Esmaü'l Hüsnâ Yazıları ..Ya Kabıd |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Esmaü'l Hüsnâ Yazıları ..Ya KabıdYâ Kâbıd Dilediğinin rızkını daraltan, ruhları alan Yüce Allah’ın ismi Şerifidir “Emrine misli “dâl” eyle Tevekkülle hemhâl eyle Rızkımızı helâl eyle Haram aş verme “Yâ Kâbız” (Musa Tektaş) Yâ Kâbıd, Yâ Bâsid, Ey Alemlerin Rabbi olan büyük Allah’ım, Ey genişlikler sahibi, rahmeti sonsuz Allah’ım, Bütün kederlerimiz, bütün melalimiz, bütün hüznümüz senden eserdir Sendendir Ebû cehil çağını aratmayan çağ yanılgıları Rızkımızı azaltan, kahrımızı çoğaltan sensin Bunları bir şebnem gibi dallarımıza düşüren senin dileğindir Güzelliğin yanına çirkinliği katıp bunun tezadını ruhumuzun tentelerine düşüren senin efsunundur Güzele talip olan gönlümüzü çirkine, İyiye olan meylimizi kötüye düşürme Allah’ım Senin sırrına akıl ermez Sırlarının içinde nice sır vardır nesre çevrilmeyen Ruhumuzu her gece bedenimizden ayırıp, uyandığımızda tekrar üzerimize giydiren sensin Sensin bizi bir beyaz huzmenin yedi rengi kılan Ruhumuza nur gibi dolan sensin Allahım Genişlik ve darlık sendendir Yâ Kâbıd, Gönlümüze gökyüzü genişliği lütfet Yolumuzu şaşırdık Allah’ım, bizi affet “Genişlik ve darlık senden Dara düşürme Yâ Kâbıd Biz kulları sıkıntıyla Yoldan şaşırma Yâ Kâbıd” Ey Sevgili Sultanım, Sevgililer Sevgilisi Ulu Allah’ım, Eyyûb’u devasız dertlerle inim inim inletip, Yakup’u evlat hasretiyle derde düşürüp sabrını sınayansın Yusuf’u kör kuyularda merdivensiz bırakan, en umulmadık zamanlarda Mısır’a sultan eyleyen, Züleyha’yı aşkından rüsva kılan sensin Ey Sevgili Kays’a kadersiz Leyla’yı bağlayan, çöl çöl gezdiren, Bedevi yürüyüşlü bir Mecnun’a benzeten sensin Senin derdin de hoş dermanın da güzel Rabbim En kuytu vahaların içinde uçuşan bir kelebeğin konacağı çiçeğin adresini, sinsi yağmurların yıkamadığı, bir kurşun gibi ağır gök kubbenin kararttığı çöllerde, aydınlığın kaynağını bir sen biliyorsun Şimdi bir başınayız, dünyanın yalancı ellerinde Senin merhametin, senin şefkatin ve bereketin olmasa ahvalimiz harab Rabbim Eksiklerimizi affeyle Dertlerimizi onar Heybelerimize Yakup sabrını düşür Düşür ki yitmesin küstah aklımız Genişlik ve darlık sendendir Yâ Kâbıd, Gönlümüze gökyüzü genişliği lütfet Yolumuzu şaşırdık Allah’ım, bizi affet “Sevdiğin kullara yâr et Bülbülü güllere yâr et Gönül iklîmin bahar et Karsız kış verme “Yâ Kâbız” Yâ Kâbıd, Yâ Bâsid, Ey Sevgili, Sevgililer Sevgilisi, İsli bulutların başımda salkım saçak dolaştığı, bu şirazesi bozulmuş kentlerin boşluğunda kederli bir yalnızım Güneşi çekiştiren karanlıklar düşmüş yüreğimizin kadranına Rûkuda donup kalmış dedelere, haminnelere inat, torunlar hayretle bakıyor, kahrolası Kubbeler utanıyor garip tezada Devrin zulümü abanmış üstümüze Daraldık, sıkıştık zamanın kıskacında