Evliya Çelebinin Rüyası |
07-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Evliya Çelebinin RüyasıHikmet-i Huda, seyahat ile bir çok yerleri görmeye sebep olan ben hakir ve fakir, daima kusuru çok olan seyyah, insan oğlunun kölesi siyasız evliya Derviş oğlu Mehmet Zilli daima Allah'dan yardım isteyip, Fürka-ı Kerim suresi ve Yüce Kur'an' in ayetleri bereketleri ile bütün gönlümle Cenab-ı Hak' dan duada bulunarak, doğum yerimiz olan İstanbul' da evimde, yuvarlak yastığıma uyumak için yaslanmıştım 1040 senesi Muharrem ayının Aşure gecesinde (20 Ağustos 1630), yarı uyku halinde iken, gördüm ki: Yetmiş iskelesi yakınında Ahi Çelebi Camii ki helal para ile inşa olunmuş olup, duası kabul olan eski bir camidir Uykumda kendimi o camide gördüm Derhal caminin kapısı açıldı Nurlu caminin içi baştan başa silahlı asker ve nurlu cemaat ile dolu idi Sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra salavat-ı şerife okumaya başladılar Ben hakir ise minber dibinde oturuyordum Bu nur yüzlü cemaati hayranlıkla seyrediyordum Hemen yanımda oturan cana bakıp : - Sultanım ! Sizler kimlerdensiniz? İsminizi lütfediniz" dedim Onlar ; Aşere-i Mübeşşere' den kemankeşlerin piri Sa'd İbn Ebi Vakkas' ım" deyince, hemen mübarek ellerini öptüm -Ey sultanım! Bu sağ tarafta nura bürünmüş sevimli cemaat kimlerdir? " dedim Onlar bütün peygamberlerin ruhlarıdır Geri safhadakiler evliyaların ve asfiyanın ruhlarıdır Bunlar da sahabe-i kiram'ın, muhacirinin, ensar, sufe ehli ve Kerbela şehidlerindendir Mihrabın sağındakiler Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer' dir Mihrabın solundakiler Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali' dir Mihrabın önündeki Hazret-i Veysel Karani' dir Camiinin solunda, duvar dibindeki siyah örtülü kimse senin pirin Hazret-i Peygamber' in müezzini Bilal-i Habeşi' dir Bu ayakta duran, cemaat saf saf süzene koyan kısa boylu adam Amr-i Ayyar' dır İşte bu kızıl renkli elbiseler giyip sancakla gelen askerler Hazret-i Hamza ve bütün şehidlerin ruhlarıdır " diye cami içinde bulunan bütün cemaati birer birer bana anlattı Onların hangisine baktıysam ellerimi göğsüme koyup iyice baktım ve baktıkça can buldum "Ey sultanım! Bu cemaatin bu camide toplanmalarının sebebi nedir?" diye sordum Bana: - Azak taraflarında İslam askerlerinden Tatar askerleri sıkıntıya düşmüşlerdir Hazret-i Peygamber' in himayesinde olanlar İstanbul' a gelip, buradan Tatar Hanı' na yardıma gideriz Şimdi Hazret-i Risalet dahi İmam-ı Hasan, İmam-ı Hüseyin, on iki imam ve bizden başka aşere-i mübeşşere ile gelecekler Sabah namazının sünneti kılınacak Sonra sana "kamet getir" diye işaret buyururlar Sende yüksek sesle kamet getir Selamdan sonra Ayetel Kürsi'yi oku Bilal (Sübhanallah) desin Sen (Elhamdülillah), Bilal (Allahu Ekber) desin, sen (Amin) de Sonra bütün cemaat hep birden tevhid ederiz Sonra sen (Ve salli ala cemiül enbiya-i vel mürsalin vel hamdülillahi Rabü'l-alemin) deyip kalk Hemen, mihrabda, Hazreti Peygamber otururken mübarek elini öp (Şefaat ya Resülallah) de Yardım iste, diyerek, Sa'd İbni Ebi Vakkas, yanımda oturup bana öğretti Onu gördüm ki, camii kapısından bir nur-u mübin parladı Cami içi nur dolu iken, nur üstüne nur oldu Bütün sahabe-i kiram, nebi'ler ve evliyaların ruhları ayakta hazır durdular Saadetle Hazret-i Peygamber, yeşil sancağı dibinde, yüzünde örtüsü ile , elinde asası ve belinde kılıcı ile, sağında İmam-ı Hasan ve solunda İmam-ı Hüseyin olduğu halde göründü Mübarek sağ ayaklarını (Bismillah) diyerek cami içine koydu Mübarek yüzünden örtüsünü açtı ve: -Esselamü aleyk ya ümmeti" diye selam verdiler Bütün camide bulunanlar hep bir ağızdan -Ve aleykümü's-selam Ya Resulallah ve Ya Seyyide'l-ümen" diye selam aldılar Hazret-i Peygamber, hemen mihraba geçip, sabah namazının iki rekat sünnetini kıldılar Bana bir korku ve vücuduma titreme geldi Hazret-i Peygamberin bütün görünüşüne baktım Hilye-i Hakani'de anlatıldığı şekilde idi Yüzündeki örtü al şal idi Mübarek sarığı on iki kolanlı