Siyah Balonlar Da Uçar! |
08-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Siyah Balonlar Da Uçar!Siyah Balonlar da Uçar! 'Balonları yükselten dışındaki renk değil, içindeki cevherdir' (Lyle D Flynn) Küçük bir zenci çocuk, şehrin lunaparkında dolaşırken bir satıcının elindeki balonları seyre dalmıştı Her renkten ve her biçimden balonlar ışıl ışıl parlıyorlardı Derken, birdenbire kırmızı bir balon kazara bağlandığı yerden kurtularak havada uçtu, uçtu, uçtu ve nihayet aşağıdan seçilemeyecek kadar yükseldikten sonra gözden kayboldu Bu manzarayı seyretmek için öyle bir insan kalabalığı toplanmıştı ki, satıcı, bir tane daha bırakmanın iyi bir reklâm olacağını düşünerek havaya parlak sarı renkte bir balon daha bıraktı Arkasından bir tane de beyazını çözdü Küçük zenci, olduğu yerden bir hayranlık içerisinde ardı ardına uçan rengârenk balonları seyrettikten sonra: 'Baloncu amca' dedi 'Acaba bir de siyah renkte balon bıraksanız, ötekiler kadar yükselir mi'? Baloncu, anlayışlı bir bakışla çocuğa tebessüm ederek, siyah renkli bir balonu çözdü Parmaklarını gevşetip onu da boşluğa bırakırken şöyle dedi: "Yavrum, bu balonları yükselten dışındaki renk değil, içindeki cevherdir" (Lyle D Flynn) 'Cahiliye' Irkçılığı Irkçılık fikri, İslâm öncesi cahiliye kalıntılarındandır Ağır aksak işleyen bir bilgisayara yeni bir format atıldığında kendine gelir ve düzgün bir şekilde çalışmaya başlar İslâm dini gelmeden önce Arap milleti ağır aksak işleyen bir makine gibi idi İslâm dini onların hayatlarını yeni baştan tanzim etti ve onları yükseltti Böylece vahşetin yerini insanlık, bedeviliğin yerini medenilik, geri kalmışlığın yerini ilerleme aldı Kur'an-ı Kerim, İslâm öncesi zihniyetlerden "cahiliyye" şeklinde bahseder Mesela, Allah'ı çok ötelerde tasavvur edip, "artık bu âleme karışmaz, olaylara müdahalesi yoktur" şeklindeki bir zan, cahiliyye zannı; Hak din namına değil, bâtıl şeyler uğruna gayrete gelmek, cahiliyye hamiyetidir (Bkz Âl-i İmran, 154, Mâide, 50; Fetih, 26) Irkçılık fikri de cahiliye kalıntılarından gelen bir yaklaşımdır İslâm'ın getirdiği "inananlar kardeştir" prensibini benimseyen ilk Müslümanlar, bedevilikten ve kabilecilikten kurtulup medeniyeti yakalamışlar, diğer milletlere de örnek olmuşlardır Siyah Kadının Oğlu Hatadan dönmek fazilettir, hatada ısrar etmek ise o hatadan daha büyük bir hatadır Ashaptan Ebu Zerr, Bilal-i Habeşiyle bir gün tartışır ve ona: "Siyah kadının oğlu" diye hakaret eder Durum Hz Peygamber'e haber verilince Peygamberimiz son derece kızar ve Ebu Zerr'e şunları söyler: "Ey Ebu Zerr! Sen Bilali, annesinin renginden dolayı ayıplamışsın öyle mi? Demek ki sen hâlâ cahiliye zihniyeti taşıyorsun!" Bir anlık öfke ile ağzından çıkan ve kendisinin de istemediği bu sözden dolayı Ebu Zerr çok üzülür, pişman olur Ağlamaya başlar ve kendini yere atarak yüzünü toprağa yapıştırır Ardından şöyle der: "Bilal ayağı ile yanağıma basıp çiğnemedikçe, vallahi yüzümü yerden kaldırmayacağım'" Bilal-i Habeşiden tekrar tekrar özür diler Bilâl ise, yerden Ebû Zerr'i kaldırır, "bu yüz basılmaya değil, öpülmeye layıktır" diyerek onu bağrına basar Öyle görülüyor ki, peygamberlerden sonra en seçkin kimseler olan sahabeler bile zaman zaman yanlış yapabiliyorlar Ama bu yanlışlarında ısrar etmiyorlar Zira biliyorlar ki, hatadan dönmek fazilettir, hatada ısrar etmek ise o hatadan daha büyük bir hatadır İslâmoğlu Selman İslâmiyet, ona mensup milletlerin 'üst kimliğidir' İslâmiyet soy-sop üstünlüğüne ve bununla övünmeye son vermiştir Ashab-ı Kiramın bulunduğu bir mecliste, Sa'd bin Ebi Vakkas, sahabenin ileri gelenlerinden bazılarına soylarını