Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
busenin, göz, yaşları

Busenin Göz Yaşları 32

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Busenin Göz Yaşları 32



Busenin Göz Yaşları 32 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü

Buse'nin çok sevdiği kardeşleri ve annesi birkaç günlüğüne gelmiş oldukları ziyaret;araya Selma'nın düğünün girmesiyle on beş gün daha uzadı ve böylece doyana kadar hasret giderdilerKardeşlerine;öğrendiği işleri göstermiş,hatta bir defasında köy fırınında ekmek yapılmasını bile gülerek anlatmış,kardeşi Emine'yi bile işin içine sokmuş,onun bir şeyler öğrenmesini sağlamıştı


"Yaşamdan ders almak gerekiyorsa illaki okullarda dirsek çürütmeye gerek yok,tabiî ki okulların yeri tartışılmaz ama üniversite bitirip de yaşamdan kopuk yaşayan o kadar kalitesiz insanlar vardır ki;ellerinden hiçbir şey gelmezÖğle insanlar da vardır ki,ilk okulu zar zor bitirmiştir ama havada uçan kuşun cinsini,doğanın dilini,mevsimlerin esintisinin insanın yüreğinin derinliklerinde nasıl etki bıraktığını bilir Tabi ki gönlüm hem tahsilli olmak hem de yaşamla iç içe olmak"


Bu düşüncelerini kardeşi Emine'ye söylemiş, hatta ona ilk hayat dersinin alması için ekmek yapımında yardımcı olmuştu


Selma'nın düğününden önce; gün aşırı olarak mahalle fırınlarının içerisinde odunlar yakılarak fırının içerisindeki tuğlaların kızması beklenirken; hamur teknesinde suyla un karıştırılmış,mayanın da ilavesiyle oluşan hamur,yumruk yapılmış ellerle yoğrularak olgunlaşması sağlanmış ve kıvama gelip kabarması için beklenilmiştiBu işlerin içinde bizzat Buse,hamile haline aldırmadan kan ter içinde kalma pahasına da olsa kotarmaya çalışıyorduEmine'ye de zaman aman:


"şöyle,böyle yapacaksın,şu kadar su katacaksın "diye yardımcı oldukça,kardeşi verilen görevi kusursuzca yapmaya çalışıyordu


Bunları yaparken de gülümseyerek,ilk ekmek yapımındaki acemiliğini anlatıyordu:


-Sana şimdi öyle bir şey anlatacam ki,kesinlikle güleceksinFırında yapılacak ilk ekmek yapımında yeni ve acemiydimDaha önce kadınları izlemiştim ama işin içine girince;izlemekle yapmak arasında farklılıklar ortaya çıkıyorEllerin bir kere hamura değecek,yüzün un olacak ki anlayabilesin yaptığın işin inceliğiniYoksa havanda su dövmeye benziyor,dinlediklerinİş kendi başıma düşünce anladım yanlışlarımıÖnce hatalarımla baş başa kaldım,sonra doğruların nasıl yapılacağını kendim gözlemlemiş oldumHatam şuydu;teknede ki hamura gereğinden fazla su katmışımBiraz da unun kalitesinde bozukluk olunca fırına attığım hamurları,dışarıya çıkardığımda; somunların,hiçbir geometrik şekle yakından uzaktan ilgisi olmayan şekilsiz,eğri büğrü bir vaziyette çıktığını gördüm,iyi mi?


Bunları anlatırken hafiften tebessüm etti Buse'nin gülüşleri,her zaman tebessüm biçimindeydiEtli dudaklarını,hafifçe yana büzdüğünde; inci gibi dişleri,ortaya çıkardıKahkaha attığı vaki değildiZaten kahkaha atmaya da ne morali vardı ne de içinde bulunduğu şartlar elveriyordu


Emine'nin şansı,ablası Buse'nin kendisine yardımcı olmasıydıHamur teknesinde birlikte hamurları yoğurmuşlar,suyun katılmasında dikkatli olmuşlar ve hamurun kabarmasıyla birlikte uzun tahta küreğin üzerine somun halinde konularak, odunların yanmasından sonra gerekli şekilde korlanmış olan fırına atmışlar,bir süre beklemenin nihayetinde fırından somunları deforme olmadan çıkardıklarında Emine,sevinçten uçuyordu


Emine, bu ekmek yapımından sonra az da olsa kendine güven gelmiş hissediyordu:


-Abla, Amasya'ya dönünce mahalledeki fırında ekmek yapılınca ben de anneme yardımcı olacağımArtık bazı şeylerden kaçıp kurtulmayı,sırtımı dönmeyi kendime kar saymayacağım


-Tabi, Emine her kaçtığın basit bir şey, yarın karşına tekrar bütün çıplaklığı ile çıkabilirİşte o zaman da kaçamazsın ya


-Haklısın benim, canım ablam


İleri ki günlerde de ineklerin sağım olayını yine gülümseyerek anlatmıştı


Selma ile kavgalı olduğu gün inekleri sağmasından sonra fırtınalı bir günün akabinde elektrikler yine kesilmiş, konağın kadınlarına yine iş düşünce Buse, ilk kez sağdığı hayvanın yanına sevecen yaklaşmış ve sorun çıkmadan meme torbalarındaki sütü,önündeki kovaya aktarmıştıKırk yıllık süt sağım ustası gibi parmakları,hayvanın meme uçlarında kuş tüyü hafifliğiyle gezinerek adeta yağdan kıl çeker gibi sessizce hayvana ızdırap vermeden sağmış,en ufak bir tekme tepkisiyle karşılaşmamıştıNeydi o ilk süt sağımındaki panikHayvan hemen anlamış,Buse'nin parmaklarının acemi olduğunu ve tekmeyi kovaya yapıştırarak sütü boydan boya dökmüştü


