Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gün, yaşlanırsın

Bir Gün Sen De Yaşlanırsın!

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Gün Sen De Yaşlanırsın!






Bir Gün Sen De Yaşlanırsın!
BİR GÜN SEN DE YAŞLANIRSIN!
İnsanlar da, diğer canlılar gibi doğar, yaşar ve ölürler Ömür dediğimiz bu süre, inişli çıkışlıdır Huzur ve saadetle birlikte olası acılara ve sıkıntılara da hazırlıklı olunmalıdır Rabbimiz’in yarattığı en kıymetli varlık insandır İnsanın da hürmete en layık olanı yaşlılardır
İhtiyarlar bir toplumun köşe taşlarıdır Toplumun bilgi ve tecrübe hazineleridir Kendilerini takip eden nesillerin yolunu aydınlatırlar Gençlerin yetişmesi konusunda emekleri bulunan yaşlılara, özelikle ana-babalara hürmet insani bir görevdir Onların emeklerini takdir etmek, ihtiyaçlarını karşılamak, muhtaç olduklarında yardımlarına koşmak ve tedavileriyle ilgilenmek gerekir Büyüklere saygı, küçüklere şefkat İslâm’ın önemli esaslarındandır Bu, aile içerisinde bir kat daha önemlidir
Yaşlılık, tecrübe ve birikimlerin yeni kuşaklara aktarıldığı bereketli bir dönemdir Yaşlılar, dün ile bugün arasında kültür ve değerlerimizi taşıyan köprülerdir Bu özellikleri göz ardı edilmeden hak ettikleri ilgi ve bakımları ihmal edilmemelidir Görüp gözetme vazifesi, öncelikle çocuklarına, akrabalarına, sonra ise topluma ve devlete düşmektedir Bu hususta Yüce Rabbimiz, “Biz insana, anne babasına iyi davranmasını emrettik Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek (nice zahmetlerle) karnında taşımıştır Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur (İşte onun için) insana şöyle emrettik: ‘Bana ve anne babana şükret Dönüş banadır” (Lokman sûresi, 31/14) buyurmaktadır Sevgili Peygamberimiz de (sav), “Saçı sakalı ağarmış yaşlı Müslüman’a saygı gösterip ikram etmek, Allah’a saygıdandır” (Ebû Dâvûd, Edeb 23) buyurmuştur
Yaşlılara saygı ve hürmet denilince ilk akla gelen ana-babadır Ancak, teyze ve dayı ana hükmünde, amca ve hala da baba hükmündedir Yaşlılarda, kendilerini fazlalık olarak hissetme ve yakınlarına yük olma düşüncesinin oluşmasına yol açabilecek davranışlardan kaçınmalıdır Kimsesizlik ve terk edilmişlik duygusu yaşamalarına fırsat vermemelidir Onları dışlamak ya da bu hissi verebilecek hareketler onlar için yapılabilecek en büyük kötülüktür
Asrımızda birçok güzel ahlâkta olduğu gibi şefkat ve merhamet duyguları da yok olmaya yüz tutmuştur Yaşlılıklarında hizmetlerinde bulunması gereken evlatlar, ana-babalarından ayrı yaşamayı tercih etmekte, hatta çoğu zaman ayrı ev açarak onlarla birlikte oturmamayı evliliğin ön şartı saymaktadırlar Evet, bunlar güzel dinimizin kesinlikle hoş görmediği davranışlardır
Günümüz dünyasında ana-babalar özellikle yaşlılıklarında evlatlarının yanlarına sığmaz olurlar Daha doğrusu evlatlar onları sığmaz sayar ve ana-babaya bu fikirlerini her fırsatta hissettirirler Bu sebepten darülaceze ve huzurevi gibi yerler kimi değerlerin yozlaştığı toplumlarda alternatif olarak ortaya çıkar Bu mekânlarda yaşlılara çok iyi bakılsa, rahat ettirilse de sıcak bir ev ortamının yerini tutması imkânsızdır O mekânlar bir anlamda ölümü bekleme yerleridir Ancak unuttuğumuz bir gerçek vardır ki, dünya “etme bulma dünyası”dır
