Hicr Süresi Meali |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hicr Süresi MealiHicr Süresi Meali Mumine Sitesi 015-el-HİCR 15-el-HİCR Hicr sûresi, 99 (doksandokuz) âyet olup 87'si Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Hicr, bir yer adıdır 80-84 âyetlerde Hicr'den bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla 1 Elif Lâm Râ Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın âyetleridir 2 İnkâr edenler zaman zaman, keşke biz de müslüman olsaydık, diye arzu ederler İnkar edenlerin zaman zaman bu arzuyu taşımalarına rağmen yine de iman etmemiş olmalarının sebebi, onların dünya menfaatlerine düşkün olmaları, kötülük ve inkarlarıyla şartlanmış bulunmalarıdır Ayetten, kafirlerin ahirette “Keşke dünyada iken iman etmiş olsaydık!” diye hayıflanacakları da anlaşılabilir 3 Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalaya dursun (Kötü sonucu) yakında bilecekler!4 Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın Gerek arazisini yere batırmak ve gerekse halkını yok etmek suretiyle veya başka afetlerle helak edilen memleketlerin hiçbiri, körükörüne, tesadüfi olarak helak edilmiş değildir Allah tarafından tayin ve takdir edilip levh-i mahfuz’da yazılmış şaşmaz, unutulmaz ve gaflet edilmez bir yazı gereğince helak olmuşlardır Demek ki, devlet ve milletlerin de fertler gibi takdir edilmiş belli ömürleri vardır Fertler doğduğu, geliştiği, ihtiyarladığı nihayet öldüğü gibi, devletler de kurulur, gelişir ve nihayet Allah’ın takdir ettiği gün gelince yıkılıp tarihe karışırlar Fertler gibi bunların da bazıları uzun ömürlü, bazıları ise kısa ömürlü olur 5 Hiçbir millet, ecelinin önüne geçemez, ve onu geciktiremez 6 Dediler ki: "Ey kendisine Kur'an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!" 7 "Eğer doğru söyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin" Eski Araplar şairin cinden ilham aldığına inanırlardı Resulullah, belağat ve fesahat bakımından şiirden ve edebi nesirden daha üstün bir kitap getirdiği için ona “mecnun şair” dediler 8 Biz melekleri ancak hak ile indiririz O zaman onlara mühlet verilmez 9 Kur an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız Bu ayet açıkça göstermektedir ki, Kur’an-ı Kerim Allah’ın koruması altındadır ve kaybolmaksızın, en ufak bir tahrife uğramaksızın kıyamete kadar aslını muhafaza edecektir 10 Andolsun, senden önceki milletler arasında da elçiler gönderdik11 Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi 12 İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız 13 Öncekilerin başına gelenlerden ders almaları gerekirken onlar hala buna (Kur'an'a) inanmıyorlar 14 Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, 15 "Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır" derler 16 Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik Burç, aslında yüksek köşk demektir Gökyüzünde özel bir şekilde toplanmış olan birtakım yıldızlar kümesine de bu manada burç denilir Bu kümelerin meşhurları oniki tane olmakla beraber, ayet-i kerimede “buruc” kelimesi, nekre ve çoğul olarak zikredildiğine göre, gökyüzünde daha keşfedilmemiş bir çok yıldız kümelerinin var olduğuna işaret edilmektedir 17 Onları, taşlanmış (kovulmuş) her şeytandan koruduk 18 Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür 19 Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik 20 Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık 21 Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz22 Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız Ayette rüzgarın bir aşılayıcı olarak gönderildiği ifade edilmektedir ki, bugün ilim, yağmurun yağmasında rüzgarın büyük rol oynadığını; aynı zamanda bitkiler üzerinden eserken, onların erkek tohumlarını dişi tohumlarının üzerine kondurmak suretiyle onları aşıladığını isbat etmektedir Bu ayette ayrıca, gökten inen suların yer katmanlarında stok edildiği ve buralardan insanlığın ihtiyacı karşılandığı ifade edilmektedir 23 Şüphesiz biz diriltir ve biz öldürürüz! Ve her şeye biz vâris oluruz 24 Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da biliriz25 Şüphesiz Rabbin onları (kıyamette) toplayacaktır Çünkü O, hakîmdir, alîmdir 26 Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık 27 Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık28 Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım" 29 "Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan ütlediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!"30 Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler 31 Fakat İblis hariç! O, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı32 (Allah Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmayışının sebebi nedir? dedi 33 (İblis Ben kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattığın bir insana secde edecek değilim, dedi34 Allah şöyle buyurdu: Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!35 Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır! 36 (İblis Rabbim! Öyle ise, (varlıkların) tekrar dirileceği güne kadar bana mühlet ver, dedi37 Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin" 38 "Allah katında bilinen vaktin gününe kadar" 39 (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!40 Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesna 41 (Allah) şöyle buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur"42 "Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna"43 Muhakkak cehennem, onların hepsine vâdolunan yerdir 44 Cehennemin yedi kapısı vardır Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır Cehennemin yedi kapısından maksat bazı tefsirlere göre yedi tabakadır “Cüz’ün maksum” da o kapılardan girerek yerlerini alacak olan guruplardır