Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çıkmamak, yalnız, yolculuğa

Yalnız Yolculuğa Çıkmamak

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yalnız Yolculuğa Çıkmamak






Yalnız yolculuğa çıkmamak
YALNIZ YOLCULUK YAPMAMAK
YOLCULUĞA ÇIKACAK OLANIN ARKADAŞ ARAMASI VE
ARALARINDAN BİRİNİ İTAAT ETMEK ÜZERE BAŞKAN SEÇMELERİ

Hadisler
960 İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer insanlar, yalnız başına yolculuk yapmakta ne sakıncalar olduğunu benim kadar bilselerdi, hiç bir binek sahibi (yolcu) gece yolculuğuna yalnız çıkmazdı
Buhârî, Cihâd 135 Ayrıca bk Tirmizî, Cihâd 4; İbni Mâce, Edeb 45

Açıklamalar
Tek başına yolculuğa çıkmak özellikle gece yolculuğu yapmak dün olduğu kadar bugün de dinî-dünyevî, sosyal ve psikolojik birtakım sakıncalar taşımaktadır Bu sakıncalardan insanların bildikleri, tecrübe ettikleri vardır, bilmedikleri de vardır Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Benim bildiğim sakıncaları insanlar bilmiş olsalardı” buyurmak suretiyle kendisinin bildiği ve fakat insanların idrak edemedikleri birtakım mahzurların bulunduğuna işaret etmiştir
Sözün gelişinden hadîs-i şerîfteki “binekli kimse(râkib-süvârî)” yerine, belki “hiç kimse” denilmesi daha uygun olurdu Nitekim Müsned’deki bir rivayette öyle denilmiştir Ancak burada “binekli kimse ve gece” kayıtları anlamsız değildir Bahis konusu sakıncalar gece daha da artar ve bineği olanın bile yalnız başına yola çıkmasını tehlikeli hale getirir Böyle olunca, bineği olmayan kimsenin geceleyin yalnız başına yola çıkması öncelikle yasaklanmış olur Bu açıdan bakılınca hadisimizin ifadesi bu haliyle daha sakındırıcıdır
Râkib” kelimesini “bineği olan” diye tercüme ettik Çünkü aslında ve geçmişte bu kelime, binek hayvanı olan kimseleri ifade ediyordu Ama artık günümüzde değişik tip ve kabiliyette binek aracı olan kimseleri içine almaktadır Bir atlı için tek başına gece yolculuğu ne gibi sakıncalar taşıyorsa, aslında ve kaideten otomobili ile yalnız başına yolculuk yapanlar için de aynı sakıncalar belki de daha fazlası ile geçerlidir
Peygamber Efendimiz’in bu ikazı ve yolculukta bir yol arkadaşına sahip olma tavsiyesinin tek istisnası, özel görevli olan kimselerdir Bilhassa harp zamanında istihbarat ve keşif görevi verilen kimsenin yalnız başına o göreve gitmesinde bir sakınca yoktur Çünkü görevin zaten kendisi tehlikeli ve yalnız başına yapılabilecek bir iştir Bunun dışında, normal yolculuklarda bir yol arkadaşı bulmak Hz Peygamber’in öngördüğü bir uygulamadır Peygamber Efendimiz muhtelif kabile veya devletlere gönderdiği elçilere de kendilerine yol arkadaşı bulmalarını tavsiye ederdi
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Tek başına ve özellikle geceleyin yolculuğa çıkmak doğru değildir
2 Tek başına yolculuğun dinî-dünyevî açıdan birçok sakıncası vardır
3 Resûl-i Ekrem Efendimiz, ümmetini her konuda uyarmış ve onlara en uygun olan tavır ve davranışları göstermiştir

961 Amr İbni Şuayb’ın babası yoluyla dedesinden rivayet ettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir yolcu bir şeytan, iki yolcu iki şeytan sayılır Üç yolcu ise, kâfiledir
Ebû Dâvûd, Cihâd 79; Tirmizî, Cihâd 4

