Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çölleşme, erozyon

Erozyon Ve Çölleşme

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erozyon Ve Çölleşme



EROZYON NEDİR ?
Erozyon (toprak aşınımı, toprağın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır Erozyonun başlıca nedeni, toprağı koruyan bitki örtüsünün yok olmasıdır Arazi eğimi, toprak yapısı, yıllık yağış miktarı, iklim faktörleri, bitki örtüsü, toprak ve bitkiye yapılan çeşitli müdahaleler, erozyonun şiddetini belirleyen öğelerdir
TEMA'nın erozyonla mücadeleye bu kadar önem vermesinin altında, erozyonun ülkemizin yaşam koşullarını olumsuz etkileyecek kadar büyük bir tehlike olması yatmaktadır Erozyon, Türkiye'nin gıda açısından kendine yeterli bir ülke olmasını tehlikeye düşürmektedir Ülkemizin topraklarının % 63'ü çok şiddetli ve siddetli erozyon tehlikesine maruzdur Rüzgar ve yağmur, verimli toprakları sürükleyerek, baraj göllerine, akarsu yataklarına ve denizlere taşımaktadır Ülke yüzeyinden bir yılda kaybedilen toprak miktarı yaklaşık 14 milyar tondur Bu topraklarla birlikte mineral ve organik madde de kaybedilmektedir Türkiye'nin kimyevi gübrelere ayırdığı yıllık kaynağın 45 trilyon lira olduğu düşünülürse, ekonomik kaybın büyüklüğü daha net anlaşılabilir Erozyonla kaybedilen bir başka değer ise sudur Kaybolan toprak yüzünden her yıl yaklaşık 50 milyar m 3 yağış depolanamamaktadır
Erozyon toplumsal sorunların artmasına da yol açmaktadır Yanlış arazi kullanımı, tarım alanlarının verimini azaltmaktadır Doğduğu ve büyüdüğü yerde geçim şansı ortadan kalkan insanların, kentlere göçmekten başka seçeneği kalmamaktadır Köyden kente göç ise, alt yapının yetersiz olduğu kentlerdeki ekonomik ve toplumsal sorunları daha da ağırlaştırmaktadır
Barajlar ve yeraltı suları da, erozyonun etkilerinden nasibini almaktadır Yerinden kopup giden topraklar, baraj göllerini doldurarak su depolama hacimlerini azaltmakta ve barajların ömrünün kısalmasına neden olmaktadır Erozyon sonucunda toprağın altındaki cansız tabaka (ana kaya) ortaya çıkmaktadır Faydalı toprak katmanlarını kaybeden arazilerde çölleşme başlamaktadır NASA'nın yaptığı bir araştırmaya göre, erozyonun şiddetlenerek devam etmesi halinde Türkiye'nin büyük bir bölümü yakın bir gelecekte çöl olacaktır Toprakları çölleşen bir ülkenin temel sorunları, açlık, susuzluk, işsizlik ve iç göç olacaktır
TÜRKİYE DE EROZYON
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de toprak kaybı sürecinin en önemli etkeni erozyondur Arazi eğimi, iklim, bitki örtüsü ve toprak özelliklerinin etkileşimi sonucu oluşan doğal erozyonun yanısıra, insanın doğaya müdahalesi temeline dayanan bir dizi yapay etken, erozyonu bir afet niteliğine dönüştürmektedir
Türkiye kara yüzeyinin %90'ında çeşitli şiddetlerde erozyon cereyan etmektedir Arazinin %63'ü çok şiddetli ve şiddetli, %20'si ise orta şiddetli, % 7'si ise hafif şiddetli erozyonla karşı karşıyadır Ülke genelinde yaklaşık 67 milyon hektarlık bir arazide toprak giderek yok olmaktadır Erozyon büyük ölçüde tarım alanlarında yaşanmaktadır
İşlenen tarım alanların %75'inde (yaklaşık 20 milyon Ha) yoğun erozyon görülmektedir Diğer bir anlatımla Türkiye tarım alanlarının ancak 50 milyon hektarlık bölümünde erozyon yoktur Su ve rüzgar erozyonu tüm ülke topraklarının %865'inde cereyan etmekte, rüzgar erozyonu 506 bin hektarlık bir yayılımla daha çok kural iklime sahip olan Konya ve dolaylarında görülmektedir
Türkiye'de akarsularla birlikte alandan taşınan toprak, ABD'nin 7, Avrupa'nın 17 ve Afrika'nın 22 katı daha fazla düzeydedir Fırat Nehri, yılda 108 milyon ton, Yeşilırmak 55 milyon ton toprak taşımaktadır Her yıl Keban barajı'na 32 milyon, Karakaya Barajı'na 31 milyon ton toprak birikmektedir Erozyonla yılda 90 milyon ton bitki besin maddesi toprak birlikte yitirilmektedir Her yıl tarım alanlarından 500 milyon ton, tüm
ülke yüzeyinden 1,4 milyar ton verimli üst toprak, erozyonla kaybedilmektedir Kaybedilen bu topraklar, 25 cm kalınlığında, yaklaşık 400 bin hektar genişliğinde bir araziye eşdeğerdir
Amaç dışı arazi kullanımı, hatalı tarım teknikleri, kent, sanayi, ulaşım ve benzeri yatırımların yanlış konumlanması süreci ise erozyonun hızını arttırdı Afet nitelikli erozyon yetmezmiş gibi, tarım arazileri, özellikle de verimli tarım arazileri, tarım dışı kullanımlarla açık bir saldırı ve talanla karşı karşıya 1978-1996 yıllarında amaç dışı tarım toprağı %33 artmış ve betonlaşarak elden çıkan verimli tarım toprağı 600 bin hektara, yani verimli alanların yaklaşık onda birine yaklaşmıştır
EROZYONUN ZARARLARI
Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır
Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açar
Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine neden olurken, gelirin azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğurur Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır
Erozyon sonucu taşınan verimli topraklar, baraj göllerini doldurarak, ekonomik ömürlerini kısaltır
Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan iklim değişikliği ve bozulan ekolojik denge sonucunda, vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik zarara uğratır
Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını emmemediğinden, doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenemez
Kaybedilen toprak örtüsünün yeniden oluşması için binlerce yıl gerekir
EROZYON:

