Enfal Süresi Meali |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Enfal Süresi MealiEnfal Süresi Meali Mumine Sitesi 008-el-ENFÂL 8-el-ENFÂL Enfâl sûresi, 75 (yetmişbeş) âyettir 30 ilâ 36 âyetler Mekke'de, diğerleri Medine'de inmiştir Enfâl, ziyade manasına gelen "nefl" kelimesinin çoğuludur İslâm dinini savunmak için yapılan savaşlarda elde edilen sevaba ek olarak alınan ganimet malına da "nefl" denilmiştir Sûrenin birinci âyetinde savaştan elde edilen ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduğu ifade edildiği için sûreye bu ad verilmiştirRahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla 1 Sana savaş ganimetlerini soruyorlar De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin Ganimetlerin Allah’a ait olması demek, savaşta alınan mal ve mülkün İslam devletine ait olması demektir 2 Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir 3 Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir4 İşte onlar gerçek müminlerdir Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır Bedir savaşına çıkarken müslümanların kısmı huzursuz idiler Bazıları da ganimetlerin bölüştürülmesinde hoşnutsuzluk gösterdiler Allah Teala onların bu durumunu öncekilerin hoşnutsuzluk durumlarına teşbih ederek şöyle buyurdu: 5 (Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı (zamanki halleri) gibidir 6 Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı Hicretin ikinci yılında Mekke müşrikleri, Ebu Süfyan’ın başkanlığında bir ticaret kervanınn Şam’a gönderdi Resulullah (sa) kervanın dönüşünü haber alınca,daha önce kendilerini yurtlarından çıkarmış olan Kureyş’in bu kervanını vurmak istedi ve üç yüzden fazla arkadaşıyla yola çıktı Fakat durumdan haberdar olan Ebu Süfyan, bir taraftan kervanı kurtarmak için Kureyş’e haber göndermiş, diğer taraftan da yolunu değiştirerek kervanı kurtarmıştı Müşrikler bin kişilik bir ordu ile yola çıktılar Müslümanlar artık kervanla değil Kureyş cengaverleri ile karşılaşacaklardı Ashaptan bir kısmı, “Biz kervanı yakalamak için çıktık, böyle bir savaşa hazırlıklı değiliz” diyerek çekingenlik gösteriyorlardı Neticede savaşma hususunda ittifat ettiler ve gerçekten de zafer müslümanların oldu 7 Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu 8 (Bunlar,) günahkârlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi 9 Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu Resulullah (sa) kendi arkadaşlarının azlığını, müşriklerin de çokluğunu görünce, kıbleye yönelerek iki elin uzattı ve şöyle dua etti: “Allah’ım! Bana verdiğin sözü yerine getir Allah’ım! Bu cemaatı helak edersen artık yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmayacak!” Resulullah(sa) bu duayı devamlı olarak okudu Allah Teala da onun duasını kabul ederek bin melek ile yardım etti İşte yukarıdaki ayette buna işaret edilmektedir 10 Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir11 O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu Kureyş ordusu daha önce gelip Bedir kuyusu çevresinde yerleşmişti İslam mücahitleri ise susuzdu Aynı zamanda tuttukları mevki de çok kumluk olduğundan serbestçe harekete imkan vermiyordu Yağan yağmur hem onların kalbindeki bazı vesveseleri giderdi, morallerini yükseltti hem de su ihtiyaçlarını karşıladı Ayrıca kumluk bir yer olan savaş alanını pekiştirerek harekete elverişli bir duruma getirdi 12 Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu 13 Bu söylenenler, onların Allah'a ve Resûlüne karşı gelmelerinden ötürüdür Kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır 14 İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır 15 Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin (Korkup kaçmayın) 16 Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ın gazabını hak etmiş olarak döner Onun yeri de cehennemdir Orası, varılacak ne kötü yerdir! 17 (Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu) Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı) Şüphesiz Allah işitendir, bilendir Kureyş ordusu, müslümanlarla savaşmak için ilerleyince Resulullah (sa) ellerini kaldırarak: “Alllah’ım! Kureyş, senin Resulünü yalanlayan kibirli liderleriyle geldi Allah’ım! Bana verdiğin sözü yerine getirmeni diliyorum!” diye dua etti Ve iki topluluk karşılaşınca yerden bir avuç toprak alıp düşmanın yüzlerine serpti Kureyş ordusunun gözleri görmez oldu ve sonunda bozguna uğradılar İşte bu ayette bu atışa işaret edilmekte, onu atanın gerçekte Allah olduğu bildirilmektedir Çünkü bu bir mucize idi ve Peygamber, onu atarken kendi adına değil, Allah adına atmıştı 18 Bu böyledir