Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahlak, hoşgörü

Ahlak Ve Hoşgörü

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahlak Ve Hoşgörü



Ahlak Ve Hoşgörü - Nuri Can

İnsan, tabiatından kendisinde var olan kötü huylarından istesede kolay kolay vazgeçemez Ancak insan gerçekçi, insancıl, karşı fikirlere tahamül gösteren, inançlara saygılı, mantiki bir eğitim ve iyi bir terbiye ile zaafları baskı altına alınıp, güzel tarafları öne çıkartılırsa İyilik, merhamet ve hoşgörü gibi kavramların kapıları açılır ve insanın kendisinde var olan kötü huyların önü kesilebilir


Çocukların büyüme, gelişme ve eğitim çağında gereksiz, hiç bir işe yaramayan, günlük yaşamında kullanamıyacağı hurafelerle, kof, saçma-sapan bilgilerle zihnini işgal etmenin, çocuğa hiç bir yararı olmayacağı gibi, körpecik beyinlerinin gelişmesine zarar verir


Eğer çocuğunuzun hayatta kendine güvenen kişilikli, kötülüklerden uzak, çevresine sevgi dolu gözlerle bakmasını ve insanları, hayvanları sevmesini istiyorsanız; Beynini sürekli olumlu düşüncelere yöneltip, başkaların hakkına saygılı olmasını sağlayın Kötülüğün, mutsuzluğun, umutsuzluğun, sevgisizliğin, kıskançlığın, kısacası başarısızlığa ve kötülüğe neden olan olumsuz duygu ve düşüncelerden arınmasını gerçekleştirmeye çalışın


Çocuğunuzun intikam, kin, kötülük gibi olumsuz duygulardan uzak yetişmesini ve hayat çizgisinde dürüst, onurlu, kişilikli bir insan olmasını istiyorsanız Sevgi, merhamet, hoşgörü, anlayış gibi insani kavramların, küçük yaşta öğretilmesi, karşı fikirleri, dinleri, inançları, milliyetleri saygıyla karşılaması gibi, güzel unsur ve güzel duygular, çocukluğunda ve gelişme çağında garantina altına almalı sınız ki, ileri yaşlarda depreşmeye yönelik zaaflarını asgariye indirmiş olsun


Ben 38 yılını memleket sevgisi ve memleket hasretiyle geçiren, düşünen bir insan olarak, insanların sadece yemek yiyip geğirdikten sonra ne yapacağını bilmeyen, kendisi gibi olmayan ve düşünmeyenlere küfür eden, kaba, kimliksiz, kişiliksiz nesiller yetişmesini istemiyorum


Sevgi ve hoşgörünün çağımızda insanlar arası, toplumlar arası, en önemli barışçıl etken olduğunu unutmamalıyız Sevgi, dostluk ve hoşgörü, insanlar biribirileri ve gerçeklik arayışındaki ilişkiyi, doğru kullanabilmelerinin, güven duygusunu hissedebilmelerinin biricik yoludur


Dünyadaki, canlılarda yalnızca insanlarda var olduğu ve yalnızca insanlara ait olan özbilinç, adalet, merhamet, vicdan, hayal gücü ile aldığı eğitim ve terbiye, insanın yaşamını denetim altına almasını, düzenlemesini ve geleceğe ait ölçülerin gelişmesini sağlar İnsanoğlu içinde bulunduğu yaşamı ileriye dönük değişimi tasarlarken, ilk kural yüreğini sevgiyle, saygıyla, merhametle doldurup, vicdanlı ve bilinçli olmasını gerektirir


Sevgiyi, hoşgörüyü yalan ve çıkardan uzak tutup, hilesiz bir biçimde gönlümüze dokuduğumuzda ve yüreğimize nakış nakış işlediğimizde, sığ ve kirli sularda kürek çekmekten kurtulur, gerçek doygunluğu, doğruluğu, mutlulugu ve erdemi yakalamış oluruz


Alışkanlıklar, önyargılar, bir toplumu tümden aşağılamalar ve kontrol altına alınamayan intikam, kin, nefret gíbi olumsuz duygular tüm toplumlara ve tüm insanlığa ancak zarar getirir Yararlı olunamıyorsak bari dünyanın ve insanlığın gelişmesine, zarar vermeyelim


Çağımızda insanlığın büyük uyanış içine girdiği demokratlık, (hümanist) insancıl değerlerin yüceldiği dünyamızda, insanların hala palavra ve kafaları bir örümcek ağı gibi saran şovenizm, dini fanatizm gibi çağdışı fikirlere, neden hala sıkı sıkıya sarılıp itibar ettiklerini anlamış değilim Bilmezler mi asarız, keseriz mantığıyla hareket eden, gücü yettiğini, gücü yettiğince ezmeye çalışan insanlarda ne özbilinç ne özsaygı ne de mantık ve vicdan olur