Bazı rivayetlere göre bu tabakalardan ilki olan Haviye, günahkar müminler için, ikincisi Sakar, yahudiler için, dördüncüsü Cahim Sabie için, beşincisi Leza ateşperestler için, altıncısı Hutame putperestler için ve pek çok adlarla anılan yedincisi münafıklar içindir 45 (Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar 46 "Oraya emniyet ve selâmetle girin" (denilir, onlara) 47 Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar Allah Teala, dünyada birbirinden incinmiş ve birbirine kin beslemiş olan müminlerin kalplerinden o kini çıkaracak ve müminler, kardeş olarak sohbet edeceklerdir 48 Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır49 (Resûlüm!) Kullarıma, benim, çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver50 Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir 51 Onlara İbrahim'in misafirlerinden (meleklerden) de haber ver 52 Onun yanına girdikleri zaman, "selam" dediler (İbrahim Biz sizden çekiniyoruz, dedi 53 Dediler ki: Korkma; biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz54 (İbrahim Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi 55 Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler 56 (İbrahim dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?57 "Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?" dedi Hzİbrahim onların Allah tarafından gönderilmiş melekler olduklarını anlayınca, böyle bir melek cemaatinin sadece bir müjde için gelmiş olmayacağını, daha başka mühim vazifelerinin de olabileceğini tahmin ederek bu soruyu sordu 58 Dediler ki: "Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik"59 "Ancak Lût ailesi hariç Onların hepsini kurtaracağız"60 "(Fakat Lût'un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik"61 Melek olan elçiler Lût âilesine gelince, 62 Lût onlara: "Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi 63 Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik 64 Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz 65 Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından yürü Sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin" 66 Ona (Lût'a) şu hükmümüzü vahyettik: "Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır" 67 Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiIer Çünkü genç erkekler suretinde gelen melekler onların eşcinsellikten doğan kötü arzularını uyandırmıştı 68 (Lût) onlara "Bunlar benim misafirimdir Sakın beni utandırmayın; 69 Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin!" dedi 70 "Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?" dediler 71 (Lût İşte kızlarım! (Düşündüğünüzü) yapacaksanız (onlarla evlenin), dedi 72 (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı 73 Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı 74 Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık Lüt kavmi, homoseksüellik gibi kötü bir günahı işledikleri için Allah Teala, onlara önce korkunç bir ses duyurmuş, sonra memleketlerinin altını üstüne getirmiş, daha sonra da üzerlerine taş yağdırmıştı ki, bir milletin yok olup tarih sahnesinden silinmesi için bundan daha şiddetli felaket olamaz 75 İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır76 Onlar hâla gözler önünde duran bir yol üzerindedirler77 Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır 78 Eyke halkı da gerçekten zalim idiler Ayette sözü edilen Eyke, sık ormanlık demektir Şuayb Peygamber ve kavminin oturduğu ülke ormanlık olduğu için onlara Eyke halkı denilmiştir 79 Biz onlardan da intikam aldık İkisi de (Eyke ve Medyen) açık bir yol üzerindedir80 Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı Hicr, Salih Peygamber’in kavminin yaşadığı bölgenin adıdır Burada yaşamış olan halk Semud kavmi diye anılmıştır 81 Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz çevirmişlerdi 82 Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı83 Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı 84 Kazanmakta oldukları şeyler onlardan hiçbir zararı savmadı 85 Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir Şimdilik onlara güzel muamele et86 Şüphesiz Rabbin hakkıyla yaratan pek iyi bilendir87 Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an'ı verdik Resulullah’dan rivayet edilen bir hadise göre bu yedi ayet, namazların her rek’atında tekrar edilen Fatiha suresi’dir 88 Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol 89 De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım 90 Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir 91 Onlar, Kur'an'ı bölüp ayıranlardır Kur’an’ı bölüp ayıranlar, onun bir kısmını kabul edip, bir kısmını da reddedenlerdir Veya Kur’an’a şiir, kehanet ve masal diyenlerdir 92 Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini sorguya çekeceğiz93 Yaptıklarından dolayı 94 Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir! Bu ayetlerde de görüldüğü gibi Kur’an-ı Kerim’in bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanlardan Allah “müşrikler” diye söz ediyor Bakara suresi 85 Ayetinde Kur’an’ın bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanların cezasının dünyada rüsvaylık, ahirette de en şiddetli azabı çekme olduğu bildiriliyor Nisa suresi 150 Ve 151 Ayetlerinde ise Allah’la peygamberleri birbirinden ayıran ve “Bir kısmına inanırız, bir kısmına da inanmayız” diyenlerin gerçek anlamda kafir oldukları vurgulanıyor 95 (Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz96 Onlar Allah ile beraber başka bir tanrı edinenlerdir (Kimin doğru olduğunu) yakında bilecekler! 97 Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz98 Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol! 99 Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et! |
|