkaran 137)
8 el-Müheyminü (Gözetleyen, yapılan amelleri tasdik eden, güvenilir, velileri koruyan 145)
9 el-Azîzü (Şeref yüceliği, galip gelme 94)
10 el-Cebbâru (Dilediği şeyi yapan, yaptıran, dilediği şeye zorlatan 206)
11 el-Mütekebbiru (Büyüklük ve üstünlük gösteren662)
12 el- Hâlıku (Yoktan yaratan 731)
13 el-Bâri’u (Varlık türlerini uygun ve ölçülü yaratan 214)
14 el-Musavviru (Varlık türünün her bir bireyini belli özellik, nitelik ve nicelikte yaratan onlara betimleyebileceğimiz biçimleri veren 336)
15 el- Gaffâru (Günahları çok bağışlayıcı olan 1281)
16 el-Kahhâru (Öfkesi ve cezası şiddetli olan; her varlığa hakim olan ve üstün gelen 306)
17 el-Vehhâbu (Her şeyi karşılıksız bağışlayan, veren 14)
18 er-Rezzâku (Rızık veren 308)
19 el-Fettâhu (kapalı şeyleri açan; sıkıntıları ortadan kaldıran ve sorunları çözen; hakla batılın arasını açan 489)
20 el-Alîmu (Her şeyi bilen 150)
21 el-Kâbidu (Sıkan, daraltan 903)
22 el-Bâsitu (Genişlik ve ferahlık veren 72)
23 el-Hâfidu (Aşağı indiren, dereceleri düşürten)
24 er-Rafî’u (Yukarı yükselten, dereceleri artıran 351)
25 el-Mu’izzu (Şeref, izzet, haysiyet ve namus yüceliği veren 117) 26 el-Müzillü (kulun yaptığı günahlar sonucu toplumdaki şeref, hassasiyet ve namus gibi değerlerini lekelemesine izin veren, bunları elinden alan, zillete düşüren 170)
27 es-Semî’u (Her şeyi işiten 180)
28 el-Basîru (Her şeyi gören 302)
29el-Hakemü (Allah (cc) Kuran-ı Kerim’le insana ve topluma hükmeder 68)
30 el-Adlu (Eksiksiz, mutlak adalet sahibi104)
31 el-Latîfu (Lütfu bol olan; ince derin anlamları bilen; latif varlıklara hükmeden 129)
32 el-Habîru (Her şeyden haberi olan 812)
33 el-Halîmu (Kulun yaptığı kötü şeylere yumuşak davranan, anlayışlı olan 88)
34 el-Azîmu (Ululuk, yücelik sahibi 1020)
35 el-Gafûru (Günahları bağışlayan 1286)
36 eş-Şekûru (Asıl kendisine teşekkür edilecek yüce varlık 526)
37 el-Aliyyu (Varlıkların nitelik ve niceliği ile karşılaştırılması doğru olmayan Allah’ın kudretinin ve zatının yüceliği 110)
38 el-Kebîru (Varlıkların nitelik ve niceliği ile karşılaştırılması doğru olmayan Allah’ın kudretinin ve zatının büyüklüğü 232)
39 el-Hafîzu (Koruyan, saklayan 998)
40 el-Mukîtu (Herkese hak ettiği karşılığı veren;rızıkları taksim eden, varlıklara günlük gıdalarını veren 550)
41 el-Hasîbu (Kullarının hesabını bilen, gören 80)
42 el-Celîlü (Azamet, yücelik, ululuk izzet sahibi olmak, heybetinden korku ve kaygı uyandırmak, emir ve yasaklar koymak, varlıklara özgü sıfatlardan uzak durmak 73)
43 el-Kerîmü (Cömert olan 270)
44er-Rakîbu (Gözetleyen 312)
45 el-Mucîbu (Duaları kabul eden 55)
46 el-Vâsi’u (Allah (cc) her yönüyle varlıkları kapsayıcıdır, o’nun dini ve nimetleri geniştir 137)
47el-Hakîmu (Her işe Allah kaza ve kaderle hükmeder, Allah her işi bir hikmete göre yapar 78)
48el-Vedûdu (Allah müminleri sever, Allah asıl sevilecek olandır 20)
49 el-Mecîdü (İhsanı, bereketi, rahmeti ile şanı, şerefi pek yüce ve büyük olan57)
50 el-Bâ’isu (Ölüleri dirilten, peygamberleri gönderen 573)
51 eş-Şehîdü (Kullarının her işine şahit olan, Kendi varlık ve birliğine kullarını şahit kılan 319)
52 el-Hakku (Allah gerçeği ortaya serer, yalanı, yanlışı geçersiz kılar 108)
53 el-Vekîlü (Allah zulme uğrayanların, her işte Kendisine güvenenlerin vekilidir 66)
54 el-Kaviyyu (Allah sınırsız güç ve kudret sahibidir 117)
55 el-Metînü (Allah gücü azalmayandır 500)
56 el-Veliyyü (Allah müminlerin dostudur, seçtiği kulları Kendisine dost kılar 46)
57 el-Hamîdu (Övgüye layık olan 68)
58 el- Muhsî (Allah varlıkları ve onların sayılarını bilendir 148)
59 el-Mübdi’ü (Allah ilk kez, örneksiz yaratandır 56)
60 el-Mü’îdü (Allah öldükten sonra ikinci kez, tekrar hesap için yaratandır 124)
