Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
etmek, fazilet, sahiplerini, ziyaret

Fazilet Sahiplerini Ziyaret Etmek

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fazilet Sahiplerini Ziyaret Etmek






fazilet sahiplerini ziyaret etmek
FAZİLET SAHİPLERİNİ ZİYARET ETMEK
FAZİLET SAHİPLERİNİ ZİYARET, ONLARLA BERABER OLUP SOHBET ETMEK, ONLARA SEVGİ BESLEMEK, DUALARINI İSTEMEK VE MÜBÂREK YERLERİ ZİYARET ETMEK


Âyetler

1 "Hani Mûsâ, adamına senelerce yürüsem de iki nehrin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim demişti İki nehrin birleştiği yere varınca onlar orada balıklarını unuttular Balık bir delikten süzülüp denizi boyladı Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ, adamına;
- Azığımızı çıkar, gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorgun düştük dedi O da;
- Gördün mü, o kayanın yanında konakladığımızda balığı unut-muşum Onu söylemeyi bana ancak şeytan unutturdu Balık, şaşılacak şekilde denizde yolunu tutup gitmişti dedi Musa;
- Aradığımız zaten buydu dedi
Hemen, izlerini takip ederek gerisin geriye döndüler Derken kayanın yanına geldiklerinde orada kullarımızdan birini buldular Ki biz ona tarafımızdan bir rahmet (peygamberlik) vermiştik ve katımızdan bir ilim öğretmiştik
Mûsâ ona; sana öğretilenden, doğruyu bulmama yardımcı olacak bir bilgiyi öğretmen için senin peşinden gelebilir miyim? dedi
Kehf sûresi (18), 60-66

Bu âyetler, yüce kitabımızda Mûsâ aleyhisselâm ile Allah Teâlâ'nın, kendisine rahmet ve ilim vermiş olduğu bir kul -ki birçok âlim onun Hızır aleyhisselam olduğu görüşündedir- arasında geçen olayın baş kısmıyla ilgilidir Olayın tamamı Kehf sûresinin 60-82 âyetlerinde anlatılmaktadır Müellif Nevevî, bu âyetleri burada zikretmek suretiyle, Hz Mûsâ gibi bir peygamberin, ilim ve fazilet bakımından kendisinden üstün olan bir Allah kulu ile buluşmak için yollara düştüğünü, onunla beraber olup bir şeyler öğrenmeye çalıştığını hatırlatarak böyle davranmak gerektiğini vurgulamak istemiştir

2 "Sabah-akşam Rablerine dua ve niyaz edip hoşnudluğunu kazanmağa çalışanlarla beraber (bütün güçlüklere ve düşmanların baskı ve telkinlerine karşı) dişini sık, katlan"
Kehf sûresi (18), 28

Sabah-akşam yani sürekli olarak Allah'a sırf onun rızâsını kazanmak maksadıyla dua edip yalvaran insanlar hayır ehli kişilerdir Onların bu yaptıkları gerçekten güzel ve hayırlı bir iştir Sosyal ve ekonomik durumları ne olursa olsun, bu insanlar hayır ehlidirler Bu insanların görünüşle-rine ve toplumun onların kıymetini yeterince takdir edememesine bakmadan onlarla beraber olmaya çalışmak, onların temsil ettikleri hayırı arttırabilmek için gerekli sabrı göstermek lâzımdır
Âyet-i kerîme doğrudan Sevgili Peygamberimiz'e hitâbetmektedir Bir yanda Mekke'nin müşrik kodamanları, öbür yanda müslüman fakirler Mekkenin ileri gelenlerinden bazıları Hz Peygamber'e, fakir müslümanları etrafından uzaklaştırmasını, o takdirde kendisiyle oturup konuşabileceklerini söylerlerdi Âyet, Hz Peygamber'e Allah'ın hoşnudluğunu kazanmak için sürekli O'na yalvaran bu fakir müslümanlarla birlikte toplumun baskılarına sabretmesini, onları tercih ederek onlarla birlikte bulunmasını emretmektedir Nitekim âyetin devamında da şöyle buyurulmaktadır: "Dünya hayatının süsüne kapılarak onlardan gözlerini ayırma Kalblerini bizi anmaktan mahrum ettiğimiz, hevâ ve hevesine uymuş, işi gücü aşırılıktan ibâret olan kimselere boyun eğme!" Bu da göstermektedir ki hayır ve fazilet, dış görünüşte ve sosyal konumda değil, insanın iç dünyasında ve imana dayalı davranışlarındadır
Hadisler