Toplumumuzda anlatıla gelen klasik bir sepet hikâyesi vardır Adamın biri, yaşlı babasından bıkar, evinden uzaklaştırmak için plan kurar En sonunda babasını ıssız bir dağa bırakmaya karar verir Yanında da küçük oğluyla birlikte babasını sepete koyarak dağın yolunu tutar Adam, dağ başında babasını sepetin içinde bırakarak hızla eve yöneldiğinde küçük çocuk bu durum karşısında telaşla babasına seslenerek, kendisinden beklenmeyen şu ibret dolu sözleri söyler:
“Baba, sepeti unuttun!” der Bu söz karşısında irkilen baba, sepetin önemsiz olduğunu söylemeye çalışırsa da çocuk lafı gediğine koyar:
“Baba, seni yaşlandığında buraya ne ile getireceğim?” Bu söz üzerine baba, yanlış yaptığını anlar ve dağda bıraktığı babasını alarak eve döner Dağa bırakılan baba, oğluna hitaben:
“Geri dönüp beni alacağını biliyordum” der Bunun üzerine oğlu:
“Nereden biliyordun?” diye sorduğunda:
“Çünkü ben babamı yaşlandığında dağa bırakmadım ki!” cevabını verir
Dünya ve âhiret nimetini elde etmek isteyenler, büyüklerine (anne-baba) hizmetle rızalarını elde etmelidirler İki cihanda bol rızık ve rahata, gerçek huzur ve saadete erebilmek ancak bununla mümkündür Onlar, rızık darlığına sebep olmak bir yana rızıkta berekete ve belaların define vesiledirler
Gençler; bu günün yaşlılarının dün genç olduklarını, gençliğin kalıcı olmadığını, Allah (cc) ömür verirse kendilerinin de bir gün gelip yaşlanacağını unutmamalıdırlar
Küçüğümüzü, büyüğümüzü tanımalı, yaşlılığımızda arzu ettiğimiz saygıyı, hürmet ve hizmeti yaşlılarımızdan esirgememeliyiz Zira saygı beklenmez, kazanılır Yaşlıları, iflas etmiş tüccar gözüyle görmek yerine önemli bir tecrübe hazinesi olarak görmeli ve değerlendirmelidir Çocuklarımız, anne-babalarımız başta olmak üzere yaşlılara nasıl davrandığımızdan, yaşlandığımızda bize nasıl davranacaklarını öğrenirler Yaşlılar üzerine titremek, onlara olan borcumuz olmakla birlikte, çocuklarımıza ve gençlerimize bu konuda güzel örnek olmaya bir vesiledir Şefkatlerinin ziyadeliği sebebiyle hayatlarını bile feda edebilen ana-babaya yaşlılıklarında ilgisiz kalmak yerine, samimiyetle hizmet ve hürmet ederek rızaları alınmalı ve kalpleri hoşnut edilmelidir Saygı gösteren, karşılığında saygı bulur İyilik edene iyilik edilir
Sevgili Peygamberimiz’in şu nasihatleri ne kadar güzeldir:
“Anne babaya itaat nafile ibadetten daha hayırlıdır” (Müslim, Sıla 2)
"Babanın duası kabul mak----- ulaşır” (İbn-i Mâce, Kitâbü'd-Duâ 1)
"Bir genç, yaşlı bir insana yaşlılığından dolayı ikramda bulunursa, yaşlandığı zaman kendisine ikramda bulunacak bir kimseyi Allah ona musahhar kılar" (Tirmizî, Birr 75)
Bu hadis-i şerifler yaşlı insanları kendilerine yük olarak görenlere önemli bir uyarıdır
Hep, yaşlılar için yapılması gerekenlerden bahsettik Peki, yaşlılara düşen hiç görev yok mudur? Yaşlılarımız; durumu kabullenerek bu dönemde yapabilecekleri çok iş olduğunu bilmelidirler Son nefes tükenmediği sürece kulluğa, iyiliğe, okumaya devam etmeli; gereksiz ve kırıcı sözlerle insanlardan uzaklaşmamalı ve insanları kendilerinden uzaklaştırmamalıdırlar Kendilerine iyilik ve hizmet edenlerden bir teşekkürü esirgememeli, bedduadan ve bunu ahlâk haline getirmekten kaçınmalıdırlar Gençlere anlayacakları bir lisanla seslenmeli, onları iyiye, güzele yönlendirerek hep hayır söyleyen, ağzı dualı, örnek şahsiyetlerden olmaya gayret etmelidir
Yaşlılık, bizlere hayatın geçiciliğini gösteren çok çarpıcı bir durumdur Yaşlı olmak kaçınılmazdır Bu günün gençleri yarının yaşlılarıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.