Açıklamalar
Aslında hadisimizin, “Bir binekli bir şeytandır; iki binekli iki şeytandır Üç kişi oldular mı o artık yolcu kafilesidir” şeklinde de tercüme edilmesi mümkündür Ancak “süvari” veya “binekli” anlamına gelen er-râkib kelimesi burada özel anlamında değil, “yolcu” mânasında kullanılmıştır Yaya da, kadın yolcu da aynı şekilde değerlendirilir
Tek başına yolculuk edenin bir şeytan, iki yolcunun iki şeytan sayılması, şeytana itaat edenin, şeytanlaşmış olacağı gerçeğinden hareketle yapılmış bir benzetmedir Ayrıca şeytanın yalnız başına dolaştığına da işaret edilmektedir Şeytan insana kötü işleri güzel gösterdiği için yalnız başına veya iki kişi olarak yolculuk yapanlar birtakım tehlikelerden ve kötülüklerden emin olamazlar Şeytan onları çeşitli şekil ve yollarla etkisi altına alır Ama üç kişi olunca, cemaat teşekkül etmiş demektir İbadetlerini cemaatle yapmakta, birbirlerine destek ve yardımcı olmakta, tehlikelere göğüs germekte, tam anlamıyla güç birliği ederler Şeytanın yanlış yönlendirmelerinden de uzak kalırlar Bu aslında bir anlamda cemaat şuurunun, toplum denetiminin ve savunma gücünün meydana gelmesi demektir Yolculukta böyle bir sosyolojik ve psikolojik güce gerçekten büyük ihtiyaç vardır
Günümüzde özel arabalarıyla tek başına ya da iki kişi olarak seyahat eden bazı kimselerin birtakım kural dışı işler yaptıkları, bunun yanında, en modern yollarda bile bazı baskın ve soygunlara mâruz kaldıkları bilinmektedir Bu sebeple yolculuklarda şeytana, şeytanca işler yapma imkânı bırakmamak için en az üç kişilik cemaatler, kafileler oluşturmak her zaman isabetli bir tavır olacaktır Resûl-i Ekrem Efendimiz’in bu tesbit ve tavsiyesi bütün zamanlar ve mekânlar için geçerlidir Zira o, bir başka hadisinde “Allah’ın yardımı cemaat ile beraberdir” (Tirmizî, Fiten 7; Nesâî, Tahrîm 6 ) buyurmuştur
Hadisimizi şöyle anlamak da mümkündür Şeytan bir iki kişiyi kolaylıkla yanıltma ve onlara kötülük yapma yoluna gider Üç kişi olunca böyle bir düşünceden vazgeçer
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Hz Peygamber en az üç kişilik gruplar halinde yolculuk yapmayı tavsiye etmiştir
2 Tek başına veya iki kişi olarak yolculuk yapanlar, şeytanın tuzağına daha kolay düşerler
3 Hayatın her cephesinde cemaat olmaya bakmak gerekir
962 Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler!
Ebû Dâvûd, Cihâd 80

Açıklamalar
Güzel dinimiz gönül yurdunda şirki, küfrü ve nifakı istemediği gibi toplum hayatında da başıbozukluğu, disiplinsizliği, kargaşayı, fitne ve anarşiyi asla arzu etmez Dinimize göre düzen ve intizam, en küçük toplum birimine kadar her yerde önemlidir Bu sebeple Sevgili Peygamberimiz, yolculuk yapmakta olan üç kişilik, küçük ve geçici bir toplulukta bile, mutlaka sorumlu birinin, bir yöneticinin belirlenmesini tavsiye etmiştir Kendisi de mübarek hayatlarında bu hususa büyük bir itina göstermiştir Bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuştur:
“Dünyanın ücra bir köşesinde de olsa, üç kişinin, içlerinden birini kendilerine emir tayin etmeden yaşamaları doğru olmaz” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 177)
Cemaatın en az üç kişiden meydana gelmesi sebebiyle, hadiste “üç kişi yolculuğa çıkarlarsa buyurulmuştur İki kişi de olsa, yapılacak iş birinin emir-komuta sorumluluğunu üstlenmesinden ibarettir Büyük-küçük bütün toplum ve toplulukların ihtilâftan, çekişmekten, zaman ve güç kaybından kurtulup birlikte ve süratle hareket edebilmesi sorumlu bir yöneticiye sahip olmaya bağlıdır
Kimin başkan ve reis olması gerektiği konusunda hadisimizde herhangi bir işaret bulunmamaktadır Üç kişi, kendi aralarından birini başkan yapmakla görevlendirilmiştir
Ancak başka rivayetlerde (bk Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III,24; V,53; Müslim, Mesâcid 289) bu konuda yol gösterici tavsiyeler bulunmaktadır: “Üç kişi oldular mı, içlerinden biri onlara imam olsun İmamlığa en lâyık olanları Kur’an’ı en iyi okuyandır” “Yolculuğa çıktığınızda, yaşça en küçüğünüz de olsa en iyi okuyan (en bilgili olan) ınız size imam olsun İmamınız emirinizdir”(bk Ali el-Kârî, Mirkât, VII, 456]
Bu hadîs-i şerîflerde, namaz imamlığına lâyık olan kimsenin, yöneticiliğe de lâyık olduğu belirtilmektedir Bu, başkan seçiminde bir yol göstermedir Yöneticiliğin başka bazı özellikler gerektirdiği de bir gerçektir Bunlar dikkate alınarak, namaz imamlığına en lâyık olan kimsenin bu özelliklere sahip olmaması halinde “her işi ehline vermek” genel kuralı uyarınca davranmakta hiçbir sakınca yoktur Önemli olan başsız ve başkansız kalmamaktır
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Üç kişi yolculuğa çıktıklarında aralarından birini yol emiri seçmelidirler
2 İslâm, daima nizam ve intizamdan yanadır Başı bozukluğu asla tasvip etmez
3 İki kişinin seçtiği hakemin verdiği hüküm geçerlidir
4 Namaz imamlığı ile toplum yöneticiliği arasında ehliyetli ve bilgili olmak açısından sıkı bir bağ vardır
`