Toprağın bulunduğu yerden; yağışlar, sel suları, rüzgar, çığ vb etkenlerle taşınması olayıdır
Erozyon, topraklarımızın yok olmasına sebep olan etkenlerin başında gelmektedir
Avrupa'dan 12, Afrika'dan 17 kat daha fazladır Ülkemiz topraklarının %14'ünde hafif, %20'sinde orta ve %63'ünde şiddetli ve çok şiddetli derecede erozyon tehlikesi mevcuttur Sadece %3'lük kayalık alan ise erozyona maruz bulunmamaktadır
Erozyon sebebi ile toprağın verimi azalmakta, besin maddeleri yok olmakta, sular kirlenmekte, ürünlerde verim ve kalite düşmektedir Ülkemizde erozyon sonucu her yıl 500 milyon ton verimli toprağımız kaybolmaktadır
Erozyon, nedenlerine göre şöyle sınıflandırılır:
1 Su Erozyonu:
Su erozyonu, diğer erozyon çeşitleri içerisinde en yaygın ve en etkilisidir Eğimli arazilerde, vejetasyonun (bitki örtüsünün) zayıfladığı veya tamamen yok olduğu bölgelerde; yere düşen yağmur damlaları darbe etkisi ile bir kısım toprak parçasını yerinden kopararak parçalar Böylece yüzeysel akışa geçen yağmur suları, bu toprak parçalarını sürükleyerek aşağılara taşır Yüzeysel akış halindeki sular aşağılara indikçe, diğer yüzeysel akış suları ile birleşerek güçlenir ve giderek taşıma gücü de artar Böylece akış sularının beraberinde taşıdığı toprak ve iri materyal miktarı çoğalarak, taşkın şeklinde akan ve büyük zararlara sebep olan seller meydana gelir
Su erozyonunun ileri boyutlarında büyük derelerin ve yarıkların oluşumu görülmektedir Bu olayın diğer bir sonucu da, taban sularının yeteri kadar beslenememesi ve kuraklığa sebep olmasıdır
Yüzey toprağı besin maddeleri yönünden çok zengindir Su erozyonu sonucu yüzey toprağının kaybolması, toprağı fakirleştirmekte ve toprağın verimini düşürmektedir Bu erozyon çeşidi bütün ülkelerde görülmekte olup, erozyonla kaybolan toprak verimliliğinin yeniden kazanılması mümkün değildir Rüzgar erozyonu ile mücadelede başarı sağlanmasına rağmen, su erozyonu ile mücadele çalışmalarında henüz yeterli mesafe alınamamıştır
2 Rüzgar Erozyonu
Kurak ve yarı kurak iklime sahip bölgelerde yaygın olan rüzgar erozyonu; yeterli bitki
Örtüsü bulunmayan oldukça düz ve geniş arazilerde, gevşek yapıdaki kuru ve ince bünyeli toprağın şiddetli rüzgarların etkisi ile parçacıklar halinde yerinden oynatılarak, toz bulutları şeklinde yer değiştirmesi olayıdır
Rüzgar erozyonu ile toprakta yer yer çukurlar oluşur Bu çukurlardan çıkan toprak, başka yerlerde toplanarak kum tepeleri meydana getirir Rüzgar erozyonu; yolları, binaları ve su yollarını etkileyebilir, ayrıca tarımsal alanlarda hasara sebep olabilir
3 Çığ Erozyonu: Çığ; yamaç üzerinde toplanan kar kütlesinin, yeni yağan karlarla aşırı yüklenmesi veya yamaçla bağlantısının zayıflaması halinde, herhangi bir etki ile dengesini kaybederek dağ yamacından aşağıya doğru kayması ve yuvarlanması olayıdır
