Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
oruçmeyrem, orucu

Oruç-Meyrem Orucu

Eski 07-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Oruç-Meyrem Orucu






oruç-Meyrem Orucu
Meryem, tek kelime dahi söylemez Cevap vermez Bu, Rabbinin emridir Cebrail, kavminin bu sorularına karşı, Rabbinin “savm” emrini bildirmiştir Savm, yani oruç Açıkçası, Rabbimiz bu olayı sebepler dairesi içinde izaha kalkışarak kendisine soru yöneltecek olanlar karşısında, onun susmasını istemiştir
MERYEM SÛRESİNİ her dinleyişimde, bir hayret ve hayranlık okyanusu beni karşılar Sûrenin âyet âyet örülmüş eşsiz belagatı, bir mest oluş duygusu yaşatır iç dünyamda
Sûrenin adı Meryem’dir gerçi, ama “Rabbinin kulu Zekeriya üzerindeki rahmeti”ni anmakla başlar Bu, başlıbaşına bir hayret konusudur; ve insan, Meryem ismindeki sûrede neden Zekeriya’nın anıldığını düşünürken, yeni yeni âyetler iner dünyasına
Zekeriya bir peygamberdir Hem de çok yaşlı bir peygamberdir Hanımı da kısırdır Çocukları yoktur Zekeriya (as) gizli gizli Rabbine nida eder Ondan hayırlı bir evlat ister
Ve bir gün Cebrail gelir, Zekeriya’yı bir çocukla müjdeler Hayırlı bir çocukla Çocuğun adı bile konulmuştur; bu çocuk Yahya adını alacaktır Bu adla, Hayy-ı Kayyûm olan Zâtın hayat vericiliğinin, hayat vermek için sebeplere mahkum olmadığının, isterse yaşlı bir baba ve kısır bir anneyi de çocuk sahibi kılabileceğinin ap açık bir delili olacaktır
Zekeriya (as) sevinir ve şaşırır “Hanımım kısır” der “Ben ise, ihtiyarlığın son haddine varmış bulunuyorum” Cebrail “Dediğin gibidir” der Ardından, melekût diliyle, ekler: “Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak Bana kolaydır
Yahya doğar İtaat ve merhamet örneği güzel bir kul olur Peygamber olur
Meryem sûresi, işte Zekeriya’nın bu gizli duası ve de Yahya’nın hayat serüveni ile başlar Bunun, “Meryem” kıssası ile ilgisini bulmak, ilk anda gerçekten zordur Oysa, Rabbimiz, bu ilk kıssayla, bizi asıl kıssaya hazırlar Zekeriya kıssası, Meryem okuluna bir hazırlık dersidir sanki Bu ilk dersle, Hâlik-ı Kerîmin hep belli bir yaştaki, belli özellikleri taşıyan anne-babalardan çocuk yarattığını gören; o yüzden, küçük bir dikkatsizlikle Onu yaratışı için bu yaşa, bu özelliklere mecbur ve mahkum zannetmesi muhtemel olan bizlere, bir uyarı yapılır Hikmeti gereği, insanı belli bir düzen içinde, belli bazı sebepler dairesinde yaratan Rabbimiz, o düzenin, o sebeplerin mahkumu değildir İsterse, bize imkânsız geleni de mümkün kılar İsterse, hikmeti de iktiza ederse, çok yaşlı bir baba ile kısır hanımını da çocuk sahibi kılabilir Bu iş Ona kolaydır; çünkü o Kadîr-i Mutlak’tır; kudreti de, iradesi de mutlaktır
Zekeriya kıssası ile zihinlerimiz işte bu gerçeğe uyanır Bu esnada, Meryem kıssası geliverir Kısır bir anne ile çok yaşlı bir babadan çocuk yaratan Hayy-ı Kayyum, bu kez, kulu Meryem’i “babasız bir oğul”la müjdeler Kısır ablası ile yaşlı eniştesi Zekeriya’nın bir evlat sahibi kılınışını görmüştür Meryem Ama, “babasız bir oğul” denilince, “Nasıl olur?” diye sorar: “Bana bir insan dokunmadı ve ben iffetli bir kimseyim” Cebrail, melekût dilinin berraklığıyla, Meryem’e, eniştesi Zekeriya’ya dediğini tekrarlar “Dediğin gibidir” der İlave eder: “Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak Bana kolaydır
İsa da doğar
Ancak, dünyası “sebepler dairesi”nden ibaret olanlar, bunu anlayamazlar Bir atımlık sudan bir kudret harikası yaratılışından ders almamışlardır Dahası, aynı kudret harikasının, çok yaşlı bir baba ile kısır anneden de yaratıldığını görmüş; yine ders almamışlardır Hâlâ insanı yaratanın Hâlik-ı Zülcelâl olduğunu; ve Onun mutlak kudret sahibi olduğunu anlamış değillerdir
