Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başlangıçları, feodalizmin

Feodalizmin Başlangıçları

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Feodalizmin Başlangıçları



feodalizm tarihçe - bizans ve feodalizm - avrupa tarihinin karanlık çağıKuzey barbarlarının kendiliklerinden Hıristiyanlığa geçmeleriyle terbiye edilmeleri, bir dereceye dek de olsa, Avrupa kurumlarının Macarların, Vikinglerin ve Arapların yağma akınları karşısında kazandıkları artan etkinliklerinin ürünüydü Doğuda Bizans İmparatorluğu, çok önceleri İranlıların öncülüğünü yaptığı gibi, yapısını değiştirdi Toprak sahibi prenslerin çevrelerinde, devletin sınırları boyunca komşu topraklardan gelecek her tür saldırıya karşı, bulundukları yerleri savunmaya hazır bekleyen ağır silahlı süvari birliklerini besleyen feodal bir sistem gelişti Bu değişiklikle göze alınan tehlike gerçekten büyüktü


Örneğin en sonunda Bulgar İmparatorluğu karşısında ağır basmayı başarabilen ve sınırlarını Tuna’ya ve Fırat’ın yukarı kavşaklarına dek genişletebilen, Bizans fatihlerinin en büyüğü imparator II Basileios (İS 976-1025 arasında yönetti) başkaldıran feodal beyler tarafından iki kez neredeyse tahtından ediliyordu Ayrıca kırsal bölgelerde büyük savaşçı-toprak sahiplerinin ortaya çıkışı, toplumun bütününde görülen kent egemenliğinin temelini kazdı Bizans deniz gücünün Akdeniz’de Arap çapullarının başıboş kalmasına yol açan sönüşünün nedeni belki de buydu


Batıda merkezi yönetim dağıldı Şarlman’ın İmparatorluğunun, kendini Viking ve Macar saldırılarına karşı savunmaya hiç de yetenekli olmadığı görüldü Askeri ve siyasal önderlik kaba, fakat becerikli yerel beylerin ve kendilerini ağır zırhlı süvariler gibi donatmış olan eli silahlı adamların (şövalyelerin) eline geçti Ancak Batının şövalyeleri, dünyanın öteki bölgelerindeki ağır zırhlı süvarilerden çok önemli bir noktada ayrıldılar


Görünüşe bakılırsa, bu tür pahalı silahlanmanın Uzakbatı’ya ilk girdiği tarihlerde yani Şarlman (İS 714-741 arasında yönetti) çağında, Frank şövalyeleri tümüyle yeni savaş taktikleri uyguluyorlardı Franklar, İran ve Bizans ağır süvarileri gibi düşman birliklerine ok atmak yerine, uzun mızraklarla saldırmayı seçtiler Mızraklarını ileriye doğru tutarak, atlarının koşabileceği en büyük hızla dört nala düşmana saldırabildiler, böylece herhangi bir askeri dizilişi dağıtabilecek kadar büyük güç yaratabildiler


Bu yeni savaş taktiğinin ortaya konuşunda baş rolü, üzengiler oynadı Çarpışma sırasında tüm bedenin öne doğru uzanmasına olanak veren üzengiler üzerinde dikilinmezse, sarsıntı biniciyi kepaze edercesine atının üzerinden deviriyordu Üzengilerin nerede bulunduğu ve nasıl yayıldığı, ne yazık ki hiç bilinmiyor Bununla birlikte, sekizinci yüzyılın başlarında Frankların, hiçbir yerde benzeriyle karşılaşılmayan adam adama savaş biçimini ortaya koymak üzere, üzengileri, zırhı, iyi atları ve ağır mızrağı bir araya getirdikleri kesin görünüyor


Bu yeni savaşçılar, sayıca çok az oldukları sürece barbar akınlarını durdurabilecek durumda değillerdi Öte yandan, büyük ve ivedi bir yerel savunma gereksinimi vardı Bu koşulların sonucu olarak, bir yandan kralın ya da öteki kamu yetkililerinin (dükün, kontun) yaptığı yasal toprak bağışlarıyla, öbür yandan el koyarak ve resmi olmayan anlaşmalar yaparak, gittikçe daha fazla tarımsal alan bu şövalyeleri beslemek için ayrıldı


