Elazığ Ve Harput Yerel Kültürü... |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Elazığ Ve Harput Yerel Kültürü...Elazığ İli Zengin Yerel Kültüre Sahiptir Bir Kaç bin yıllık mazisi içinde bir çok tarihsel olayları gören Harput ise başlı başına Bir Tarih kokar Bu nedenle bir çok şair hala duygularını Harput'a Elazığ'a özlem çekerek gidermeye ve Musiki zamanlarında Meşk yaparak bir nebze olsun maziyi yaşamaya çalışırlar Elazığ ve Harput Yerel Kültürü : Elazığ İli Zengin Yerel Kültüre Sahiptir Bir Kaç bin yıllık mazisi içinde bir çok tarihsel olayları gören Harput ise başlı başına Bir Tarih kokar Bu nedenle bir çok şair hala duygularını Harput'a Elazığ'a özlem çekerek gidermeye ve Musiki zamanlarında Meşk yaparak bir nebze olsun maziyi yaşamaya çalışırlar Bu nedenle Kültür denince Elazığ ve Harput ilk akla gelenlerdir Geçmiş zamanlarda bir çok yabancı okul ve kolejlerin Harput'ta olduğu bilinmekle birlikte hala ayakta kalan bu kültür miraslarımızın fazlaca hissedilmediği ayrı bir gerçektir Ancak yinede Harput yaşayan bir tarih ve şimdiye kadar Harputlu ve Elazığlı kendi kararınca bir şeyleri yapmış ve yapmaya da devam edecektir Ancak yolunuz doğu Anadolu'ya düşerde Elazığ'dan geçerseniz eğer Mutlaka ama mutlaka "HARPUT'u" gezmeden tarihi koklamadan gitmeyin Gezilecek ve görülecek ibret alınacak o kadar çok mekan var ki ! Elazığ-Harput dünün kalesiyle, mektep ve medreseleriyle, camileri, hanları hamamları, çarşıları alim ve sanatkârları ile ünlü Harput'u; aynı özelliklerini zaman içerisinde geliştirerek, bugünün üniversitesi, eğitim ve öğretim kurumları, ulaşımı alim sanatkarları ; gelişmekte olan ağır sanayii ile bölgenin önemli bir merkezi haline gelmekte olan Elazığ'ını ortaya çıkarmıştır Geleneksel El Sanatları Eski Harput şehir ekonomisinin temelini oluşturan geleneksel el sanatları çok ileri bir seviyede olup; dokumacılık, ahşap, taş, bakır işlemeciliği, ipekçilik oldukça gelişmiş bir durumdaydı Günümüzde kimi el sanatları tamamen unutulmaya yüz tutmuşken kimi el sanatları da varlığını devam ettirmektedirBugün hızlı sanayileşme ve bunun getirdiği ekonomik ve toplumsal değişiklikler, gelişen yeni değer ölçüleri sonucu, gelenekselliği ağır basan kurumlar giderek etkinliğini yitirmektedir Bazı el sanatları şöyledir Bakırcılık : El sanatlarımız arasında bulunan bakırcılık sanatının İlimizde çok köklü bir geçmişi vardır “ Bakırcılar çarşısı” adı altında sadece bakır üzerine çalışan dükkanların bulunduğu çarşı , bu günde mevcuttur Ancak, şimdilerde bu dükkanların çoğunun vitrinini, fabrikasyon alüminyum araçlar süslemektedir Az da olsa bakırcılık varlığını günümüzde sürdürmeye çalışmaktadır Bugün müzelerimizde bakır ev eşyaları, muhtelif süsleme araçları, bakır mangal, debbe, bakır sini, tabaklar, kahve değirmeni bazı evlerin kapılarında halen kullanılmakta olan kapı tokmağı gibi örnekler çoğunluktadır Bakır mutfak eşyaları yapıldıktan sonra mutlaka kalaylanarak kullanılacağından, her bakırcı dükkanında bir kalay ocağı da bulunmaktadır Bakırcı dükkanlarındaki bu ocaklarda, kömür ocağı ve onu ateşleyecek körükler vardır Bir zamanlar son derece canlı olan bu ocaklar, bakırcılığın eski canlılığını kaybetmesi ile önemini yitirmiştir İğne Oyacılığı : İlimizde iğne oyacılığı son derece yaygındır Hemen hemen her Elazığ’lı genç kız ve kadın iğne oyacılığı el sanatına hakim