saymalarını teklif etti Kendisi de bu arada kendi soyunu baştan sona sıraladı Topluluğun içinde İran asıllı Selman-ı Farisi de vardı Onun, Kureyş ileri gelenleri gibi övünebileceği meşhur bir nesebi yoktu Soyunu teferruatlı olarak da bilmiyordu Hz Sa'd, ona da nesebini saymasını teklif edince, cevaben şöyle demişti: "Ben İslâmoğlu Selman'ım Nesebimi sizin gibi bilmiyorum Bildiğim bir şey var, o da Allahın beni İslâm ile şereflendirdiğidir" Sa'd'ın lüzumsuz, aynı zamanda cahiliyet devri zihniyetini andıran bu nesep sayma teklifinden Hz Ömer de rahatsız olmuştu Selman'ın bu manidar cevabı o kadar hoşuna gitti ki, "Ben de İslâmoğlu Ömerim" diyerek Hz Selman'ın cevabına nazire yaptı Hadiseyi Hz Peygamber (sav) duyunca, o da Selman'ın cevabını çok beğenmiş, "Selman bendendir, benim ehl-i beytimdendir (ailemdendir)" buyurmuştur (İbnu Hişam, Siretu'n-Nebeviyye) Malcolm X 'Eskiden sağır, dilsizdim İslâm ile kendimi buldum' Malcolm X, Amerikada ihtida etmiş zenci Müslümanlardandır 1925'te Omaha'da dünyaya gelmiş, 1965'te New York'ta şehid edilmiştir Önceleri, sırf beyazlara tepki olsun diye İslâma girer, öyle ki konuşmalarında "Tanrı siyahtır" demektedir Ama hac için mukaddes beldelere gittiğinde orada her renkten insanların Ka'be'nin etrafında tavaf ettiklerini görür, ırkçılık fikrinin İslâmda olmadığını anlar, eski fikirlerinden vazgeçer Çünkü o "masmavi gözleri, sapsarı saçları olan insanlarla aynı tabaktan yemek yemiş, aynı saflarda omuz omuza namaz kılmıştı" Mekke'den hanımına şunları yazıyordu: "İnanamayacaksın ama; tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim Hepimiz bir kardeştik Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim Gerçek peygamberimiz olan Hz Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır" Dönüşünde, ırklar ötesi bir din olarak İslâm'ı tebliğ eder Yavuz Sultan Selim ve İslâm Birliği 'Padişah-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş Bir veliye bende olmak cümleden âlâ imiş' Yavuz Sultan Selim Yavuz Sultan Selim, doğuya yaptığı seferlerle büyük ölçüde İslâm Birliği'ni sağlamış, 'mukaddes emanetleri' İstanbul'a getirip 'müslümanların halifesi' ünvanına sahip olmuştur Bir şiirinde şöyle der: Milletimde ihtilaf u tefrika endişesi, Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni İttihadken savlet-i a'dayı def'e çaremiz, İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni" Yani, "Milletimde meydana gelebilecek birbirine düşme ve bölünme endişesi, beni kabrimde bile rahatsız eder Düşmanları def etmek için tek çaremiz bir ve beraber olmak iken, milletimiz bunu yapmazsa gönlüm yara bere içinde olur" İdris-i Bitlisî, Yavuz döneminin şark âlimlerindendir Bu zât, Doğu Anadolu'daki Kürt ve Türkmen aşiret reisleriyle görüşerek onların Osmanlı'ya iltihakını sağlamıştır Mehmet Akif ve Milliyetçilik 'Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım' M Akif Ersoy Mehmet Akif, Osmanlının son dönemini ve Cumhuriyetin ilk dönemini idrak etmiş, insanımızın maruz kaldığı zor halleri kalbinin taa derinlerinde hissetmiş ve bu hislerini şiir kalıbı içerisinde diğer insanlarla paylaşmıştır Safahat'ı okuyanlar, bu muhteşem eserin satırları arasında Akif'in ızdıraplarını kolaylıkla görmektedirler Osmanlının son döneminde Mehmet Akif'in de içinde yer aldığı bazı aydınlar İslam birliği (ittihad-ı İslam) fikrini savunurken, bazıları Türkleri bir bayrak altında toplamak (Turancılık) görüşünde idiler Mehmet Akif, bu konuda şöyle der: "Turan ili" namıyla bir efsane edindik; "Efsane, fakat gaye!" deyip az mı didindik? Kaç yurda veda etmedik artık bu uğurda? Elverdi gidenler, acıyın eldeki yurda" |
|