İii. Haclı Seferi |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İii. Haclı SeferiHaclı Seferleri - IIIHaclı Seferi - Osmanlı Tarihi Üçüncü Haçlı Seferi, 1189-1192 yılları arasında gerçekleşmiş Haçlı seferi Selahaddin Eyyubi'nin Haçlıların elinden Kudüs'ü alması üzerine Avrupa'da yeni bir Haçlı seferi düzenlendi Alman imparatoru yaklaşık yüz bin kişilik ordusuyla Anadolu'ya girdi Beklemediği bir savunma ile karşılaşan ve ağır kayıplar veren Alman imparatoru Friedrich Barbarossa Silifke'de boğulunca ordusu dağıldı Deniz yoluyla hareket eden Fransız ve İngiliz Haçlı orduları ise Selahaddin Eyyubi'yi yenemeyerek geri döndüler Suriye, Filistin ve Mısır Müslümanlarının birleştirilmesi [değiştir] İkinci Haçlı Seferide Haçlılar başarı kazanamadılar ve Nureddin Zengi birleştirilmiş Suriye'yi Şam'dan idareye devam etti Nureddin idaresi altındaki arazileri genişletmek istemekteydi ve bu nedenle dikkatini Mısırda hüküm süren ve Şii meşrebinin İsmailî mezhebine dahil olan Fatimiler devletine çevirdi Fatimi devletinin iktidar gücünden uzaklaştırılmış olan veziri Savar Mısır'dan kaçıp Şam'a gelmişti ve Nureddin Zengi'yi Mısır'ı ele geçerebilceğini inandırdı Nureddin Zengi Fatimi devletini Mısır'dan atmak için 1163de bir askeri sefer hazırladı Bu orduya Zengi'nin çok inandığı bir general olan Sirkuh komuta etmekteydi Bu orduda eski Fatimi veziri Savar ve Sirkuh'un yeğeni olan genç Selahaddin'de bulunmaktaydı[1] [2] Sirkuh'un ordusu Nisan 1164de Suriye'den harekete geçerek Ürdün Nehri'ni doğu yakasından takip ederek Ölü Denizin güneyine gelip buradan batıya dönerek Sina Yarımadası kuzeyinden Akdeniz kıyılarına geldi 24 Nişan'da Mısır'ın en doğuda limanı olan Bilbays'ı eline geçirdi 1 Mayıs'da Kahire önünde kampa girip şehri kuşatmaya başladı 13 yaşında olan Fatimi Sultanı El Azid'in veziri ve gerçek devlet idaresinde elinde bulunduran Veziri "Dirgham" bu ordunun gelişine çok şaşırmıştı ve nasıl bir mukavemet sağlayacağını bilemedi Herşeyi geride bırakıp kaçmakta iken yakalanıp öldürüldü Yerine daha önce vezir olan ve Sirkuh'la birlikte gelen Savar tekrar Fatimi vezirliğine getirildi Savar daha önce Nureddin Zengi ordusu tarafında olmakla beraber, iktidarı tekrar eline geçirince Sirkuh'un Mısır'dan ayrılmasını istedi Sivar bu isteğini Sirkuh ve Suriye ordusuna kabul ettirmek için Mısır'daki Fatimi ordusuna güvenemiyordu Bu nedenle Kudüs'deki Haçlı Devlet Kralı olan I Amalrik'e bir elçi gönderek ondan askeri yardım istedi Zaten Mısır'a gözlerini dikmiş olan I Amalrik bu fırsatı elinden kaçırmak istemedi ve Temmuz 1164de ağır süvari şövalyelerden oluşan bir Haçlı ordusunu Sina üzerinden Mısır'a gönderdi 1164de bu Haçlılar şövalyeler ordusu Mayıs'dan beri Mısır'da bulunup Bilbays önünde savunma mevkileri hazırlamış olan Sirkuh'un ordusu ile muharebeye girişti Sirkuh ordusu burada haftalarca Haçlı hücumlarına karşı durdu Fakat Sirkuh ana üssünden uzaktaydı; Haçlı ve Mısır Fatimi orduları arasında kalmıştı ve böylece stratejik durumu hiç iyi değildi Haçlıları Mısır'da Bilhays'daki hücumlarından vazgeçirmek için bir