361 Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in vefâtından sonra Ebû Bekir, Ömer'e:
- Kalk, Ümmü Eymen radıyallahu anhâ'ya gidelim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptığı gibi biz de onu ziyâret edelim, dedi (Kalkıp gittiler)
Yanına vardıklarında Ümmü Eymen ağladı Onlar:
- Niçin ağlıyorsun? Allah katındaki nimetin Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem için çok daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun? dediler Ümmü Eymen:
- Ben onun için ağlamıyorum Ben Allah katındaki nimetlerin Peygamber aleyhisselâm için elbette daha hayırlı olduğunu biliyorum Ben, vahyin kesilmiş olmasından dolayı ağlıyorum, dedi; Ebû Bekir ve Ömer'i de duygulandırdı Ümmü Eymen ile birlikte onlar da ağlamaya başladılar
Müslim, Fezâilü's-sahâbe 103 Ayrıca bk İbni Mâce, Cenâiz 65

Açıklamalar
İyi hal ve fazilet sahiplerini kadın-erkek ayırımı yapmaksızın ziyâret etmek sahâbe-i kirâmın âdetiydi Onu da Hz Peygamber'den öğrenmişlerdi Bu hadîs-i şerîf, Hz Ebû Bekr ve Hz Ömer tarafından gerçekleştirilen böylesi bir ziyâreti bize haber vermektedir
Aslen Habeşistanlı olan Ümmü Eymen, Peygamber Efendimiz'in babası Abdullah'ın câriyesi idi Efendimiz daha 4-5 yaşlarında iken annesi Âmine'nin bir Medine dönüşü Ebvâ denilen yerde vefat etmesi üzerine Ümmü Eymen onu dedesine getirmiş ve daima Efendimiz'in hizmetinde bulunmuştur Daha sonra Hz Peygamber onu câriyelikten âzâd etmiş ve Zeyd İbni Hârise ile evlendirmiştir Üsâme İbni Zeyd'in annesidir Kendisi yalnız başına Mekke'den Medine'ye hicret etmiş bir hanımdır Peygamber Efendimiz'den beş ay kadar sonra vefat etmiştir
Hz Peygamber onun hakkında "Ümmü Eymen benim annemdir" der, ona annesi gibi saygı gösterir, sık sık ziyâretine giderdi O da Hz Peygamber'e karşı tam bir anne gibi davranır, hatta bazan ona çıkışır gibi yüksek sesle konuşurdu
Halife Hz Ebû Bekir'in, Ümmü Eymen'i ziyâret etmesi, öncelikle ondaki, Hz Peygamber'in yaptıklarını aynen yapma eğiliminin göstergesidir Buna ilâveten, dostların dostlarını ziyâret etmenin de bir dostluk görevi olduğunu göstermektedir
Hz Ebû Bekr ve Ömer'i görünce Ümmü Eymen'in ağlaması, Resûlullah'ı ve ziyâretlerini hatırlaması ve dolayısıyla onu kaybetmiş olmasından duyduğu üzüntüden olabilirdi Ancak o, kendi ağlamasının sebebi sorulunca, bunun ümmeti ilgilendiren bir yönü olduğunu, ümmet için en büyük hayır kaynağı olan vahyin kesildiğini düşünerek ağladığını söylemiştir Ümmü Eymen, böylesi yüce duygularıyla gerçekten halifenin ziyâretine lâyık, yüksek ve olgun bir kişiliğe sahip olduğunu göstermiştir
Hadis 453 numara ile bir kere daha gelecektir
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Fazilet sahiplerini ziyâret etmek İslâm edebinin bir gereğidir
2 Dostluk, dostların dostlarını arayıp sormayı gerektirir
3 Hadîs-i şerîf, Hz Ebû Bekir ve Ömer'in tevazularını ve dolayısıyla faziletlerini, Ümmü Eymen'in de takdire şayan kemâlini göstermektedir
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.