Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kanuni, muhteşem, sultan, süleyman

Kanuni Sultan Süleyman - Muhteşem Süleyman

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kanuni Sultan Süleyman - Muhteşem Süleyman



eh bu da birilerine kapak olsun






Kanuni Sultan Süleyman (1495 - 1566)


Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir Kanûnî Sultan Süleyman yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı

Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu

15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancakbeyliğine tayin edildi (1509) Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti

Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti
Kendisine "Kanûnî" denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı Mısır'dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu Ancak Avrupalılar, çok geçmeden hayal kırıklığına uğradılar

İÇ İSYANLAR

Kanûnî Sultan Süleyman, padişahlığının ilk yıllarında bazı iç isyanlarla uğraştı Mısır'ın fethinden sonra Yavuz Sultan Selim'in Şam Valisi olarak atadığı Canbirdi Gazeli'nin çıkardığı isyan bunlardan ilkidir Amacı Memlük devletini yeniden kurmak olan Canbirdi Gazeli, 1521 yılının Ocak ayında Dulkadiroğullarından Şehsuvaroğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleri tarafından bozguna uğratılarak yakalandı ve idam edildi Kanûnî Sultan Süleyman, sonraki yıllarda yine Mısır'da sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadolu'da Safevilerin desteğiyle ortaya çıkan Kalender Çelebi ve vergi sistemini bahane ederek ayaklanan Baba Zünnun (1527) isyanlarıyla uğraştı Çıkan tüm bu isyanlar Osmanlı kuvvetleri tarafından başarıyla bastırıldı

BELGRAD'IN FETHİ

Kanûnî Sultan Süleyman tahta çıktığında Avrupa'nın en güçlü devleti Roma-Germen İmparatorluğu (Almanya) idi Almanya İmparatoru Şarlken Macaristan'a hakim olmak için Macar kralı ile yakın akrabalık ilişkileri kurmuştu Macar Kralı İkinci Lui, Şarlken'e güvenerek vergilerini ödemiyor kendisine gönderilen Osmanlı elçilerini öldürtüyordu Fatih Sultan Mehmed, Avrupa'da düzenlediği seferlerde Sırbistan'ı almıştı Ancak stratejik bir öneme sahip Macaristan alınamamıştı Kanûnî Sultan Süleyman Macaristan'ı almak üzere harekete geçti Belgrad, karadan ve Tuna ırmağındaki Osmanlı donanması tarafından kuşatıldı Şehir, gayet iyi savunulmasına rağmen teslim olmak zorunda kaldı (29 Ağustos 1521) Belgrad Muhafızlığına Balı Paşa getirildi Bu sefer sonunda İstanbul'a gönderilen bazı Belgradlılar kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi Belgrad'ın fethi, Kanûnî Sultan Süleyman'ın ilk fethidir Belgrad, bundan sonraki yıllarda Osmanlı Devleti'nin Avrupa'ya açılan en büyük kapısı oldu Bu sebeple Belgrad'a "Darü'l-cihad" denildi

ŞARLKEN ve AVRUPA

Alman İmparatoru Şarlken'in amacı tüm Avrupa'da hakimiyet sağlamaktı Şarlken, fikirlerine karşı çıkan Fransa Kralı Fransuva'yı esir aldı Fransa Kralının annesi Düşes Dangolen, Kanûnî'ye bir mektup yazarak yardım istedi Bunun üzerine Kaptan-ı Derya Barboros Hayreddin Paşa Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki şehri Nis'e giderek Şarlken'in donanmasını yendi Hem Fransa'yı hem de Fransuva'yı kurtardı

MOHAÇ SAVAŞI

Şarlken'in büyük bir tehlike olmaya başladığını gören Kanûnî Sultan Süleyman, Fransuva'nın da ısrarı üzerine Şarlken'e karşı savaş açmaya karar verdi Osmanlı ordusu Tuna nehrini geçerek Macaristan'a girdi 29 Ağustos 1526'da Macar ordusuyla Mohaç'ta yapılan savaşta Macar ordusu iki saatte dağıldı Mohaç Savaşı parlak ve şanlı bir zaferle neticelendi Budin (Budapeşte) alındı Macaristan, Osmanlı Devletine bağlı bir krallık haline geldi ve başına Macar soylularından Jan Zapolya getirildi

