Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bayramla, hikmetler, kurban, öğretilen

Kurban Ve Bayramla Öğretilen Hikmetler

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurban Ve Bayramla Öğretilen Hikmetler




KURBAN VE BAYRAMLA ÖĞRETİLEN HİKMETLER



“Doğrusu, Allah katında ayların sayısı oniki aydır Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında (böyle yazılmıştır) Bunlardan dördü haram aylardır Bu da doğru olan dinin hükmüdür Bu sebeple bunlar hakkında nefislerinize haksızlık yapmayınız” [70]ayet-i celilesi kainat yaratıldığından beri ayların sayısını ve haram olan ayların detayını vermektedir

Peygamber efendimiz(sav), Veda' Hutbesinde şöyle buyurmuştur: "Zaman döndü, dolaştı, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı andaki durumuna geldi Sene oniki aydır, dördü haram ayıdır Bunların üçü ard arda gelir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem Recep ise tektir Cumâdâ ile Şa'bân arasın*dadır” [71]

Haram aylar da, faziletli olan aylardandır Onlar dört tanedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb ayları Yüce Allah, hürmet ve kıymetlerin büyüklüğünden dolayı bu ayları zulmün yasaklandığı zamanlar olarak tahsis etmiştir Aynı şekilde onlarda yapılacak olan ameller, diğer aylarda yapılanlara göre daha faziletlidir Bu ayların en faziletlisi, Hac ibadetinin yapıldığı, ayrıca içinde övülen on günün ve teşrik günlerinin bulunduğu Zilhicce ayıdır Sonra iki vasfı beraberce taşıdığından dolayı Zilkade ayı gelir O vasıflar da, bu ayın haram aylardan ve hac aylarından olmasıdır

Mübarek günler, on dokuz tanedir

Bu günler Aşure günü; Arefe günü; Receb ayının yirmi yedinci; Ramazan ayının on yedinci günü(Bazı alimlere göre kadir gecesi zannı iledir); Şaban ayının on beşinci günü; Cuma günü, Bayram günü, Zilhicce ayının ilk on günü ve Teşrik günleri

Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:

“Arefe günü oruç tutmak, bir sene öncesinin ve bir sene sonrasının keffareti olur (günahını temizler) Aşure günü orucu ise, bir senenin keffaretidir” [72]

Alimlerimizden biri şöyle demiştir: “Kim bu beş günde dünya arzusu için çalışırsa, ahirette emeline ulaşamaz Çünkü bu günlerde Cenab-ı Hakk’ın ikramı daha çok olur” O halde sen, bu günlerde kendi keyfinle ve acil dünya menfaatinle meşgul olursan, o fazileti nasıl umabilir ve daha fazlasını nasıl bekleyebilirsin? Bu günler beş tane olup onlar, iki bayram günü, Cuma günü, Arefe günü ve Aşure günüdür

Bu günlerden ayrı olup, faziletli olan günler, pazartesi ve perşembe günleridir Bunlarda ameller, Cenab-ı Hakk’a yükselir[73]

Zilhicce ayının en faziletli günleri ilk ve son on günleridir Bunlardan sonra Muharrem ayının, ilk on günü gelir Bugünlerde yapılan ameller, diğer aylarda yapılan amellere göre, daha faziletli ve daha üstündür

Rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Kim haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günlerinde üç gün oruç tutarsa, Allah onu cehennemden yetmiş yıllık bir mesafe kadar uzaklaştırır” [74]

Diğer bir haberde ise:

“Haram ayda bir gün oruç tutmak, onun dışındaki aylarda otuz gün oruç tutmaya denktir Ramazan ayında bir gün oruç tutmak, haram aylarda otuz gün oruç tutmaya eşit olur” [75] buyurulmuştur



Nakledildiğine göre Rasulullah (sav): “Amellerin Allah katında en sevimli ve en faziletli olanları, Zilhicce ayının ilk on gününde yapılanlarıdır O günlerde, bir gün oruç tutmak, bir sene oruç tutmaya eşit olur Bir gecesini ibadetle geçirmek, Kadir gecesini ibadetle geçirmeye denk olur” [76] Buyurdu Bunun üzerine meclistekiler: “Ya Rasulallah! Allah yolunda cihad, bundan daha faziletli değil mi? diye soruldu Şöyle buyurdu: “Hayır, Allah yolunda cihad da, bundan daha faziletli değildir Ancak bir kimse canıyla,malıyla çıkar da onlardan hiçbir şeyiyle geri dönmezse,o müstesna” [77] Diğer bir rivayette: “Ancak kim cihada gider ve kanını akıtırsa o, müstesna” [78] diye buyurdu



Benzer başka hadis-i şeriflkerine ise :

Ibni Abbas(ra)Resulullah(sav)’in şöyle buyurduğunu nakleder:”Hiç bir günde yapılan amel,şu günlerde-Zilhiccenin on gününde yapılan amelden Allah’u Teala(cc) katında daha sevimli değildir

Sahabe-i Kiram sordu:”Allah yolunda yapılan cihad da mı ey Allah’ın Resulü!”

