Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
acele, açmakta, etmek, oruç

Oruç Açmakta Acele Etmek

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Oruç Açmakta Acele Etmek






Oruç açmakta acele etmek
ORUÇ AÇMAKTA ACELE ETMEK
ORUÇ AÇMAKTA ACELE ETMENİN FAZİLETİ, NE İLE ORUÇ
AÇILACAĞI VE ORUÇ AÇILDIKTAN SONRA YAPILACAK DUA

Hadisler
1236 Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Oruç açmakta acele ettikleri sürece müslümanlar hayır üzere yaşarlar"
Buhârî, Savm 45; Müslim, Sıyâm 48 Ayrıca bk Tirmizî, Savm 13; İbni Mâce, Sıyâm 24
1239 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır

1237 Ebû Atıyye dedi ki, ben ve Mesruk Âişe radıyallahu anhâ'nın yanına gittik Mesruk ona:
- Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbından iki kişi var İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar Ancak bunlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor, dedi Bunun üzerine Âişe:
- Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? diye sordu
Mesruk da:
- (İbni Mes'ud'u kastederek) Abdullah'tır, cevabını verdi Bunun üzerine Âişe:
- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de öyle yapardı, dedi
Müslim, Sıyâm 49-50 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 13; Nesâî, Sıyâm 23
1239 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır
1238 Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:
“Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır"
Tirmizî, Savm 13

Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır

1239 Ömer İbnü'l-Hattâb radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gece, (doğudan) geldi de gündüz (batıdan) gitti ve güneş kayboldu mu oruçlu derhal orucunu açar"
Buhârî, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51-52 Ayrıca bk Tirmizî, Savm 12