VİYANA KUŞATMASI

Macaristan'ın Türkler tarafından fethi Avusturya ile Türkleri karşı karşıya getirdi Mohaç Savaşı'ndan sonra Macaristan bir tampon bölge haline gelmişti Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macaristan'ın Osmanlı hakimiyetine girmesini istemiyordu Ferdinand, Şarlken'in de desteğiyle Jan Zapolya'yı tanımadı ve Budin'e girdi Karşı sefere çıkan Kanûnî Sultan Süleyman Budin'i geri aldı Savaşmayı göze alamayan Ferdinand ve Şarlken Avusturya'nın başkenti Viyana'ya kaçtılar ve Viyana kuşatıldı (26 Eylül 1529) Kış mevsimi yaklaştığı için 16 Ekim günü kuşatma kaldırıldı Osmanlı Devleti, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edememesine rağmen, Macaristan'daki durumunu güçlendirmiş ve Avrupa'nın karşı saldırı yapmasını engellemiştir Macaristan üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Ferdinand, Kanûnî'ye bir elçi göndererek Macaristan'ın kendisine verilmesini istedi Buna karşılık vergi vermeyi kabul ediyordu Bu talebi karşısında olumsuz cevap alan Ferdinand Budin'i kuşattı

MACARİSTAN SEFERLERİ

Kanûnî Sultan Süleyman, bunun üzerine Almanya seferine çıktı Budin'i geri alıp Estergon'a kadar ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, şehir ve kale fethedildi Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda harap ve bitkin bir hale geldi Bunun üzerine Ferdinand barış istedi İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken'in hem Macaristan hem de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı (22 Temmuz 1533) Ferdinand'ın Macaristan üzerinde ki emellerinden vazgeçmeye niyeti yoktu Jan Zapolya ölmüş, yerine oğlu Sigismund geçmişti Bundan istifade eden Ferdinand Budin'i kuşattı Bunun üzerine 1540 yılında Kanûnî tekrardan Macaristan seferine çıktı ve çok güçlü bir orduyla birlikte Budin'e girdi Sigismund'u Erdel Beyliği'ne atadı ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne bağlı Budin eyaleti haline getirdi Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı Avusturya'nın elinde sadece kuzey Macaristan kaldı Kanûnî döneminin önemli siyasi olaylarından olan Osmanlı-Macaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanûnî'nin ölümüne kadar devam etti

ZİGETVAR KALESİ

Anadolu'daki iç isyanlarla ve Doğu'da İran Devleti ile uğraşan Kanûnî Sultan Süleyman, 1566'da son seferine yine Macaristan üzerine çıktı Zigetvar kalesi kuşatıldı, ancak kuşatma devam ederken Kanûnî Sultan Süleyman vefat etti Osmanlı Devletini zaferden zafere taşıyan Kanûnî Sultan Süleyman'ın ölüm haberine rağmen kale fethedildi (7 Eylül 1566)

KAPİTÜLASYONLAR

İlk defa 1352 yılında Cenevizlilere verilen Kapitülasyonlar, darülharb kabul edilen yabancı ülke tüccarına Osmanlı topraklarında ticaret yapma hakkı veriyordu Ancak Osmanlı Devleti ticaret imtiyazlarını siyasi ve diplomatik menfaatleri çerçevesinde kullanarak ittifak yapacağı devletlere vermişti 1535 yılında Fransa ile dostluk havası içerisinde iken Fransızların hazırladığı Kapitülasyon taslağı Osmanlı padişahınca tasdik edilmemişti Bu taslağa göre eşit şartlar ve mütekabiliyet esası getiriliyordu Halbuki Osmanlı Devleti padişahın tek taraflı yemini "Ahdi" ile verildiğinden Ahidname diye adlandırılmıştı ve her padişah değiştiğinde yenilenmesi gerekiyordu İlk Fransız Kapitülasyonu, Kıbrıs seferi öncesinde 1569 yılında verildi Katolik dünyasına ve Papa ambargosuna karşı ittifak sağlamak için Protestan olan İngiltere'ye 1580'de, Hollanda'ya 1612'de Kapitülasyonlar verildi

Kapitülasyonlarda ticaret yapma hakkının yanı sıra, tüccarın hakları, gümrük vergileri, mahkeme usülleri, yol izinleri, emniyetlerine dair hususlar detaylı olarak belirtildi Osmanlı devleti zayıfladıkça Kapitülasyon verilen devletlerde giderek çoğaldı ve bunu bir baskı aracı haline getirdiler Birinci Dünya Savaşı'nın ilanı ile birlikte 1914 yılında tüm protestolara rağmen Kapitülasyonlar tek taraflı olarak kaldırılmıştır

