Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cemil, kadın, meriç, ruhu

Kadın Ruhu (Cemil Meriç)

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kadın Ruhu (Cemil Meriç)



KADIN RUHU

Cemil Meriç

Kadının kişiliğini yaratan ne terbiye, ne baskı Ona özellik veren aşk ve omuzlarına yüklendiği misyon Çağdaş toplum kadını erkekleştirme yolunda Cemiyeti değerli bir yardımcıdan mahrum eden bir yöneliş bu Üstelik kadına mutluluk da getirmiyor Mutluluk vaadi laf


Kadının içinde bulunduğu şartlar bundan daha büyük adaletsizlik olur mu? Neden kadın erkeğe boyun eğmek zorunda kalsın? Erkeğe, yani yaratılışı bakımından, hatta ahlâk ve zekâ bakımından kendisinden daha aşağı bir varlığa Neden herkesten küçük görülsün? Niçin en büyük sayılan zevklerin dışında bırakılsın? Neden erkek kadar hakları yok? Neden erkek için şeref sayılan, kadın için yüz karası? Erkekten daha ahlâklı olması neden istenir? Neden çok daha büyük fedakârlıklara zorlanır?


Bütün bu haksızlıklar erkeğin eseriydi bana göre O, hayatta aslan payını kendine ayırmıştı Kısacası, bir adaletsizlikti bu Ve kolayca ortadan kaldırılabilirdi Bu sözde haksızlıklar kadının misyonundan, bu misyonun bizde yarattığı eğilimden doğuyordu Bizde, yani bütün kadınlarda Kadın bu misyonu başarabilsin veya başaramasın Eşitsizliğin kaynağı, toplumdaki âhenk Orgdaki ses âhengi çeşitli boylardaki borulardan gelir Toplumdaki âhenk de ayrı ayrı misyonları, ayrı ayrı özellikleri olan kadınla erkekten

Kadın Ruhunun Anahtarı, Merkezinin Kendi Dışında OluşuNe lüzum var inkâra: Erkek başka, kadın başka Herkesin bildiği vücut ve ruh farkları bir yana, kadını erkekten ayıran önemli bir fark var Aşağı yukarı ötekilerin temeli bu fark Kadın özgecidir (diğergam), merkezi kendi dışındadır Yani, hazlarının da kaygılarının da bir başkasıdır kaynağı: Sevdiği ve sevilmek istediği biri: Koca, çocuklar, baba, dost, vs Çevresindekilerin ne sevinçlerine yabancı kalabilir, ne acılarına; kadın onlarsız kâm alamaz hayattan Onlara beğendirmek için yaratır, onlar beğenmiyor diye yıkar Onların hoşuna gitmeye çalışır Damak zevkleri de kulak, göz, kafa zevkleri de vız gelir kadına

Düşündüğü ve kendisinin düşünen biri yoksa, kendisiyle beraber kâm alacağı, kendisiyle beraber hareket edeceği biri yoksa zevk alamaz hayattan, yaratamaz, iş göremez Başkaları için yaşamaya can atan kadın, kendisini başkalarına feda etmeye hazır olan kadın, başkalarından gördüğü iyiliklere sonsuz bir minnettarlık duyan kadın, başkalarından minnettarlık görmeyince, başkaları kendisiyle ilgilenmeyince, kendisi için yaşayacağı, kendisi için hayatını fedadan çekinmeyeceği biri olmayınca mahvolur Böyle birine kavuşunca coşar, üzülüyorsa böyle birinden mahrum olduğu içindir Yani,

aydınlatacağı biri yoksa alevi söner kadının

Erkek öyle mi? Ne egoisttir o Daha doğrusu merkezi kendi içindedir Yani, yaşadığı dünyanın merkezi kendi şahsı, kendi çıkarı, kendi hazları, kendi meşgaleleridir Tek başına yaşayabilir erkek, hayatın tadını çıkarabilir Çevresindekiler sevinçliymiş, üzüntülüymüş ona ne! İlgilenmez başkalarıyla Onlar da kendisiyle ilgilenmeyince fazla üzüntü duymaz Kendi rahatını düşündüğü için her heyecandan kaçmak ister Aşksız da yaşayabilir, kinsiz de Sevinçli olmuş veya olamış aldırmaz Başkaları beğenmiş veya beğenmemiş umurunda mı? Çizdiği yolda yürür gider Damak, göz, kulak zevklerine bayılır Zengin olacak, hükmedecek herkese, kafasını geliştirecek Hazlarının merkezi kendisi