Açıklamalar
İftar etmekte yani oruç açmakta acele etmek, sahur yemeğini geciktirmek gibi, Peygamber Efendimiz'in hem sözlü tavsiyeleri hem de fiilleriyle ortaya koyduğu sünnetidir Bu iki konuya dair hadislerin hepsi sahihtir Nevevî merhum bu hadislerden dört tanesini seçmiştir
Birinci hadis, müslümanların oruç açmakta acele ettikleri sürece hayır üzere yaşayacaklarını haber vermektedir Çünkü böyle davranmakta her şeyden önce Hz Peygamber'in sünnetine bağlılık vardır Sonra da oruç açmayı gökte yıldızların belirginleşmesine kadar geciktiren Ehl-i kitaba muhalefet vardır Ne yazık ki, müslümanlar arasında da iftarı geciktiren ve bunu âdet haline getiren bazı bid'at fırkaları zuhur etmiştir Nefsini terbiye maksadıyla oruç açmayı geciktirmek, sünneti terketmek olacağı için doğru değildir Bir yudum su içip orucunu açmak, nefsini terbiye için biraz daha aç bırakmaya mâni değildir Kaldı ki, Hz Peygamber'e uymak en doğru hareket tarzıdır Hz Peygamber'in sünnetinden yan çizen, ibadet yapıyor bile olsa, bir çeşit sapıklığa düşmüş demektir Bu sebeple sahâbe-i kirâm, iftarı çabuk yapar, sahuru geciktirirlerdi
Güneş batar batmaz hemen iftar etmek, bu ümmetin hayır üzere devam etmesinin bir göstergesidir "Bir-kaç dakika geciktirmekten ne çıkar" dememek lâzımdır Her konuda en doğru ve faziletli olanı yapan ve tavsiye eden hiç şüphesiz Hz Peygamber'dir O halde bizim için asıl hayır, Sevgili Peygamberimiz'e uymaktır
İkinci hadisten konuya ait iki değişik uygulamayı öğrenmekteyiz Tâbiûn neslinin büyüklerinden olan Ebû Atıyye ile hem Câhiliye döneminde yaşamış hem de Hz Peygamber'in zamanını idrak etmiş olmasına rağmen sahâbî sıfatını alamamış kimselerden olan Mesrûk, gördükleri bir durumu sorup öğrenmek için beraberce Hz Âişe vâlidemize gitmişlerdi Hz Peygamber'in sahâbîlerinden iki kişinin hayır işlemekte kusur etmemelerine rağmen bir noktada farklı davrandıklarını, bunlardan birinin akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ettiğini, diğerinin ise, bu iki konuda ağırdan aldığını, söylemişler ve böylece bunların hangisinin sünnete uygun davrandığını sormuşlardı Âişe anamız ise, "Bunlar kimlermiş?" diye sormak yerine, sadece isabetli davrananın yani her iki konuda da acele edenin kim olduğunu sormuştu Hz Âişe'nin tutumu, müslümanın genel tavrının olumlu davranmak, olumlu davrananları takdir etmek olduğunu gösteriyor Mesrûk'un öyle davranan Abdullah İbni Mes'ûd'dur, cevabı üzerine de "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de öyle yapardı" diyerek, Hz Peygamber'in sünnetinin hakemliği ile meseleyi çözümlüyor Burada dikkat çeken bir başka husus da Âişe vâlidemizin "Şöyle şöyle yapanı isabetli buluyorum" diye bir cevap vermeyip doğrudan Hz Peygamber'in sünnetini ortaya koymuş olmasıdır Bu, itiraz edilemez delili ortaya koymak anlamına gelmektedir İhtilâfları çözmenin bundan başka da yolu yoktur Ayrıca ilk müslüman nesillerin, Peygamber uygulamasını yani sünneti öğrenmeye olan düşkünlüklerini bir kere daha görmüş oluyoruz
Üçüncü hadis, kutsî bir hadistir Oruç açmakta acele etmenin ne kadar önemli bir davranış olduğu buradan da anlaşılmaktadır Çünkü yüce Rabbimiz, "Kullarımın bana en sevimli olanı, oruç açmakta en çok acele edenidir" buyurmaktadır Buradan da sünnete uymanın, muhabbetullah'a yani ilâhî sevgiyi kazanmaya sebep olduğu sonucu çıkmaktadır Nitekim bir âyette de, "De ki: Eğer siz Allah'ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin" [Âl-i İmrân sûresi (3), 31] buyurulmaktadır Küçük büyük ayırımı yapmadan her konuda sünnete uygun davranmanın Allah'ın rızâsı ve sevgisini kazanmaya vesile olduğu bilincini taşımak gerekmektedir İsterse bu, tutulmuş bir orucun vakitlice açılması olsun Sünnete uyum konusunda önemsiz görülecek hiç bir tavır söz konusu olamaz
Dördüncü hadiste, Hz Peygamber, akşam olduğunu anlamanın yolunu, yöntemini tarif etmektedir Gece karanlığının doğu tarafından bastırması, gündüz aydınlığının batıda kaybolması ve güneşin tamamıyla batmasıyla iftar vakti girmiş demektir Bu üç gelişme, aynı hali anlatmaktadır Bunlar biri diğerini gerektiren üç alâmettir Öyleyse niçin biri ile yetinilmemiştir gibi bir soru akla gelebilir Akşam olduğunun kesinlik kazanması için elde birkaç alâmetin bulunması elbette daha tatmin edicidir Hem sonra güneşi, coğrafî engebelerden dolayı tam olarak izlemek her zaman mümkün olmayabilir Gündüz aydınlığının kaybolması da farklı sebeplere bağlı olarak meydana gelebilir Ama gece karanlığı, bütün karanlıklardan farklıdır Bir de doğu tarafından gelirse, bu artık güneşin battığını gösterir
Ayrıca "Güneş kayboldu mu" ifadesi de onun tamamen batmış olmasını anlatmakta olup, kısmen veya büyük kısmının batması değil, tamamen kaybolması esastır anlamına gelmektedir
"Oruçlu derhal orucunu açar" ifadesi bir haber cümlesi olmakla beraber, "Oruçlu iftar etsin, daha fazla geciktirmesin" mânasındadır Zira güneşin batmasıyla gece girmiş demektir Gece ise, oruç zamanı değildir Şehir dışında, kırda, yolculukta, açık havada, takvim - saat gibi bir bilgi ve aletin bulunmadığı zamanlarda akşam namazı vaktinin girdiğini anlamanın en tabii ve kolay yolunu bu hadîs-i şerîfte bulmaktayız
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Oruç açmakta acele etmek sünnettir
2 Oruc açmayı geciktirmek, Ehl-i kitaba benzemek olacağı için asla doğru değildir
3 Oruç açmakta acele etmek Allah katında sevilmeye sebeptir
4 Her konuda olduğu gibi oruç açmakta da sünnete uymak müslümanların hayır üzere yaşamasına vesiledir

