|
|
Konu Araçları |
dağıtmaya, etraf’i, hazırmısınız, hikayesi, ile, öz’ün |
Az İle Öz’Ün Hikayesi :Etraf’İ Dağıtmaya Hazırmısınız |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Az İle Öz’Ün Hikayesi :Etraf’İ Dağıtmaya HazırmısınızBir zamanlar bir ülkede iki arkadaş varmış Bunlar pek haylazmış, üstelik sürekli gevezelik ederlermiş Çevrelerindeki büyükler bunlara o kadar çok” Evladım az ve öz konuşun” demişler ki sonunda adları AZ ve Öz kalmış Az, çok haylazmış; Öz de haylazmış ama iyi-kötü ucundan kenarından okurmuş Eski Yunan’dan, Eski Roma’dan, Eski Türk’ten kitaplar okurmuş Öz, Aisopos’u bile tanırmış (Yüz yüze görüşmemişler ama kalpten tanışmış, o kısa, kambur, kekeme, ama tatlı dilli Aisopos ustayla) Neyse lafı uzatmayalım Az ile Öz günlerden bir gün kötü işlere bulaşmışlar, kötü adamlarla dalaşmışlar Ve bir gün olanlar olmuş Haydutlar Az ile Öz’ün gözlerini bağlayıp kaçırmışlar Öyle az öteye değil; bir araca bindirip günlerce uzaktaki bir yere götürmüşler Taştan bir odaya kapatmışlar Odanın duvarında ufak bir pencere varmış Demirli Bu pencereden bakınca yalnızca gökyüzü gözüküyormuş Günlerdir gözleri bağlı yolculuk eden Az ile Öz çok yorgun düşmüşler ve nerede bulundukları konusunda en küçük bir bilgileri yokmuş Haydutlar iki arkadaşı taş odaya koyduklarında gözlerini açmışlar Öz hemen uyumuş Az ne olur ne olmaz diye uyumadan beklemiş Bir süre sonra Öz uyanmış ve Az’a “Ben uyurken ne oldu?” diye sormuş Az, hiçbir şey olmadığını söylemiş Öz “Hiçbir şey duymadın mı görmedin mi?” demiş Az, “Hayır, sadece pencereye bir kuş kondu” demiş Öz heyecanla “Nasıl bir kuştu?” demiş Az “ Bilmiyorum dikkat etmedim, basbayağı bir kuştu, tam göremedim, sadece gagası gözüktü” demiş Öz “Gagası nasıldı?”diye devam etmiş Az ,“Ne bileyim dikkat etmedim” demiş Öz, bu duruma çok üzülmüş “Hay ben sana ne diyeyim; eğer o kuşun gagasına dikkatli baksaydın, şimdi nerede olduğumuzu bilebilirdik” demiş Az “Saçma, bir gaga çok küçük bir şey Ona bakıp nerede bulunduğumuzu nasıl anlayabiliriz ki?” demiş Öz “Bu dünyada küçük şeyler yoktur Bakmasını bilen göz için her şeyin bir anlamı vardır” demiş ve devam etmiş: “Bak eğer kuşun gagası uzun ise bizi Alma’nın (Alma yola çıktıkları kasaba imiş) kuzeydoğusundaki bataklık bölgeye getirmişler demektir Uzun gagalı kuşlar suyun dibindeki solucanları, küçük kabukları toplar çünkü Eğer kuşun gagası, kısa, ince ve sivri ise ağaç kabuklarındaki böcekleri yiyordur; söğüt Bülbülü’dür örneğin Bu durumda bizi güneydeki ormanlık bölgeye getirmişlerdir Eğer gagası eğri, çapraz uçlu ise çam kozalaklarının pullarını ayıran bir çapraz gagadır Bu durumda batıdaki çamlık bölgeye getirmişlerdir bizi Eğer gagası, kıs, kalın, güçlü ise tohumların, yemişlerin sert kabuklarını kırıyordur Bu durumda Alma’nın kuzey batısındayız demektir Nerede bulunduğumuzu bilmek ise kurtulma yolunda ilk adım olabilir” Az duydukları karşısında hayretler içinde kalmış, Öz’e” Küçük bir şeyden böyle büyük sonuçlar çıkarabileceğini hiç düşünmemiştim İyi de bütün bunları şimdiye kadar niçin bana öğretmedin?” Öz,”şimdiye kadar böylesine zor durumda hiç kalmadık da o yüzden Bu dünyada her durumda işe yarayacak küçük bilgiler vardır Uygun durumda uygun bilgiyi kullanırsan büyük sonuçlar çıkar ortaya Küçük, büyüğün anasıdır Azlık çokluğun özüdür” demiş Kaynak : Üstün Dökmen (Küçük Şeyler) |
|