büyük ordu ile Nureddin Zengi Haçlı Antakya Prensliği'nde hücuma geçti Antakya yakınlarında bulunan Harım kalesini kuşattı Bu kaleyi kurtarmak için Antakya Prensi III Bohemondo ve Trablus Kontu orduları ile geldiler Bu kale önünde büyük bir muharebe, Harım Muharebesi, yapıldı Nureddin Zengi ordusu bu muharebede büyük bir zafer kazandı Çok sayıda Haçlı askerleri ve 2000 kadar şövalye öldürüldü ve Antakya Prensi ve Trablus Kontu esir olarak alındı Nureddin Zengi bu "Harım Muharebesi" galibiyetinden sonra eline geçen Haçlı bayraklarını ve ölen Haçlı şövalyelerinin kellelerini bir torbaya koyarak bir emin habercisi ile Mısır'a Bilhays'ta muharebeye devam eden Sirkuh'a gönderdi Bunlar Bilhays'da bulunan Haçlı ordularına teşhir edildi Moralleri çok bozulan Haçlı ordusu ve şövalyeleri Bilhays'ı bırakıp Filistin'e geri dönmeye karar verdiler Kudüs Kralı İ Amalrik Sirkuh ile barış müzakerelerine girdi ve bu müzakereler sonunda her iki ordunun da Mısır'dan ayrılması üzerinde anlaşıldı, Ekim 1044de Haçlı ordusu Filistin'e döndü ve Sirkuh ile Suriye ordusu da aynı geliş güzergahlarını takip ederek 2 hafta içinde Şam'a geri geldi [1] Bu altı ay süren askeri harekatten en karlı çıkan Fatimi Devleti veziri Savar olmuştu Fatimi Devleti'nde iktidarı eline geçirmişti ve bu iktidar gücünü pekiştirmeye koyuldu Fakat Sirkuh'un hiç yenilge görmeden Bilhays'dan ve Mısır'dan ayrılmaktan hoşlanmıyacağı açıktı ve hemen Sirkuh'un Nureddin Zengi'yi yeniden bir Mısır seferi hazırlamaya ikna etmeye hatta zorlamaya çalışacağı öğrenilmişti Savar Haçlı Kudüs Kralı İ Amalrik ile bir askeri savunma anlaşması yaptı Bu anlaşmayı öğrenen Nureddin Zengi'nin eskiden yeni bir Mısır seferine girmeye pek niyetli değilken yeni bir seferi uygun görmeye başladı 1167 yılı iki tarafın yeni bir Mısır seferi hazırlıklar yapması ile başladı 1167de Sirkuh emrindeki Suriye ordusu yine aynı güzergahı takip ederek Mısır'a girdi Aynı zamanda Kudüs Kralının Fatimilere yardım için hazırladığı Haçlı ordusu Filistin üzerinden Mısır'a gelip Savar emrindeki Fatimi ordusu ve Kudüs kralının Haçlı ordusu Kahire önünde doğudan gelecğini bekledikleri Suriye ordusunu beklemeye koyuldular Fakat Sirkuh Kahire'nin güneyinden şehrin etrafından dönerek batıdan geldi ve kamp kurduğu Gize'de piramitler mevki ile savunucu ordular arasında Nil Nehri bulunmaktaydı Amalrik ve Savar Nil Nehrini geçip Sirkuh'un ordusuna hücum etmek için planlara başladılar Sirkuh ise ana üssünden çok uzaklarda olduğu için daha kurnazca bir strateji uygulamaya başladı Sirkuh hemen kuzeye çekilmeye başladı Amalrik ordusunun bir kısmı bu 'kaçışı' takibe başladı 18 Mart 1667de iki tarafa Nil Nehri'nin batı yakasında Babayn'da muharebeye giriştiler ve takip eden Haçlı ordusu büyük bir yenilgiye uğradı Amalrik bu yenilgiden kaçtı ve yeni asker toplamak için Kahire'de kalmış olan Savar'la tekrar birleşti Babayn Muharebesinden sonra Sirkuh ve Suriye ordusu ise hızla İskenderiye'ye çekildi ve İskenderiye halkı tarafından çok iyi karşılandı Yeni Fatimi ordusuyla Savar ve Avrupadan yeni gelen Haçlılarla ve Haçlı