OSMANLI ve SAFEVİLER

Kanûnî Sultan Süleyman Avrupa'da başarılar kazanırken, Anadolu'da iç isyanlar baş göstermiş, İran'da ise yıkılan Akkoyunlu devletinin yerine kurulan Safevi Devleti, doğuda Osmanlı İmparatorluğu için ciddi tehlike olmaya devam etmişti Kanûnî Sultan Süleyman, Avrupa'da İstanbul Antlaşmasıyla geçici de olsa barışı sağladıktan sonra, İran üzerine ilk seferine çıktı Safevi Devletinin izlediği düşmanca politikalar ve Anadolu'da yaşayan Şiileri kışkırtmaları bu seferin düzenlenmesine neden oldu Tebriz, Azerbaycan ve Hamedan istila edildi Irakeyn seferiyle de Bağdat alındı(1534)

Kanûnî'nin Avusturya'ya sefer düzenlemesinden yararlanmak isteyen Safevi Şahı Tahmasb, kardeşinin Osmanlılara sığınmasını da bahane ederek, Tebriz, Nahçıvan ve Van'ı ele geçirdi Bunun üzerine Kanûnî Sultan Süleyman ikinci defa İran seferine karar verdi Çıkılan İran Seferinden Van ve Tebriz geri alınarak dönüldü (1548) Safeviler 1553 tekrar saldırıya geçtiler Doğu Anadolu'da ilerleyen düşman kuvvetleri Muş'a kadar gelip Erzurum'u kuşattılar Kanûnî Sultan Süleyman üçüncü İran seferine çıktı Revan, Nahçıvan ve Karabağ alındı Zor duruma düşen Şah Tahmasb'ın isteği üzerine barış yapıldı ve Amasya Antlaşması imzalandı(1555)

Bu antlaşmayla, Yavuz döneminden beri süren İran sorunu çözüme kavuştu Doğu Anadolu, Tebriz ve Bağdat Osmanlı hakimiyetinde kaldı Amasya Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasındaki ilk resmi antlaşmadır Ayrıca İslam dünyasında yapılan ilk din barışı özelliği de taşımaktadır

RODOS'UN FETHİ

Avrupalılar Akdeniz'deki Rodos, Kıbrıs, Girit, Malta gibi adalara hakim olmuşlar, açık denizlerde keşifler yapmışlar ve denizlerde güçlerini arttırmışlardı Kanûnî döneminde denizciliğe önem verildi ve büyük başarılar elde edildi Kanûnî döneminde Rodos adası, Sen Jan şövalyelerinin elindeydi Şövalyeler korsanlık yapıyor, Türk donanmasına zarar veriyorlardı 1522 yılında düzenlenen seferle Rodos fethedildi

CEZAYİR'İN OSMANLIYA KATILIŞI

Cezayir 1516'da Baba Oruç ve kardeşi Hızır Reis(Barbaros) tarafından İspanyollardan alınmıştı 1518'de Barbaros, Cezayir'in hükümdarı olmuştu Daha önce Yavuz bu iki denizcinin kendisinden yardım istemesi üzerine onlara iki kadırga ve levent vermişti Kanûnî, Barbaros Hayreddin Paşa'yı İstanbul'a çağırdı ve Kaptan-ı Deryalığa getirdi(1533) Böylece, Cezayir Osmanlı topraklarına katıldı Barbaros Ege denizinde Venediklilerin elinde bulunan adaları aldı

PREVEZE DENİZ ZAFERİ

Osmanlıların Akdeniz'de kuvvetlenmeleri ve tüm Ege denizine hakim olmaları Avrupa'yı telaşlandırmıştı Ayrıca devam eden Avusturya ve Macaristan seferleri büyük bir Haçlı donanması hazırlanmasına neden oldu Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasında Venedik ve Cenevizlilerden başka Malta, Portekiz ve İspanya'ya ait gemilerde bulunuyordu Haçlı donanması 602, Osmanlı donanması ise sadece 122 parçaydı Preveze körfezinde 27 Eylül 1538'de yapılan savaşta Barbaros Hayreddin komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir zafer elde etti Tarihe Preveze Deniz Zaferi olarak geçen bu savaş sonunda Akdeniz bir Türk Gölü haline geldi