olup, çehiz sandıkları iğne ile yapılmış oyalı yazma ve çeşitli motiflerle bezenmiş süs eşyalarıyla doludur İğne ile yapılan bu eserler gerçekten son derece zarif olup, Anadolu’da hakim olan en canlı, göz alıcı renkler ve motiflerle süslenmiştirEl emeği, göz nuru ve onu işleyen insanlarımızın duygularının terkibinden doğan, birer küçük sanat abidesi durumunda bulunan bu eserler, günümüzde de yaygın olarak yapılmaktadır İlimizde bu el sanatının daha da yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, genç kuşaklara aktarılması ve ekonomik açıdan değerlendirilip, pazarlanması amacıyla zaman zaman “Elazığ İğne Oyaları ve Oyalı Yazmaları” adı altında ödüllü yarışmalar ve sergiler düzenlenmektedir İlimizde oyalı yazmalara verilen isimlerden bazıları şunlardır: Harput Gülü, Hercai Menekşe, Aluç Yaprağı, Çarkı Felek, Leylak Oya, İğde Çiçeği, Berber Aynası, Limon Çiçeği, Pamuk Çiçeği, Nikah Sepeti, Elazığ Yıldızı, İki Gelin Bir Kaynana, Padişah Oya, Nergis Oya, vs Halıcılık : El sanatlarımız içerisinde önemli bir yeri olan halıcılık,ekonomik değerini muhafaza ettiğinden, günümüzde gelişerek yaşamaktadırİlimizde 1962 yılında Özel İdareye bağlı olarak bir halıcılık okulu açılmış, 70 kişilik personelle üretime geçmiştir Tamamen el tezgahlarında dokunan bu halılar, ülkemizin en kaliteli halıları arasında sayılmaktadır Yine 1975 yılında Özel Sektöre ait 30 tezgahın bulunduğu ve 45 işçinin çalıştığı bir atölye kurulmuşturDokunan halıların 1cm2’sinde 36 düğüm bulunmaktadır Bu şekilde yapılan halılara 60’lık kalitede halı denilmektedir Bu halılar tamamıyla el emeği olup, ekonomik değeri yanında turistik değere de sahiptir Halılarda; taba (kiremit rengi), lacivert, saman sarısı, portakal rengi, mavi rengi ve tonları ile şarabi renkler hakimdirAnadolu kızlarının dokuduğu bu halılarda eski Türk motifleri ve özellikle Selçuklu dönemine ait motifler açıkça görülmekte olup, yeni motifler de desinatörler tarafından çizilmektedir Halıcılık diğer el sanatlarının aksine, günümüzde de önemini koruyarak yaşamaktadır Semercilik : Teknik gelişmeler karşısında önemini hemen hemen kaybetmekte olan bu el sanatları dalı, motorlu taşıtların bulunmadığı veya az olduğu yıllarda önemli bir geçim kaynağı durumundaydı Özellikle ilimizde “Semerciler Çarşısı” adı altında büyük çoğunluğu semerci dükkanı olan bir çarşı bulunmaktaydı Günümüzde oldukça azalan semercilik; ekonomik ömrünü tamamlamıştır Ancak bugün yine kırsal alanlarımızda ulaşım ve yük taşımakta kullanılan hayvanlar için semer yapılmaktadır Binek hayvanlarının sırtına konulmak üzere, çul, saman, kamış ve meşin kullanılarak yapılan bu semerler, çeşitli motiflerle süslenmiştir Çoğunlukla siyah, beyaz ve kiremit renginde yapıldığı görülür Araç olarak yapılmasına karşılık, yine insanımızın sanatkar ruhunun bu semerlere yansıdığını da rahatlıkla görebiliriz Yemenicilik : Elazığ’ın yakın geçmişinde Yemenicilik (Ayakkabıcılık), son derece gelişmiş ve el sanatları içerisinde önemli bir yere sahip olmuştur İlimizde halen “Yemeniciler Çarşısı” adıyla anılan bir çarşı bulunduğu göz önüne alınırsa yemeniciliğin önemi kendiliğinden ortaya çıkar Yemeni (Postal Ayakkabı) tamamıyla deriden yapılan kullanışlı ve sıhhatli bir ayakkabı özelliğine sahiptir Bugünde özellikle çevre köylerden yemeni yaptırma talebi gelmektedir Ancak yemeni yapmak zahmetli bir iş