Sünen-İ Nesai Kadınları İyi Geçinmek |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sünen-İ Nesai Kadınları İyi GeçinmekSünen-i Nesai Kadınları İyi Geçinmek 37- KADINLARLA İYİ GEÇİNMEK KİTABI (Bölümleri) 1- KADINLARI SEVMEK 3878- Enes (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Dünya da bana kadınlar ve güzel koku sevdirildi Namaz da iki gözümün nurudur” (Müsned: 11845) 3879- Enes (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Bana kadınlar ve güzel koku sevdirildi Namaz da iki gözümün nurudur” (Müsned: 11845) 3880- Enes (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (sav)’e kadınlardan sonra en çok at sevimliydi” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir) 2- BİR KOCANIN HANIMLARINDAN BAZISINA DAHA FAZLA MEYLİ 3881- Ebu Hüreyre (ra)’den rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Kimin iki karısı olur da birine fazla meylederse ve diğerini de ihmal ederse, kıyamet günü bir tarafı çarpık eğilmiş durumda haşredilir” (Ebû Davud, Nikah: 39; Tirmizî, Nikah: 42) 3882- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) hanımları arasında taksimatı yapar, adil davranır sonra da şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Ben elimde olan gücümün yettiği fiili olan adaleti tatbik ediyorum Elimde olmayan (Kalbi sevgi ve benzeri şeyler) adaletsizliğimden dolayı Beni kınama” (Ebû Davud, Nikah: 39; Tirmizî, Nikah: 42) 3- BİR ERKEK HANIMLARINDAN BİRİNİ FAZLA SEVEBİLİR Mİ? 3883- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav)’in hanımları, kızı Fatıma’yı Rasûlullah (sav)’e gönderdiler O da girmek için izin istedi O anda elbisem üzerimde olduğu halde Rasûlullah (sav) benim yanımda uzanmış yatıyordu, ona izin verdi O da içeri girdi ve: “Ey Allah'ın Rasûlü! Hanımların beni sana göndererek; Ebu Kuhafe’nin (Ebu Bekir’in kızı) torunu hakkında adil davranmanı ve aralarında ayırım yapmamanı istediler” dedi Ben susuyordum Rasûlullah (sav) ona dedi ki: “Kızım benim sevdiğim kimseyi sen de sevmek ister misin?” Fatıma da: “Evet sevmek isterim” deyince, “O halde bu yanımdaki hanımım olan Âişe’yi sev” buyurdu Rasûlullah (sav)’den bunu duyan Fatıma, Rasûlullah (sav)’in diğer hanımlarının yanına giderek; olup biteni haber verince: Onlar bu yaptığından bir fayda görmedik, bize bir faydası olmadı tekrar git Ebu Kuhafe’nin torunu (Ebu Bekir’in kızı) hakkında adil davranması gerektiğini söyle dediler Fatıma: “Hayır vallahi Ona, Âişe hakkında hiç birşey diyemem” dedi Âişe diyor ki: Bu sefer Peygamber (sav)’in diğer hanımları Peygamber (sav)’e Cahş’ın kızı Zeyneb’i gönderdiler Onunda Rasûlullah (sav)’in yanında benim kadar değeri ve kıymeti vardı Ben Zeyneb kadar dindar bir kadın görmedim Allah’a karşı sorumluluk bilincinde en önde idi, çok doğru sözlü idi, akrabalarına çok bağlı, hayır yapmayı çok seven ve fedakar biriydi Doğrulukta ve Allah’a yaklaştırıcı amellerde benzersizdi Çabucak hiddetlenir ve hemen sakinleşirdi Zeyneb geldi, odama girmek için izin istedi Fatıma’nın geldiğinde durum nasılsa yine Rasûlullah (sav) Âişe ile beraberdi Rasûlullah (sav) izin verdi, yanına girdi ve şöyle dedi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Hanımların beni Sana göndererek Ebu Kuhafe’nin torunu (Ebu Bekir’in kızı) hakkında adaletli olmanı istediler” dedi ve bana olmadık şeyler söyleyerek lafı uzattı Ben cevap vermem için izin verir mi diye Rasûlullah (sav)’in gözüne bakıyorum Zeyneb yerinden ayrılmadıkça Rasûlullah (sav)’in kızmayacağını anladım Zeyneb’in sözlerine karşılık vererek onu susturdum Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Zeyneb’e: “O, Ebu Bekir’in kızıdır” buyurdu (Buhârî, Hibe: 6; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 3884- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav)’in