Her şeyden önce birey yada toplum olarak, aydın, her düşünceye, her inanca saygılı, okumayı alışkanlık haline getirip, kitap okumayı seven insanlar, nesiller yetiştirmeliyiz ki, dünyaya, insanlığa ve toplumumuza bir yararı olsun


Bilimin, bilginin, teknolojinin ilerlemesine bir diyeceğim elbette olamaz, ama aynı zamanda da bilimin, bilginin, teknolojinin, zekanın kötüye kullanılmasından, pazarlanmasından da yana değilim Aynı oranda din, milliyet gibi kutsal unsurları, küçük çıkarlar için kötü emellerine alet edenlerden hep tiksinmiş, rahatsızlık duymuşumdur


Çocuklarımızı eğitimden ve sorumluluklardan uzak, vurdum duymaz, saygı ve sevgiden bi- haber, tembel, sadece kendi çıkar ve rahatını düşünen bencil yarattıklar olarak yetiştirirsek Onların kişilikli, dürüst, onurlu, yardımsever, karşı fikirlere, milliyetlere, dinlere saygılı, hoşgörülü olmasını öğretemezsek İnsan olarak, düşünen, sorgulayan kafa yapılarına destek olmaz ve yol göstermezsek Çağın bilgi donanımıyla donatmazsak Yaşamın anlamını anlatamazsak Ne olur bilir misiniz?


Dünyadan, yaşamdan bi- haber, kimseye hoşgörüsü, saygısı, sevgisi olmayan, acıma, merhamet nedir bilmeyen, gözünü kırpmadan insan öldürebilen, başkalarını korkutarak yada sömürerek güç kazanmaya çalışan, tembel, hoşgörüsüz, egoist bir nesil yetiştirmiş oluruz Onun için çocuğun aile ve okulda alacağı kültür, eğitim, terbiye ile başkalarının fikrine, kültürüne, inancına, giyimine saygı duymaları; sosyal etnik farklılıklara hoşgörüyle bakmalarını, eşitlikçi anlayışı paylaşım ve dayanışma duygusunu geliştirmeleri gerektiriyor Herkesin hakkının kendi hakkı kadar öneminin vurgulanmasını gerektiriyor


Eğer çocuklarımızı kız yada erkek diye ayırırsak, soru sormalarını, sorgulayıcı olmalarını, kişilik kazanmalarını engellersek, farklı olana hoşgörüyü ve saygıyı belletip bunu bir yaşam tarzına dönüştüremezsek Sorunlar bir dağ gibi gittikçe büyür ve altında kalkamıyacağımız bir hal alır


Sadece çevresindekilere değil, farklı olan her şeye saygılı, höşgörülü, anlayışlı, sevecen ve yardım sever olarak yetiştirirsek, asıl sorunların zaman içerisinde gittikçe küçüldüğünü göreceğiz

Dürüstlük, insanın önce kendisine karşı dürüst olmasından geçer Dürüst olmayıpta başkalarının yanında dürüstlük taslamak hiçte dürüstlük değil


�Akıllı, bilgili olmakla, adil ve ahlaklı olmak aynı kapıya çıkar� diyor H Ali Ne doğru bir söz değil mi? Bütünlük, var olmak, kişiliğin önemi varsa, insanlara ve tüm canlılara karşı adil olmayı öğretmeliyiz çocuklarımıza İyi bir insan olmanın temel gereği budur Asıl mesele dün- bugün- yarın değil ve farklı din, dil, kültür değil ïnsanın gerçeği ve bütünlüğü meselesidir


Yargılamak adil olmayı ve bilmeyi gerektiriyor Bilmek ayrı bir fedekarlığın adı unutmayalım


Ne demişler: Tatlı dil yılanı ininden, Acı dil insanı dininden çıkarır


Nihayeti, herkesin yolcu olduğu bu dünyada, yazımı sevdiğim bir kıssadan hisseyle bitirmek istiyorum istiyorum:


Yolcu

Kalıcı değerleri öne alanlar, geçici değerler yüzünden hem kendilerine hem birbirlerine hayatı zehir etmezler Dünyada yolcu olduklarının bilincini sürekli uyanık tutarlar

Gerçeği arayan genç, bu uğurda yolculuk yaparken Polonyada bir bilgeyi ziyaret eder Bilgenin içinde yaşadığı tek odası kitaplarla doludur

Genç hayretle sorar; Diğer mobilyalarınız nerede? Bilge; Sizinkiler nerede? diye aynı soruyu sorar gence

Genç biraz şaşkın bir halde, Ama ben yolcuyum diye karşılık verir

Bunun üzerine, Ben de öyleyim der, ben de öyle


Nuri Can

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.