![]() |
Çeşme Kültürü |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeşme KültürüOsmanlı, suyun kıymetini de, hikmetini de idrak etmiş, idrak ettiği için de önce bir “su kültürü” oluşturmuş, ardından da suyu medeniyete dönüştürmüştür ![]() ![]() ![]() Madem ki, “temizlik imandandır” ve su her türlü temizliğin ana malzemesidir, günde beş kez abdest alan Osmanlı insanının su ile haşir neşir olması ve bir su kültürü, hatta medeniyeti oluşturması kaçınılmazdı ![]() Su gibi aziz olmak, su kadar berrak, su gibi aziz, verici, canlandırıcı, dinamik, güçlü, mütevazı, neşeli, izzetli, kıymetli, temiz, mübarek, kararlı ve azimli olmaktır ![]() Ayrıca su medeniyeti atasözlerimize de yansımış, “Su akarken testiyi doldurmalı”, “Su testisi su yolunda kırılır”, “Su uyur, düşman uyumaz”, “Taşıma suyla değirmen dönmez” gibi atasözleri dilden dile dolaşıp günümüze kadar gelmiştir ![]() Bu aynı zamanda bir “temizlik medeniyeti”dir ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı’nın su ile bütünlenmiş hali, 1552 yılında Osmanlılara esir düşüp, üç yıl boyunca Kaptan-ı Derya Sinan Paşa’nın yanında kalan ve bu süre içinde kölelikten hekimliğe yükselen İspanyol Pedro’nun kaleme aldığı, “Kanuni Devrinde İstanbul” isimli kitabında şöyle anlatılır: “İspanya’da ömrü boyunca iki kere yıkanmış hiçbir kadın ve erkek göremezsiniz ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|