Şüphesiz Allah, kâfirlerin tuzağını bozar 19 (Ey kâfirler!) Eğer siz fetih istiyorsanız, işte size fetih geldi! (Yenelim derken yenildiniz) Ve eğer (inkardan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir Yine (Peygamber'e düşmanlığa) dönerseniz, biz de (ona) yardıma döneriz Topluluğunuz çok bile olsa, sizden hiçbir şeyi savamaz Çünkü Allah müminlerle beraberdir 20 Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin21 İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın22 Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir 23 Allah onlarda bir hayır görseydi elbette onlara işittirirdi Fakat işittirseydi bile yine onlar yüz çevirerek dönerlerdi Bu ayetler, Allah Resulünün sözlerini işitip de ehemmiyet vermeyen kimselere ihtardır Bunlar zahirde işittiklerini gerçek manada işitmedikleri için söz anlamayan sağır ve dilsiz hayvanlara benzetilmişlerdir Bunlarda hayır istidadı yoktur Eğer hayra kabiliyetleri olsaydı, Allah onlara sözlerinin gerçek manasını işittirirdi 24 Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlüne uyun Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız İnsanlara hayat verecek şey Allah ve Resulünün emir ve yasaklarıdır Şüphesiz ki O’nun her emrinde bir hikmet ve hayat vardır Onun için O’ndan gelen her emri kabullenmek ve yerine getirmek gerekir Ayette “Allah kişi ile kalbi arasına girer” buyuruluyor Bu durumu tasvirden aciziz Ancak başka bir ayette “Biz insana şah damarından daha yakınız” buyurulmuştur Allah insanın kabiliyetine göre kalbini dilediği tarafa çevirir Peygamberimiz şöyle dua ederdi: “Ey kalbleri çeviren Allah! Benim kalbimi senin dinin üzerinde sabit kıl!” 25 Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder) Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir 26 Hatırlayın ki, bir zaman siz yeryüzünde âciz tanınan az (bir toplum) idiniz; insanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz da şükredesiniz diye Allah size yer yurt verdi; yardımıyla sizi destekledi ve size temizinden rızıklar verdi 27 Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz Medine’de bir yahudi kabilesi olan Kurayza oğulları bir savaşta, Peygamber’le daha önce yapmış oldukları antlaşmayı bozarak müttefik müşrik ordularına yardım ettiler Müşrik Arap orduları çekilip gittikten sonra Resulullah onların kalelerini kuşattı Barış isteklerini de reddetti Yalnız seçecekleri bir hakemin vereceği hükme razı olacağını bildirdi Yahudiler’de hakem olarak Sa’d’ı seçtiler Sonra da Sa’d’ın vereceği hüküm hakkında bir fikir edinmek üzere Ebu Lübabe ile konuşmak istediler Ebu Lübabe gitti Sa’d’ın hükmünün ne olacağını ona sordular O da yahudilerin kesileceklerine işaret olarak boğazını gösterdi İşte yukarıdaki ayet Ebu Lübabe’nin bu davranışına işaret ederek onu kınamaktadır Bunun üzerine Ebu Lübabe, kendisini mescidin direğine bağlayıp, ölünceye, ya da Allah tarafından affedilinceye kadar yeyip içmeyeceğine dair yemin etti Yedi gün sonra bayılıp düştü Bunun üzerine affedildiğine dair bir ayet indi 28 Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah'ın katındadır 29 Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir30 Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir 31 Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: "(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir"32 Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi 33 Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir 34 Onlar Mescid-i Haram'ın mütevellîleri olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellîleri takvâ sahiplerinden başkaları değildir Fakat onların çoğu bunu bilmez 35 Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir (Ey kâfirler!) İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın! Rivayet edildiğine göre, müşriklerin bazı erkek ve kadınları Beytullah’ı çıplak olarak tavaf ediyorlardı Tavaf esnasında parmaklarını birbirine kenetleyip ağızlarına götürerek ıslık çalıyorlar, bir taraftan da ellerini çırpıyorlardı Bu da iddialarına göre onların duası idi İşte yukarıdaki ayet müşriklerin bu durumlarına işaret etmektedir 36 Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar Daha da harcayacaklar Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır Bedir ve daha sonraki savaşlarda müşrikler bütün servetlerini ortaya koyarak İslam’ı mağlup etmeye yeltenmişler, fakat sonunda hepsi perişan olmuşlardır 37 (Bu toplama) Allah'ın murdarı temizden ayıklaması (mümini kâfirden ayırması) ve bütün murdarların bir kısmını diğer bir kısmının üstüne koyup hepsini yığarak cehenneme atması