ve beyaz şaş idi Hırka-i şerifleri sırayı yakın deve yönündendi Boynunda sarı renkli sof şalı vardı Mübarek ayaklarına renkli çizmeler giymişti Mübarek başlarındaki sarığı üzerinde bir misvak sokulmuştu Selam verdikten sonra, bana bakıp sağ ile dizine vurup: "Kamet Getir" dediler Ben hemen Sa'd İbni Ebi Vakkas'ın öğrettiği gibi segah makamında kamet getirip tekbir ettim Hazret-i Peygamber de segah makamında hazin bir sesle Fatiha-i Şerif'i ve arkasından (Ve Vehebna) aşr-i şerifini okudu Böylece bütün cemaate imamlık etti Selam verdikten sonra ben (Ayete'l -Kürsi)' yi okudum Sonra Bilal ile sırayla müezzinlik yaptık Duadan sonra bir sultani tevhid oldu ki, Allah aşkı ile kendimden geçip güya uykudan uyanır gibi oldum Uykumu kısacası, Sa'd İbn-i Ebi Vakkas'ın öğretmesiyle görevi tamamladım Hazret-i Peygamber, mihrab' da yanık bir sesle uzzal makamında bir Yasin-i şerif üç İza Cae suresi ve Muvazzeteyn süresini tamamen okudu Bilal Fatiha dedi Hazret-i Peygamber mihrabda ayak üzere duruken, Sa'd İbni Ebi Vakkas hazretleri beni elimden tutup Hazret-i Peygamberlerin huzuruna götürdü Hz Peygambere "sadık aşıkın, müştak ümmetin Ebliya kulun, şefaatini riva eder" dedi Bana da : Mübarek ellerini öp!" dedi Ben o an ağlamaklı oldum Hz Peygamberin mübarek ellerine müstahça dudaklarımı kondurdum Onun görünüşünden (Şefaat ya Resulallah !) diyeceğime, hemen (Seyahat Ya Resulallah) demişim Hz Peygamber hemen tebessüm edip (Şefaati, seyahat ve ziyareti sıhhat ve selametle kolay eyle Ya Rabbi) diyerek (Fatiha dediler Bütün sahabe-i kiram Fatiha yı okudular Ben bütün orada bulunanların mübarek ellerini öperek, hayır dualarını alıp giderdim Kiminin mübarek eli mis gibi, kiminin anber, kiminin menekşe ve kiminin karanfil gibi kokuyordu Amma bilhassa Hz Peygamber' in kokusu zağferan ve kırmızı gül gibi kokuyordu Sağ elini öptüğümde sanki pamuk gibi kemiksiz bir et idi Bu şekilde bütün cemaatin ellerini öptüm Hz Peygamber, sonra yine Fatiha dedi Bütün eshab-ı güzin yüksek sesle Sebü'l-mesani yi okudular Hz peygamber mihrabdan "-Esselamu aleyküm ey kardeşler!" deyip camiden çıkıp gittiler Hemen Sa'd hazretleri belinden ok muhafazasını çıkarıp benim belime kuşattı ve tekbir getirip: -Yürü ok ve yay ile gaza eyle Allah'ın muhafazasında ve emanetinde ol Sana müjdeler olsun ki, bu toplulukta ne kadar ruhlar ile görüşüp mübarek ellerini öptünse, onların hepsini ziyaret etmen nasip olup, dünyayı gezer ve insanlar içinde tek olursun Ama, gezip gördüğün ülkeleri, kaleleri, beldeleri, nedir eserleri, her ülkenin güzel işlerini, yiyecek ve içeceklerini, toprakların eylem ve boylam derecelerini yazıp, güzel bir eser meydana getir ve ahiret oğlum ol Hak yolunu elden bırakma Gönül huzursuzluğundan uzak ol Ekmek ve tuz hakkını gözet Sadık dost ol Yaramazlarla yar olma İyilerden iyilik öğren" diyerek nasihatte bulundu ve alnından öpüp; Ahi Çelebi Camii' nden çıkıp gittiler Ben şaşkın bir halde rahat uykudan uyandım "Acaba, bu benim halim midir, yoksa olan bir şeymidir, yoksa güzel bir rüyamıdır?" düşünerek, içime bir rahatlık gelip, gönlüme neşe doldu Sonra sabahleyin temiz bir abdest alıp, sabah namazını kıldım İstanbul'dan Kasımpaşa tarafına geçtim Rüya tabircisi İbrahim Efendiye gittim Rüyamı tabir ettirdim Bana " Cihanı süsleyen bir dünya gezip dolaşan bir seyyah olup, işin iyi bir sonuçla tamama erip, Hz Peygamber' in şefaati ile cennete girersin" diyerek müjde verip (El- Fatiha) dedi Oradan Kasımpaşa Mevlevi hanesi Şeyhi Abdullah dede' ye gittim Ellerini öpüp rüyamı ona da tabir ettirdim Bana "On iki imamın ellerinden öpmüşsün, dünya da himmet sahibi olursun Aşere-i Mübeşşerenin ellerinden öpmüşsün cennete girersin Dört halifenin ellerinden öpmüşsün, dünya da bütün padişahların şerefli sohbetlerine katılıp, sevdikleri kimselerden olursun Mademki Hazret-i Peygamber'in temiz yüzlerini görüp mübarek ellerini öpüp, hayır duasını almışsın, iki cihanda da saadette erersin - Yürü, işin rasgele El Fatiha" diyerek hayırlı duada bulundu |
|