Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkı, hanım

Hanım Hakkı

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hanım Hakkı



Hanım hakkı
Sual: Hanımla iyi geçinmenin yolu nedir?
CEVAP
Hanımının güzel huylu olmasını isteyen, önce kendisi güzel huylu olmalıdır! Kur'an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin, günahları sebebiyle geldiği bildirilmektedir O halde, dinimizin emir ve yasaklarına riayet eden, hanımı ile iyi geçinir

Aliyy-ül Havas hazretlerine hanımı küsmüştü Hanımı, kocasına muhalefet etmek için ayrı testi, ayrı bardak kullanıyordu Aliyy-ül Havas hazretleri, bir gün yanlışlıkla hanımının testisinden su içince, hanımı hemen testiyi kırmıştı Hazret, "Testiyi niçin kırdın?" bile dememiş, hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı

Osman el-Hattab hazretlerinin komşusu, Nureddin Şuni efendi anlatır: Bir gece dışarı çıktım eski bir hasıra sarılı birinin dışarıda yattığını görüp (Sen kimsin, burada niçin yatıyorsun?) dedim (Komşu ben Osman el-Hattabım Oğlumun annesi, beni evden kovduğu için sokağa çıktım, onun kızgınlığı gidinceye kadar burada yatmaya karar verdim) dedi

Huysuz hanım
İbni Ebil Hamayil-i Sevri hazretlerinin hanımı huysuzdu Kocasına ağzına geleni söyler, onu rahat bırakmazdı O mübarek zat da hep sabrederdi Yine bir gün hanımının yaptığı huzursuzluktan kurtulmak için uçarak kaçmıştı Hanımı arkasından bakıp, (Hele şuna bak, uçup kaçmakla elimden kurtulacağını sanıyor) diye söylenmişti Bizim gibilerin uçması mümkün olmayacağına göre, kaçmak suretiyle kavgadan, münakaşadan uzak durmaya çalışmalıyız Haklı olduğumuzu ispata kalkışmamalıyız!

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir mümin, hanımına kızmasın! Kötü huyu varsa, iyi huyu da olur) [Müslim]

(Kadın, zayıf yaratılışlıdır Zayıflığını susarak yenin! Evdeki kusurlarını görmemeye çalışın!) [İbni Lal]

(Müslümanların iman yönünden en üstünü, ahlakı en güzel olanı, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranandır) [Tirmizi]

(Müslümanların en iyisi, en faydalısı, hanımına en iyi, en faydalı olandır Sizin aranızda hanımına karşı en iyi, en hayırlı, en faydalı olan benim) [Nesai]

(Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz) [Taberani]

(Namazları kabul olmaz) demek, namaz borcundan kurtulur, fakat namaz kılmakla meydana gelecek büyük sevaba kavuşamaz demektir Namazı boşa gider demek değildir Bir kadından kocası razı olmazsa, kadın, günahının cezasını çektikten sonra, Cennete girer Cennete sadece kâfirler girmez
Müslümanın günahı çok olsa da, sonunda mutlaka Cennete girer Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İyi kadınlar, Allah’a itaat eder ve kocalarının haklarını gözetir Kocaları yokken, onların namuslarını ve mallarını, Allah’ın yardımı ile korurlar) [Nisa 34]
Eve gelince hanımına selam verip hatırını sormalı, üzüntü ve sevincine ortak olmalıdır Çünkü, o başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış bulunan dostu, dert ortağı, kendini neşelendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi ve çeşitli ihtiyaçlarının gidericisidir Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Haksız olarak hanımını dövenin, Kıyamette hasmı ben olurum Hanımını döven, Allah ve Resulüne asi olur) [RNasıhin]

(Kadınlarınıza eziyet etmeyin! Onlar, Allahü teâlânın sizlere emanetidir Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim]

(Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine bir köle azat etmiş sevabı yazılır) [RNasıhin]

(Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, rızklarını artırır) Lâl]