içindir İşte onlar ziyana uğrayanların kendileridir 38 İnkâr edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir! 39 Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür40 Eğer (imandan) yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!41 Eğer Allah'a ve hak ile bâtılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (Bedir savaşında) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah'a, Resulüne, onun akrabalarına yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir Allah her şeye hakkıyla kadirdir Ayette zikredilen Peygamber’in akrabaları hakkında alimler ihtilaf etmişlerdir Şafii’ye göre Haşim ve Muttalip oğullarıdır; bir görüşe göre de sadece Haşim oğullarıdır; diğer bir görüşe göre zekat almaları helal olmayan akrabalardır, bir başka görüşe göre ise bütün Kureyş kabilesidir Savaşta alınan ganimetler beşe bölünür Beşte biri ayette sayılanlara tahsis edilir Kalan da savaşa katılan gazilere taksim edilir 42 Hatırlayın ki, (Bedir savaşında) siz vâdinin yakın kenarında (Medine tarafında) idiniz, onlar da uzak kenarında (Mekke tarafında) idiler Kervan da sizden daha aşağıda (deniz sahilinde) idi Eğer (savaş için) sözleşmiş olsaydınız, sözleştiğiniz vakit hususunda ihtilâfa düşerdiniz Fakat Allah, gerekli olan emri yerine getirmesi, helâk olanın açık bir delille (gözüyle gördükten sonra) helâk olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için (böyle yaptı) Çünkü Allah hakkıyla işitendir, bilendir43 Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir 44 Allah, olacak bir işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu Bütün işler Allah'a döner 45 Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz Bu ayet-i kerimenin işaretine göre savaş anlarında daima Allah’a dua etmek gerekir Kulları, Allah’ı anmaktan alıkoyacak hiçbir şey yoktur Özellikle sıkıntılı anlarda doğrudan doğruya ona sığınmak gerekir 46 Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider Bir de sabredin Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir Ayette geçen “rih=rüzgar” kelimesi, kuvvet, yardım ve devlet karşılığında mecaz olarak kullanılmaktadır 47 Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kâfirler) gibi olmayın Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır Bedir Savaşı’ndan önce Şam’dan dönen ticaret kervanının reisi Ebu Süfyan, müslümanlardan gelmesi beklenen tehlikeyi atlatınca Kureyş ordusuna geri dönmeleri için haber gönderdi, fakat Ebu Cehil, “Andolsun ki, Bedir’e varıp da orada şaraplarımızı içmedikçe, cariyeler karşımızda çalgılar çalıp şarkı söylemedikçe ve yanımızda bulunan Arapları doyurmadıkça geri dönmeyeceğiz” dedi Gerçi Bedir’e gelmekle bir yiğitlik gösterdiler ama zafer şarabı yerine ölüm kadehlerini yudumladılar; cariyeler şarkı söylemek yerine ağlaştılar; Arapların aç karnını doyuracak yerde, onlar için acıkmış cehennem çukurlarını doldurdular İşte bu ayette Allah Teala müminlere, onlar gibi olmamayı, takva sahibi olmayı ve Allah’a dayanıp güvenmeyi emretmektedir 48 Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah'ın azabı şiddetlidir, dedi 49 O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), "Bunları, dinleri aldatmış" diyorlardı Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir)50 Melekler yüzlerine ve arkalarına vurarak ve "Tadın yakıcı cehennem azabını" (diyerek) o kâfirlerin canlarını alırken onları bir görseydin! 51 İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir52 (Bunların gidişatı) tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir (Onlar da) Allah'ın âyetlerini inkâr etmişlerdi de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı Allah güçlüdür O'nun cezası şiddetlidir 53 Bu da, bir millet kendilerinde bulunanı (güzel ahlâk ve meziyetleri) değiştirinceye kadar Allah'ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır Gerçekten Allah işitendir, bilendir 54 (Evet bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helâk etmiştik ve Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk Hepsi de zalimler idiler55 Allah katında, yürüyen canlıların en kötüsü kâfir olanlardır Çünkü onlar iman etmezler 56 Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra her defasında hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir Bunlar Kurayza oğulları olarak tanınan yahudi kabilesidir Peygamber (sa) onlarla, aleyhinde hareket etmemek üzere antlaşma yaptığı halde müşriklere silah yardımında bulundular Sonra, unuttuk, diyerek özür dilediler Tekrar antlaşma yapıldı, yine bozup Hendek savaşında müşriklerle birleştiler Nihayet Ka’b b