donamasıyla takviye edilen Haçlı ordusu çok geçmeden İskenderiye'yi kuşatmaya aldılar Bir ay süren kuşatmadan sonra Suriye ordusu ve İskenderiye büyük bir bir zorluğa girdi Buna karşı durabilmek için Suriye ordusunun komutasını yeğenine bırakan Sirkuh küçük ama seçkin bir süvari birliği ile kuşatmayı yardı ve Yukarı Mısır'a gitmeye başladı Yukarı Mısır'da köylüleri Savar ve Fatimiler aleyhinde ayaklandırıp birliğini yeni askerlerle takviye ederek kuşatıcı ordu arkasında güneyden yeni bir cephe açtı Haçlı Ordusu komutanı Kudüs Kralı İ Amalrik ülkesine kuzeyden Suriye'den Nureddin Zengi'nin yaptığı baskınlardan korkmaktaydı ve Kudüs'e geri dönmeye hazırdı Sirkuh bir elçi göndererek üç sene önce olduğu gibi her iki dışarıdan gelen ordunun da Mısır'dan çekilmesini teklif edince bu bir anlaşmaya neden oldu Haçlılar ve Fatimiler İskenderiye kuşatmasını kaldırdı ve Suriye ordusu başlarında Selahaddin bir törenle İskenderiye'den ayrıldı Ağustos 1167de Haçlı ordusu Kudüs'e ve Sirkuh'un Suriye ordusu Şam'a eski güzergahlarını takip ederek geri çekildiler[1] Hıttin Muharebesi [değiştir] Ana madde: Hıttin Muharebesi Chatillon'lu Raynald'in nefret uyandıran bu eşkiyalık hareketleri Selahaddin Eyyubi'yi çok kızdırdı Kudüs Krallığı'na karşı harekete geçip bu istilacıları ortadan kaldırmaya karar verdi Mısır, Suriye, Ceziriye haberciler gönderip bu istilacılara karşı bir cihad yapmak için komutası altında birleşmelerini istediğini bildirdi ve buna karşılık olarak binlerce süvari ve piyade gönüllü Şam'a gelmeye başladı[1] Kudüs Krallığı bu arada idarecilerin şahsi çekişmelerine sahne olmaktaydı Yeni kral olan Lüziyanlı Guy Trablus Kontu olan ve Selahaddin'e daha ılımlı olarak hareket etmeyi kabul eden III Raymond'un gücünü kırmaya çalışmaktaydı Trablus Kontu'nun karısı küçük bir kale olan Tiberiya'i elinde bulundurmaktaydı Kudüs Kralı Lüziyanlı Guy bu kaleye hücum etmeye hazırlanmakta olduğundan haberdar olan Trablus'lu III Raymond Selahaddin'den askeri yardım istedi ve Selahaddin'de bir süvari birliğini bu kaleye takviye olarak yolladı [1] 30 Nisan 1187de Selahaddin Raymond'a bir haberci göndererek aralarındaki anlaşmaya uygun olarak Taberiye Gölü etrafında keşif yapmak için ufak bir keşif birliğini Tiberiya civarına göndereceğini bildirdi ve bu birliğin hiçbir hücum yapmayacağını açıkladı Raymond bunu kabul etmek zoruunda kaldı ve kendi arazisindekileri bu birliğe yaklaşmamak için uyardı 1 Mayıs'da 7000 kişilik bir Müslüman keşif birliği Tiberiye önünden sabahleyin geçip akşamleyin geri döndü ve hiçbir olay ortaya çıkmadı Ama civarda Saffuriye köyünde bulunan ve Selahaddin-Raymond anlaşmasına karşı olan Hospitalier ve Tapınak Şövalyeleri'nden oluşan birkaç yüz şövalye ve piyadeden bu asker-kesişler grubu birliği Müslüman keşif birliğine Saffuriye'de hücuma geçti Ama Haçlılar çok büyük yenilgiye uğrayıp büyük zayiat verdiler [1] Bu Saffuriye yenilgisi üzerine büyük bir papaz, keşiş ve şövalye grubu Trablus Kontu Raymond'a gidip onu anlaşmadan vazgeçmeye zorladılar ve Raymond'un Kral Guy'un Salahaddin'e karşı yapmaya