Kapıdaki Karanlık 12 |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kapıdaki Karanlık 12Kapıdaki Karanlık 12 Hikayesi - Karanlık Hikayeleri - Aynur Engindeniz - Aynur Engindeniz Yazıları Sürekli kabuslarına giren üvey annesi yanındaydı ve gözbebeği olmayan gözleriyle ona bakıyordu Nazan şoföre seslendi: � Lütfen yardım edin!� Şoför, hiç duymamış gibi yoluna devam etti Nazan tekrar telaş ve korku içinde bağırdı: � Lütfen bakar mısınız? İnmek istiyorum!� Yine herhangi bir tepki göremeyince, ağlamaya başladı Kadının gözlerine bakmaya cesaret edemediği için, başını cama çevirdi Böylece hem o, dehşet saçan gözlere bakmıyor, hem de kadının cama yansıyan gölgesinden, hareketlerini kolayca izleyebiliyordu O dakikaya kadar sessiz kalan kadın,Nazan�ın omzuna dokunarak: � Boşa çağırıp durma, sana yardım etmez Bak etrafına, yol kenarlarındakilere bak! Onların hepsi bizden İnsen bile kaçamazsın� Dedi � Ne istiyorsun, beni öldürmek mi?� Kadın boynunu bir yana yatırarak, sahte bir üzüntü haliyle, yüzünü mahzunlaştırdı Elleriyle Nazan�ın çenesini okşadı � Çocuğum, ne çok severdim seni Ne çok severdim böyle okşamayı Kadın konuşurken bembeyaz tırnaklarını, Nazan�ın çenesine batırmaya başladı Buruşuk yüzündeki çizgiler, ses tonunun kalınlaşıp, her saniye daha öfkeli bir şekil almasıyla, gerilip kayboldu Gözbebeği olmayan gözleri, beyazdan, kanlı bir renge dönüştü Canı yanan Nazan, çaresizce kendini kurtarmaya çalışıyordu Yeniden bir ümitle bağırdı: � Kurtarın beni şoför bey, insan değimlisiniz siz Durun lütfen! Şoför arabayı durdurup, yavaşça başını geri çevirdi Nazan adamın yüzünü görünce bir çığlık daha attı Adam bembeyaz gözleriyle, dişsiz ağzıyla korku filmlerinde gördüğü ölülerden farksızdı Alnının ortasında kırmızı bir ben vardı Sağ kulağının yarısı kesikti Dudağındaki derin yara izi adama daha da korkunç bir hava veriyordu Kadın tırnaklarıyla Nazan�ın bütün yüzüne değişik şekiller çizdi � Bu adama benzemek ister misin, güzel kız?� Çaresizliğin tam ortasında kaldığını anlayan Nazan, elleriyle gözlerini kapatıp, olanca sesiyle bağırıyor, ağlıyordu Şoför, önüne dönüp yola devam etti Nazan camlara vuruyor, dışarıya sesini duyurabilmek ümidiyle,gözyaşları içinde feryat ediyordu Ne yazık ki, ne duyan, ne de dönüp bakan oldu Çünkü dışarıda gördüğü tek tük insanların da, yüzleri en az bu şoförünki kadar çirkin ve hepsinin de gözleri bembeyazdı Kadının yüzünde açtığı yaralar sızlıyor, yanaklarından süzülen gözyaşları yaralara değdiğinde, sızısı daha da artıyordu Gözleri karardı Dişleri sızlamaya başladı Bastığı zeminin ayaklarının altından çekilip gittiğini, sonsuz bir boşluktan aşağı düştüğünü hissetti Duyduğu son sözler, beyninde yankılana yankılana kendinden geçti� Gözlerini açtığında bir hastane odasındaydıBulanık bakışlarla, nerede olduğunu anlamaya çalıştı Başucunda tansiyonuna bakan hemşireyi, ayaklarının dibinde, elindeki kağıtları okuyan doktoru ve doktorun etrafını sarmış öğrencileri gördü Daha ilerideki oda kapısının önünde toplanmış bir sürü insan ona bakıyordu İçlerinden birini tanır gibi oldu Dudağında derin bir yara izi ve bir kulağı kesik olan adamı nereden tanıdığını hatırlayamıyordu Konuşamayacak kadar güçsüzdü Neden burada olduğunu, nasıl geldiğini düşündü Hiçbir yeri ağrımıyordu Yalnızca çenesinde boğazlarında, yanaklarının kenarlarında ince sızılar hissediyordu Son bir gayretle yanındaki hemşireye baktı Ama konuşamadı Göz kapakları kendiliğinden düştü Bütün sesleri duyabiliyordu Önceleri bir uğultu şeklinde işittiği sesler, yavaş yavaş netleşmeye başladı Hemşire Nazan�ın kolundaki aleti çıkartırken, doktora döndü: � Hocam, tansiyonu normal� Doktor elindeki kağıtları yanındaki öğrenciye vererek, Nazan�ın yanına yaklaştı Eliyle alnına, alnına dokunup: � Çok garip, derecede ateş normal çıkmasına rağmen, vücudu ateşler içinde Tansiyonu normal, kan değerleri normal� Eliyle Nazan�ı hafifçe sarsarak uyandırmaya çalıştı Nazan, sizi duyuyorum, demek istedi, gücünü toplayamadı Gözlerini açmaya çalıştı başaramadı Doktor, kapıda merakla bekleyen kalabalığın yanına gitti Hepsi de birer korku filmi seyircisi gibi, gözlerini dehşetle açmış, Nazan�a bakıyorlardı İçlerinden yüzü yaralı olana: � Siz şoförsünüz değil mi?� � Evet, doktor bey� � Kızı siz getirdiniz, bir anlatın bakalım, ne oldu otobüste?