Huzurun anahtarı tebessümdür
Sual: Akşama kadar yemek, çamaşır, dikiş gibi ev işleriyle uğraşıyorum Beyim gelince yorgunluğumu dinlendirmesini arzularım Kapıdan asık suratla girer Gülümsediği yok Selam vermez Bir gün kazara yemek tuzlu olsa, küser yemek yemez Hiç takdir ettiği bir şey yok Hep kusur araştırır Bu adam nasıl düzelir?
CEVAP
Kocasından şikayet eden hanımlar, hanımından şikayet eden erkekler, sanki dertlerine deva olacakmışız gibi bizden tavsiye bekliyorlar Biz zaten devamlı yazıyoruz Biraz da kendilerinin uyması, dikkat etmesi lazım Genelde kavga, iki taraftan oluyor Biri susar, özür dilerse kavga büyümez Her iki taraf da ben haklıyım dediği sürece kavga bitmez Suç genelde erkeklerde oluyor Hanımını idare edemeyen erkek aciz demektir Hanımını kötü yola düşüren de erkeklerdir Hanımını kötü yerlere götürüyor, hanımı kötülük işleyince de, suçu hanıma yüklüyor Hanım suçsuz demek istemiyoruz Fakat asıl suçlu kocasıdır Ona iyi bir ortam sağlamalıdır Sağlamaktan aciz olan da evlilik sorumluğunu yüklenmemelidir

Her iki taraf da ben haklıyım diyor O evde hiç kavga biter mi? Bir erkek de şöyle yazmış:
(Evimiz düzensiz Hanım, doğru dürüst yemek pişirmez İçeride pasaklı, dışarı giderken süslüdür Çok konuşur, dinlemesini bilmez ve müsriftir)

Birkaç tavsiyemiz var Fakat tavsiyeden, nasihatten ne çıkar dememelidir! Uyana, dinleyene çok şey çıkar Yeter ki uyulsun, dinlenilsin Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Nasihat müminlere elbette fayda verir) [Zariyat 55]

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Ahlakınızı güzelleştirin) [İbni Lâl]

Ahlakı değiştirmek mümkün olduğu için böyle buyurulmuştur Zaten din, güzel ahlak demektir Şu halde dinin emrine uyup yasak ettiğinden kaçan, huyunu değiştirip güzel ahlaklı olur Güzel ahlaklı olan da iki cihanda rahat olur Şimdi esas konuya geçelim!
Kusursuz kul olmaz Kusursuz arkadaş arayan, arkadaşsız kalır, kusursuz eş arayan bulamaz Yiğitlik, kusurlu insanla iyi geçinmektedir

Evde hiçbir şeyi kusurlu bulmamalıdır! Tenkit, münakaşa, bir yuvanın yıkılmasına veya huzursuz hale gelmesine sebep olur Şunu iyi bilmeli ki, yalnız karı-koca değil, hiç kimse tenkitten hoşlanmaz Herkes takdir bekler Genel olarak kadınlar, süse düşkündür, giyimlerine dikkat ederler Aldığı bir elbise için, (Bu elbise, sana ne kadar da güzel yakışmış) dersek, bir şey kaybetmeyiz Çünkü dinimiz, hanımla iyi geçinmek için yalan söylemeyi bile caiz görmüştür Hele haklı bir takdiri esirgemek ahmaklıktır

Bir kadın için en büyük mutluluk, kocasının kendisini takdir etmesidir Bilhassa kadınlar, basit şeylere dikkat ederler Bayramlarda, mübarek gecelerde, evlenme yıldönümlerinde ufak da olsa bir hediye vermeyi ihmal etmemelidir!

Kadının biri, senelerce güzel yemekler yapar Buna rağmen, beyinden en ufak bir takdir, bir teşekkür görmez Bir gün kapalı bir sahan içinde saman koyup yemeklerle birlikte sofraya koyar Beyi kabı açıp samanı görünce, şaşırır, kızarak;
- "Bu ne, saman yenir mi? Ben hayvan mıyım?" diye çıkışır Hanımı der ki:
- Yıllardır nefis yemekler yapıyorum "Beyim galiba iyiyi, kötüyü ayıramıyor Önüne ne konsa yer" diye düşünmüştüm Şimdi, yalnız kötüyü anladığın, iyiyi hiç anlamadığın meydana çıktı

