Söylemiştim Artık |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Söylemiştim ArtıkDedim ki ; sen, ben, biz ben bütün yaşanmamışlıkları içimde yaşatıyorken, SEN in yeni bir tarifi varken BEN in içinde bir yerlere yerleştirilmiş; SEN neler yapıyorsun? BEN i hatırla ve eskileri canını yakan eskitemediklerini de! Anlıyor musun bilmiyorumHer buluşalım dediğinde sanki tam zamanında orada olmak zorundaymışsın, her bıraktığım çağrıya karşılık atman gerekiyormuşcasına ve aradığımda on defa çevir sesinden sonra meşgule düşen telefonların açıklamasını yapmaya mecbur bırakıyorken buluyorum kendimi İşte kendimden en çok nefret ettiğim zamanlar Sanki yıllardır birbirini tanıyan arkadaş-eş-dost-sevgili diline dönmeye başlayarak aradaki mesafeyi azaltıp lakayıtlaşan bir ağızla kendimi anlatırken buluyorum sana karşı Yıllar önce aynı mahalleden, aynı okuldan tanışmış, sokak aralarındaki oyunları bozduktan sonra küskün bakışlarla uzaklaşan iki çocuk gibi bir yaşanmışlığımız var sanıyorum aynı onlar gibi her ertelediğinde beni girdiğim tripleri çekmek mecburiyetindeymişsin gibi sitem ediyorum sana Sonra da neden? diyorum; neden kırıcı davrandım? Neden gitmedim görüşmeye? Zamanımız yok başka türlü buluşmaya Peki neden gitmedim, kapıyı çarptım suratına? Neyin acısını alıyorum ki? Geç kalmasının mı yoksa diğerlerinin mi ? Farkında mısın ? Öyle bir zamanda geldin ki "git" diyemedim Bir insan nasıl bu kadar açık olabilir ki? Nasıl davranmam gerekli şimdi; geceleri birbaşka gündüzleri birbaşka kimliği yaşayan, varlığı ile yokluğu karışan o pisişik genci mi yoksa ? Bunca söylenenden sonra vardığım yol bir arpa boyu etmiyor belki mutlak sıfırdan ancak tema belli: SAHİPLENMİŞİM SENİ ! Sana sormadan, iznini almadan gasbedercesine almışım seni senden; haberin var mı? Düşündümseni mi yoksa sana olan duygularımı mı sahiplenmiştim(?) Attila İlhan misali belki de en güzeli haberin olmadan sana kapılan bu platoniğin oluşmasını mı dinlemek üçüncü şahıstan? ANLIYOR MUSUN ? |
|