61 el-Muhyî (Ölüleri diriltendir 68)
62 el-Mümîtü (Hayatı alan, öldüren 490)
63 el-Hayyu (Allah diridir 18)
64 el-Kayyûmu (Allah varlığının devamı için kimseye muhtaç değildir, her varlık Onunla ayakta durmaktadır, varlığının devamı için Ona muhtaçtır 156)
65 el-Vâcidu (İstediğini bulan, meydana getiren 14)
66 el-Mâcidu (Allah şanına, şerefine, yüceliğine, büyüklüğüne uygun olarak ihsan, rahmet, bereket sahibidir Allah ihsanı, rahmet, bereketiyle dilediği kişinin şanını, şerefini, kadrini yükseltir 48)
67 el-Vâhidu (Allah sıfatlarında ve güzel isimlerinde birdir Onun sıfatlarında ve güzel isimlerinde bir ortağı yoktur 19)
68 el-Ahadu (Allah zatında eşsiz ve benzersizdir 13)
69 es-Samedu (Hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan, izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider 134)
70 el-Kâdiru (Her şeyi yapabilen, edebilen 305)
71 el-Muktediru (Her şeye gücü, kudreti yetebilen 144)
72 el-Mukaddimu (Çeşitli konularda hikmeti gereği dilediğini öne geçiren 184)
73 el-Muahhiru (Dilediği konularda hikmeti gereği dilediğini geriye bırakan 846)
74 el-Evvelü (Öncesi olmayan ilk 37)
75 el-Âhiru (Sonrası olmayan son 801)
76 ez-Zâhiru (Allah evrendeki ayetleri ile sıfat ve güzel isimlerini ortaya sermiştir Kendisi’ni belli etmiştir 1106)
77 el-Bâtınu (Allah zatını duyu organlarının algılamasından gizlemiştir Allah’a gönül yolu ile yaklaşılabilinir62) 78 el-Vâlî (Yöneticilerin yöneticisi, mülkünde istediği gibi tasarruf eden47)
79 el-Müteâlî (Aşkın, bütün yaratılmışlardan farklı olan 551)
80 el-Berru (İyilik eden, iyiliği çok olan 202)
81 et-Tevvâbu (Kula günahlardan tövbe etme nimeti veren, kulun tövbesini kabul eden 409)
82 el-Muntekimu (Suçluları cezalandıran, mazlumun hakkını alan 630)
83 el-Afüvvu (Günahları affeden, silen 156)
84 er-Raûfu (Pek şefkatli olan286)
85 aMâlik-ül
Mülki (Allah mülkün gerçek sahibidir212)
bZü’l- Celâli
ve’l-İkrâmi (Allah ululuk ve ikram sahibidir 1098)
cel- Muksitu (Allah denge, ölçü ve adalet sahibidir 209)
86 el-Câmi’u (Dağınık şeyleri bir araya toplayan, parçaları, gönülleri birleştiren 114)
87 el-Ganiyyu (Allah kimseye muhtaç olmayan zengindir1060)
88 el-Muğnî (Allah dilediğini zengin edendir1100)
89 el-Mu’tî (Allah hikmeti gereği dilediğine ihsanda bulunandır129)
90 el-Mâni’u (Allah hikmeti gereği dilediğine hayrı, şerri engelleyendir 161)
91 ed-Dârru (Şer, zarar hikmeti gereği Allah’tan gelir1001)
92 en-Nâfi’u (Hayır, iyilik hikmeti gereği Allah’tan gelir 201)
93 en-Nûru (Nurlandıran, nur kaynağı 256)
94 el-Hâdî (Kalplere hidayet yolunu gösteren, insanlara hidayet veren 20)
95 el-Bedî’u (Allah eşsizdir, benzersizdir; örneksiz yaratandır 86)
96 el-Bâkî (Var oluşunun sonu olamamak 113)
97 el-Vârisu (Her şeyin tek varisi; hakiki sahibi olan 707)
98 er-Reşîdu (Doğru yola ulaştıran, irşad eden 514)
99 es-Sabûru (cezaları erteleyen, çok sabırlı 289)
99 es-Sabûru

Alıntı Yaparak Cevapla

Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri



Değerli Kardeşim Allah(CC) razı olsun,

Esmaül Hüsna 99 ismi Azam diye bildiriliyor

Şüphesiz Yüce Allah(CC) ın Esmaül Hüsna dışında bilinen ve bilinmeyen pek çok ismi var

Ancak senin verdiğin Esmaül Hüsnada 101 ismi azam mevcut olmuş

Yüce Allah(CC)ın isimleri olmasına rağmen El Ahad ile El Muti 99 Esmaül Hüsnada pek çok kaynakta yer almıyor

85 ismi azam olarak 3 ismi azam vermişsin

Zira 3 ismi azamda Esmaül Hüsnada ayrı ayrı yer almaktadırki,

Resulullah Efendimiz(SAV) El Zülcelali Vel İkram (CC) hakkında hadisi mevcuttur

Yazını okudum Yüce Rabbim razı olsun ancak 99 Esmaül Hüsnaya bir açıklık getirebilirsen, Allah(CC) ın izniyle bizde aydınlanmış oluruz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.