Çocuklara bakın: Kız, bebeklere düşkündür Erkek, tüfeğe Kız, anne olmak ister, öğretmen, hastabakıcı olmak ister Küçüklerle oynamaktan, onları okşamaktan, okşanmaktan hoşlanır Kendisini annesine veya hocasına beğendirmek için deli divane olur Erkek kendinden büyüklerini arar Ya arabacı olmak ister, ya general Kumanda edecek, herkes boyun eğecek ona Durup dururken yardım etmez annesine, ya korktuğu için yardım eder ya mükâfat beklediği için


İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur Yaşlanan erkek kavgadan çekilir Başkasının kendisiyle ilgilenmesini ister, ama kendisi hiç kimseyle ilgilenmek istemez Fakat, yaşlanan kadın hayat kavgasından çekilmek şöyle dursun, çalışma sahasının daraldığını gördükçe kendini yer Daha çok çalışmak ister, daha hassaslaşır Kendini başkalarına feda edemeyince, ister ki başkaları doğruluğuna inandığı davaları için fedakârlık yapsınlar Tapar torunlarına Yavrular onun için hem büyük bir dert, hem büyük bir hazdır Çocuklarından çok torunları için çırpınır Kimsenin yaptıklarını beğenmez Hep iş arar kendine Hep kaygı arar Arkada kalan yılların yalnız üzüntülerini hatırlar Hayatın tadını çıkaracağı yıllarda eskisinden bin kat beter üzülür

Kadının hayatında en baytiyar çağ, bütün varlığını ailesine, bütün varlığını cemiyete verebildiği çağdır Gerçek ve tabii bir heyecan Kendi başkaları için çırpınır, başkaları onun için Kadın, çocuğu için hem süt anne hem terbiyeci, hem sevgili olduğu yıllarda bahtiyardır


Uğrunda didineceği kimsesi yoksa, kendine bağlanacağı kimse yoksa ölür gider kadın Evlenmemiş bir kız düşünün Ne kardeşi var ne yeğeni Sevmiyor ve sevilmiyor Acılarını dindirecek kimsesi yok, fedakârlık edemiyor Duyguları hiç kimsenin işine yaramıyor, ne öğretmen ne hemşire Canlı bir hedefi yok Ne olur bu kızcağız? Solar ve kurur


İşsizlik, ilgisizlik, en büyük felâket kadın için Heyecansız bir hayat, bağlanamamak, kendine bağlayamamak Ölümden beter

Kadın Neden Başkası İçin Yaşar?


Yalnız kadın mı? Dişi hayvanlar da, bitkiler de başkası için yaşar Çiçekler taç yapraklarını feda ederler aşkaDişi, kendine etmese hayat bir hamlede sona ererdi Kadının bu fedakarlığı daha derin bir iç güdüden geliyorErkekde de kadında da hep aynı iç güdüBüsbütün ölmemek kaygısı Ölünceye kadar bunun için didinmiyor muyuz?Bir gönülde, bir kitapta bir mermerde yaşamakTabiat bu kubbede hoş bir seda bırakmamız için yaratmış aşkı Aşkı ve ihtirasıİstikbale taşmak, adımızı bizden sonra yaşatmak, bir vücutta yeniden gençleşmek veya kafamızdan bir dünya yaratmak Sonsuza damgamızı vurmak


Bu amaca varmak için hangi acıya katlanılmaz? Ebedîleşmek için ölmek Anne çocuğu için her fadkârlığa katlanır Erkek, eseri için Acı, bir şehvet olur onlar için Batan gemiden çocuklarını kurtaran kadın gülerek can verir


İhtiras, yani bir eserde gerçekleşmek, bir eserde yaşamak arzusu hem bir erkeği kanatlandırabilir hem kadını Ama aşkta ebedîleşmek yalnız kadının imtiyazı Ancak anne ölümsüzlüğünü bütün genişliği ile duyabilir Varlığından bir parça gelişecek, istikbali fethedecek, yaşayacaktır Ağaç meyve vermiştir artık Kadın bunun için aşka susuzdur Kendini sevgiye ve sevgiliye adayışı bundan Başka biri için yaşayan onu sezmek, anlamak ihtiyacındadır Kadın, bunun için daha çok sezgi, daha çok duygu Hayatı yaratmak, yani başkasında yaşamak Onu yarınlara götürecek olan: Çocuğu


Erke için öyle mi? Onu ebediyete götüren köprü, çocuğu değildir Vücudundan bir vücut çıkaramaz O, kafasıyla, kalbiyle veya eliyle yaratmak zorundadır ebediyetini Bunun için de varlığının merkezi kendisi Klavuzu, aklı ve menfaatleri Erkek, hayatını feda eder de ihtiraslarından vazgeçemez Cinslerin ruh dünyasını kesin çizgilerle birbirinden ayırmak imkansız Ama kadının kaderine hükmeden bu alterocentrisme, erkeğin kişiliğini biçimlendiren ise egocentrisme