963 İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“(Yolculukta) arkadaşların en iyisi dört kişiden oluşandır Askerî birliklerin en iyisi dört yüz kişilik olandır Orduların en iyisi ise dört bin kişiden meydana gelendir Mevcudu on iki bine ulaşan ordunun mağlûp olması sayı azlığından değil başka sebeplerdendir
Ebû Dâvûd, Cihâd 83; Tirmizî, Siyer 7 Ayrıca bk İbni Mâce, Cihâd 25

Açıklamalar
Yalnız başına yolculuğa çıkmayı hoş karşılamayan Sevgili Peygamberimiz, yolculukta arkadaş grubunun dört kişi olmasını yeterli görmektedir Neden dört kişi gereklidir? Bu konuda değişik açıklamalar yapılmıştır İmam Gazzâlî’nin izahı özetle şöyledir: Yolculuğa çıkan kimse yanından ayrılmayacak bir arkadaşa kesinlikle muhtaçtır Grubun ihtiyaçlarını görecek ikinci bir kişiye daha ihtiyaç vardır Bu ikinci kişinin de çalışmalarını sürdürürken bir arkadaşa ihtiyacı olacaktır Yolculuğun hiçbir sahasında tek kişi kalmamak için en az dört kişi olmak gerekir
Hadisimizde tavsiye edilen rakamların tamamı 4 rakamının katlarıdır Dört yüz, dört bin, on iki bin Bunlar, bir yapının dört direk üzerinde yükselmesi gibi, askerî birliklerde de böylesine dörtlü ve dört başı mâmur bir oluşumun gereğini ortaya koymaktadır
Mevcudu on iki bin kişiyi bulan bir ordunun yenilgisi sayı azlığı sebebiyle değil, belki aksine sayı çokluğuyla övünme ve düşmanı küçük görme gibi birtakım psikolojik ve taktik hatalar sebebiyle olabilir Bu beyanda, tecrübeye dayalı bir yön de bulunmaktadır Nitekim bilindiği gibi Huneyn Gazvesi’nde müslümanların ordu mevcudu on iki bin kişi idi Bu sebeple de müslümanlar çokluklarına güvenmişlerdi Yüce Rabbimiz bu gerçeği bir âyette [Tevbe sûresi (9), 25] şöyle açıklamıştır: “Gerçekten Allah size birçok yerde, Huneyn Gazvesi’nde de yardım etmişti, Hani o gün çokluğunuz sizi böbürlendirmişti Fakat size hiçbir fayda da sağlamamıştı
Bazı İslâm bilginleri bu hadisi delil getirerek, müslüman ordusunun mevcudu on iki bin kişi olduğu zaman, kuvvet azlığı sebebiyle - düşmanın mevcudu ne kadar olursa olsun cepheden çekilmemesi gerektiği görüşünü ileri sürmüşlerdir
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Dört kişilik bir grup halinde seyahat etmek en iyisidir
2 Mevcudu on iki bin kişiyi bulan bir ordu şayet mağlûp olmuşsa, bunun sebebini sayı azlığında değil başka bazı hatalarda aramalıdır
3 Yolculuğun herhangi bir safhasında tek kalmamaya, en azından iki kişi olarak seyahat etmeye çalışmalıdır
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.