“Evet,Allah yolunda yapılan cihat bile! Ancak malı ve canı ile Allah yolunda cihad etmeye çıkan,canı ve malını bu yolda kaybedenler hariçtir! [79]

Resulullah(sav)şöyle buyurur:”Kim terviye günü [80]oruç tutarsa Allah’u Teala (cc) o kişiye Eyüp(as)’ın sabrına karşılık aldığı sevap kadar sevap verir!” [81]

Zekat veren kimse, zekat vermede yılbaşı olarak Ramazan veya Zilhicce aylarından birisini belirlerse, bu daha faziletlidir Çünkü bu iki ayın bir çok faziletler ve hususiyetleri vardır



Zilhicce ayının dışındaki herhangi bir ayın, içinde şu beş fazileti topladığını bilmiyoruz:

1-O içinde savaşın haram kılındığı aylardan biridir

2-Hac ayıdır

3-Onda Haccü’l-ekber/en büyük hac günü vardır,

4-Onda eyyâm-ı ma’lumat denilen faziletli on gün vardır

5-Sayılı günler/Yüce Allah’ın tekbiri emrettiği teşrik günleri de bu aydadır

Ramazan ayında zekatın verileceği en faziletli günler son on günüdür Zilhicce ayının en faziletli günleri ise ilk on günüdür [82]

AREFE GÜNÜNÜN FAZİLET VE EDEPLERİ

Yüce Allah bir kulunu severse, onu en faziletli vakitlerde, en faziletli amellerde meşgul eder ve kendisine en üstün sevabı verir Ama bir kulundan hoşnut olmazsa onu, faziletli vakitlerde en kötü amellerle meşgul eder Böylece onun, dini emirlere hürmetteki noksanlığı ve haramlara dalması yüzünden kötülüğü artmış olur

Hz Aişe(ranhüm) şöyle rivayet eder:”Bir genç vardı,söze kulak verir dinlerdi Zilhicce hilalini görünce ertesi sabah oruç tutmaya başlardı Gencin bu yaptığı Resulullah(sav)’e ulaştı Efendimiz onu çağırdı ve kendisine dedi ki:”Seni bu günde oruç tutmaya sevk eden sebep nedir?”

Genç şöyle cevap verdi:”Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Resulü! Bu günler, insanların hac ve ibadet için toplandıkları günlerdir Belki bu ibadetimle Allh’u Teala beni onların duaları arasına katar!”

Resulullah(sav)buyurdu ki:”Bu günlerde tuttuğun he bir günlük oruca senin için bin köleyi azad etme,bin deva kurban etme ve Allah yolunda cihad etmek üzere bin at vermiş olmaya denk sevap vardır Arefe günü olunca iki bin köle azad etme,ikibin deve kurban etme ve ikibin at vermeye denk senvab ihsan edilir” [83]



Resulullah'ın Arefe günü hakkında şöyle dediği kaydedilir:

"Arefe günü vakfe sırasında Cenâb-ı Hakk'ın Cehennem'den azat ettiği kulların sayısı diğer günlerde azat edilenlerle kıyaslanmayacak kadar çoktur Allah, Arefe günü vakfe yapanlara yaklaşır Sonra onlarla meleklere karşı iftihar ederek 'bunlar ne istiyorlar ki bütün işlerini bırakıp burada toplandılar' der" (Müslim, Hacc, 1348) Ayrıca şu hadis de o gün yapılacak amelin kazandıracağı sevabı bildirir: "Cenâbı Allah'ın Arefe günü oruç tutanların ikinci ve daha sonraki yıllarının günahlarını örteceğini ümid ederim" [84]

Resulullah(sav)buyurdular ki:”Arefe günü gelince Allah’u Teala(cc)rahmetini yayar Hiç bir günde,o günde olduğu kadar cehennemden azad edilen olmaz Arefe gününde kim Allah Teala’dan bir dünya veya ahiret hacetini isterse Cenab-ı Hak bu dileği yerine getirirArefe günü oruç tutmak,geçmiş bir senenin gelecek bir senenin günahlarına kefarettir” [85]



Denilmiştir ki; İlâhî yardıma ermenin alameti üçtür Bunlar:

1-Bir niyetin olmadan da iyi amellerin karşına çıkması

2-İstediğin halde bile, kötülüklerin senden uzaklaştırılması

3- Dar ve geniş anlarda Allah’a yönelme ve yalvarma kapısının açılması

İlâhî yardımdan mahrum olmanın alameti de üç tanedir Bunlar:

1-İstediğin halde hayırlı amellerin senin için zorlaştırılması

2-Kaçıp kurtulmak istediğin halde kötülüklerin kolayca önüne gelmesi

3-İyi veya kötü bütün hallerde Allah’a yönelme ve yalvarma kapısının sana kapanmış olması

Allah Teala’dan lutfuyla güzel yardım ve hayırlara yönelme isteriz Sonu kötü olan kaza ve kaderlerden O’na sığınırız

KURBAN VE TAKVA

Allah Teâlâ'nın Kur'ân-ı Kerîm'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" [86] emri ilahiyesi ve Peygamber efendimiz(sav)'in:"İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın" [87]şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır

Ayet ve hadis-i şeriflerde belirtilen bu husus,İmam-ı Azam Ebû Hanife (rha) ile İmam-ı Muhammed (rha); "Kurban kesmek hürr, zengin ve seferi halde bulunmayan her mü'min üzerine vaciptir" hükmünü beyan etmişlerdir

İşin fıkhı boyutu olduğu gibi kalbi boyutu da vardır Kurbandan maksadın Allah’u Teala’nın emrini verine getirmeye gösterilen ehemmiyet ve bu ibadeti yaparken kalbin durumu…

Allahu Teala, yapılan bütün ibadetlerde kalp hassasiyetini, yani takvayı istiyor Özellikle kurban ibadeti hakkında bu talebini şöyle ifade buyuruyor:

“Kurbanlarınızın ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır” [88]

Şanı Yüce olan Allah Teala, kulunun kalbini istiyor Onun teslim olmasından, Rabbi’ne güvenmesinden razı oluyor Kalpte Allah’a karşı oluşan hassasiyet, yani takva da rahmetin coşmasına sebep oluyor

Yüce Mevlâ, İbrahim (as)’dan oğlunu kurban etmesini istemişti İbrahim (as) bu emri İsmail (as)’a anlatınca, o teslimiyetini şöyle ifade etti:

“Babacığım! Sana verilen emir ne ise yap! İnşallah,beni sabredenlerden bulacaksın” [89]

İbrahim (as) oğlunu tam kurban edeceği esnada, Allah’u Teala ona şöyle seslendi:

“Ey İbrahim! Sen rüyana sadakat gösterdin Şüphesiz ki biz, iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız Bu gerçekten çok açık bir imtihandır” [90]

Baba oğlunu kurban etmeye hazırlanmıştı ki Cenab-ı Hak onlara, ilâhi muhabbetlerinin ve yaşadıkları zorlu imtihanın [91] neticesi olmak üzere “O’na bir kurbanlık verdik” [92] fermanıyla karşılık vererek yüreklerindeki cevheri tasdik ve ispat ediyordu İşte Canan’a can arz edenlere verilen can!



İşte bu hakikatleri düşünen mü’min keseceği kurban, Allah’a yakın olmak gayesi ile fedakârlıkta bulunmayı ilke enidir O’nun emrine uygun bir kurban kesebilme titizliğini gösterirken, bu titizliğin altındaki ruh haline yakışmayan iş ve düşüncelerden uzak olmak takvadır Bir başka deyişle, sahip olduğumuz bütün imkan ve nimetlerin Allah’a ait olduğunun fiilî ifadesidir

Biz kurban keserken aslında şunu söylemiş oluyoruz: Rabbim! Bana verdiğin bütün nimetler senindir Bunu bütün benliğimle kabul ediyorum Hepsini, hatta canımı sana feda etmeye hazırım Bunun bir göstergesi olarak bu hayvanı sana kurban ediyorum



Bu sözlerle aslında:

“Öyle insanlar vardır ki Allah rızası için nefsini satar(Feda eder)” [93] ayeti celilesi hakikate erer

Bu ayeti celile hakkında Elmalılı Hamdi Yazır şöyle der:”İnsanlardan bazısı da vardır ki, Allah'ın rızasına ermek için canını bile verir, yahut Allah rızası için dünyasını ve hatta canını bile verir de kendini ebedî olarak satın alır O bilir ki mülk kendisinin değil Allah'ındır En üstün gaye mal değil, Allah'ın rızasıdır Allah rızası için canını veren, kendini ebedî acılardan kurtarmış ve en büyük ticarete ermiş olur Bunlar, Allah'ın hâs (seçkin) kullarıdır Din ve ibadet uğrunda sıkıntılara katlanırlar, Allah yolunda harp ve cihad alanlarında canlarını ortaya atarlar veya öldürüleceğini de bilse iyiliği emredip, kötülükten menederler Bunların, bütün gözettikleri nokta, Allah rızasıdır Yaptıklarını Allah için yaparlar, istediklerini Allah için isterler Bunlar, kendilerini ne dünyaya, ne ahirete değil; ancak Allah'a satarlar ve Allah'ın rızasını almakla da kendilerini, Allah'tan başka bütün şey lerden ve nefs-i emmârelerinden (kötülüğü emreden nefislerinden) satın almış, âzâd etmiş olurlar