hanımları toplandılar ve Fatıma’yı, hanımların Ebu Kuhafe’nin torunu hakkında adil olmanı istiyorlar demesi için Rasûlullah (sav)’e gönderdiler Ben dış elbisemi giymiştim Rasûlullah (sav) yanımdayken Fatıma geldi ve Rasûlullah (sav)’e şöyle dedi: “Hanımları beni göndererek Ebu Kuhafe’nin torunu hakkında adil davranmanı istiyor” deyince Rasûlullah (sav): “Beni seviyor musun?” buyurdu Fatıma: “Evet” deyince, Rasûlullah (sav): “O halde Âişe’yi de sev” buyurdu Fatıma diyor ki: “Onların yanına vardım ve olup biteni anlattım Onlar bana bu gidişin faydası olmadı tekrar git ve tekrar söyle dediler Ben de vallahi bir daha asla bir şey diyemem dedim Bunun üzerine Cahş’ın kızı Zeyneb’i gönderdiler Âişe diyor ki: “Onun da Rasûlullah (sav) yanında benim kadar itibarı vardı O da geldi ve şöyle dedi: “Hanımların Senden Ebu Kuhafe’nin kızı hakkında adil olmanı istiyorlar” dedi ve bana olmadık şeyleri söyledi Ben cevap vermeme izin verir mi diye Rasûlullah (sav)’in gözünün içine bakıyordum Âişe şöyle diyor: Zeyneb, beni diliyle epey hırpaladı, ben de Rasûlullah (sav)’in ona cevap vermemden hoşlanmayacağını zannettim ve ona karşılık verdim Çok geçmeden Rasûlullah (sav) ona dedi ki: “O Ebu Bekir’in kızıdır” Âişe diyor ki: Ben ondan daha hayırlı bir kadın görmedim çok sadaka veren biriydi Akrabalarına bağlı idi Her konuda hayır yapmayı seven ve Allah’a yaklaşmayı isteyen fedakar biriydi Fakat çabuk hiddetlenip hemen sakinleşirdi (Buhârî, Hibe: 6; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 3885- Ebu Musa (ra)’dan rivâyete göre, Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir” (Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13; Tirmizî, Et’ıme: 31) 3886- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle demiştir: “Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir” (Müsned: 24099) 3887- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle demiştir: “Ey Ümmü Seleme Âişe’yi kıskanarak beni üzme, vallahi ondan başka hiçbirimizin yatağında bana vahiy gelmedi” (Tirmizî, Menakıb: 63; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 3888- Ümmü Seleme (ranha)’dan rivâyete göre, Peygamber (sav)’in hanımları, tüm insanlar Peygamber (sav)’in Âişe’nin yanına geldiğinde hediyelerini vermek üzere o günü bekliyorlar Âişe gibi biz de hayırseveriz dememi teklif ettiler Bende aynısını Rasûlullah (sav)’e aktardım fakat cevap vermedi Benim sıram gelip yanıma geldiğinde tekrar söyledim fakat yine cevap vermedi Rasûlullah (sav)’in hanımları: “Ne cevap aldın?” diye sorduklarında Bir şey söylemedim dedim Onlar da cevap alıncaya kadar söylemeğe devam et dediler Sıra bana gelince tekrar söyledim bu sefer Rasûlullah (sav): “Âişe’yi kıskanarak beni üzme çünkü Âişe’den başka hiçbirinizin yatağında bana vahiy gelmedi” buyurdu (Müsned: 25304) 3889- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Müslümanlar Rasûlullah (sav)’in hoşnutluğunu kazanmak maksadıyla hediyelerini getirmek için benim günümü beklerlerdi (Buhârî, Hibe: 6; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 3890- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben yanındayken Rasûlullah (sav)’e vahiy geldi Ben de kalkıp O’nunla benim aramdaki kapıyı kapattım Vahiyden sonra kendine gelince bana: “Ey Âişe! Cebrail sana selâm söylüyor” dedi (Tirmizî, Menakıb: 63; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 3891- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) ona: “Cibril sana selâm söylüyor” dedi O da: Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi O’na da olsun Senin gördüğünü biz göremiyoruz dedim (Tirmizî, Menakıb: 63; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 3892- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) bana: “Ey Âişe! Bu Cibrildir sana selâm söylüyor” dedi Ben de: Aynısını söyledim (Tirmizî, Menakıb: 63; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 13) 4- KISKANÇLIK 3893- Enes (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) hanımlarından birinin yanında iken bir diğeri bir kap yemek gönderdi Âişe Rasûlullah (sav)’in eline vurdu ve kap kırıldı Rasûlullah (sav) iki parça olan kabı birbiri üzerine koydu ve yemeği de onun üzerine topladı ve şöyle dedi: “Anneniz kıskandı yiyiniz” Onlarda yediler Âişe kendi odasından sağlam bir tabak getirinceye kadar Rasûlullah (sav) onu elinde tuttu Sağlam kabı Rasûlullah (sav)’e verdi, kırılmış kabı da evinde bıraktı (Tirmizî, Ahkam: 23; Ebû Davud, Büyü’: 91) 3894- Ümmü Seleme (ranha) anlatıyor: Bir kapla Rasûlullah (sav) ve ashabına yemek götürmüştüm Âişe giyinmiş vaziyette gelip elindeki küçük taşla kaba vurdu, kap kırıldı ve yemek döküldü Rasûlullah (sav) kırılan kabın iki parçasını birbirine yanaştırıp yemeği kaba topladı ve yanındakilere iki defa: “Buyurunuz yiyiniz anneniz kıskandı” buyurdu Daha sonra Âişe’nin sağlam kabını aldı, kırılan kabın yerine Ümmü Seleme’ye gönderdi Kırık kabı da Âişe’ye verdi (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir) 3895- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Safiyye kadar güzel yemek yapan görmedim Rasûlullah (sav)’e içersinde yemek olan bir kap getirmişti Kendime sahip olamayıp o kabı kırdım Sonra da Rasûlullah (sav)’e o kabın keffaretini sordum O da: “Kırılan kap gibi bir kap, yemek gibi bir yemek” buyurdu (Ebû Davud, Büyü’: 91; Müsned: 23999) 3896- Yine Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) Cahş’ın kızı Zeyneb’in yanına varır ve orada bal şerbeti içerdi Ben ve Hafsa bir gün sözleştik Rasûlullah (sav) hangimizin yanına gelirse; “Meğafir mi yedin Sen de meğafir kokuyor diyelim” dedik Rasûlullah (sav) birimizin yanına geldi Ona: “Sende meğafir kokuyor yoksa meğafir mi?” yedin dedik Rasûlullah (sav)’de: “Hayır Cahş’ın kızı Zeyneb’in yanında bal şerbeti içmiştim Dolayısıyla bir daha bal şerbeti içmeyeceğim” dedi Bunun üzerine (Tahrim sûresi 1-4) ayetleri nazil oldu: “Ey Peygamber! Eşlerinden herhangi birini memnun etmek için neden Allah’ın helâl kıldığı bir şeyi kendine haram kılıyorsun…” (Müslim, Talak: 3; Ebû Davud, Talak: 37) 3897- Enes (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav)’in cariyesi vardı ve onunla ilgilenip onunla birlikte oluyordu Âişe ve Hafsa o cariye ile ilgilenmesini istemeyip kıskandıkları için Rasûlullah (sav) o cariyeyi kendisine haram kılıncaya kadar rahat bırakmadılar da Allah, Tahrim sûresi 1-4 ayetlerini indirdi (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir) 3898- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav)’i bekliyordum Yanıma gelir gelmez elimi saçları arasına soktum Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “Şeytanın sana geldi yine” buyurdu Ben de: “Senin şeytanın yok mu?” diye sordum O da: “Evet ama Allah ona karşı bana yardım etti de Benim şeytanım Müslüman oldu” buyurdu (Müsned: 23701) 3899- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece Rasûlullah (sav)’i yanımda bulamadım ve diğer hanımlarından birinin yanına gitti zannettim Araştırdım ki odamın bir kenarında namaz kılıyor, rüku ve secdelerinde de: “Seni övgülerinle tenzih ederim Senden başka gerçek ilâh yoktur sadece Sen varsın” diyordu Bunun üzerine ben: “Anam babam Senin yoluna feda olsun Sen ne yapıyorsun, ben ne düşünüyorum” dedim (Müslim: Salat: 42) 3900- Âişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece Rasûlullah (sav)’i yanımda bulamadım ve diğer hanımlarından birinin yanına gitti zannettim Araştırdım ki odamın bir kenarında namaz kılıyor, rüku ve