Çek bizi al Rabbim, huzurun terkisine Darda koyma sevgili kullarını Bir Süleyman asasına muhtaç bu zaman Kirli emellerin uçurumunda hakikatı kandıyor Sâmiri yalanlar Devrin büyücüleri, bozulmayan büyüler devşiriyor suların yanağında Kirli suların koynunda gönlü kararmış balıkların Deniz masmavi gökyüzüne öykünüyor Melon şapkalı adamlar gülüyor müstehzi, çığlık çığlık yırtıyor bağrımızın can evini Genişlik ve darlık sendendir Yâ Kâbıd, Gönlümüze gökyüzü genişliği lütfet Yolumuzu şaşırdık Allah’ım, bizi affet “Dilersen rahmet yayarsın Dilersen yasak koyarsın Öğrenmek çün sabır dersin Dağlar aşırma Yâ Kâbız” Ey Ulu Sultanım, Allah’ım, Yâ Kâbıd, Yâ Bâsid, Ruhumu sevginle, aşkınla dolduran sensin Bir gümüş ibriğin lülesinden süzdüğümüz zamanın içinden ne sevdalar, ne belalar, ne hayaller akıyor tutulmayası Eski kıyamları besteleyen ruhumuz, senin aşkın için kurşundan elbiseler giyiniyor Deli bozlakların fısıltıyla yakınımızdan geçtiği sincabî günleri, düzenbaz poyrazlarla en çetin savaşlara girdiğimiz kara kışı, uğurladı senin kararlı efsunun Şimdi vadileri bahari taraflarınla bezedin Saldın bütün güzellikleri cömertçe Toprağın nefesi şimdi sümbül, lale, zambak, çiğdem, nergis kokuyor Havalandı cümle mahlukat Geri çektiğin bütün güzellikleri şimdi bir çağlayan gibi sürdün vadilerin bağrına Rüzgarlar estirirsin Mikail nefesiyle hayatın kalbine Sitare kanatlı bir güzellik düşer ruhumuzun karasına Senin şefkatinin eli değer yeni baştan bizi onaran, sağaltan, çoğaltan Genişlik ve darlık sendendir Yâ Kâbıd, Gönlümüze gökyüzü genişliği lütfet Yolumuzu şaşırdık Allah’ım, bizi affet “Emrine misli “dâl” eyle Tevekkülle hemhâl eyle Rızkımızı helâl eyle Haram aş verme “Yâ Kâbız” Yâ Kâbıd, Ey rahmeti ve şefkati bol olan Ulu sultanım, Zengini fakir düşüren, âlimi ilminden düşürüp aklını şaşıran, güçlüyken güçten men eden, güzelken çirkinleşen, itibarlıyken itibarını kaybeden, iyiyken kötülüğün zifir rıhtımına demirleyen kullarının imtihanını kolay kıl Rabbim Kimseleri imtihanlarından terbiye etme Rabbim Kolaylık ver Merhamet et Fakiri zengin, nâdânı bilgili, yoksulu abad, itibarsızı itibarlı kıl rabbim Şüphesiz senin her şeye gücün yeter Gönlümüz ayinesini pastan ve kirden temizle Akla bizi karalarımızdan Sağalt bizi yaralarımızdan Bizi sevgili kullarından eyle Allahım Esrimiş limanlarda bizi yalnız bırakma Yine salkım salkım yıldızlar düşür gönlümüze Kat kat semalara ulaşsın dualarımız Kadim çeşmeler elif elif diye aksın çağın üzerine Testilerimize elif dolsun, elif içsin kurumuş dudaklarımız Zağfiran huzmelerden kutlu yollar açılsın önümüze Sana gelsin bütün yollar, sana çıksın bütün yolların sonu Genişlik ve darlık sendendir Yâ Kâbıd, Gönlümüze gökyüzü genişliği lütfet Yolumuzu şaşırdık Allah’ım bizi affet alıntıdır Meryem Aybike Sinan |
|