TRABLUSGARB'IN ALINMASI

Şarlken, Trablusgarb'ı aldıktan sonra buraya Sen Jan Şövalyelerini yerleştirmişti Barbaros'un Preveze Deniz Zaferini kazanması ve Venediklilerin Osmanlılarla barış imzalamaları Şarlken ve Papa'yı kızdırmıştı Hazırlanan Haçlı donanması Cezayir'e saldırdı ancak Osmanlı donanması karşısında bozguna uğradı(1541) Barbaros'un yetiştirdiği Turgut Reis Trablusgarb'ı karadan ve denizden kuşatarak aldı Ayrıca bu seferle Bingazi de Osmanlı ülkesine katıldı (1551)

CERBE SAVAŞI

Turgut Reis'in İspanyollar'ın elinde bulunan Cerbe adasını kuşatması üzerine Andrea Doria komutasındaki bir Haçlı donanması İspanyollara yardıma geldi Yapılan Cerbe Deniz Savaşında büyük bir zafer kazanıldı Cerbe Osmanlılara geçti (1559)

MALTA SEFERİ

Rodos'un fethinden sonra Malta'ya yerleştirilen Sen Jan şövalyeleri Osmanlı için bir tehlike oluşturuyordu Trablus ve Cezayirin güvenliği için Malta'nın alınması gerekiyordu Yapılan kuşatma sırasında Turgut Reis şehit oldu Malta alınamadı(1565)

HİNT SEFERLERİ

Coğrafi keşiflerden sonra sömürge arayışları başlamış, Portekiz ve İspanya pek çok sömürge elde etmişlerdi Portekizliler Kızıldeniz ve Hint ticaret yollarına hakim olmaya çalışıyorlardı Ümit Burnunun bulunması, Osmanlıların baharat ticaretine de büyük darbe vurmuştu Kanûnî Sultan Süleyman döneminde bu sebeplerden ötürü, dört kez Hint deniz seferi düzenlendi Ancak Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması yüzünden bu seferlerden hiçbirisinde tam başarı sağlanamadı 1551 yılında düzenlenen İkinci Hint Seferinde Osmanlı donanmasının başında Piri Reis vardı Türk Denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Piri Reis, bu sefer sırasında Maskat'ı almış ve Portekiz donanmasını büyük bir bozguna uğratmıştı Ancak, Portekizlilerin Basra Körfezini kapatacaklarını düşünerek, donanmayı Basra'da bırakıp ganimetlerle geri döndüğü için Piri Reis Mısır'da idam edilmiştir Ancak yine de Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan'ın bazı kısımları Osmanlı topraklarına katıldı Arap yarımadası tamamen Osmanlı denetimine girdi Kızıldeniz yabancı güçlere kapatılarak Osmanlı egemenliği sağlandı

İMAR ÇALIŞMALARI (MİMARİ)

Kanûnî Sultan Süleyman 46 yıl saltanatta kaldı Babası Yavuz Sultan Selim'den 6557000 km kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14893000 km kareye çıkardı Kanûnî Sultan Süleyman döneminde imar faaliyetleri devam etti ve ilk iş olarak babası Yavuz Sultan Selim tarafından temelleri atılan İstanbul Sultan Selim Camii'ni tamamladı Bunun dışında yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi, Afyon Sincanlı Sinan Paşa Camii, Bozöyük Kasım Paşa Camii

MİMAR SİNAN

Osmanlı imparatorluğunun en parlak devrinin büyük mimarı ve dünya çapında bir sanatkar olan Mimar Sinan, Kanûnî Sultan Süleyman döneminde bir çok eserler verdi Bunlardan en önemlileri şunlardır; Halep Hüsrev Paşa Camii, İstanbul Haseki Külliyesi, İstanbul Şehzade Camii ve Medresesi, Üsküdar Mihrimah Camii, İstanbul Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Tekirdağ Rüstem Paşa Camii ve Külliyesi, Silivri Kapı İbrahim Paşa Camii, İstanbul Rüstem Paşa Camii, İstanbul Sinan Paşa Camii, Topkapı Kara Ahmet Paşa Camii ve Külliyesi, Fındıklı Molla Çelebi Camii, Babaeski Semiz Ali Paşa Camii, Büyükçekmece Kanûnî Sultan Süleyman Külliyesi ve Köprüsü, Süleymaniye Tekkesi Büyük bir devlet adamı olan Kanûnî Sultan Süleyman aynı zamanda ünlü bir şairdi Meşhur şiirlerinden birisi şudur: "Halk içinde muteber bir şey yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi Saltanat dedikleri bir cihan kavgasıdır, Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.