Çığlar önlerine gelen engelleri tahrip eder, beraberinde toprak, taş ve ağaçları söker götürür Bu şekilde meydana gelen aşınma ve taşınma olayına çığ erozyonu denir
4 Yerçekimi Erozyonu (Kitle Hareketleri):
Kitle hareketleri, genellikle ayrışma ürünü olan ve sağlam kaya üzerine oturmuş bulunan örtünün, esas itibariyle yerçekimi etkisi ile küçük veya büyük kitleler halinde yamacın aşağısına doğru yer değiştirmesi olayıdır
5 Buzul Erozyonu:
Yüksek dağlık arazilerdeki derelerde, çeşitli zamanlarda oluşmuş buzulların parça parça aşağılara doğru kayması sırasında, beraberinde moren (buzultaş) denilen çeşitli büyüklükteki materyal kitlelerini sürüklemesi ile meydana gelen aşınma ve taşınma olayına buzul erozyonu denir
ÇÖLLEŞME:
Kurak, yarı kurak ve az yağışlı alanlarda iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere, çeşitli faktörlerden kaynaklanan toprak bozulmasıdır
Toprağın aşırı kullanımı, aşırı otlatma, sağlıksız sulama yöntemleri, ormanların tahribi ve özellikle son yıllarda ekolojik dengenin bozulması sonucunda meydana gelen iklim değişiklikleri, çölleşmeyi meydana getiren en önemli etkenlerdir
Çölleşme ve kuraklık sorunları küresel bir nitelik taşımakta ve dünyanın bütün bölgelerini etkilemektedir Bu sebeple çölleşmeyle mücadele etmek ve kuraklığın etkilerini hafifletmek için, uluslararası ortak bir eyleme ihtiyaç duyulmaktadır
Erozyon ve Çölleşmeyi Önlemek İçin Alınabilecek Tedbirler * Erozyon riski yüksek olan, yetersiz toprak özelliklerine sahip, ıslaklık ve iklim şartları dolayısıyla işlenmeye uygun olmayan arazilerde tarım yapılmaması, bu tip arazilerin mera olarak ayrılması veya orman örtüsü altına alınmasının sağlanması,
* Yanlış toprak işlenmesi, yanlış ekim ve sulamanın önlenmesi,
* Çayır ve mera alanlarının tahribinin önlenmesi ve mevcut alanların geliştirilmesi,
* Orman tahribatına son verilmesi, ağaçlandırmanın hızlandırılması ve orman yangınlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması,
* Su kaynaklarının kaybolması sonucu taban suyunun düşmesiyle toprak tuzlanması oluşmakta, bu yüzden su kaynaklarının korunması gerekmektedir
AĞAÇLANDIRMA PROJELERİ TEMA Vakfı özellikle Gelibolu, Marmaris ve İstanbul yangınlarından sonra, toplumumuzda gelişen ağaç dikme arzusunu, erozyonla mücadele çalışmaları için önemli bir adım olarak değerlendirmektedir Kişi ve kuruluşların her gün artan talepleri doğrultusunda fidan dikimleri gerçekleştirilmektedir
TEMA Vakfı bir bölgede, yapılacak olan ağaçlandırmalarda yöreye uygun olan ağaç türlerinin dikilmesini ve dikilecek olan fidanların da yine aynı yörede yetişen ağaçların orijinlerinden olmasından yanadır ve ağaçlandırma çalışmalarında bu konuya büyük ölçüde dikkat edilmektedir Bu nedenle ağaç dikmek isteyen kişi ve kuruluşlarımızı şiddetli ve çok şiddetli erozyona tabi olan 185 milyon hektar büyüklüğündeki çıplak alanların ağaçlandırılmasına davet ediyoruz


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.