Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
korkmamak, zordan

Zordan Korkmamak

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zordan Korkmamak






Zordan korkmamak
Zordan korkmamak


Üstad Bediüzzaman Hazretleri birkaç saatlik uykuyla yetinir, gecesini ibadet ü tâat, zikir, fikir ve münâcâtla geçirirdi
Birgün diz çöke çöke, ibadet yapa yapa ayak parmağı yaralanmış, merhem sürmek istemişti Bunu gören talebesi Molla Resûl, “Biz de ALLAH’tan korkuyoruz, ama senin ödün patlıyor Bizim gibi rahat otursan ayağın yaralanmayacaktı” dediğinde, Üstad şu cevabı vermiş: “Molla Resul! Kısa ömürde, kısa dünyada ebedî hayatı kazanmaya gelmişiz Hem burada rahat oturayım, hem Cennet dâvâ edeyim, olmaz böyle şey! Onun için cesaret edemiyorum rahat oturmaya”
O büyük Üstad ömrü boyunca hep böyle devam etmiş, öncelikle fiilen örnek olup sonra da talebelerine zordan yılmamalarını tembihlemişti Bir talebesine yazdığı bir mektupta, “Amellerin en hayırlısı, en zor olanıdır” (Keşfü’l-Hafa, 1:55) hadis-i şerifini hatırlatıyor; meşakkatli, külfetli, zevksiz, sıkıntılı salih amel ve hayırlı işlerin daha kıymetli, daha sevaplı olduğuna dikkat çekiyor ve “O sıkıntıda, o meşakkatteki ziyade sevabı ve makbuliyeti düşünüp sabır içinde mesrûrâne şükretmek gerekir” (Kastamonu Lâhikası, s 97) diyordu
Hapishanenin sıkıntılı günlerinde de, “Madem biz kadere teslim olup, bu sıkıntıları, ‘Amellerin en hayırlısı en zor olanlarıdır’ sırrıyla, ziyade sevap kazanmak cihetiyle manevî bir nimet biliyoruz; madem geçici dünyevî musibetlerin sonları ekseriyetle ferahlı ve hayırlı oluyor; ve madem hakkalyakîn derecesinde yakînî bir kanaatimiz var ki, ‘Biz öyle bir hakikate hayatımızı vakfetmişiz ki, güneşten daha parlak ve Cennet gibi güzel ve saadet-i ebediye gibi şirindir; elbette biz bu sıkıntılı haller ile müftehirâne, müteşekkirâne bir mücahede-i maneviye yapıyoruz’ diye şekva etmemek lâzımdır” (Şuâlar, 277) diyordu
Maksat, hedef, gaye ne kadar büyük, ulvî ve yüce olursa, gayret, faaliyet de o kadar çok olmalı değil mi? Elbette böylesine yüce bir maksat için de o kadar meşakkat, çile ve sıkıntı çekilecektir Çilesiz saadet olmaz
Başta Resûl-i Ekrem (asm) olmak üzere, Sahabe ve sâir İslâm büyükleri dâvâlarının büyüklüğü ölçülerinde çileyi ve ıztırabı üstlenmiş; yılmadan, bıkmadan, usanmadan hizmetten hizmete koşmuşlardı
Maksat, sonuçta ALLAH’ın rızasını elde etmekse, niçin meşakkatler zevkle üstlenilmesin?

Şaban DÖĞEN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.