Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşık, destan, edebiyatı, halk, hece, hikaye, türk, ölçüsü

Hece Ölçüsü,Aşık Edebiyatı,Destan,Hikaye, Türk Halk Edebiyatı

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hece Ölçüsü,Aşık Edebiyatı,Destan,Hikaye, Türk Halk Edebiyatı





HECE ÖLÇÜSÜ , ÂŞIK EDEBİYATI , DESTAN , HİKAYE , KAHRAMANLIK ŞİİRLERİ





TANIM


Yazı dili olmayan toplumlarda sözle aktarılan kültür birikimi halk edebiyatını oluşturur Bütün toplumlar belli dönemlerde bu tür ürünler vermiştir Halk edebiyatı gelişmiş toplumlarda da yazılı edebiyatla birlikte varlığını sürdürür Halk edebiyatının başlıca biçimleri halk şarkısı, halk türküsü, halk öyküsü, söylenceler, atasözü, bilmeceler ve büyülerdir

TÜRK HALK EDEBİYATI

Türklerin İslam dinini kabul etmelerinden sonra, halk arasında İslam öncesi Türk edebiyatı geleneğinin sürdürülmesiyle gelişen edebiyat türüdür Türklerin İslam öncesi toplumsal yaşamlarında yönetenler ve yönetilenler arasında anlayış, düşünce ve ideal bakımından büyük farklılıklar yoktu Ozanların sazla çalarak söyledikleri aşk ve doğa şiirleri, destan ve sagular bütün Türklerin duygularına sesleniyorduhaber ve

İslamiyet’in kabulünden sonra bu birlik bozuldu Kentlerde kurulan medreselerde yetişenler kendilerini halktan ayrı tutmaya başladılar Ayrıca yönetim, siyaset ve askerlik alanındaki etkinlikleri nedeniyle bazen devlet ve saray korumasında olan bir sınıf ortaya çıktı

Divan Edebiyatı bu kesimden insanların duygu, düşünce ve zevklerini yansıtırken, Halk Edebiyatı bunların dışındaki kitlelerin beğeni, düşünce ve ideallerini yansıtma aracı oldu Ama gerçek anlamda halk edebiyatı kavramı ancak 2’nci Meşrutiyet’ten sonra yerleşti ve halk geleneklerinin ürünleri olan yapıtlar bu dönemden sonra "Halk Edebiyatı" olarak adlandırılmaya başlandı

Bu yapıtlar, genellikle öğrenim görmemiş köylüler, kasabalılar ya da kentliler ile yeniçeri ve tekke çevreleri gibi yine halktan kopmamış zümreler arasında, zaman içinde dinin, tasavvufun, tarikatların ve Divan Edebiyatı’nın etkisiyle değişikliklere uğramış eserlerdir

İslamiyet’in kabulünden sonra anonim halk edebiyatının temel ürünleri sayılan atasözü, destan, masal, bilmece, mani, türkü, ağıt, mesnevi gibi türlerde büyük gelişme görüldü Türk Halk Edebiyatı’nın ilk gerçek örnekleri Karahanlılar döneminde ortaya çıktı

Kaşgarlı Mahmud’un "Divanü Lügati’t Türk" adlı eserindeki manzum örnekler Türk halk şiirinin temel biçimi olan dörtlüklerle söylenmiş ve genellikle yedili, sekizli ve on ikili hece ölçüleriyle düzenlenmişti Bu eserde atasözleri de bulunuyordu Yine Karahanlılar döneminde oluşmuş "Satuk Buğra Halk Destanı" ve 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doğduğu sanılan eski Türk destanlarından motifler taşıyan Manas Destanı da bu dönem halk edebiyatının önemli eserleri arasındadır

HECE

Türk Halk Edebiyatı nazımda hece ölçüsüne (veznine) dayanır Bu nedenle hece ölçüsünün tanımlanması gerekir Hece, tek bir sesli hafrten ya da bu sesli harfin başına ya da sonuna gelen bir ya da birden çok sessiz harften oluşan ses öbeğidir Örneğin, o, ot, bir, git, kırk gibi Kapalı ya da engelli denilen heceler sessiz harfle, açık ya da engelsiz heceler sesli harfle biter

HECE ÖLÇÜSÜ (VEZNİ)

Şiirde mısralardaki hece sayısının eşit olmasına dayanan ölçüdür Türkçe’nin yapısına uygun bir ölçüdür Hecelerin sayısı parmakla sayıldığı için "parmak ölçüsü" adıyla da bilinir Türkçe’de heceler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerdedir Bu yapısal özellik şiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasına imkan verir İlk yazılı Türk edebiyatının ürünleri olarak bilinen Göktürk Yazıtları’nda şiir bulunmamasına rağmen şiirsel özellikler taşıyan ve hece ölçüsüne uyan bölümler vardır Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t Türk eserindeki şiirler de hece ölçüsüyle yazılmışlardır Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra divan edebiyatı ve aruz ölçüsünün yaygınlaşması hece ölçüsünün yalnızca tekke ve aşık edebiyatına özgü bir ölçü olmasına yol açtı