secdelerinde de: “Seni övgülerinle tenzih ederim Senden başka gerçek ilâh yoktur sadece Sen varsın” diyordu Bunun üzerine ben: “Anam babam Senin yoluna feda olsun Sen ne yapıyorsun, ben ne düşünüyorum” dedim (Müslim, Salat: 42) 3901- Muhammed b Kays (ra)’tan rivâyete göre, şöyle diyordu: Âişe (ra)’den işittim şöyle diyordu: “Size Rasûlullah (sav) ile aramda geçen bir olayı anlatayım mı?” dedi Biz de: “Anlat” deyince şunları anlattı: “Rasûlullah (sav) benim yanımda olduğu bir gece yanıma döndü Ayakkabılarını ayak ucuna, elbise ve hırkasını da yanı başına hazırlamıştı Biraz sonra beni uyudu sanarak yavaşça ayakkabısını giydi; yavaşça elbisesini de alıp yavaşça kapıyı açtı ve çıktı yine sessizce kapıyı kapadı Ben de hemen başörtümü aldım başımı örttüm, elbiseme büründüm arkasından çıkarak peşini takip ettim Baki mezarlığına geldi, orada ellerini üç defa kaldırarak uzunca durarak dua etti Daha sonra döndü ben de döndüm, hızlıca yürüdü ben de yürüdüm, koştu ben de koştum, O eve geldi bende geldim, Ondan önce eve girdim Gelince beni yatak ta değil de ayakta görünce: “Ne oldu sana Ey Âişe! Neden soluyorsun? Ne olduğunu bana ya sen söylersin ya da her şeyden haberdar olan lütuf sahibi Allah Bana bildirir” dedi Ben de: Ey Allah'ın Rasûlü! Anam babam Senin yoluna feda olsun” dedim ve olup biteni anlattım Bunun üzerine “Önümdeki karaltı sen miydin?” dedi Ben de: “Evet” dedim Bunun üzerine göğsüme canımı acıtacak şekilde vurdu ve: “Allah ve Rasûlü’nün sana ihanet edeceğini mi sandın?” dedi Ben: “İnsan ne kadar gizlerse de Allah bilir” dedim Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “Sen o anda beni gördüğünde Cibril gelmişti, elbisenden soyunmuş olduğun için yanımıza girmedi Sessizce beni çağırdı ben de seni rahatsız etmeden kalktım, seni uyumuş zannettiğim için uyandırıp rahatsız etmek istemedim aynı zamanda korkarsın diye de uyandırmadım Cibril bana Baki de yatanlar için bağışlanmalarına dua etmemi istedi” buyurdu (Müslim, Cenaiz: 35; İbn Mâce, Cenaiz: 36) 3902- Kays b Mahreme (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe’den işittim şöyle anlatıyordu: Rasûlullah (sav) ile aramızda geçen bir olayı size anlatayım mı?” Biz de: “Evet anlat” dedik Şöyle anlattı: “Rasûlullah (sav) benim yanımda olduğu bir gece yanıma döndü Ayakkabılarını ayak ucuna, elbise ve hırkasını da yanı başına hazırlamıştı Biraz sonra beni uyudu sanarak yavaşça ayakkabısını giydi, elbisesini alıp yavaşça kapıyı açtı, Ben de hemen başörtümü alıp başımı örttüm, elbiseme büründüm arkasından çıkarak peşini takip ettim Baki mezarlığına geldi, orada ellerini üç defa kaldırarak uzunca durarak dua etti Daha sonra döndü ben de döndüm, hızlıca yürüdü ben de yürüdüm, koştu ben de koştum, O eve geldi bende geldim O’ndan önce eve girdim Gelince beni yatak ta değil de ayakta görünce: “Ne oldu sana Ey Âişe! Neden soluyorsun? Ne olduğunu bana ya sen söylersin ya da her şeyden haberdar olan lütuf sahibi Allah bana bildirir” dedi Ben de: Ey Allah'ın Rasûlü! Anam babam Senin yoluna feda olsun” dedim ve olup biteni anlattım Bunun üzerine “Önümdeki karaltı sen miydin?” dedi Ben de: “Evet” dedim Bunun üzerine göğsüme canımı acıtacak şekilde vurdu ve: “Allah ve Rasûlü’nün sana ihanet edeceğini mi sandın?” dedi Ben: “İnsan ne kadar gizlerse de Allah bilir” dedim Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “Sen o anda beni gördüğünde Cibril gelmişti, elbisenden soyunmuş olduğun için yanımıza girmedi Sessizce beni çağırdı, ben de seni rahatsız etmeden kalktım Seni uyumuş zannettiğim için uyandırıp rahatsız etmek istemedim, hem de korkarsın diye uyandırmadım Cibril Bana Baki’de yatanlar için bağışlamalarına dua etmemi istedi” buyurdu (Müslim, Cenaiz: 35; İbn Mâce, Cenaiz: 36) |
|