Kötüyü tenkit etmesini bilen, iyiyi de takdir etmekten aciz olmamalıdır! Takdirden aciz olan da, tenkitten vazgeçmelidir! Beğendiği yemekler ve hizmetler için teşekkür etmek gerektiği gibi, beğenmedikleri için de teşekkür etmek gerekir Çünkü, beğenilmeyen yemekler için de aynı hizmeti yapmış, aynı gayreti göstermiştir Onun için atalarımız, "An beni bir kozla da, varsın çürük çıksın!" derler Biri, bize bir ceviz ikram etse, o da çürük çıksa, arkadaşa kızmak mı gerekir?
Yabancıya gösterilen nezaketin hiç değilse onda birini, evde karı-koca birbirine göstermelidir! Kabalık, sevgiyi köreltir, huzursuzluğa yol açar Mesela yabancı birine (Hep aynı şeyi anlatıyorsun) diyemediğimiz halde, evimizde de hiç duymamış gibi dinleyemiyorsak, mesela (Yine aynı şeyleri mi anlatıyorsun) diyorsak, nezaketten ne kadar uzak olduğumuz anlaşılmış olur

Evdeki mutluluk, iş yerindeki nezaketten daha mühimdir Huzur, milyarları kazanmaktan daha önemlidir O halde, takdir edici, nazik ve güler yüzlü olanın evinde geçimsizlik olmaz

Peygamber efendimiz, eve gülümseyerek girer, selam verirdi Üzüntülü de olunsa, tebessüm ihmal edilmemelidir! Çünkü "Lisan-i hal, lisan-ı kalden entaktır", yani, hareketlerimiz, sözlerimizden daha fazla tesir eder

Evet, tebessüm ateşinde erimeyen maden bulunmaz Kalblerin fethi gülümsemekten geçer Bir tebessüme esir olan genç, bir kızın hiçbir meziyetini dikkate almadan onunla evlenmek hatasına kurban gidebilir

Müslüman güler yüzlü, münafık asık suratlı olur Tebessüm, bedavadır, alanı mutlu eder, vereni üzmez Bazen bir tebessümün hatırası ömür boyu unutulmaz Huzurun anahtarı tebessümdür Tebessüm edemeyen zavallıdır Gülümsemesini bilmek, dünya ve ahiret saadetine sebep olur

Hanımla iyi geçinmek gerekir
Sual: Ev işlerinde çok gevşek olan, saliha bir hanımım var Ütüyü geç yapar, çamaşırları geç yıkar Yemekleri tatsız tuzsuzdur Bunu bırakıp da, dört dörtlük birisiyle evlenmem uygun mudur?
CEVAP
Din kitaplarında yazıyor ki, kadın çamaşır yıkamaya, yemek pişirmeye ve hatta çocuğuna bakmaya mecbur değildir Mecbur olmadığı işlerde onu, çamaşırcı, aşçı, hizmetçi gibi kullanmaya kimsenin hakkı yoktur

Yeryüzünde dört dörtlük kadın olmaz Hepsinin iyi yönü olduğu gibi, kötü yönü de olabilir Bir atasözü var (Elin karısı ele kız, elin tavuğu ele kaz görünür) derler Kadından çok şey beklemek, dini bilmemenin alametidir Bir hadis-i şerif meali:
(Kadın doğrultmaya çalışılırken, kırılabilir Kırılması boşanması demektir) [Buhari]

Kur'an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin, günahları sebebiyle geldiği bildiriliyor Fudayl bin İyad hazretleri, (Eşim huysuzluk yapınca, dine aykırı bir iş yaptığımı anlardım Hemen o şeye tevbe edince, eşimin huysuzluğu da giderdi Böylece, tevbemin kabul edildiğini de anlardım) buyurdu O halde Müslüman erkek, eşiyle iyi geçinir Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Hanımlarınızı üzmeyin Onlar, Allahü teâlânın size emanetidir Allah'ın emanetine yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim]

Şu halde kimin emaneti olduğunu düşünmeli, Allah'ın emanetine hıyanet etmemeli

Erkek hep kendini kusurlu görmeli, (Ben iyi olsaydım, o böyle olmazdı) diye düşünmeli Eşinin iyiliğini, iffetini, Allahü teâlânın büyük nimeti bilmeli Onun huysuzluklarına iyilikle muamele etmeli, iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâya şükretmeli Çünkü uygun bir kadın, büyük bir nimettir İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değil, onun verdiği sıkıntılara da katlanmak demektir Yani bir erkek, ben iyi bir kocayım diyorsa, hanımından gelen sıkıntılara katlanması gerekir Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Eyyüb aleyhisselam gibi mükâfatlara kavuşur) Gazali]

İyi Müslüman olmak için hanımla iyi geçinmek şarttır Çünkü Allahü teâlâ, (Onlarla iyi, güzel geçinin) buyuruyor (Nisa 19)

