Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dilek

Son Dilek

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Son Dilek



Son Dilek - Canan Dilek Dinçer - Yaşam Hikayeleri

``İnsan önemli kararlar vermeden bir gece beklemeliEğer sabah aynıysa her şey; o zaman bitirmeli bir hikayeyi`` diyordu şairSabah olduBalkonumun camından izliyorum yavaş yavaş uyanan şehrimiGeceki fırtına sakin rüzgarlara bırakmıştı yeriniYağmur başka şehirleri yıkamaya gitmiş olmalıydıKuru ağaçların dallarındaki yağmur damlaları teker teker düşüyor yağmur suyu birikintilereSoğuktan korunmak için, sarıp sarmalanmış insanlar işlerine gitmek için yollardaSerçeler şehrin başlamayan gürültüsünün sessizliğini fırsat bilip var güçleriyle sohbetteler``GÜNAYDIN ŞEHRİM`` diyorum


Günümün ilk sigarasını yakıyorumÖLÜME SAATLER KALABugünün hatrına güzel bir kahvaltı hazırlamayı düşünüyorum kendimeMutfağa gidince bu düşüncenin anlamsız olduğuna karar veriyorumSigaramı söndürüyorumDuş alma fikrini kahvaltı fikriyle takas edip, banyoya giriyorumDuşumu alıp , dişlerimi fırçalıyorumDün, bugün için aldığım elbiseyi dolaptan çıkarıyorumMüzik setinden eve dağılan şarkının sözleri dikkatimi çekiyorAynamda kendimi seyrederken``Hayat o kadar zor mu?Atılır mıyız oyundan benzemezsek onlara?Bahane mi lazım?Mazaretimiz mi kalmamış?Çok ayıp olmuş``Buruk bir tebessüm beliriyor yüzümde``Gerçekten ayıp olmuş`` diyorum kendimceAynamda kendimi izlemeyi bırakıp evimi toparlamaya koyuluyorumİlk kez bu işi yaparken içimin huzurlu olduğunu farkediyorumTeker teker her eşyayla vedalaşır gibi düzenliyorumEvimde olan her eşyanın bende bir anısı varmış meğerKöpeğim olmadan bu evin nasıl bomboş olduğunu anlıyorumAyrı geçirdiğimiz ilk geceydiSon olmayacaktı amaSon bir kez gözden geçirip her şeyin tam olduğundan emin oluncaArtık sıra bendeydiBir sevgiliye gidiyor gibi hazırlanmalıÖnce vücuduma kremlerimi sürüyorumAynamın karşısında sanki yanlış bir hareket yapmamak için her hareketimi izliyor, kontrol ediyordum


Sıra saçlarımdaydıÖylesine tepede topladığım nemli saçlarımı serbest bırakıyorumSırtıma dökülen saçlarımın tenime dokunuşu hoşuma gidiyorSaçlarımı bugün için özgür bırakmaya karar veriyorumMakyajAram hiçbir zaman iyi olmamıştı bu boyalarlaSiyah göz kalemimle bakışlarımı çerçeve içine alıp rimelimi sürüyorumBu kadarı yeterdiBeyaz saten elbisemi giydiriyorum bedenimeİlk sevgilimin hediye ettiği beyaz taşlı melek kolyemi takıyorumKüçük beyaz taşlı küpelerimiGece sürdüğüm ojelerimin bozulmamış olmasına seviniyorumAçık pembe çikolatalı rujumu gezdiriyorum dudaklarımdaHer zamanki gibi bolca sürüyorum parfümümü bedenimeDün, bugün için aldığım beyaz topuklu ayakkabılarımı giyiyorumAynamda son kez kendime bakıyorumGelin olan kızlarına son kez bakan bir anne,baba gibiGözlerimde yaş dudaklarımda tebessümleYolcular gibiGitme vaktiydiÇantamı alıp kapıya yürüdümSon kez baktım evime


Bugüne dek bu evde yaşanan her olay, bu evde bulunan her insan şu an, aynı anda bu evin içindeydi sankiHer zamanki gibi müzik setimi kapatmıyorumBeni uğurluyor şarkı; bir daha gelmeyeceğimi biliyormuş gibi``Sorma neden niçinHer şey yalnızlıktanBak bak bak bakGüzel bir gün ölmek için``Evimin kapısını bir daha açmamak üzere kapatıyorumAsonsöre binmiyorum bu günTek tek , sindire sindire iniyorum basamaklarıDışarı çıktığımda; sanki saatlerdir hazırlanmamı bekliyormuş gibi, rüzgar kucaklayıveriyor bedenimiBu serinlik ürpertse de iyi geliyorDerin derin içime çekiyorum rüzgarın tenindeki yağmur kokusunuArabama biniyorumHer zamanki gibi yine ilk olarak müziği açıyorumSevdiğim bir şarkıyla uğurlandığım evimden, sevdiğim bir şarkıyla karşılandım arabamda``Bir bilet istiyorum