Eşref, Mekke’ye giderek müslümanlar aleyhinde Mekkelilerle ittifak yaptı 57 Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt 58 (Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde bozduğunu kendilerine bildir Çünkü Allah, hainleri sevmez 59 İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar 60 Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız Bu ayette Allah Teala düşmana karşı kuvvet hazırlamamızı emretmektedir Bu kuvvetten maksat, savaşta düşmana üstünlük sağlayacak her çeşit vasıtadır Kara, hava ve deniz kuvvetlerine ait bütün vasıta ve silahlar, kara ve demir yolları, ekonomik güç ve savaş tekniği gibi şeyler bu kuvvet mefhumuna dahildir 61 Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir 62 Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki, Allah sana kâfidir O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir63 Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir Medineli Evs ve Hazrec kabileleri arasında sonu gelmeyen müthiş bir düşmanlık vardı Aralarında kanlı savaşlar olmuş ve her iki tarafın ileri gelenlerinden birçoğu ölmüştü Uzun zaman birbirlerinden intikam almak için uğraştılar Allah onları İslam ile şereflendirince intikam alma duygusunu da onlardan kaldırdı, birleştiler, kucaklaştılar ve kaynaştılar İşte yukarıdaki ayette bu ve benzeri kaynaşmalara işaret edilmektedir 64 Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter 65 Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelirler Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlardan bin kişiye galip gelirler Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur66 Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler Allah sabredenlerle beraberdir İlk zamanlarda müslümanların sayısı azdı, bir kişi on kişiye karşı savaşmak mecburiyetinde idi Sayıları çoğalınca Allah Teala yüklerini hafifletti, bir müslümanın iki kafire karşı savaşması emrolundu ve sabır gösterdikleri takdirde galibiyetin kendileri için olacağı ifade edildi Bedir savaşında müslümanlar 70 kafiri esir almışlardı Resulullah (sa) bu esirler hakkında ne gibi bir işlem yapılacağına dair arkadaşları ile görüştü Neticede fidye alınarak serbest bırakılmalarına karar verildi Bunun üzerine aşağıdaki ayet nazil oldu 67 Yeryüzünde ağır basıncaya (küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor Allah güçlüdür, hikmet sahibidir Savaşın hedefi zaferdir Fidye karşılığı geri vermek maksadıyla düşman askerlerini esir almaya çalışmak zaferi olumsuz yönde etkileyecekse bununla meşgul olmamak gerekir 68 Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu Tefsircilere göre, ayette geçen ve hüküm manasına gelen “kitab” dan maksat, ictihadda hata eden müctehide azap edilmeyeceği hükmüdür 69 Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin Ve Allah'tan korkun Şüphesiz ki Allah bağışlayan, merhamet edendir70 Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere de ki: Eğer Allah kalplerinizde hayır olduğunu bilirse, sizden alınandan (fidyeden) daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir Rivayete göre bu ayet, Hz Peygamber’in amcası olup Bedir savaşından sonra müşrik esirler arasında bulunan Abbas hakkında inmiştir Hz Peygamber, Abbas’a hem kendisi, hem de iki kardeşinin çocukları olan Akil ve Nevfel için fidye teklif etmiş; Abbas ise, fakir olduğunu söylemiş ve “Ömrüm boyunca Kureyş’e el açıp dileneyim mi?” demişti HzPeygamber, “Bedir savaşına katılırken Ümmü Fazıl’a emanet ettiğin altınlara ne demeli?” deyince Abbas, Hz Peygamber’in bunu bilmesine hayret etmiş ve Resulullah’ın Peygamberliğini tasdik etmişti 71 Eğer sana hainlik etmek isterlerse (üzülme, çünkü) daha önce Allah'a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkân ve kudret vermişti Allah bilendir, hikmet sahibidir 72 İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir Bu ayete göre muhacirler ve ensar, akraba olmadıkları halde birbirlerine varis olurlardı Daha sonra sadece akraba olanların birbirlerine varis olabileceğini bildiren 75 Ayet inince, bazı tefsircilere göre bu ayetin hükmü kaldırılmış oldu 73 Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur 74 İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır75 Sonradan iman eden ve hicret edip de sizinle beraber cihad edenler de sizdendir Allah'ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (vâris olmağa) daha uygundur Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir Dolayısıyla kimin kime varis olacağını O daha iyi bilir Bu ayet inince nesep yolu ile akraba olmayanlar birbirlerine varis olamadılar |
|