Altta Kalanın Canı Çıksın! |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Altta Kalanın Canı Çıksın!"Altta kalanın canı çıksın!" Maddeci Batı'nın düşünce yapısını şu söz çok güzel yansıtır: "Altta kalanın canı çıksın!" Bizde de bu düşünce yaygınlaştığı için, yardımlaşma unutulmuş; ferdiyetçilik ön plâna çıkmış durumdadır Adamın bir evi varsa, hemen ikinci, üçüncü evin ve yazlığın peşine düşmekte Otomobili varsa, hanımına, çocuklarına da alma telâşına kapılmakta Akrabalarının, komşularının yiyecek ekmek bulamaması bile onu hiç mi hiç ilgilendirmemekte "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" düsturu çoktan unutuldu Eskiden de saray, yalı sahibi zengin Müslüman ağalar, paşalar vardı Fakat her biri neredeyse bir mahaleye bakardı Çaresizlerin ümit kapısıydılar Eskiler, cenâb-ı Hakkın verdiği nimetleri paylaşmasını bilirlerdi Sahip oldukları dünyalıkları şan, şöhret için kullanmazlardı Yaptıkları yardımları başkaları değil, yardım yapılan kimseler bile çoğu zaman bilmezdi Şimdi ise yapılan yardımlar bile, reklâm için yapılmakta; gösteriş, övünme hep ön plâna çıkmaktadır Yapılan iş, kazanılan para ölümden sonrası için bir faydası olacak ise bir kıymet ifade eder Yoksa mal, mülk onun dünyasını da, âhiretini de karartır Hedef sadece zenginlik olunca, mal, mülk hırsı öylesine gözleri köreltiyor ki, yakınlarını, çevresini göremiyor insanoğlu Gördüklerinden, yaşadıklarından ibret alamaz hâle geliyor Dünyalıklar vasıta olmaktan çıkıyor, mabudu hâline dönüşüyor Zamanımızın en tehlikeli hastalığı budur Manevî hastalıkların mütehassısları bu hastalığın tedavi şeklini asırlar önce bildirmişler İşte size bu hastalığın tedavi şekline bir örnek: Birgün, eshâb-ı kiramın büyüklerinden Ebüdderdâ hazretlerine bir kişi gelerek dedi ki: - Benim kalbimde mala, mülke karşı aşırı sevgi var Çevremdeki muhtaçların, çaresizlerin perişanlığı bana tesir etmiyor Onlara merhamet edip yardımda bulunmak içimden gelmiyor Ayrıca kıldığım namazlardan ve diğer ibâdetlerimden de bir tat, lezzet alamıyorum Bana ne tavsiye edersiniz? - Sana tavsiyem şu: Sen tehlikeli bir hastalığa yakalanmışsın Bunu, hemen tedavi etmelisin! Yoksa, Allah korusun imanını da kaybedebilirsin! - Ya Ebüdderdâ, ne olur beni bu hastalıktan kurtar! Ebüdderdâ hazretleri bu kişiye şu nasihatı yaptı: - Sık sık hasta ziyaretlerine git! Cenaze namazlarında bulun! Kabirleri ziyaret et! Bu üç şeyi muntazaman yaparsan bu hastalıktan kurtulursun! Böylece sendeki dünya sevgisi yok olur, kalbin nurlanır, basiret gözün açılır O kimse bir müddet sonra tekrar Ebüdderdâ hazretlerine gelip dedi ki: - Ya Ebüdderdâ! Tavsiyelerini aynen yerine getirdim Fakat kendimde hiçbir değişiklik görmüyorum! - Sen bildirdiğim gibi, hastaları yokladın mı, cenazelerde bulundun mu, kabir ziyaretleri yaptın mı? - Evet, devamlı bu üç şeyle meşgul oldum Bunun üzerine, Ebüdderdâ hazretleri şöyle buyurdu: - Öyle ise sen, cenazeye bir hayvan ölüsüne gider gibi gitmişsin! Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle: Hasta ziyaretlerine gittiğin vakit, birgün senin de onun gibi zayıf, hâlsiz yatağa uzanmış olacağını düşün! Bir yudum suyu bile eline alıp içemeyecek, başkalarının yardımı ile içebileceksin! Zenginlik, insanın bu hâle gelmesine mâni olamamaktadır Bunları, hastanın yanında düşün ve nefsine şöyle de: "Şunun hâline bak, ibret al! Senin de sonun budur, o hâlde dünyaya taparcasına bağlanma!" Cenaze namazına gittiğin zaman düşün ki, bu kimseyi, bütün dünya nimetlerinden ayırmışlar Tabutun içine koyup musalla taşının üzerine bırakmışlar Yakınları, çok sevdiği ve bütün ömrünü onlar için harcadığı çocukları onu geriden seyrediyorlar Mezarlığa vardığında, kabirde yatanların hâlini düşün! Birgün sen de onlar gibi olacaksın! Nazik bedenin çürüyüp böceklere yem olacaktır Allah için kazanıp harcamadığın mallarının burada sana hiçbir faydası olmayacağını, hatta zararı olacağını düşün! Ebüdderdâ hazretleri sözünü şöyle tamamladı: - Ey kişi işte üç şeyi yaparken bunları düşünüp, kendini bunların yerine koyarsan, kısa zamanda bu tehlikeli hastalıktan kurtulursun! MEHMET ORUÇ |
|