Bunlar, "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir iyilik, ahirette de bir iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!" [94] diyenlerden daha mutludurlar Nefs-i râdiye (Allah'tan razı olan nefis) makamından da geçip, nefs-i merdıyyeye (Allah'ın, kendisinden razı olduğu nefse) ererler Allah da kullarına çok şefkatlidir Büyük şefkatinden dolayıdır ki onlara takvayı teklif ve tavsiye etmektedir Kulların kendi rızaları, onları Allah'ın rızası kadar esirgemez Kendi rızasını Allah'ın rızasında, kendi iradesini Allah'ın iradesinde fâni kılmış (yok etmiş) olanlar, selamet ve saadetin en yüksek derecesine ererler Fakat şurası da unutulmamalıdır ki bazı insanlar, şeytanî bir gururla kendi gönüllerinin eğilimlerini, sırf Allah'ın rızası zannederek taassup ve cahiliye gayreti ile Allah'ın dininin aksine hareket eder ve kendilerini faydasız yere tehlikeye atarlar Allah'ın emrettiği yerde ölmeyi istemez Allah ve Resulü emretmesine karşın kurban kesmemek için çırpınır durur Meselenin ruhu, sırf Allah rızası için olmaktır ki bu da Allah'ın şeriatına bakarak, hareketleri Allah'ın emirlerine uydurmakla olur “ [95]

İşte kurbanın hedefi hasıl olmuştur Mesele hayvanı boğazlar gibi,kalpteki şeytanın hissesini kesip atmaktır “Allah temizdir,yemiz olanları kabul eder” hadisine göre,nefsi Allah’a kurban etmek isteyen kimse,önce onu terbiye edip ilahi huzura layık bir hale getirmesi gerekir

Eğer hak yoldan batıl yola sürükler gibi aldatıcı hile ve desiseleriyle yoldan çıkaran nefis terbiye edilmezse, şeytan-ı lainin yapılan amellerdeki hissesinin kesilmesi sağlanamasa yapılan ameller sadece göstermelik kalır



[70]-Tevbe suresi ayet-36

[71]-Buhârî,Tefsîr,sûre:9,Bed'u'l-halk:2,Mağâzî:77;Müslim,Kasâme:29;Ebû Dâvûd,Menâsik:67;İbn Hanbel, Müsned:5/37

[72]-Muslim, Sıyam, 196; Tirmizî, Savm, 46; Ibn Mâce, Sıyam, 40; Beyhakî, es-Sunenu’l-Kubrâ, IV, 283

[73]-Bkz: Tirmizî, Savm, 44

[74]-Tabarani, el-Evsat, No:181; Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, III, 191 (Hadisin son kısmı farklı)

[75]-Benzeri için bkz: Münzirî, et-Terğib, II, ll4

[76]-Bkz: Tirmizi, Savm, 52; İbnu Mace, Savm, 39; Beyhaki, Şuabu’l-Îman, No: 3757

[77]-Buhari, Ideyn, 11; Ayni, Umdetü’l-Kâri, V, 184;Tecrid-i Sarih, III, 188

[78]-Bkz: Riyazu’s-Salihîn, II, 508

[79]-Buhari,969;Tirmizi,757;Ebu Davud,2438;İbn-i Mace,1727;Ahmed b Hambel,el-Müsned,1969;Ed-Darimi , es-Sünen,1773

[80]-Terviye günü:Terviyenin kelime manası;suya kanmak,düşünüp tefekkür etmektir Zilhiccenin 8Günüdür yani Arefe gününden bir önceki gündür

[81]-es-Suyuti,el-l’Ali,121;İbnu Arrak,Tenzihu’ş-Şeri’a,II,165

[82]-el-Mekki,Kutu’l-Kulub,III,451

[83]-Gazali,Kalplerin Keşfi,696;İbnu’l-Cevzi ve İbnu Arrak bu rivayetin mevzu olduğunu bildirir

[84]-Müslim, Sıyâm, 1162

[85]-Gazali,Kalplerin Keşfi,698

[86]-Kevser suresi ayet-2

[87]-İbn Mâce, Edâhı, 2; Ahmed b Hanbel, Müsned, II, 321

[88]-Hac suresi ayet-37

[89]-Sâffat suresi ayet- 102

[90]-Sâffat suresi ayet- 105

[91]-Saffat suresi ayet-106

[92]-Saffat suresi ayet-107

[93]-Bakara suresi ayet-207

[94]-Bakara suresi ayet-201

[95]-Hamdi Yazır,Hak Dini Kur’an Dili,II,

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.