Küçük kardeşi, Songül de köyde kaldığı süre içerisinde Pembe gül'le çocuksu dünyalarında sorunsuzca hemen anlaşıp kaynaşmışlar; nereye gitseler birlikte gidiyorlar,birbirlerinden ayrılmıyorlardıPembe gül,tavukların peşinden koşuyor,onlar yakalamaya çalışıyor,Songül de aynısını yapıyor; Pembe gül,tavuklar gıdakladığında:


-Hadi,Songül tavukların yumurtalarını toplayalımSepeti,kollarına taktıkları gibi doğru kümeseToplarlarken arada bir yere düşürüp kırdıkları oluyor,kimseler görmesin diye orayı temizlemeye çalışıyorlardıBazen kümesteki çılgın horozun hışmına da uğradıkları olmuyor değildiAnaç,hind horozu,eğer gününde değilse,tavuklarla arası o gün iyi değil,pas vermemişlerse vay halineydi,Gül pembe ile Songül'ün hallerineKaç kaçabildiğin yere kadarHint horozu da peşlerindeYakaladığın sırtına gagasını acımasızca kurşun gibi saplıyor,adeta: "bir daha beni,kümesimde rahatsız edersiniz ha,sizi gidi siziler" dercesine öfke kusuyordu


Düğün olmuş,bitmiş;misafirler,geldikleri gibi sessizce Amasya'ya dönmüşlerdiHer şey eskisi gibi tek düze haline dönmüştüFilim gibi gelmişti,kardeşlerinin yanında geçirdiği günlerdeki anılarıTekrar kopmak zor olmuş,içine yine ayrılık acısı düşmüştüAma bu acının içerisine kat be kat fazla başka bir acı daha eklenmişti Emine'nin aşkıSinsi bir virüs,içine girmişti bir kezÇıkartması mümkün değildiNereye gitse,ne yapsa,nereye baksa Tugay da geliyor,o da aynısını yapıyor ve karşısına hayali dikiliyorduKurtuluş yoktuEğer kader ağlarını Emine ve kendisinin üzerine kurmasaydı,belki de unutup gidecek,bu yarada kabuk bağlayıp belirli bir süre sonra da unutulacaktıAma öyle olmamış,hesapta olmayan dramatik durumlar ortaya çıkmıştıİşte şimdi gerçek kişiliğini ortaya koymanın zamanıydıNasıl ki hamur yapımında ve inek sağımında acemiliği olmuş,sonradan da acemilikten kurtulup her şey yoluna girdiği gibi;bu aşk üçgeni içerisinde kardeşi ve Tugay'ın yara almadan aşklarının devamında;en ufak bir acemi harekete meydan vermeden ustaca gidebildiği yere kadar nasıl götürebilirimin ince hesaplarındaydı


Buse'nin okul yıllarında az da olsa edebiyata ilgi duyduğu, hatta şiir yazmaya yatkın olduğu günlerini anımsadıBir defasında Tugay' a bir dörtlük bile mırıldanmıştıŞimdi o dörtlüğü bir türlü us'unda toparlayamıyorduHer ne kadar okul yıllarında sayısal ağırlıklı yeteneği olsa da zaman zaman dinlediği şiirler,kendisini başka dünyalara götürüyor ve mutluluk rüzgarları estiriyordu benliğinde


Şimdi ise içinden öyle şiir yazmak geliyordu ki;sanki yılların şairiymiş gibi duygular içerisinde kabarıyor ve ilham dalgalarının beynine çöreklendiğini hissediyordu

Pembe gül'e ders çalıştırırken onun ödevini yapmak için almış olduğu defterinin boş sahifelerinde iki tanesi aynanın önündeki masanın üzerinde duruyorduHemen boş sahifeyi çıkardı,kağıdın tam ortasına düzgün bir şekilde: "Buse'nin Çileleri "diye başlık attıBu,onun kendi yaşamına ait tutacağı günlük olacaktıÖnce aklına geldiği şiiri unutmadan yazmayı düşündü ve dörtlükleri aşağıya doğru sıraladı:

ZULÜM


Öyle bir harabeye düştü yolum

Ne bir kapısı var,ne penceresi

Öyle bir üstüme çöktü ki zulüm

Ne efkarı belli,ne de stresi


Ağlayan gözlerim, artık gülmüyor

Deli gönül istediğini bulmuyor

Hiç kimse derdime derman olmuyor

Seni benden bırakmaz oldu zulüm


Yokuşa vurur düzlükteki yolumu

Kırar kanadımı,kolumu

Verir bana halden bilmez kulunu

Tüketti ömrümü zalim,bu zulüm


Yazdığı şiirini defalarca okudu ve her okuyuşunda gözlerinden yaşlar,pınardan boşanırcasına dökülüyordu

Göz yaşları sel olmuş,önündeki bütün engelleri,yıkıp geçiyor deli deli rotası belirsiz yol alıyordu


Ayhan Sarıkaya

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.