İyi geçinme, güzel geçinmek, ne demektir? İyi erkek, sadece eşine kötülük etmeyen değil, eşinden gelen sıkıntılara da katlanandır Eğer bir erkek, eşinden gelen sıkıntılara katlanamıyorsa, iyi birisi olduğunu iddia edemez, buna hakkı da yoktur

Mürşid-i kâmil olan büyük zatlar, talebelerine, (Hanımını üzeni sevmeyiz Allahü teâlâ evin içini hanıma verdi Bir erkek evin içine ne kadar çok karışırsa, dünya ve ahirette çok sıkıntı çeker) buyururdu İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(İman yönünden en üstün mümin, hanımına, en iyi davranandır) [Tirmizi]

(Eşinin haklarını ifa etmeyenin namazları, oruçları kabul olmaz) [Mürşid-ün-nisa]

Erkek, eşinin yemeğine karışmaz, temizliğine karışmaz, ütüsüne, eşyaları düzenlemesine karışmaz Onun dünyası evidir İstediğini yapar Yemek yapmamışsa, olsun peynir ekmek yeriz demesi gerekir Tuzlu tuzsuz yapmışsa ses çıkarmaz Yemek yanmışsa hiç görmemesi gerekir Eğer erkek bunları yaparsa, kadın kocasına hayran olur, kendisi utanır, düzeltmeye çalışır Aksine niye böyle yapıyorsun denirse, iş çığırından çıkar Kadın zayıftır, tez üzülür, tez sevinir, çok şeyi bir anda silip atar Bütün iyiliklerini unutur Bunun için boşama hakkı erkeğe verilmiştir Erkekten daha dirayetli kadın olmaz mı; elbette olur, ama istisnalar kaideyi bozmaz

Yine büyük zatlar buyuruyor ki:
(Hanım, evde hizmetçi değil, sultandır Hanımını üzmek akıllı insanın yapacağı iş değildir Bir Müslüman, hanımını nasıl üzer, akıl almıyor Aklı olan karı koca, birbirini üzmez Hayat arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir Zalim, huysuz kimsenin eşi, devamlı üzülerek sinirleri bozulur Sinir hastası olur Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hasıl olur Hayat arkadaşı hasta olan bir eş, mahvolmuş, mutluluğu sona ermiş demektir Eşinin hizmet ve yardımlarından mahrum kalmıştır Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona doktor aramakla, ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer Bütün bu felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur Dizlerini dövse de, ne yazık ki bu pişmanlığının faydası olmaz O halde; eşine yapılacak huysuzluğun zararı kendine olur Ona karşı, hep güler yüzlü, tatlı dilli olmaya çalışmalı! Bunu yapabilen, rahat ve huzur içinde yaşar, Allahü teâlânın rızasını da kazanır!)

Bir kadına kaşın böyle gözün şöyle demek, yani çirkinsin demek, öldürmekten beterdir Bir arkadaş anlattı:
Yakın akrabamız bir bayan, (Kocam bana esmersin, pasaklısın dedi, hiçbir zaman “Güzelsin, seni seviyorum” demedi, hep kötü yönlerimi söyledi, elin adamlarından güzel söz duyunca, ister istemez gönlüm o adamlara düştü, kocamdan soğudum) dedi Bu durumu iyi bilen bir arkadaş, oğlunu evlendirirken (Aman oğlum, eşinle kavga etsen, kötü söz söylesen bile, ona sen çirkinsin deme, her zaman güzel olduğunu söyle) derdi Kızımla annesi tartışınca, kız bana, (Baba bu köylüyü nereden buldun da aldın) der Ben de, (Ama annen güzeldi onun için) derim Kavga biter hemen

Bir de, daha önce başından bir evlilik geçmişse, hanım sorsa bile, eski eşten kesinlikle bahsetmemelidir Eski eşin adını sakın evde anmamalı Bir gün Peygamber efendimiz, vefat eden Hazret-i Hatice validemizi anınca, kadınların en üstünü olan Âişe validemiz bile üzüldü O üzülünce kim üzülmez ki?