Tek kişilik olsunYarına çıkabilmek içinHeyecanı hatırlamam gerek``Yine dalga geçiyormuşcasına gülüyorum``Hatırlanıcak bir heyecan kalmadı ki`` diyorumArabayı çalıştırıp yolculuğu başlatıyorum``Topuklu ayakkabı giymek de ne zormuş`` diye düşünüyorumÖlüme giderken bile dünyevi şeyleri düşünmekten kendimizi alamadığımızı farkediyorum, şaşkın bir tebessümleAğır ağır kullanıyorum arabayıŞehrimin her sokağını, her caddesini son kez kana kana gezmek istiyorumŞehrimin her köşesinde benden kalan izleri izliyorumŞu apartmanın merdivenlerine oturup ağladığım anŞu durakta tanıştığım o tarz delikanlıyı hatırlıyorumŞu köşedeki simitçiden son paramızla aldığımız simidi üç dost nasıl paylaştığımızIssız bir parkta rastgele tanıştığım o erkekle garip ilişkimizi


Öpüşlerin, kahkahaların, tokatların, sarılışların, küfürlerin içinde barındığı hastalıklı ama her şeye rağmen güvenilir bir ilişkiŞehrimde yaşadığım her sahneyi, sanki yabancıymışım gibi arabamın içinde koltuğuma otumuş sanki şu an yaşanıyormuşcasına izliyordumHayatım film şeridi misali yaşıyordu gözlerimdeYaşanan her anla vedalaşır gibiŞehrimi terketmeden önce dolu dolu yaşamak istiyordumBir sigara yaktırdı yine o şarkıDinlemekten vazgeçemediğimHer dinlediğimde sigara yakmadan duramadığım


Suratıma çarpar gibi beni bana anlatmasıKüçük tepeden şehrimi izlerkenSigaramı içerkenO şarkıyı dinlerken``Yeni başlayan gün yardımcı olmuyorUykusuz geçen gece yardımcı olmuyorAldığım ilaçlarGittiğim doktorlarVücudumdaki yaralar yardımcı olmuyor``Yardıma ihtiyacım olduğunu hatırlıyorum yineNe kadar da yardıma ihtiyacım vardı!!Her zamanki gibi kendi başımın çaresine bakmayı seçmiştim yineBana yardım etmek isteyen kimseye izin vermemiştimAslında yardım edemeyeceklerini biliyordumOnlar bana nasıl davranacaklarını bilmiyorlardı``Aldığım kararlarBozduğum kurallarKendime yenildimYardımcı olmuyor``Şarkı bitiyorSigaram bitiyorÖğlen güneşi az da olsa şehrimi ısıtmaya çabalıyorSaat bire geliyorArabayı çalıştırıp o küçük pastaneme gidiyorumHala adını bilmediğim ama muhabbetimin koyu olduğu esmer genç , ben içeri girince şaşkın şaşkın bakıyor banaÖnce tanımıyorGülümseyerek ``Merhaba`` diyorum


Hatırlıyor beniGülümseyerek ``Merhaba`` diyor o daCam kenarındaki o küçük masama oturup çayla simit istiyorum yineSimitimi ve çayımı masaya koyarken``Hayırdır?`` diyor esmer genç``Neden?`` diyorum``Çok şık olmuşsun daBir yere mi davetlisin?`` diyor``Evet`` diyorum``Seni ilk defa böyle görüyorum`` diyor``Bende`` diyorum gülümseyerek``Düğüne veya bir partiye falan mı gideceksin?`` diyor``Hayır`` diyorum``Nereye gideceksin?`` diyor``Çok uzaklara ama hep burada olacağım`` diyorumAnlamsızca yüzüme bakıyorBaşka bir müşteri geliyorYanımdan ayrılıyorCaddede karınca gibi sürekli gidip gelen insanları izlerken çay eşliğinde simidimi yiyorumGördüğüm her kare daha farklı geliyor gözümeAnlıyorum ki; aslında ölüme yakınlaştıran her adımı attığımda, dünyadan uzaklaşmıyorumTam aksine daha da yaklaşıyorumBelki yalan dünya hiç olmadığı kadar gerçek oluyorHesabı ödemek için hala söylediklerimi anlamamış olan esmer gencin yanına gidiyorumÇıkarken ``Görüşürüz`` diyorGülümseyerek ilk kez ``Görüşürüz`` değil ``Hoşçakal`` diyorumArabama biniyorumŞehrimi terketmenin zamanı gelmişti


ÖLÜM bu şehirde olmamalıydıŞehrimin son evlerini geride bırakırken bir yazarın sözleri satır satır okunuyor kulaklarıma``Bizim gibiler ölümlerini Tanrı`nın eline bırakamazlarKendi irademizle gelmediğimiz bu dünyadan kendi isteğimizle çekip gitmek güçlü bir duygudurAma bunu hep ertelerizTanrı`yla rus ruleti oynar gibiyizdirBir gün daha yaşamak, tetiği boşa çekmek gibi bir şeydir``evetBu bugün tetik dolu olacakKumarı kaybetmenin zamanı gelmiştiBeni seven erkekleri hatırlıyorum; nedenseBelki de çalan şarkıyı onlara armağan ediyorum``Yapraklar yatağın olsunKırlangıçlar arkadaşlarınYıldızlar yorganın olsunHem zaten gökte işsiz güçsüz duruyorlarBüyük aşklar hep senin olsunHem boşu boşuna başkasında duruyorlar``Arabayı kasabanın sahile yakın boş meydanına park edip iniyorumAnahtarı almaya , arabayı kilitlemeye, müziği kapatmaya gerek duymuyorumŞehrimin yerini doldurmasa da; bu bahar havalı küçük kasaba hoşuma gidiyorBenimsiyorumSahile gelince ayakkabılarımı çıkarıp elime alıyorum