Ortada, sebeplerin âcizliğini belgeleyen bir mucize vardır Oysa onlar, kendi akıllarınca, bilakis ortada kötü bir fiil olduğuna inanırlar Meyveyi ağaçtan, çocuğu babadan bildikleri için; sebeplerin ardındaki Müsebbibi ve de Onun sebeplere mahkum olmayan bir Kadîr-i Mutlak olduğunu bilmedikleri için, iffet timsali Meryem’i kötü bir fiil işlemekle suçlarlar
Aslında, asıl suçlanan Meryem’den başkasıdır Meryem yalnızca iffetsizlikle suçlanmıştır Oysa Rabbimiz, bir çocuk yaratmak için sebeplere muhtaç olmakla, bir “baba”ya muhtaç olmakla, mutlak kudreti ve mutlak iradesi olmamakla suçlanmaktadır
Rableri bir atımlık sudan insanın yaratılışındaki dersi alamayanlara bir mucize daha, sonra daha büyük bir mucize daha göstermiştir Ama bu bağnaz esbabperestlerin kılı bile kıpırdamamıştır
Aksine, Meryem’e yine aynı kafayla giderler Ona, temiz bir ailenin evladı iken nasıl böyle bir kötü fiili işlediğini sorma küstahlığını sergilerler Küstahtırlar; çünkü, Meryem’i dinlemeden mahkum etmişlerdir Yanılanın kendileri olabileceğini ise asla akıllarından geçirmiş değillerdir
Meryem, tek kelime dahi söylemez Cevap vermez Bu, Rabbinin emridir Cebrail, kavminin bu sorularına karşı, Rabbinin “savm” emrini bildirmiştir Savm, yani oruç Açıkçası, Rabbimiz bu olayı sebepler dairesi içinde izaha kalkışarak kendisine soru yöneltecek olanlar karşısında, onun susmasını istemiştir Zaten, en açık bir mucizenin bile taassuplarını bozamadığı bağnaz münkirlere ne denilir ki?
Bu susmanın, Kur’an’da “savm” diye, “oruç” diye ifade edilişi, orucun yeme-içmeyle sınırlı olmadığı mesajını da taşır Rabbi adına, belli bir vakitte birşey yememek oruç olduğu gibi; belli bir zaman ve yerde, Rabbimiz adına konuşulmayan bir zaman ve yerde susmak da oruçtur Mülkün ardında melekûtu, sebeplerin ardında Müsebbibi görmeyen; şu dünyayı Baki olan Rabbimizi bildiren ve tanıtan bir ayna kılamayan insanların esbabperest mantığına müdahil olmamak da bir oruçtur
Meryem’in orucu budur
Hz Meryem, bu orucu tam anlamıyla tuttu Rabbini tanımayan, Onun kudret ve iradesini mutlak görmeyen, sonucu “sebepler”e veren insanlara karşı konuşmadı Konuşamazdı da Çünkü, onu anlamaya yetecek ne niyetleri, ne de anlayışları vardı Dünyaları, imanî bir sorgulamaya razı olamayacak kadar dardı
Annesi yerine, beşikteki bebek konuştu Babasız bir çocuk düşünemedikleri için annesini iffetsizlikle suçlayanlara, Rabbinin sebeplere mahkum olmadığını o halde konuşarak bilfiil gösterdi Çocuğu anne-babayla yaratan, bebeği belli bir yaşa geldiğinde konuşturan Rabbin ne çocuk için babaya, ne o çocuğun konuşması için zamana muhtaç olmadığını bilfiil belgeledi “Muhakkak ki,” dedi, “ben Allah’ın kuluyum
Bu sûrenin hadsiz denizindeki nurları kendi akıl kepçemize doldurmaya takatimiz yok Fakat, bu kıssanın verdiği, nurlanmış her aklın, akleden her kalbin göreceği ap açık bir gerçek var: Dünyamızı dünyevîliklerden, sebeplere takılıp kalan konuşmalardan temizleyebilsek, tertemiz bir ruhla yaşayabilsek, herşey gerçek yüzümüzle karşımıza çıkacak Konuşmaz sanılanlar konuşacak Vukua gelen her bir olay, yaratılan her bir mahluk bize kudreti sonsuz bir Hayy-ı Kayyumu fısıldayacak Bize kulluğunu, ve de kulluğumuzu hatırlatacak
Yeter ki “Meryem’in orucu”nu biz de tastamam tutalım Yeter ki, bid’aların hâkim olduğu; gündelik konuşmaların, eş–dost ziyaretlerinin, gazete haberlerinin kulluğumuzu hatırlamaya değil, bilâkis unutmaya vesile olan konuşmalarla dolduğu bir vasatta, “susma”nın da bir “oruç” olduğunu bilelim Midemizi Rabbimizin emrine göre “oruç”a tâbi tuttuğumuz gibi, dilimize de “Ya hak söyle, ya sus” orucunu tutturalım
Biz gaflet sözlerinden dilimizi ne denli kurtarırsak, etrafımızdaki mahlukat bize o denli konuşacak Biz gaflet sözlerinden ne denli uzaklaşırsak, konuşmaz zannedilenler bile, bize Rabbimizi fısıldayacak
Tıpkı, “Meryem’in orucu”na karşı, bebek İsa’nın dile gelişi gibi…

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.