düşündüğü harekate katılmasını sağladılar Kral Guy komutasında olan bütün Kudüs Krallığı bölgesinde ve yakınlarda bulunan şövalyeleri ve diğer gönüllüleri kapsayan Haçlılar orduları Akka civarında toplandı Bu orduya Sür Piskoposu idaresinde birçok Hristiyan papazlar da katıldı ve bunlar özellikle İsa'nın üzerinde olduğu çarmıhın bir parçasını, yani Gerçek İstavrozu, bu "kutsal" ordunun bir alemeti olarak taşımaktaydılar Haçlı ordusu Saffuriye üzerine yürüyüşe geçti[1] Haziran ortasında Selahaddin de 12000 kişilik süvari ordusunu ve yeni gönüllü piyadeleri Şam ve Tiberyas arasında orta noktada toplamıştı ve onlara bir konuşma yapmıştı Sonra Selahaddin bir kurnazca bir taktik uygulayarak Tiberyas kalesine hücum ederek bir gün içinde kaleyi ele geçirdi Böylece Haçlı ordusunu kendi istediği bir meydanda Tiberyas'ın yakınlarında bir düzlükte muharebeye yolladı Selahhadın Celile Golünden çıkan Ürdün nehrini arkasına almıştı ve boynuz şekilde tepesi olan "Hittin" önünde Kudüs ordusunu beklemekteydi Haçlı ordusu 3 Temmuz'da Saffuriye su kaynağından sabah yürüyüşe çıkarak, genellikle 4 saat çeken bu mevkiye hiç bir su kaynağı bulunmayan yoldan gitmeye başladı Selahaddin'in ufak pusu ve yan hücumlarıyla yavaşlayan Haçlı ordusu ancak akşam üstü susuzluklarını gidermeyi planladıkları Taberiye Golünü uzaktan gören bir sırta vardılar Hittin köyü bu sırtın altındaydı ve ilerisinde Taberiye Gölü ve su bulunmaktaydı Ama bu mevki ile su kaynağı arasında Selahaddin'in ordusu bulunmaktaydı Bu nedenle Haçlı ordusu geceyi susuz geçirdi Ertesi gün 4 Temmuz 1187de şafakla beraber Haçlı ordusu sırttan aşağıya gole doğru bir hücuma geçti Susuzluktan çılgın gibi ileri atılan Haçlı piyadeleri Selahaddin ordusu tarafından püskürtüldü ve Selahaddin'in ordusu arkalarında gerideki atlı şövalyelere doğru geri çekildiler Haçlılar hiçbir savunma hattı kuramadılar ve kuşatıldılar Ama sonuna kadar savaşmakta devam ettiler Raymond kaçmayı başardı ve Trablus'a gidebildi En sonunda Hittin köyü civarında bir tepede Kral ve 150 kadar şövalye direniş yaptılarsa da sonunda hepsi ya öldürülüp ya da esir alındılar Selahaddin'in esirleri arasında Kudüs Kralı Guy ile Reynald Arnat'da bulunmaktaydı Kral Guy ve Raynald Selahaddin'in çadırına getirildiler Burada Krala bir bardak su verildi ve Kral suyu içtikten sondar bardağı Raynald'da uzattı ve o da sussuzluğunu geçirdi Fakat Selahaddin tercümanına "Krala şöyle Reynald'a su verenin kendisi olduğunu bilsin" dediği bildirilir Zamanın geleneklerine göre bir esire esir alan su verirse onun hayatı bağışlamış olmaktadır Fakat Selahaddin Reynald'in eski ihanetlerini ve nefret uyandıran hareketlerini af etmeyeceği gayet açıktı Kral Guy ve etrafındaki sivil şövalyelerin hepsinin hayatları bağışlandı; sonradan Şam'a gönderildi Ama Reynald ve keşiş-asker Hospitalier ve Tapınak Şövalyeleri hepsi idam edildi [1] Kudüs'ün Fethi ve Kutsal Kudüs Krallığı'nın Ortadan Kaldırılması [değiştir] Ana madde: Salehaddin Eyyübi'nin Kudüs Kuşatması ve Fethi Üçüncü Haçlı Seferi Hazırlıkları [değiştir] Üçüncü Haçlı Seferi Başlarında (Yaklaşık 1190da) Yakındoğu Kutsal Roma-Germen İmparatoru Friedrich Barbarosa'nın Seferi [değiştir] Kutsal Roma-Germen İmparatoru Friedrich Barbarosa "Alman İmparatoru Friedrich Barbarosa'nın ölümü" Ressam: Gustav Döre Orta Çağlardan kalan Sakson Kronolojisi yazma kitabında İmparator Friedrich'in ölümü resmi Yaşlı Kutsal Roma Germen İmparatoru I Friedrich Papanın yeni Haçlı seferi için çağrısına hemen yanıt sağladı 27 Mart 1188de yeni bir Haçlı seferine katılacağını ve bu sefere katılacak Alman haçlılara komuta edeceğini halka ilan etti Büyük bir Alman haçlı ordusu toplandı[3]1188de Nuremberg'e gelen Bizans elçileri Balkanlarda Bizans arazilerinde geçiş için organizasyon planları üzerinde uyuşma sağlandı İmparator ve üçüncü oğlu IV Friedrich, Swabia Dükü başlarında olarak Alman Haçlı ordusu 11 Mayıs 1189da Ratısbon'dan merasimle ayrıldı Bu ordu Hacli seferleri siralsinda toplanan en buyuk ordu konumundaydi ve cok iyi silahli ve cok iyi disciplinli idi Ordu Macaristan üzerinden Bizanslılar elindeki Balkanlardan Konstantinopolis'e doğru yürüyüşe geçti Bu orduya 2000 askerle Macar kralı III Bela'nın en genç kardeşi Geza da katıldı Bu ordu Balkanlardan geçişi sırasında daha önce yapılan uyuşmaya genellikle katıldı Bizanslılar 1176 Miryokefalon Muharebesi'ndeki büyük mağlubiyetten sonra ancak 1185de Anadolu'da durumu dengelemiş ve o tarihte Anadolu Selçuklu Sultanı II Kılıç Arslan ile bir barış ve müteffiklik antlaşması imzalamışlardı Büyük Alman Haçlı ordusunun Bizans topraklarında bulunmasından Bizanslılar hoşnutsuzdu Fakat Alman Haçlı ordusunun büyüklüğü karşısında Bizans'ın fazla direniş göstermesine imkan yoktu[4] Alman Haçlı ordusu Bizans arazilerinden yeniden organize edilmiş şekilde merhale merhale geçişe başladı Yine Haçlı ordusu disiplinsizlik örnekleri gösterdi ve Frederik Barbarossa'nın ordusu Filibe (o zamanki Philippopolis şimdiki Plovdiv) şehrini işgal etti ve bu şehri tekrar Bizans eline geçirmek için gönderilen 3000 kişilik Bizans ordusunu yenik düşürdü Ayrıca Adrianopolis (Edirne) şehrini yaktılar Bu nedenle bu ordu 1189 sonbaharinda Konstantinopolis'e gelirgelmaz biran önce Boğaz'dan karşıya taşındı Bazı kaynaklar Bizans Imparatoru II İsaakios Angelos'un Selahaddin ile bir gizli anlaşma yaptığını ve Selahhadın'ın Bizans topraklarına hcum etmeme garantisine karşılık Haçlı ordusunu zayıflatmak için elinden geleni yapacağı hakkında anlaşama yaptığını bildirirler [4] Diğer taraftan II Kılıç Arslan da bu büyük Alman ordusuyla çatışmaktan sakındı ve Almanlarla antlasma yaparak bu ordunun Anadolu'dan Selçuklu ordusunun hücumlarına maruz kalmadan geçişini garantiledi Fakat Almanlara göre bu ordunun Anadolu'dan geçişi sırasında kimseye buyruk olmayan Türkmenlerin zaman zaman hücumlarına maruz kaldı Akşehir üzerinden, Alman Haçlı ordusu 17 Mayıs'da bu ordu Anadolu Selçuklu başkenti olan Konya önlerine geldi Anlaşma gereğince barış içinde ordunun şehir kenarından geçmesi gerekmekteydi; fakat imparator Friedrich şehre hücum edip eline geçirmeye karar verdi Bazı Alman tarihçilerine göre bu ordu Konya