Sahilin ılık kumlarını ayaklarımda hissetmek anlatılamaz bir haz veriyorSahil boyunca yürüyorumAyaklarımı ıslatıyor kıyıya gelip giden dalagalarHava kararmaya başlıyorSahildeki çardak altına kurulmuş cafeye girip denize en yakın masaya oturuyorumBronz tenli, yakışıklı garson ne istediğimi soruyor``Rakı`` diyorumSadece rakıUfukta güneşin kayboluşunu seyrederken rakım geliyorTeşekkür ediyorum``Ne demek?Sizin gibi güzel bir genç bayana hizmet etmek benim için bir zevk`` diyor bronz tenli, yakışıklı gençTebessümle karşılık veriyorumYanımdan ayrılınca sigaramı yakıp ağır ağır yudumlamaya başlıyorum rakımıBirinci şişeyi bitirdiğimde yakamozun parıltılarını taşıyan denizin soğuk meltemlerini çekiyorum içimeİkinci şişemi getiriyor bronz tenli,yakışıklı garsonBu kez endişeli gözlerle``İyi misin?`` diyor``İyiyim , hem de hiç olmadığım kadar iyiyim`` diyorum sarhoşlaşmaya yüz tutmuş sesimleİkinci şişemin son kadehini doldururken; burada olduğum süre boyunca hiçbir şey düşünmediğimi farkediyorumSesli sesli kadehteki rakıyla konuşuyorum:


``Düşünüyorum; öyleyse varım, demiş üstadBu duruma göre ; ben, düşünmüyorum öyleyse yokum demektir`` diyorumSonra kendi kendime kıkırdıyorumDenize çeviriyorum yüzümüBirden hüzünleniyorumDerin bir nefes alıp ``Vakti geldi`` diyorumÇantamdaki , zehir dolu küçük cam şişeyi çıkarıp rakı dolu bardağımın içine boşaltıyorumBir kere de dikiyorum bardağı; gözlerim kapalıYerdeki ayakkabılarımı alıp sallana sallana kasaya gidiyorumHesabı ödeyip çıkıyorumBronz tenli, yakışıklı garson koşarak arkamdan geliyor``Gidebilecek misin?`` diyorGülerek ``Tabiki gidebilirm canım`` diyorum``Emin misin?`` diyor``EminimSen merak etmeHoşçakal`` diyip uzaklaşıyorumYürüyebildiğim kadar yürüyorum sahildeGücüm tükenince yavaşça oturuyorum kumların üzerineSonra uzanıyorum olduğum yere


Denizin karanlığındaki yakamozların dansı, onlara ritm tutan dalga sesleri,gökyüzünden onlara eşlik eden yıldızları, dolunayı,deniz kokulu meltemleriCanım acıyorİçimdeki her şey yanıyorTüm organlarım parçalanıyorAma yüreğimde bir huzur varBir annenin şefkatine sığınır gibiBir babanın sıcaklığında uyur gibiYüzümdeki huzurlu ifade, içimde yanan acıyla uyuşmuyorBedenimin yavaş yavaş yokoluşuGözlerimde denizKulaklarımda dalgaÜzerimde dolunay ve yıldızlarTenimde rüzgarAğır ağır kapanıyor ıslak gözkapaklarımYüzümde acı bir tebessümKanlı dudaklarımla son bir gayret``HOŞÇAKAL DÜNYAM``


Bu sahipsiz mektubun satırlarını o hiç tanımadığım SEN; okuduğunda, ben bu cümleleri kelime kelime yaşamış ve ölmüş olacağımBiliyorum; uzun bir mektup olduSabredip de okuduysan teşekkür ederimFakat insan ``SON``a gelince küçük cümlelerle NOKTAYI koyamıyorFakat insan ``SON``a gelince görüyor;ANLATILACAK NE KADAR ÇOK ŞEY VARMIŞ MEĞERVe sona gelince görüyor yaşanacak ne kadar çok şey varmış meğerGözlerim kapanmadan biraz önce bir yıldız kaydı``Ölmek istemiyorum`` diye fısıldadımİnsanın son dileğinde anlaşılyormuş ölümün soğuk korkusuTüm yaşadıklarım ve yaşayamadıklarım seviyorum sizi!!Ve bu satırları okuyan SEN; son bir şey daha söylemek istiyorum sanaAma noktayla değil, üç noktayla bitiriyorum bu hikayeyi:


BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜMDÜ


Canan Dilek Dinçer

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.