Hece ölçüsünde kalıbı dizelerdeki hecelerin sayısı belirler Her dizesinde 11 hece bulunan bir şiirin kalıbı "11’li hece ölçüsü" olarak gösterilir Bir hecenin belli bölümlere ayrılmasına "durgulanma", bu bölümlerin okuma sırasında hafifçe durularak vurgulanan yerlerine de "durak" denir Kalıplar 2’liden başlayarak 20’lilere kadar çıkar Az heceli, yani 2’liden 6’lıya kadar kalıplar tekerleme, atasözü, bilmece gibi ürünlerin şiirsel parçalarında uyum öğesi olarak yer alır Bu tür kısa kalıpların durakları dizenin sonundadır

Hece ölçüsünde durağın önemi büyüktür Bir kalıp en az 2, en çok 5 duraklı olabilir Bir durakta bulunan hece sayısı ise 1 ile 10 arasında değişir Hece kalıpları duraklar ve duraklardaki hece sayıları bakımından bölümlenir Bu kalıplar içinde en çok kullanılanlar 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü olanlardır 7’li ölçü daha çok mani türünde kullanılmıştır 8’li kalıp semai, varsağı, destan ve türkülerin ölçüsüdür 11’li ölçü ise başta koşma ve destan olmak üzere aşık ve tekke debiyatı şiirlerinde kullanılmıştır 14’lü hece ölçüsüne ise daha çok tekke şiiri ve çağdaş Türk şiirinde rastlanır

Tasavvuf ya da tekke edebiyatı

Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" ya da "tekke edebiyatı" denilen türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı

Tekke edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi Nazım birimi dörtlüktü Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur

Âşık edebiyatı

Halk edebiyatının aşık adı verilen halk sanatçılarının ürünlerinden oluşan ve 16’ncı yüzyılın başlarında ortaya çıkan "aşık edebiyatı" türünde ise söz ve müzik birbirini tamamlayan iki unsurdur Günümüzde varlıklarını sürdüren aşıklar, bir yandan eski destan geleneğini yaşatırken, bir yandan da doğaçlama aşk şiirleri söyler, başka sanatçıların ürünlerini yayar, çeşitli törenlerde bir eğlence unsuru olarak yer alırlar Aşık şiirinin nazım biçimi de dörtlük olmakla birlikte dize sayısı çoğalıp azalabilir

Bu edebiyatın başlıca türleri destan, güzelleme, taşlama, koçaklama, ağıt ve muammadır Genellikle yalın ve yapmacıksız bir dil kullanılan aşık şiirinde yinelemeler, boş tekerlemeler, ölçü ve uyak tutturmada kolaylık sağlayan yakıştırmalar bulunur

Aşıklarımız

Aşık edebiyatının en büyük şairleri 16 ve 17’nci yüzyılda yetişti Bunlar arasında Aşık Ömer, Gevheri, Katibi, Kayıkçı Kul Mustafa, Şahinoğlu, Katip Ali, Karacaoğlan, Üsküdari, Aşık Halil, Aşık Ali, Aşık Mehmed sayılabilir 18’inci yüzyılın aşık şairleri arasında ise Kabasakal Mehmed, Levni, Kıymeti, Mecnuni ve Nuri sayılabilir Bayburtlu Zihni, Dertli, Seyrani, Tokatlı Nuri, Erzurumlu Emrah, Ruhsati, Sümmani, Celali, Muhibbi, Dadaloğlu, Beyoğlu, Seyyit Osman 19’uncu yüzyılan aşık şairleridir 20'nci yüzyılda ise sönmeye yüz tutan aşık edebiyatı Mazlumi, Kahraman, İrşadi, Mesleki, Talibi, Karamanlı Gufrani, Aşık Ali İzzet ve Aşık Veysel gibi şairlerle bir gelenek olarak varlığını sürdürdü

Halk edebiyatında düzyazı

Türk Halk Edebiyatı’nın düzyazı alanındaki öyküler, Türk, Arap ve İran-Hint kaynaklı olmak üzere 3 grupta toplanır Türk kaynaklı öyküler arasında Dede Korkut, Köroğlu, Danişmendname gibi serüven-kahramanlık öyküleri, Kerem ile Aslı, Aşık Garip, Karacaoğlan ile İsmigan Sultan, Emrah ile Selvihan gibi aşıkların yaşam öyküleri çevresinde gelişen öyküler yer alır Doğu Anadolu’da kaside adı verilen küçük öyküler, Güney Anadolu’da bozlaklar, meddah öyküleri ve Nasreddin Hoca fıkraları da halk edebiyatının düz yazı örneklerindendir Yusuf ü Züleyha, Ebu Müslim, Battalname, Leyla ile Mecnun da Arap kaynaklı öykülerin en yaygın olanları ve bilinenleridir Hint-İran kaynaklı öykülerin en ünlüleri arasında Ferhat ili Şirin ve Kelile ve Dimne sayılır