1240 Ebû İbrahim Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ dedi ki:
Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir seferde beraber bulunduk O oruçlu idi Güneş batınca, oradakilerden birine:
- "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu O:
- Ey Allah'ın Resûlü! Keşke geceyi bekleseydin? dedi Hz Peygamber:
- "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu Adam yine:
- Henüz gün devam ediyor, dedi Resûl-i Ekrem yine:
- "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu
Bunun üzerine adam indi ve oradakiler için sevik karıştırıp çorba hazırladı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu içti sonra eliyle doğu tarafını işaret ederek şöyle buyurdu:
- "Gecenin bu taraftan belirdiğini gördünüz mü oruçlunun iftar vakti gelmiş demektir"
Buhârî, Savm 33, 43,44,45; Talâk 24; Müslim, Sıyâm 52-54 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Savm 19
Açıklamalar
Bu hadis, hem iftar vakti hem de ne ile iftar edileceği konularına dair bilgi vermektedir
Hadîs-i şerîfte söz konusu olan sefer, ramazan ayında gerçekleştirilmiş olan Mekke fethi yolculuğudur Çünkü hadisin râvisi İbni Ebû Evfâ yine ramazanda çıkılmış olan Bedir seferine katılmamıştır Hz Peygamber'in kendisine emir verdiği sahâbî de Ebû Dâvûd rivayetinden anlaşıldığına göre Bilâl-i Habeşî'dir
Resûl-i Ekrem Efendimiz'in hazırlanmasını istediği yiyecek, kavrulmuş unun su veya sütle karıştırılmasıyla yapılan bir çeşit çorbadır Yurdumuzun bazı yörelerinde buna "helle" denir
Güneş ufuktan kaybolunca, Efendimiz hemen çorbasının hazırlanmasını istemiş, fakat Bilâl, henüz batı tarafındaki kızıllık devam ettiği için, onun da kaybolması lâzım geldiğini sanarak Hz Peygamber'den ısrarla biraz daha beklemesini istemiştir Efendimiz'in aynı emri üç kere tekrar etmesi üzerine de bineğinden inip çorbayı hazırlamıştır Bilâl-i Habeşî'nin bu tavrı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in emrine muhalefet değil, henüz akşamın olmadığı kanaatini taşımasından ve meseleyi iyice anlamak istemesinden ileri gelen bir tavırdır Bu sebepledir ki Hz Peygamber kendisine kızmamış, bu konuda kesin kanaat sahibi olduğunu üç kere emrini tekrar etmek suretiyle göstermiştir
Hz Peygamber, hazırlanan çorbadan içtikten sonra, kırda-bayırda akşam olduğunu anlamanın yolunu, mübârek eliyle doğu tarafını göstererek, gece karanlığının bu taraftan geldiğini, belirdiğini gördünüz mü, oruçlu için iftar vakti girmiş demektir buyurmuştur
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Peygamber Efendimiz hazarda ve seferde orucunu açmakta acele ederdi
2 Ramazanda yolculuk yapan kimsenin oruç tutması daha faziletlidir
3 Güneş batar batmaz oruç açmak helâldir
4 Bir kimsenin öğrenmek maksadıyla bir şeyi en fazla üç defa sormasına müsaade edilir
5 Hurma ile iftar etmek şart değildir, su ya da bir başka içecekle de oruç açılabilir
6 Şer'î kurallar, duyular üzerinde de geçerlidir Akıl veya diğer duyulara dayanılarak şeriata karşı çıkılamaz