Kadın, erkek iyi geçinmek için yalan söyleyebilir Bir hadis-i şerif meali:
(Erkek, eşini, eşi de, beyini idare etmek için yalan söylerse günah olmaz) [Müslim]

İbni Erkam hazretleri, Hazret-i Ömer’e, (Eşim, beni sevmediğini söyledi Beni sevmeyen bir kadınla birlikte yaşayamam, ayrılmak istiyorum) dedi Hazret-i Ömer, kadına sordu:
- Kocana, seni sevmiyorum dedin mi?
- Evet dedim
- Niçin?
- Bana sordu Ben de yalan söyleyemedim Yoksa burada yalana izin var mıdır?
- Elbette burada yalan söylemeye izin vardır Bir kadın, kocasını sevmese de, onu üzmemek için, yalan söylerse günah olmaz

Hanımı idare etmek, onu haramdan korumak, neşelendirmek birinci vazife olmalıdır

Evliya zatlar buyuruyor ki:
(Talebeye ne yapılırsa, hocasına gider Evlada yapılan bir şey, babaya yapılmış gibidir İyilik de kötülük de)

O halde büyükleri üzmemek için saliha hanımla iyi geçinmek zorundayız

Saliha hanım, bulunmaz nimettir, Cennet nimetidir Cennet nimetinin kıymetini bilmek, muhafaza etmek her Müslümanın vazifesi olmalı

Çocukları kavgalı, stresli bir ortamda yetiştirmemeli Yarının büyüğü olarak yetiştirmeli Ivır zıvır şeylerle bu hayatı kendimize, çoluk çocuğumuza zehir etmemeliyiz Problemli ailelerin çocuklarıyla kimse oğlunu kızını evlendirmek istemez Bu da ayrı bir konu

Bütün sıkıntılar ölümü unutmaktan, hak ve hukuka riayet etmemekten yani dine uymamaktan ileri gelir Bir zat anlatır:
(Bir gün bana bir arkadaş geldi Hanımı ile hiç geçinemiyormuş Evde her gün basit şeyler yüzünden tartışma oluyormuş, bıkmış bu tartışmalardan, artık ondan ayrılmak istiyordu Bunların münakaşaları yüzünden iki taraf aileleri de birbirine girmiş Hanımı bunun tarafına, bu da hanımının tarafına düşman vaziyette Kanlı bıçaklı deniyor ya aynen öyle imişler Yine bir gün perişan bir vaziyette geldi, hiçbir nasihat dinleyecek halde değildi Ya Rabbi, ben buna ne diyeyim diye düşündüm Sonra ona, “Ayrılsan da fark eden bir şey olmayacak, bir ay kadar ömrün kaldı, ne istiyorsan git yap” dedim Bu sözü duyan arkadaş şok oldu, rengi attı, yine perişan bir durumda çıkıp gitti

Sonra arkadaşlardan ve kendisinden dinlediğim için ne yaptığını anlatayım Kapıdan çıkar çıkmaz özel kalemdeki arkadaşlarla helalleşmeye başlamış Rastladığı herkesle helalleşiyormuş Eve gidince kavgalı hanımına, (Hatun gel demiş, bunca zamandır seni üzdüm, sana iyi kocalık yapamadım, istediğini alamadım, hakkına riayet edemedim, ne olur beni affet, bana hakkını helal et) demiş Tabii bunu ağlamaklı diyor, gerçekten diyor

Hanımı bakmış, Allah Allah, bu adama ne oldu da böyle şeyler yapıyor, acımış ona, bey demiş, sen hakkını helal et, ben hep edepsizlik yaptım, seni çok üzdüm demiş Başlamışlar ağlamaya, sarılıp ağlaşmışlar Sonra adam, kavgalı olduğu kayınpederlerine gitmiş Aynı şekilde onlardan ağlamaklı olarak özür dilemiş, size iyi evlatlık yapamadım, hizmet edemedim, ne olur beni affedin, hakkınızı helal edin demiş Onlar da şaşırmışlar, yavrum demişler, sen hakkını helal et, biz büyüklük yapamadık, sizi hoş göremedik, sizin aranızı çok zaman biz bozduk Sen bizi affet, hakkını helal et diyerek ağlaşmışlar Sonra hanımı da bunun kavgalı olduğu annesine babasına gitmiş Aynı şekilde o da onlardan özür dilemiş, size iyi gelinlik yapamadım, çok edepsizlik ettim, sizi çok üzdüm demiş, helallik istemiş Onlar da aynı şekilde mahcup olup, asıl sen bizi affet hakkını helal et, biz büyüklük yapamadık, sizi çok üzdük demişler, sarılıp ağlaşmışlar Evde ise her gün sanki Cennet hayatı yaşıyorlar Karı koca birbirlerine hizmet ediyor, terlik vesaire getiriyorlarmış Bir dedikleri iki olmuyormuş