Çevresindeki insanlarla yürekten ilgilenmek kadının kadınlığından geliyor Ama, çektiği acıların kaynağı da bu İşte davanın can alacak noktası Egoizmle zırhlanmayan için en âsûde hayat korkunçlaşır Hayatın belkemiği: Egoizm Kendi yolunu aydınlatan bir fenerdir egoizm Egoistin, hedefine varmak için kimsenin yardımına ihtiyacı yoktur Nereye gittiğini bilir ve tek başına yürüyebilir Özgeci (diğergam kimse/kadın) yapamaz bunu O, yalnız sevmek ve sevilmek için değil, yürümek için de başkalarına muhtaçtır Bir sarmaşıktır özgeci Kuru bir dalı, soğuk sert bir duvarı çiçeklerle, yapraklarla donatmak isteyen bir sarmaşık Dayanacağı, kucaklayacağı kuru bir gövde yoksa solar Cansız bir duvar yaşatır onu


Kadın egoizmden mahrum, yani belkemiksiz Bunun için erkeğe muhtaç Sabit bir noktaya ihtiyacı var Yoksa rüzgârın önünde bocalar durur Belli bir hedefe yöneltilmek zorundadır Bu susuzluk zekâ noksanlığından doğuyormuş Kötü bir terbiyenin eseriymiş Yalan En iyi terbiye bile kadının bu başkasına dayanma hasletini yok edemez Bilakis zekâsı geliştikçe bu ihtiyaç da büyür Kendini bir kasırgaya tutulmuş hisseder kadın: Düşünceler, düşünceler Hangisini seçecek? Değeri ne bunların? Ne işe yararlar?


Kadının zekâsı: seziştir, muhakemeye dayanmaz Bu zekâ uçarak varır hedefe Adım adım değil Ama neden varır? Nasıl varır? Bulduğu, gerçeğin kendisi midir? Bu sualler mahveder onu Demek, kadın zeki olduğu ölçüde kendisine destek olacak bir başka zekâya muhtaç Kendisininkinden farklı bir zekâya Zekâsını tamamlayacak bu zekâ, aydınlatacak, sezişlerini değerlendirecek Yoksa, limonlukta yetiştirilen çiçekler gibi yaprak yaprak dökülür bu zekâ Kır çiçekleri kadar olsun yaşayamaz


Ancak erkekleşen kadın böyle bir yardıma ihtiyaç duymaz Kadın, kadın kaldıkça desteksiz edemez Arzular da kâh büyük, kâh küçük Hep aynı değiller ki Yani minnacık bir arzu için büyük dertler hazırlamıyor muyuz kendimize? Kadın, işine gelenle gelmeyeni birbirinden ayıracak ölçülerden mahrum Hedefini bir başkasının göstermesi lazım Yoksa kâh sezişlerine tekeder kendini, kâh zaaflarına Saatten saate, dakikadan dakikaya değişir Sevdikleri kendi dışında Sırf kendi zekâsı, kendi gücü, kendi imkânlarıyla nasıl varsın onlara? Bu meş'um aşk onu ister istemez başkalarına bağlar

Erkekler her istediğini elde edebilir Sabretmesi, çalışması yeter Zengin de olur, yükselir de Hedefe bir başına erişebilir Kadının değişmeyen, elle tutulur bir hedefi yok ki Sevgi kaderin kaprisi Erken veya geç doğmak, falan ülkeden, falan tabakadan olmak, sevimli olmak, rüyasındaki erkekle beş yıl evvel, beş yıl sonra karşılaşmak Hayatı tesadüfün elinde Çevresindekiler onu sevmiyorsa ne yapabilir? İrâdesiyle, zekâsıyla, gayretiyle sevdirebilir mi kendini? Aşk satın alınamaz, menfaatle ilgisi yok Aşk, kadının bütün hayatı Ve aşk baştan başa kapris Ne facia! Facia bu kadarla da bitmiyor Başkalarında yaşayan kadın, başkalarının gönlüne, başkalarının zevklerine ferman dinletemeyeceği için ıstırap içindedir Duygularıyla menfaatlerini bağdaştıramadığı için ıstırap içindedir Kadının saadeti ne kazanacağı şöhrette, ne yükseleceği mevkidedir O sevmek ve sevilmek ister Hayatı yaratmak, gözyaşlarını kurutmak, çevresindeki bütün canlıları mutluluğa kavuşturmak ister Bütün sevinçlerinin, bütün kaygılarının kaynağı budur Ama arzularıyla menfaatleri boyuna çatışmaktadır