1241 Sahâbeden Selmân İbni Âmir ed-Dabbî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın Hurma bulamazsa, su ile iftar etsin Su temizdir"
Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Zekât 26, Savm 10 Ayrıca bk İbni Mâce, Sıyâm 25
334 numara ile geçmiş olan hadis, aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır
1242 Enes radıyallahu anh dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem akşam namazından önce bir kaç taze hurma ile orucunu açardı Taze hurma bulamazsa, kuru bir hurmacıkla iftar ederdi Kuru hurma da bulamazsa, birkaç yudum su içerek iftar ederdi
Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 10

Açıklamalar
Ne ile oruç açmanın uygun olacağı konusuna açıklık getiren bu iki hadîs-i şerîften ilki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sözlü tavsiyesini; ikincisi ise, fiilî sünnetini bize aktarmaktadır
Mevsimine göre varsa taze hurma, yoksa kuru hurma o da yoksa su ile oruç açılır 1240 numaralı hadîs-i şerîfte görüldüğü gibi bunlardan farklı olarak çorba gibi sulu bir yiyecekle de iftar edilir
Hurma ile oruç açmak şart değildir Sadece tavsiye edilmiştir O da hurmanın bolca bulunduğu yöre ve ülkeler içindir Gerçi günümüzde her şey ithal edilmektedir Ancak halkın çoğu için ithal hurma pahalı gelebilir Bu yüzden her aile için hurma bulundurmak mümkün olmaz Bu takdirde, insanların yaşadığı her yerde ve yörede mutlaka bulunacak olan su ile iftar edilir Nitekim birinci hadiste "Su temizdir" gerekçesi de zikredilmek suretiyle bizzat Resûl-i Ekrem Efendimiz tarafından su ile iftar edilmesi tavsiye buyurulmuştur Hurma için de bir rivayette "berekettir" gerekçesi yer almaktadır Hurmanın, doğrudan kana karışan bir özelliğe sahip olması öncelikle onun tavsiye edilmesinin sebebi olabilir
Hurma veya su tercihlerini, kış mevsiminde hurma, yazın su şeklinde yorumlayanlar da olmuştur
İkinci hadiste, Hz Peygamber'in akşam namazını kılmadan önce iftar ettiği bildirilmektedir Bu durum, yukarıdan beri açıklamakta olduğumuz iftarda acele etme kuralını ortaya koymaktadır Akşam namazını kılıp sonra iftar etmek gibi bir uygulama Hz Peygamber'in hem sözlü hem de fiilî sünnetine uygun düşmemektedir Önce hurma veya su ile orucu açıp sonra namazı kılmak daha sonra da akşam yemeğini yemek en uygun olanıdır
İftardan sonra söylenecek söz, yapılacak dua: Nevevî merhum konu başlığına iftardan sonra yapılacak duayı da koymuş olmasına rağmen her nedense onunla ilgili herhangi bir hadis nakletmemiştir Biz bu eksiği iki hadis meâlini zikrederek tamamlamak istiyoruz
Ebû Dâvûd'un rivayet ettiğine göre (Sıyâm 22) İbni Ömer radıyallahu anh, Hz Peygamber'in iftar ettikten sonra şöyle dediğini haber vermektedir: "Susuzluk gitti, damarlar serinledi ve inşallah sevap da gerçekleşti"Yine aynı yerde Peygamber Efendimiz'in iftar ettiği zaman "Allahım! Sadece senin rızan için oruç tuttum ve senin verdiğin rızıkla orucumu açtım" dediği nakledilmektedir
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Taze hurma, yoksa kuru hurma o da yoksa su ile iftar etmek sünnettir
2 Akşam namazını, orucu açtıktan sonra kılmak uygun olur
3 Hz Peygamber'in sözü ile fiili arasında daima tam bir uyum vardır Ümmetine tavsiye ettiklerini bizzat kendisi yaşamıştır
4 İftar edilince Allah'a kısa ve özlü şekilde dua etmek sünnettir
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.