Hz. Aişe, Bilge Ve Entelektüel Bir Hanımdı |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Aişe, Bilge Ve Entelektüel Bir HanımdıCahiliye toplumunda kadının adı bile yokken, İslâm'ın gelişiyle birlikte kadın, hak ettiği değerini kazanmıştır Hz Aişe, sahabiler arasında ilmî derinliği itibarıyla en ön sırada yer alıyordu Sorgulayıcı bir fıtratı vardı; görüp duyduğu her şeye olduğu gibi inanmaz ve duyup gördüklerinin gerçek yönünü öğrenmeden de rahat edemezdi Öğrenme merakı zirvede bir insandı Kendisine kapalı gelen her meseleyi mutlaka sorar, zihnine takılıp da çözemediği bir meseleyi açıklığa kavuşturmadan duramazdı Bilhassa Efendimizin vefatından sonraki yıllarda Hz Aişe'yi, hemen her konuda çevresini bilgilendiren bir ilim merkezi olarak görmekteyiz O, fıkıh, hadîs, tefsîr, dil, şiir, tıp ve tarih gibi konularda etrafını bilgilendirir, söz konusu alanlarda kendisine ulaşan yanlış veya eksik bilgileri de, ya tashih veya tasdik eder, doğrusunu ortaya koyardı Onun içindir ki İslam âlimleri haklı olarak, dine ait ilimlerin dörtte birinin Âişe Validemiz yoluyla bize kadar geldiğini söyleyeceklerdir İnsanlar herhangi bir konuda tereddüde düşüp sonuca gidemediklerinde, onun yanına gelir ve problemlerini onun rehberliğiyle hallederlerdi Artık o, ulaşılan her bilginin doğruluğu veya çözümsüz kalan bir konunun aydınlığa kavuşturulması gibi hususlarda kapısı çalınıp fikrine müracaat edilen bir kaynaktı Bu hakikati Ebû Mûsa el-Eş'arî Hazretleri şu ifadelerle anlatıyor: - Resûlullah'ın ashâbı olarak bize hangi konu zor gelse, onu alır Âişe'ye arz ederdik ve görürdük ki o konuyla ilgili onun yanında, bu problemi de çözecek bir bilgi mutlaka var! (Tirmizî, Menâkıb 63) Bu durum o kadar açıktır ki Atâ İbn Ebî Rabâh gibi âlimler: - Âişe, insanların en fakîhi, en bilgini ve görüş ve düşünceleri itibarıyla de en güzel olanı idi, diyecek; Hişâm İbn Urve gibi büyükler de: - Ben, gerek tıp gerek fıkıh ve gerekse şiir gibi konularda Âişe'den daha bilgesini görmedim, ikrarında bulunacaklardır SAHABİLERE DERS VERİYORDU Tâbiîn'in büyük imamlarından Hazreti Mesrûk: - Resûlullah'ın önde gelen büyük ashâbını, miras taksimiyle ilgili ilim olan ferâiz konularını Âişe'ye sorarken görürdüm Sözüyle onun ferâiz konularındaki derinliğini ifade etmektedir Abdurrahmân İbn-i Avf'ın oğlu Ebû Seleme'nin kanaati de aynı istikamettedir: - Resûlullah'ın sünnetini ondan daha iyi bilen, fıkıhta derinlik açısından ondan daha engin ve hangi âyet veya hangi hükmün nerede indiğini Aişe Validemiz'den daha iyi bileni ben görmedim! Annemiz'in yeğeni ve en has talebesi olan Hazreti Urve, onun ilmî derinliğini anlatırken şu ifadeleri kullanacaktır: - Ben, Kur'ân'ı, ferâiz başta olmak üzere din adına her türlü hükmü, helal ve haramı, fıkhı, şiiri, tıbbı, Araplar hakkındaki bilgiyi ve neseb ilmini, Mü'minlerin Annesi Âişe'den daha çok bilen kimse görmedim! (Reşit Haylamaz, Hz Aişe kitabından, s 337) O toplumda kadının adı bile yokken, İslâm'ın gelişiyle birlikte kadın, hak ettiği değerini kazanmıştır Bu noktada Hz Aişe, Peygamber Efendimizin yanında kadınların temsilcisi gibi duruyor ve yürüdüğü yoldan onların da gelmesi için herkese örnek oluyordu |
|