TÜRLER


Düzyazı türleri

Destan

Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir Halk edebiyatında Yaradılış Destanı, Karahanlılar döneminde oluşmuş "Satuk Buğra Halk Destanı", 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doğduğu sanılan Oğuz Kaan Destanı, Manas Destanı, , Dede Korkut Kitabı, Cengiz Han Destanı, Timur Destanı, Danişmend Gazi Destanı ve Battal Gazi gibi destanlar günümüzde bile bilinirler

Kahramanlık öyküleri

Soylu savaşçıların ve hükümdarların kahramanlıklarını dramatik bir üslupla işleyen öykülerdir Konuları, bakış açıları ve üsluplarıyla kahramanlı şiirinin düzyazıdaki karşılığıdır Sözlü ve yazılı olabilirler Anlatılmak üzere üretilmişlerdir Bu tür öykülerde sözlü gelenekteki birçok kalıp kullanılır Türk Edebiyatı'nda bu tür öykülere sık rastlanır Sözlü gelenekteki destanların yanı sıra Hazreti Muhammed’in zaferleri, Hazreti Ali’nin devlerle çarpışması ve inanılmaz kahramanlıkları konu alan halk öyküleri vardır

Masal

Hayal ürünü olan, bilinmeyen bir zamanda geçen, anlatılanlara inandırmak iddiası bulunmayan anlatım türüdür Dinleyicinin dikkatini masalda toplayabilmek için masalın başında, sonunda ve bazen uygun görülen yerlerde masal tekerlemeleri söylenmektedir

Hikaye

Kaynağını gerçek yaşamdan alan, anlatıya sazın-ezginin eşlik ettiği, ses ve mimiklerin kullanıldığı uzun soluklu anlatım türüdür Boyutları açısından ikiye ayrılırlar: 1 Efsaneden, masaldan ya da gerçek yaşamdan alınmış, bir tek olay çevresinde geçen yapısı basit, kısa hikâyelerdir Türküleriyle birlikte en çok iki saatlik anlatma süresi vardır 2 Daha çok kalabalık kişileri, birbiri ardından gelen beklenmedik durumları ve bunun sonucu olarak da az çok çapraşıklaşan olayları birbirine ekleyerek anlatıya uzun bir süre sağlayan hikâyeler Bu hikâyeler 1-7 gece devam edebilir


Halk öyküsü

Geleneksel bir içeriği olan, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan öykülerdir Söylencelerle halk öyküleri arasında kesin bir ayırım yoktur Kimi öyküler söylence olarak gelişmiş, aktarılmıştır Çeşitli öykü türlerinde belli motifler, örneğin hayvanlar, sınamalar, belli kalıp olaylar yer alır Halk öykülerinin başlıca türleri masallar, efsaneler, dini kişilerle ilgili anlatılanlar, hayvan öyküleri, kahramanlık öyküleri ve fıkralardır

Fıkra

Yaşamsal olaylardan hareketle anlatılan, anlatılanlardan bir sonuç çıkarma amacında olan, nükte, hiciv, mizah unsuru barındıran kısa sözlü ürünlerdir


Atasözü

Atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir

Deyimler

Asıl anlamlarından uzaklaşarak yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış sözlerdir İki veya daha çok kelimeden kurulu bir çeşit dil ifadesi olan bu sözler, duygu ve düşüncelerimizi dikkati çekecek biçimde anlatan isim, sıfat, zarf, basit ve birleşik fiil görünüşlü gramer unsurlarıdır


NAZIM TÜRLERİ


Kahramanlık şiirleri

Yine soylu savaşçılarla, hükümdarların kahramanlıklarını ağırbaşlı, yüce, dramatik bir üslupla, belirli biçimsel kurallara bağlı kalarak anlatan şiirlerdir Genellikle tek tip çalgı eşliğinde okunur ya da hal şarkısı olarak söylenirler Halk ozanlarının yapıtları aracılığıyla kuşaktan kuşağa nakledilirler Halk edebiyatında yiğitlik, yurt sevgisi gibi konuları ya da tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla işleyen kahramanlık şiirleri vardır Şiir, destan ve koçaklama türünde yazılmışlardır

Halk şarkısı

En eski halk edebiyatı biçimlerinden biridir Sözlü gelenek içinde yaşayan, daha çok duyarak, yani kulaktan öğrenilen ve alilerle sınırlı toplumsal gruplar içinde yayılan şarkılardır En belirgin özelliği, günlük yaşamdaki etkinliklerle yakın ilişkili olmasıdır Köylerde bu tür etkinlikler ekin, hasat, harman, iplik eğirme, dokuma, bebek uyutma, içki, oyun oynama gibi etkinliklerdir Halk şarkılarının dedikodu iletmek, yerel tarihle, aile kütüklerini belgelemek, bir topluluğun bilgi ve edebiyat birikimini korumak, sürdürmek gibi işlevleri de vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.