Mearic Süresi Meali |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mearic Süresi Mealimearic süresi meali Mumine Sitesi 70-el-MEÂRİC Mekke'de nâzil olan bu sûre, 44 (kırkdört) âyettir Adını, üçüncü âyetindeki "el-meâric" kelimesinden almıştır Meâric, "ma'rec"in çoğulu olup "yükselme dereceleri" demektir Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla 1 Bir soran inecek azabı sordu: 2İnkârcılar için;ki onu savacak yoktur, 3 Yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından 4 Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar 5 (Resûlüm!) Şimdi sen güzelce sabret 6 Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar 7 Biz ise onu yakın görmekteyiz 8 O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur 9 Dağlar da atılmış yüne döner 10 Dost, dostu sormaz 11 Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir) Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, 12 Karısını ve kardeşini, 13 Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini 14 Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın 15 Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir 16 Derileri kavurup soyar 17 Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır! 18 (Servet) toplayıp yığan kimseyi! 19 Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır 20 Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder 21 Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir 22 Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar, 23 Ki, onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler 24 Mallarında, belli bir hak vardır, 25 Sâile ve mahrûma(vermek için) 26 Ceza (ve hesap) gününün doğruluğuna inananlar; 27 Rab'lerinin azabından korkanlar, 28 Ki Rab'lerinin azabı(na karşı) emin olunamaz; 29 Irzlarını koruyanlar 30 Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; 31Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir, 32 Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler; 33 Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar; 34 Namazlarını koruyanlar; 35 İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar 36 (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, sana doğru koşuyorlar? 37 Bölük bölük sağından ve solundan(gelip etrafını sarıyorlar) 38 Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? 39 Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler) 40 Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, bizim gücümüz yeter: 41 Şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez 42 Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar 43 O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar 44 Gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir haldeİşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür! |
|