önlerine geldiğinde İmparator Friedrich'in Türkmen hücumlarına karşı sabri tükenmişti ve Türklere karşı bir yaptırım uygulamak istemekteydi Diğer tarihçiler Haçlılar Konya önüne geldiğinde II Kılıç Arslan'ın büyük oğlunu Kutabeddin bu durumu kaldıramamıştı ve babasını tutuklattırarak Haçlı ordusuna karşı koymayı denedi Her nedenle olursa olsun Alman Haçlı ordusu, yapılan antlaşmaya aykırı olarak 18 Mayıs'da (bazı tarihçilere göre bir askeri çatışmadan sonra Kutabeddin'in ordusunun çekilmesini takiben) Alman Haçlı ordusu Konya'yı işgal etti [5] Alman Haçlı ordusu Konya'da 5 gün kalıp yine yürüyüşe geçti Göksu Irmağı vadisini takip edip Akdeniz'e inmek planlanmıştı Fakat Alman Haçlı ordusu 10 Haziran 1190da tam dağlık araziden çıkıp Sılıfke civarına geldiği zaman ordusunun ve korumalarının biraz ilerisinde bulunan İmparator I Friedrich Barbarossa Göksu Irmağı içinde boğularak öldü Bunun nedenleri çeşitli şekillerde anlatılmıştır[4] Bazı tarihçilere göre İmparator çok sıcak olan bir günde kendi soğutmak için ırmağa atlamış ve ya suyun çok soğuk olması dolayısıyla kriz geçirip boğulmuş; ya da suyun hızı beklediğinden çok olup bu hızlı su akışına karşı koyamayıp boğulmuştu Diğerleri atının sürçmesi dolayıyla ırmağa düştüğünü ve çok ağır zırh giydiği için yahut başını bir kayaya çarptığı için suya batıp boğulduğunu iddia ederler Ordusunun birlikleri ırmak kenarına geldikleri zaman nehir kıyısında ölü ceseti ile karşılamışlardır[6] Oğlu VI Frederick, Swabia Dükü Haçlı Alman ordusunun komutasını üzerine aldı Fakat büyük Alman haçlı ordusu hemen tümüyle demoralize olmuştu Bazı Alman asilleri hemen karadan geri döndüler' diğerleri Sılıfke'ye ve Tarsus'a gittikten sonra denizden Avrupa'ya gitmek üzere ordudan ayrıldılar Swabia Dükü emri altında Antakya'ya erişen Haçlı Alman ordusu 5,000 kadardı Antakya Prensi III Bohemondo, Swabia Dükü ve ordusuna büyük misfirperverlik gösterdi Ölü imparatorun ceseti sirke içinde Antakya'ya getirilmiş; ama sirke cesedi koruyamamıştı Cesedin kalan kısımlarının çoğu Antakya Katedrali'ne gömüldü ama bazı kemik parçaları Kıyamet Gününde Frederick'in Kudüs'e bulunmasını sağlamak için ordu tarafından saklandı Sonunda Swabia Dükü yakın akrabası olan Akka Dükü Montferrat'lı Conrad yardımını istedi Onun yardımıyla ölü imparatorun kemikleri Antakya Katedralinden alınarak Akka'ya götürüldü ve oradaki katedralde gömüldü VI Frederick, Swabia Dükü ise 1191de Akka Kuşatması sirasinda öldü[4] İngiliz Kralı Aslan Yürekli Richard'ın Filistin'e Gelişi [değiştir] [İngiltere] ve [Henry II] oğlu tarafından bir yenilgisinin ardından 6 Temmuz 1189 tarihinde öldü [İngiltere [Richard I | Richard I]] (Aslan Yürekli) ve Philip II Richard ve taç miras hemen haçlı seferi için fon başladı Sicilya için | [Marsilya, Fransa] [Marsilya] Temmuz 1190 yılında, Richard ve Philip arasında ortaklaşa belirledi Philip II Kutsal Topraklara 650 şövalyeler, 1300 at, ve 1300 ağaların oluşan ordusunu taşımak için bir Ceneviz filosu kiraladı vardı Kaynak hatası: <ref> etiketi için </ref> kapanışı eksik (Bkz: Kaynak gösterme) |
|