Bunun sonucunda, 1000 yıllarının biraz öncesinde, Batı Avrupa’nın çoğu köyleri mızraklı, atlı, zırhlı ve hayvansı bir azgınlıkla gözü dönmüş profesyonel savaşçılarının denetimi altına girmişti Böylece doğan şövalye sınıfı, yalnızca saldırıları püskürtme değil, aynı zamanda Batı Hıristiyan dünyasının sınırları ötesindeki tüm ülkelere karşı saldırgan bir tutumu benimseme yeteneğine sahip olduğunu kısa zamanda gösterdi


Şövalye sınıfının doğuşunun yanı sıra, iki temel değişiklik daha Avrupa toplumunun doğmakta olan ortaçağ düzenine yeni bir boyut ve güç kazandırdı Bunlardan birincisi, daha önce (Bkz s 350) sözünü ettiğimiz ağır tahta sabanın yayılışıydı Böyle bir sabana dayanan tarım, Avrupa’yı gerçekten korkulur bir ülke durumuna getirmeye yetecek sayıda şövalyenin beslenebilmesi için gerekli ekonomik desteği sağladı İkincisi, Avrupa’nın kuzey denizlerinde ticaretin gelişmesiydi Çapulculuk, artık güvenilir olmaktan çıkarken, korsanlar ve deniz uğruları (deniz hırsızları), ticaretin daha büyük kârlar sağlayabileceğini çok geçmeden kavradılar


Gezgin tacir takımları, denizciler ve ara sıra korsanlığa çıkan kişiler, çoğu kez iletişim ve liman olanaklarının elverişli olduğu yerlerde, az çok sürekli merkezlere yerleşmeyi uygun buldular Kuzey Avrupa’da, daha sonra ortaçağ kasaba yaşamına yol açacak çekirdek böyle oluştu İlk Avrupa kasabalarının halkının, kasaba işlerini kendilerinin yönetmeleri ve kendilerini dışarıdan gelenlere karşı savunmaları göreneği, Batı uygarlığının ilerdeki gelişmesi bakımından çok önemliydi Bu, öteki uygarlıkların, üst sınıftan olanlara saygı göstermeyi, toprak sahiplerine ve memurlara karşı kibar davranmayı alışkanlık edinen kasaba halklarına göre, Kuzeybatı Avrupa orta sınıflarının, çok farklı, kendilerini daha fazla ortaya koyan bir yaşam biçimine sahip olmalarına yol açtı


Şövalyeliğin, ağır sabanın ve saldırgan denmese bile kendini pek ahlakla bağımlı saymayan bir tacir halkın bir araya gelmesi, Uzakbatı’ya, hem yeni hem de çağdışı herhangi bir uygarlığınkinden farklı yerel kurumlar ve teknikler sağladı


Avrupa tarihinin “Karanlık Çağ”ı, bu alanda aslında çok verimli bir çağdı Yeldeğirmenlerinin ve su değirmenlerinin yapılmasıyla yeni mekanik güç kaynakları sağlandı Bunlar yeni buluşlar değildi İlk yeldeğirmenlerinin, bir çemberi döndürerek Budist bodhisattva’lara yakarı göndermek için Orta Asya’da yapıldığı söylenir Su değirmenleri, Roma halkına buğday öğütmek için üçüncü yüzyılda Tiber Irmağı üzerinde kurulmuştu Avrupalılar daha çok sayıda değirmen kurdular ve bunların yapılarım, bir zamanlar insan ya da hayvan kas gücüyle yapılan işlerin mekanik yollarla yapılabilmesini sağlayacak biçimde geliştirdiler


Bir başka önemli gelişme, atın boğazını sıkıp soluğunu daraltmaksızın ağır yükleri çekme yolunda olanca gücünü kullanabilmesine olanak veren hamudun bulunması oldu Daha önceleri at, kesinlikle yalnızca askeri amaçlar için kullanılırken, hamut ve -atın gevrek tırnaklarının sert yüzeylerde çatlamasını engelleyen- nal, Avrupa köylülerinin atları işe koşmalarına olanak verdi At, çeki hayvanı olarak kullanılabilecek başlıca seçenek olan öküzün, hemen hemen iki katı hızla yol aldığı için, tarla sürmede ve öteki işlerde kullanılması, bir kişinin aynı zaman süresi içinde öküzle yapabildiğinin iki katı kadar iş çıkarmasını sağladı


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.