Ama arkadaş, benim sözümü hiç söylememiş Bir ayın dolması için günleri sayıyormuş Günler yaklaştıkça bunun iyiliği artıyormuş, geceleri ibadeti artıyormuş Bunun iyiliği artınca hanımının da ve ailelerin de iyiliği artıyormuş Derken bir ay dolmuş Ha bugün öleceğim derken, nedense ölmemiş Kesin bir ay denmedi, bir ay kadar dendi, belki birkaç gün daha var diye düşünmüş Birkaç gün daha beklemiş, yine ölmemiş Sonra yanıma geldi, odadan içeri girince, (Efendim ben ölmedim) dedi Ne ölmesi dedim Efendim siz bana demiştiniz ki bir ay kadar ömrün kaldı, o bir ay doldu ama ben ölmedim Kardeşim, ben senin ne zaman öleceğini bilemem, ama şunu biliyorum, ölüm var, bir gün elbette öleceksin Ölecek adam kavga niza ile hayatını zehir etmez Şu andaki hayatından memnun musun dedim Evet hiç tartışmamız olmuyor dedi Haydi böyle devam edin dedim İki çocukları oldu, gül gibi geçinip gidiyorlar Bütün mesele ölümü unutmamak Ölümü unutunca ne oluyor, unutmayınca ne oluyor bu açık bir örnek)

Çeşitli sual ve cevaplar

Sual: Hanımdan ayrılınca da mehrini vermek gerekir mi?
CEVAP
Hanımından ayrılan erkeğin, hanımının mehrini vermesi gerekir Mehr kul hakkıdır Peygamber efendimiz, günahları, haramları sayarken buyuruyor ki:
(Hevesi geçince hanımını bırakıp mehrini vermemek Çalıştırdığı işçiye ücretini vermemek Zararsız hayvanı sebepsiz öldürmek) [Hakim]
Erkek hanımını ahlaksızlığı sebebiyle de boşasa, yine mehrini verir Çocuk erkeğe verilmişse, kadına ayrıca nafaka verilmez

Sual: Evleneli yedi sene oldu Kocamla beraber olamadık Yani kusur kocamdadır Artık ayrılmaya karar verdim Dinen ayrılmak istemem günah olur mu? Kocam ayrılmamı istemiyor, ayrılmak istiyorum dediğim zaman ağlıyor Doktora da gitmiyor Psikolojik bir rahatsızlığı var
CEVAP
Seadet-i Ebediyye’de diyor ki:
(Kendinde engel bulunmayan kadın, zevcinin innin yani hadım, iktidarsız olduğunu anlarsa, nikahın feshi için, çok zaman sonra bile, dava açabilir Erkek inkâr ederse, kadı yani hakim bir ebeye muayene ettirir Zevceyi bakire bulursa, bir yıl sonra tekrar muayene ettirir Yine bakire bulunursa aralarını tefrik eder [ayırır] Tam mehrini verir ve kadının da iddet beklemesi lazım olur Bir kere cima yapınca kadının dava açma hakkı kalmaz ise de, birden fazlasını terk etmesi günah olur İnnin, ihtiyarlık, tenasül hastalığı veya büyü sebebi ile cima yapamayandır)
Sual: Beyimin borcu var Ben de bu borcumuzu daha çabuk ödeyip, sıkıntıdan kurtulmak için gayrimüslim hanımların yanında çalışıyorum Uygun mudur?
CEVAP
Bayan çalışmaya mecbur değildir Kendi arzunuzla erkeklerin olmadığı bir yer varsa, yani günah işlemeden çalışma imkanı varsa çalışabilirsiniz Beyinizin borcu sizi ilgilendirmez

Sual: Kocam zengin Ne kendi güzel giyiniyor, ne de bize alıyor Doğru mu yapıyor?
CEVAP
Zengin bir kimsenin, durumuna uygun giymemesi ve ev halkına da aynı şeyi yapması doğru değildir Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, sana bir mal verdiği zaman, bu nimet ve ikramın eseri, senin üzerinde görülsün) [Ebu Davud]

(Allahü teâlâ, birinize mal ihsan ettiğinde, ikrama, önce kendisinden ve ev halkından başlasın!) [Müslim]

