Prof. Dr. Sinsi
|
Şecaat Arz Ederken
Şecaat arz ederken![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Geçen gün otobüste iki bayanın konuşmasına kulak misafiri oldum TV programlarından bahsediyorlardı Biri diğerine sordu:
- Dün akşamki TV haberlerini izledin mi? Bir şehit erimizin cenaze merasimi vardı Baktım, cenaze sahipleri hiç bağırıp çağırmıyor Sanki öldüğüne memnun olmuş gibi sakin bir hâlleri vardı Garibime gitti Üvey çocukları mıdır, nedir?
Diğeri cevap verdi:
- İzledim, izledim Dikkat ettiysen cenaze sahipleri, üstelik mutaassıp insanlardı Güzelim, artık insanlarda merhamet de kalmadı Ne kadar ayıp değil mi? Geçen yıl oğlu vefat ettiğinde, teyzem, on beş gün durmadan ağlamıştı; bağırıp çağırmasından günlerce uyuyamamıştık![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ne demişler; "Merd-i Kıbtî şecaat arz ederken sirkatini söyler "
Zavallılar, şecaatlerini söylerken, cehaletlerini ortaya koyuyorlar Ne bilsinler yapılması gerekenin bu olduğunu ve dinimizin böyle emrettiğini![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Çünkü her akşam haberlerde, cenaze merasimlerinde, vefat edenin yakınlarının ortalığı birbirine kattıklarını görüyorlar Bu durum artık cenaze merasiminin vazgeçilmez bir parçasıydı sanki![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Bunun aksi yapıldığında, cenaze merasimi eksik yapılmış oluyor bunlara göre![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yalnız bu konuda değil, hemen hemen her konuda, TV'ler toplumu öylesine yanlış yönlendiriyor ki; yapılmaması gereken bir şey, yapılması lâzımmış zannediliyor Doğru ile yanlışlar iyice karıştı Kültür seviyesi de gün geçtikçe düştüğü için, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt edebilen gün geçtikçe azalmakta artık
Hâlbuki cenaze merasimi, dinî bir merasimdir Dolayısıyla dinin bildirdiği ölçüler içinde yapılır Dinimiz ise bağırıp çağırmanın günah olduğunu bildirmektedir Çünkü, yapılan hareket Allahü teâlâya isyan oluyor
İmanın altı şartından biri de "Kaza ve kadere iman"dır Başa gelen her şey Allahtandır Bağırıp çağırmak, kaza ve kadere razı olmamanın alâmetidir Ölen, ister trafık kazasında, ister çatışmada, isterse yatağında olmüş olsun, hep Allahın takdîri ile ölmektedir Ölen, kendisine tayin edilen süre dolduğu için buradan ayrılmakta "Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane " Bunların hepsi birer sebeptir
Cenaze yakını sesi çıktığı kadar bağırıyor: "Bu genç yaşta bizi bırakıp nereye gidiyorsun?![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) " Sanki o, kendi isteği ile gidiyor
Müslüman, her işinde, Peygamberimizin bildirdiği dinin emir ve yasaklarına göre hareket etmek zorundadır Hadis-i şerifte, "Bir yakını ölünce, saçını başını yolandan, yüksek sesle ağlayandan, bağırıp çağırandan, dövünenden uzağım!" buyurulmaktadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allahü teâlâdan gelen belâlara, musibetlere sabretmek çok sevaptır Günahlara kefarettir Sabredilmezse, bunlardan mahrum kalınır Nitekim, hadis-i şerifte,"Bir musibet başa geldiğinde, dövünmek, sevabı giderir " buyuruldu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
O hâlde canımız, ciğerimiz olan evlâdımız geri dönmemek üzere aramızdan ayrılırken, hiçbir şey olmamış gibi mi hareket edeceğiz? Bu mümkün mü? Tabiî ki mümkün değil Üzülmemek, ağlamamak insanın elinde değil Dinimiz insana yapamayacağı şeyi zaten yüklemez
Ağlayacağız, üzüleceğiz; fakat bu, dinimizin bildirdiği ölçüler içinde olacak Dinimizde her şeyin ölçüsü bildirilmiştir
Peygamber efendimiz, oğlu İbrahim küçük yaşta vefat edince, çok üzülüp sessizce ağladı Sonra da, sessizce, bağırıp çağırmadan ağlamanın, dinimizce bir mahzuru olmadığını bildirdi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Gelelim şimdi bu yanlışlığın kaynağına![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Bunun kaynağı da yine cehalet![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) İslâmiyetten önceki cahiliye devrinin âdetleri bunlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Cahiliye devrinde, Araplar, cenazenin arkasından, üstlerini başlarını paralayarak, siyah elbise giyerek, saçlarını tıraş ederek matem tutarlardı
Bu kötü âdetlerin diğer kaynağı ise, Türklerin, Müslüman olmadan önceki devirden kalma Şamanizm âdetleri![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Bazı Türkmenlerde görülen ağıt yakma, ağıtçı kadın tutma âdeti buradan geliyor
Cenazenin arkasından ağıt yakan, yaktıran, bunları dinleyen, iyilikleri sayıp döken Allahü teâlânın lânetine duçar olur Bu yapılanlardan, ölen de ıstırap çeker Zaten bunların çoğu gösterişten ileri gitmez; âdet yerini bulsun, ayıp olmasın diye yapılır Çoğu zaman ağıtçı, öleni tanımaz bile![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Mehmet Oruç
|