� Şoför elindeki sekiz köşe kasketi, gayriihtiyari katlayıp açıyordu � Arabaya bindi Ben görmedim ama, yanına oturan kadın, bir ara uyuduğunu söyledi Sonra uyanır uyanmaz kendi kendine konuşmaya başlamış Yanındaki yolcu, ne oldu, falan demiş Kız daha beter hırçınlaşmış Arabayı durdur, diye bağırıp durdu Kenara çektimCamlara vurmaya, yüzünü tırmalamaya başladı Arabada o kadar yolcu ile sürdük buraya Valla çok korktuk, doktor bey Meslekte otuz yılım var, böylesine hiç rastlamamıştım � Anladım�Ailesini tanıyan var mı?� Kimse genç kızın ne kendisini, ne ailesini tanımıyordu Doktor yeniden Nazan�ın yanına geldi Yüzündeki yaraları kontrol ettikten sonra, yanındaki hemşireye döndü � Kendine geldiği zaman, ailesini arayın Yapacak bir şey yok Kız gayet sağlıklı Yüksek ateşi de geçici bir sinirsel boşalma gibi duruyor Ailesi gelince, beni de haberdar edin� dedi Beraberindeki öğrencilerle odadan çıktı Kapı ağzında bekleyen bir grup meraklıyla, şoför hemşireye yaklaştı � Kızım, biz de gidiyoruz Yolcular daha fazla beklemezler Müsaade var mı? � Tamam amca, siz gidin � Kalabalık topluca odayı terk etti Nazan�sa uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordu Hemşirenin de odadan çıktığını anlayınca, korkmaya başladı Odada kimse olmadığı fikri, kendisini, teneşire yatırılmış bir ölü gibi hissetmesine neden oldu Bir cami avlusunda yatan, cemaatsiz bir cenaze gibi yalnız ve korunmaya muhtaç�Sanki her yanında görünmez ruhlar dolaşıyordu Yüzüne sıcak bir rüzgarın değdiğini hissetti Daha çok, derinden alınıp verilen soluklara benzeyen bu rüzgar, tüylerini diken diken yaptı Birinin eğilmiş, yüzüne baktığından emindi Odada çıt çıkmamasına rağmen, sıcak rüzgarın sesi, kulaklarında dönüp duruyordu Susuzluktan kuruyan dudaklarını araladı Konuşmak için kendini zorladı � Kim o?� diyebildi Kendi sesinin duvarlarda yankılandığını duydu Ses giderek çoğalıyor, sanki bir koronun ağzından çıkmış gibi artarak, duvarlara çarpıp Nazan�a geri dönüyordu Bir el, yüzünde gezinmeye, yaralarına su gibi bir şey damlatmaya başladı Damlalardan sonra yaraların sızısı yavaş yavaş kayboldu Bir süre sonra da halsizliği, yorgunluğu kaybolup gitti Gözlerini açtı Dışarı çıktığını sandığı hemşire, kapı önünde şoförle konuşuyordu Nazan yatağında doğrularak, hemşireye çağırdı Hemşire aceleyle yanına geldi Nazan � Çıkmak istiyorum buradan� dedi � Doktora haber vereyim, çıkarsınız� Hemşire telefonla görüştükten sonra, Nazan�a çıkabileceğini söyledi Kapıda duran şoför: � Kızım, ben bırakayım seni evine, haydi� dedi Şoför, Nazan�ı kapısına kadar bıraktı Kız merdivenleri çıkarken, arabanın içinde bekleyen şoföre gülümsedi ve evine girdi Görebildiği bütün lambaları yaktı Sobanın karşısındaki koltuğa oturup, bugün neler olduğunu hatırlamaya çalıştı Zihni hala çok bulanıktı Düşünceler içinde etrafı süzerken, yerdeki bir kağıt dikkatini çekti Eğilip aldı Bu dedesinin Cinler Alemi kitabının tercüme notlarından biriydi Arkasını çevirdi Buraya bir tarih atılmış, altına da Nazan�la ilgili notlar yazılmıştı Okuyup okumamaya karar veremedi Yine aynı kabusları yaşamaktan korkup, kağıdı buruşturarak yere attı Deli olmadığından emindi Öyleyse olaylar, doktorun sözlerinin aksine, kendi dışında gerçekleşiyordu Gizli bir güç, onu kukla gibi oynatıyordu Eğilip yerdeki kağıdı aldı Önce cinlerle ilgili kısmını okudu 4 Tercüme: Cinler insanlarla konuşup, görüşebilirler Ama insanlar onları asla saf halleriyle göremezler Yazılanları uydurma olarak görüyor, inanıp inanmamak arasında tereddüt ediyordu Kağıdın arkasını çevirdi Dedeciğinin el yazısına baktı, baktı�Okumaya oradan devam etti �10 Eylül 1971 Bugün Nazan biraz daha iyi Olayın şokunu atlatabilecek mi? Her gün Allah�a dua ediyorum O çok küçük Ama ruhu yaralı Çok garip bir çocukŞimdi iyice garipleşti Sürekli sayıklıyor Az önce ateşini ölçtüm Otuz dokuz derece Doktorlar sağlığı yerinde diyor Ateşin sebebi yokmuş Ona nasıl bakacağım, hala bilemiyorum Ölüm kapımı çaldığı zaman, Geride yaralı bir kuş bırakmak istemiyorumAllah�ım, onu bu illetten ancak sen kurtarabilirsin Yaptığının farkında değil Öldürmenin, ölmenin ne olduğunu bilmiyor Kendini kaybettiği anlarda, ne yapacağımı şaşırıyorum İki hafta sonra Ankara�da bir doktora daha göstereceğimAllah�ım yardım et � Aynur Engindeniz |
|