Sual: Erkeğin hanımına nafakayı temlik etmesi, eline vermesi farz olduğuna göre, hanım "Ben nafaka istemem Sana helal ettim" dese sahih olur mu? Yoksa nafakayı aldıktan sonra mı hediye etmesi gerekir?
CEVAP
Nafakayı almadan hediye etmesi sahih olur Bir kimse, birinde olan alacağını, hakkını ona hediye edebilir (Redd-ül Muhtar)

Sual: Beyim beni, Avustralya’ya götürmek istiyor Burada çok tanıdıklarımız var Durumumuz da iyidir Ben de tanımadığım gayrimüslim ülkeye beni götürme diye itiraz ediyorum Yakınlarım beyine itiraz etmek günahtır diyorlar Burada itiraz hakkım yok mu, yani götürme beni demem günah mıdır?
CEVAP
Bu konuda itiraz etmeniz günah olmaz Hindiyye'de (Zamanımızda, erkek, hanımı istemezse, onu başka memlekete götüremez) diyor Bu bakımdan bir zaruret yoksa götürmemeli, huzursuzluğa sebep olmamalıdır Orada rahat edecekseniz zaten siz de itiraz etmezsiniz Böyle işlerde anlaşarak karar vermelidir

Sual: Hanımı başka memlekete götürmek uygun değil deniyor Ben hanımımı İstanbul’dan Erzurum’a, Konya’ya götüremez miyim?
CEVAP
Gezdirmeye her yere götürürsünüz elbette Onu Konya’ya, Erzurum’a yerleştirip kendiniz zaruretsiz İstanbul’da ikamet etmeniz uygun olmaz Onu kendi ikamet ettiğiniz yerde, akrabalarının ikamet ettiği yerde bulundurmalısınız Bir de kadın razı olmadıkça, onu memleketindeki akrabalarının yanından alıp başka memlekette ikamete zorlamak da uygun değildir

Sual: Erkek, hanımı razı olmadığı halde, çocuk olmaması için tedbir alabilir mi veya hanımını tedbir almaya zorlayabilir mi?
CEVAP
Hayır

Sual: Cehenneme müstahak olan kadın, kocası, babası, kardeşi ve oğlu olmak üzere, dört erkeği de, beraberinde götürecekmiş Bu dört erkek, bu kadının hangi hallerinden sorumludur?
CEVAP
Engel olabildikleri bütün günahlarından sorumludur Babası, kardeşi daha çocukken ona ehl-i sünnet itikadını öğretmeli, namaz kıldırmalı, tesettüre riayet ettirmeli, haramlardan ve ileride haram işlemesine sebep olacak işlerden, uzak tutmalıdır Evlenecek çağa gelince de, dinini bilen salih birisiyle evlendirmelidir Evlendikten sonra kocasının sorumluluğu da başlar Oğlu olur ve çocuğu akıl baliğ olunca, onun sorumluluğu da başlar

Nafaka parası
Sual: Beyim, bana harçlık vermiyor Evin ihtiyaçları için bıraktığı paraların bir kısmını, yakınlarıma alacağım hediyeye vermem caiz midir? Bir de, kayınvalidemin kocası olmayıp, fakir olduğu için yanımızda kalıyor Kayınvalidem, oğlunun cebinden para alıp harcayabilir mi?
CEVAP
Erkek, hanımının veya annesinin parasını onlardan izinsiz harcayamadığı gibi, siz de, kayınvalideniz de, beyinizin parasını ondan izinsiz harcayamazsınız Nafakaya dâhil olan yiyecek ve giyeceği almıyorsa, aç ve açıkta bırakıyorsa, o zaman sadece, nafaka kadarını almak caiz olur; çünkü erkek, hanımının da, annesinin de, nafakasını vermeye mecburdur

İzinsiz hacca gitmek
Sual: S Ebediyye’de (Zevcesinden izinsiz sefere, hatta nafile hacca gitmemeli) deniyor Bu, gitmesi haram mı demek, yoksa hanımıyla iyi geçinmek için izin almalı anlamında mıdır?
CEVAP
İyi geçinmek için, izinli gitmeli anlamındadır Eğer, erkek nafaka bırakmadıysa, hanımından izinsiz hacca gitmesi de haram olur Nafaka bırakmışsa, izin vermese de gidebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.