olduğundan ve artık yemeni ustası bulunmadığından bu talep karşılanamamaktadır Bugün yemeniciler çarşısında ise sadece bir usta bulunmaktadır Bu el sanatımız ihtiyaca rağmen unutulmaya terk edilmiştir Yemeniciler çarşısındaki esnaf dükkanlarının vitrinlerini, fabrikasyon ayakkabılar süslemektedir Kilimcilik : Teknik gelişmeler karşısında yok olmaya başlayan kilimcilik (Yolluk) ilimizde eski önemini kaybetmiş durumdadır Özellikle motiflerinin ve renk uyumunun dikkat çektiği kilimlerimiz, artık yerini makine üretimine terk etmiştir Dokumacılık : Harput ve civarında özellikle dağ köylerinde yapılan; kilim, cicim, çarpana, çul ve keçe çeşitleri ülke çapında ünlüdür Kilimler ve cicimler mazman adı verilen gezici tezgahlarda dokunur Kilimlerin enleri 60-120, boyları 210-350 cm arasında değişir Türük adı verilen verilen heybeler el tezgahlarında yapılır Eskiden yörede çok yaygın olan bez dokumacılığı kuyu adı verilen tezgahlarda yapılırdı Bugün kuyu dokumacılığı tamamen terkedilmiştir Dokumalarda en çok koç boynu, dev boynu, çakmak, sinek, kartal, gonca, çengel,kaz ayağı, yayla yolu, öküz gözü saç bağı, çiçek göz, keçi, akrep ayağı, eli belinde adı verilen motifler kullanılır Çit Baskıcılığı : Elazığ Çit baskıcılığı sanatı geçmişte yaygın olan bugün ise sınırlı çevrelerde etkinliğini sürdüren geleneksel el sanatlarımızdandır Çitin sözlük karşılığı: pamuktan dokunmuş başörtüsü, yazma anlamlarını kapsar Çit sözcüğü Anadolunun çeşitli yörelerinde farklı anlamlarda kullanılır Kars ve Isparta yörelerinde Elazığ'daki ismiyle kullanılır Elazığ çit baskıcılığını, Anadolu yazmacılık sanatının, diğer bir deyişle tahta kalıpla kumaş baskısı sanatının bir uzantısı olarak görürler Süslemede nakışın yerini alan baskı tekniği ile desenlenmiş kumaşlara da yörede çit denilmektedir Elazığ'da çit üzerine yapılan tahta kalıpla kumaş baskı işlemi "çit basma" ve buna ilişkin dalı da "çitçilik" şeklinde yerel adlandırma ile bilinmekte ve tanınmaktadır Çömlekçilik : İnsanlığın belki de en eski sanatı olarak kabul edilen arkeolojik ve Elazığ civarında yapılan kazılarda paleolitik çağa kadar uzandığı anlaşılan çömlekçilik sanatı, yörede binlerce yıldır yaşamaktadır İlimizin Sivrice ilçesine bağlı Uslu köyünde halen daha geleneksel usullerle ve kadınlar tarafından cok güzel çanak ve çömlek işleri yapılmaktadır Elazığ şehir merkezinde de çömlek yapılmaktadır Çömlekçilikte, su testileri, güveç, tandır malzemesi ve küpler başta gelir Bu küplerde kışlık peynir, turşu,pestil, kavurma gibi erzak bulundurulur Zahirenin korunduğu ve saklandığı depo küpler, toprak kaplar, arı kovanları olarak kullanılan küpler de yapılmaktaydı Kimi küplerde kabartma güneş kurusu, beş çengel, güneş gölü, beş benek, insan figürleri gibi işaretlerin de bulunduğu görülmüştür Rölyef : Rölyef sanatını, resme boyut kazandırma çalışmasıdır şeklinde tarif edebiliriz İlimizde bakır üzerine rölyef çalışması yapılmaktadır Yapılacak olan konu veya figür bakır üzerine tersten çizilerek yine tersinden olmak üzere değişik uçlu çekiçlerle zift veya kum torbası üzerinde dövülür Normlarına uygun yükseklik elde edilinceye kadar dövme işlemi devam ettirilir Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra eserin üzeri okside olmaması için organik bir kaplama ile kaplanır Bu sanatın Türkiye'deki en önemli temsilcisi ise Harun TAŞDEMİR'dir |
|