İnsan Rabb’İne Karşı Daima Edepli Olmalıdır |
08-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Rabb’İne Karşı Daima Edepli Olmalıdırİnsan Rabb’ine karşı daima edepli olmalıdır İnsan, kendi iradesiyle ancak kendi iradesinin hâsılası kadar bir iş yapabilir İnsanın iradesi, kendi elinin ulaştığı dairenin çemberi kadardır Hâlbuki onun mazhar olduğu imkân ve kabiliyetler bütün kâinattaki imkânların hâsıl edemeyeceği kadar büyüktür Buradan anlaşılmaktadır ki, insan kudret ve iradesiyle elde ettiği şeyin binlerce derece üstünde çok şeye maliktir ve bunların hiçbirisi insanın kudretinden doğmamaktadır İnsanın neye malik olup olmadığının münakaşası yapılabilir Mesela o, kendi görmesini, tat almasını, duymasını kendisi temin edebilir mi? Bunları baştan Allah cebri lütfî olarak vermiş ve insana sormamıştır Bunda insan iradesinin hiçbir dahli yoktur Bu, öyle büyük bir rahmettir ki Allah, bunları bize istemediğimiz zaman lütfetmiş, sonra bize irade vermiş ve biz, Allah’tan bunların devam ve temadisini istiyoruz Bunlarda küçük bir arıza meydana gelse çok defa insan bunların üstesinden gelememekte ve bu arızaları giderememektedir Eğer insanoğlu, bu türlü arızaları izaleye kadir olsaydı, hasta ve pek çok musibetlere maruz kalan insanların çeşitli hastalıklardan ölmesi tasavvur edilemezdi Hâlbuki pek çok hekim bütün teknik imkânlarla hastanelere düşmüş milyonlarca hastanın başında ellerinden gelen gayreti sergilemelerine rağmen, ölüp giden bir insan karşısında bir şey yapamamaktadırlar İnsan neye maliktir ki! İnsan, neye maliktir ki? Lokmayı ağzına koyduktan sonra her şey onun iradesi dışında cereyan etmektedir Hatta insan bu işte iradesini ortaya koysa karıştırır Mesela yemek yerken yemek yeme sevk ve insiyakının dışında bir şeyler yapmaya kalkışırsa dilini ısırır Az çok insanın ağzında iradesi vardır ve bazen dil ısırma gibi hiç hoş olmayan durumlar ortaya çıkabilir Evet, her şey adeta insanın iradesi dışında olmaktadır Kendi benliği içinde, kendi iradesinin dışında halledilen bu meseleler bir yere yığılsa, küre-i arz çapında bir büyüklüğe ulaşır Ayrıca insanın kudret ve iradesi vardır diyerek ondan biraz kudret ve iradeyi süzüversek bu küre-i arz büyüklüğündeki lütuflar karşısında mikroskobik bir şey olur Öyleyse insan, haddini bilmeli, Rabb’ine karşı daima edepli olmalıdır Allah dilemezse insan hiçbir şeye sahip olamaz ve hiçbir şey yapamaz İnsanın olacağı şey sadece iradesi kadardır Ancak o, bu küçük ve sınırlı iradesiyle terazinin kefesine bir kaşık su koyar Allah lütfuyla bu bir kaşık suyu umman yapar ve karşılığında ona bir umman ihsan eder Bu, sadece Allah’ın bir lütfudur Hâlbuki insan, çoğu zaman bunu değerlendirirken “Ben bir kaşık koydum da ondan umman hâsıl oldu” diyerek yanılır İnsan kendi ihtiyarı ve iradesi dâhilinde olan işlerinde dahi işin yüzde birine sahip değildir Böyle zayıf ve aciz olan bir varlık nasıl olur da kendisinden hâsıl olan bütün işlere sahip çıkıp kendine mal edebilir? Bu yanlış düşünceyi izale etmek için Allah’ın verdiği azaları yerinde ve gerektiği gibi kullanamayan insanlara bakılabilir Bu durum, insana kendi hududunu çizmesi adına çok şey telkin ve ilham eder Bütün fiilleri yaratan Allah’tır Biz sadece şart-ı adi olarak işe mübaşeret ederiz Çünkü Allah lütuflarını bu şart-ı adiye bağlamıştır Bu, kapının açılması için tokmağına dokunmak gibi bir şarttır Evet, insan sa’y ve gayret eder, Cenab-ı Hak da mal, mülk ve her türlü dünyalık imkânı lütfeder İnsan ilmin arkasından koşar, Allah da ona ilim ihsan eder Ancak bu her zaman böyle olmayabilir; bazen çok akıllı kimseler, ticarette koşarlar da zengin olamazlar Zira Allah her zaman verme mecburiyetinde de değildir Kulunun iradesi kadar verirse bu adaletinin gereğidir; iradesinin üstünde vermesi ise lütfundandır Kimse de buna itiraz edemez Çünkü bizler, kulları olarak önceden Allah’a bir şey vermedik ki O, karşılığını verme mecburiyetinde olsun Yaptığımız kulluk ise şimdiye kadar mazhar olduğumuz nimetlerin bir neticesidir Bundan sonra bizlere ihsan edilecek nimetlerin bir mukaddimesi değil Bu sebeple insan elindeki hiçbir şeye kendisinin malik olmadığını bilmeli ve bundan sonra geleceklerin de tamamen Allah’ ın lütfu olduğunun idrakinde olmalıdır ÖZETLE 1- İnsan, kendi iradesiyle ancak kendi iradesinin hâsılası kadar bir iş yapabilir İnsanın iradesi, kendi elinin ulaştığı dairenin çemberi kadardır 2- Allah'ın sayısız lütfuna mazhar olan insan, iradesiyle elde ettiklerinin çok üstünde şeye maliktir ve bunların hiçbirisi insanın kudretinden doğmamaktadır 3- Allah dilemezse insan hiçbir şeye sahip olamaz ve hiçbir şey yapamaz Öyleyse insan, haddini bilmeli, Rabb’ine karşı daima edepli olmalıdır Fethullah GÜLEN |
|