07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Devletinde Yabancı Sermaye
Osmanlı Devleti Yabancı Sermaye - Osmanlıda Yabancı Sermaye Hakkında - Osmanlı Yabancı Sermaye
1850’lere kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun dünya pazarları için hammadde ve gıda maddeleri üretiminde uzmanlaşmaya başlaması biçiminde gelişen çevreleşme süreci, bu tarihten sonra başlayan yabancı sermaye girişi ile yeni bir boyut kazandı 1854’teki ilk dış borçlanma ile başlayan yabancı sermaye girişi, daha sonra çeşitli alanlardaki dolaysız yatırımlarla devam etti 19 yüzyılda merkez ülkelerinden sermaye ihracı, merkezde yatırımlara dönüştürülmeyen fonlara daha yüksek kar oranları arayışından kaynaklanıyordu Ancak Birinci Dünya Savaşına kadarki dönemde dolaysız yatırımlar, tarım ve sanayi gibi üretim faaliyetlerine değil, büyük çoğunluğuyla demiryolları, limanlar gibi ihracata dönük altyapı tesislerine yönelmişlerdir Aynı biçimde, çevre devletlerine verilen borçların cari harcamalara değil de yatırımlara yönelen bölümü yine demiryolları gibi altyapı tesislerine gitmiştir Bu nedenle çevre ekonomilerinin dünya pazarlarına yönelmesi sürecine merkezden sermaye ihracının katkısı, doğrudan doğruya üretimi arttırmak değil, söz konusu ticareti kolaylaştırmak yönünde olmuştur
Günümüzde dahi bazı kesimler yabancı sermayeyi desteklerken; bazıları da yabancı sermayeye ödenecek faiz ve ücretlerden ve milli duygulardan dolayı yabancı sermayeye olumsuz gözle bakıyorlar Osmanlı Devletinde ise özellikle Ali ve Fuat paşalar, yabancı sermayenin uzaklaştırılmasından ziyade İmparatorluk içine alınmasına ve fakirleşmiş olan toprağın ancak bu sermayelerin varlığı ile yeni bir güç ve değer kazanacağına inanmaktaydılar
1881 yılındaki yabancı sermayenin sektörlere göre dağılımı verilmiştir Osmanlı topraklarında yabancı sermaye, %33,4’lük en yüksek oranla demiryolu yatırımına yönelmiştir İkici sırada ise bankacılık sektörü %31,6’lık bir oranla gelmektedir Onu da sırasıyla sanayi %12, su, gaz gibi belediye hizmetleri %9,3, ticaret %8,1 ve madencilik %5,6 oranlarında izlemektedir
Demiryolu, belediye hizmetleri ve özellikle madencilik alanında en büyük payların İngiltere’ye ait olması ilginçtir İngiltere’yi Fransa izlemektedir Almanya ve diğer ülkelerin payları düşük oranlarda (hatta bazı alanlarda hiç yoktur) kalmıştır İngiltere’nin durumu, sanayileşmesinin getirdiği pazar ihtiyacının doğurduğu uluslararası ticaret akışkanlığını kolaylaştırmak amacı ile ilişkilendirilebilir Bu ülkenin, demiryoluna sermaye yatırımı, aynı zamanda ülke içinde mallarını pazarlama ihtiyacını; madencilik alanındaki yatırımı, hammadde ihtiyacını; bankacılık alanındaki yatırımı da, yüksek kar marjlarını eline geçirmek istemesi gibi nedenlere bağlanabilir
Bankacılık sektöründeki ilgi de aynı oranlarda yalnızca İngiltere ve Fransa’ya aittir En yüksek toplam yabancı sermaye 5 283 000 Sterlin ile demiryollarında iken; 5 000 000 Sterlin ile bankacılık sektöründedir Toplam yabancı sermayenin yaklaşık olarak, 3/1’lik kısmı bankacılık, diğer 3/1’lik kısmı demiryolları yatırımlarına harcanmış görünmektedir Her ikisi de Osmanlı toplumunda yeni yapılanma alanları olduğu için bu durum normal kabul edilebilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Görülüyor ki, yabancı sermayenin amacı, Pamuk’un da ifade ettiği gibi, üretimi arttırmak değil, sanayileşen ülkelerin pazar sorunlarını gidermek ve ticareti serbestleştirmek yönünde olmuştur
1888 yılı başında yabancı sermayenin sektörlere göre dağılımı
(Ödenmiş Sermaye ve Tahviller Toplamı; bin İngiliz Sterlini olarak)
Fransız % İngiliz %
Demiryolları 648 12 3 3 349 63 3
Limanlar - - - -
Belediye Hizmetleri 87 5 9 961 65 3 (su, gaz vb)
Bankacılık 2 500 50 0 2 500 50 0
Ticaret 700 54 7 580 45 3
Sanayi 900 47 5 795 42 0
Madencilik 185 20 7 710 79 3
|
|
|