Çocukları olacak, geceleri uykularını feda edecek Ömür boyu kahırlarını çekecek Bunda ne çıkarı var kadının? Çocuk yapınca daha mı sıhhatli olacak? Şöhreti mi artacak, itibarı mı? Genç kız baba ocağının sevgilisi, göz bebeğidir çok defa Dilediği gibi yaşar, dilediği gibi harcar Hürrüyetini, rahatını, içtimai mevkiini, hatta bazen şöhretini bırakıp bir erkeğin peşine düşmek Hem de çok defa feda ettiklerine karşılık kendisine ıstıraptan başka hiç bir şey vermeyecek olan bir erkeğin peşine Bu mu menfaat?


"Evet eskiden kadın sevgiye atıyordu kendini, başkaları için yaşıyordu; bugün de, çekinerek başkaları için yaşayanlar var Ahmakça bir soyaçekiş, alışkanlık Bu gerici yönelişleri ayaklar altına alacağız, biz yeni kuşaklar baştan başa değiştireceğiz" İhtiyar tarih, ilk defa duymuyor bu lakırtıları Mâziyi yıkmak isteyen ilk nesil siz değilsiniz Ama zavallı dostlarım, kadın oldukça uzun bir zaman güya çıkarı peşinde koştuktan, bağımsızlığına kavuştuktan, şöhret servet kazandıktan sonra sahneden çekildi, bir de baktık ki bir hayale kaptırmış kendini Dimyata pirince giderken İkbal avutamamış onu, alış doyuramamış Gerçek sevinci ferâgatte bulmuş kadın Annelikte bulmuş Kendini çevresindekilere adamakta bulmuş Ve tarih boyunca menfaatleriyle gönlü arasında sallanmış durmuş kadın, rakkas gibi Menfaatlerini feminizm bayraklaştırmış, gönlünü annelik doyurmuş

Erkeğin tatmadığı bir acı bu İstediği, irâdesine tâbi onun Menfaatleri çok defa arzularıyla âhenk halinde


Bitmedi Kadının sevdikleri hep aynı kalmazlar Boyuna değişir arzuları, değer ölçüleri değişir Delikanlı, nişanlısından şiir ister, zerâfet, tabiilik, toyluk ister Aynı delikanlı, koca oldu mu kadından sadece evini idare etmesini, tecrübeli olmasını, hesaplı kitaplı olmasını ister Hakkı var Erkek için hayatın gayesi aşk değildir Sittin sene aşkla uğraşamaz Ama kadın bu yeni isteklere nasıl uydursun kendisini? Nasıl acı çekmesin?


Çocuk annesinin bir dakika yanından ayrılmasını istemez Her an bakım bekler Teselli bekler Yıllar geçer çocuk delikanlı olur Annesinin kendisini rahat bırakmasını ister Öğütleri, tecrübeleri öfkelendirir onu Kendi başına buyruk yaşamak ister Haklıdır da Kendisi tecrübe edecek hayatı Başkasının tecrübesi işine yaramaz ki Ama anne buna nasıl katlansın? Ömür boyu başlıca vazifesinin çocuğuna yardım etmek, onunla ilgilenmek olduğuna inanmış Bu alışkanlıktan vazgeçebilir mi bir anda? İşte yeni çatışmalar, yeni trajediler Erkek bütün bunların dışındadır Onun sevgilileri zamanla değişmez Birbirleriyle çatışmazlar Erkek zafere ve şöhrete erişmek için boyuna yolunu değiştirmek zorunda değildir Hatta hep aynı yönde ilerlediği ölçüde başarıya ulaşır


Demek ki kadının kurbanı olduğu trajedilerin kaynağı ne aksi tesadüfler, ne beşeri kanunlar, ne erkeklerin kötü oluşudur Bu facianın kaynağı, kadının misyonu Başkalarına ihtiyacı oluşu, başkalarını sevişi Başkaları tarafından sevilmek isteyişi Kanuni durumunu düzeltmişiz, mesut olacak değil ki Kadını mesut etmek için erkeği terbiye etmek lazım Erkek kadını daha iyi anlamalı, ona daha iyi yardım edebişmeli ki, acıları dinsin kadının

Kadının arzularını tanımadan onu nasıl mutluluğa eriştirebiliriz, onu ve onunla birlikte erkeği yani cemiyeti Bunun için hem erkeği, hem kadını aydınlatmak, ikisini de faydasız anlaşmazlıklardan kurtarmak lazım

[ Cemil Meriç, Kırk Ambar, Ötüken, İstanbul 1980 ] kaynağından alınmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.