Kırmızı Halı 1 |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kırmızı Halı 1Kırmızı Halı - 1 - Şule Meryem Canpolat yazıları Bir ormanı andıran köyümüzden, merkeze taşındığımızda henüz dört beş yaşlarında bir çocuktumHer şeyi hatırlayamasam da, belleğimde iz yapmış güzel anılarım var maziye dairAhşap iki katlı evimizin salonuna serilmiş kırmızı halımızla başlıyor bu anılarVe yemek yemek için kullandığımız taş ocaklı, ahşap sedirli odayla devam ediyor O zamanlar, üç kız kardeşiz sadece ve yaşlarımız birbirine çok yakınBir takım gibiyiz bu yüzdenOyunsa kırmızı halıda, kavgaysa kırmızı halıdaSalondan çatı katına çıkan ahşap merdivenlerVe yukarıda gizemli bir dünyaÜst kata sadece kullanmadığımız eşyaları koyduğumuz için, filmleri andıran esrarengiz bir havası vardı üst katınBu kadar ilginçlikten sonra parka gitmenin, kapıda oynamanın bile ayrıcalığı kalmıyordu sankiGünboyu tırmanıp, yuvarlandığımız merdivenler, üzerinde zıpladığımız kırmızı halı ve çatının büyülü dünyası hayal dünyamıza epey bir şey katmış olmalı Ablam takımın yöneticisi, harçlıklarımızın gönüllü bankacısı olur, kuruşlarımızı taş ocağın üzerindeki rafta saklardıkYalnız oraya da sadece ablamın boyu yetişir, toplanan paralar çoğu zaman, pamuk şekerle gelen mutluluğumuza kaynak olurdu Eve misafir geldiğinde annem, ablamı, çatı katından dışarıya açılan pencereden, evimizin önündeki asmaya sarkıtır, üzüm yaprakları toplatırdıBu o gün evde güzel yemekler yapılacağının da habercisi olurduBen biraz da korkarak seyrederdim ablamın asma iskeletindeki ince dansınıNeyse sorunsuz şekilde yapraklar toplanır, kısır, bat, ya da sarma olarak düşerdi misafirli soframıza Bazı sabahlar işe gider gibi ciddiyetle ve heyecanla evden çıkar, mahallede bulduğumuz cam teneke, taş gibi şeyleri toplar oyunlar kurardık kendi aramızdaBir defasında mahallenin ortak alanında yetişen pembe gülleri toplamış, gül reçeli yapması için anneme vermiştik Büyük oyuncaklarımız olmadı belki ama büyük mutluluklarımız vardı çocukluğumuzdaAnnemin o zamanların meşhur oyuncağı kel ve çıplak bebeklerimizi bir prenses gibi giydirmesi, örgü şapkalar ve kat kat elbiseler örmesi, müthiş sevindirmişti biziHatta bir defasında bez bebek bile yapmıştı annemÖrgü saçlar, iğne iplikle yapılmış dudaklar, kaşlar ve gözlerBence harikaydı Yine böyle ekip çalıştığımız bir gün, uçmakta zorlanan bir serçe bulmuş ve anneme getirmiştik onu iyileştirmesi içinKutuya yaptığımız yuvada onu bekletmiş, annemin sıcak ellerinde ısıtmış ama yine de üşümüş ve hasta olmuş bu serçeyi yaşatmayı başaramamıştıkElbette hüzünlerimiz de oldu çocukluğumuzdaHatta kırmızı halı her karesiyle eşlik etti sevinç ve hüzünlerimizeBiz büyüdükçe o eskidiBiz yenilendikçe o değiştiZaman bazı şeyleri büyütürken bazı şeyleri eskitip yok ediyorduEşyalar böyleydi işte Beynimde koşup oynayan bir çocuk var şimdilerdeSürekli zıplıyor kırmızı halıdaÇatıya tırmanıyor ve gül topluyorAğaca çıkarken en güzel anaokulu elbisesini yırtıyorBir çocuk ki, dünyayı yeni tanıyorNerden geldiğini bilmeden, koşuyor yarınlaraAblasını ve kardeşini çok seviyorArada o da yaramazlık yapıyorYakalanmamak için, kardeşlerinin üstüne atıyor küçük suçlarınıSanırım biraz korkuyor, sillesinden hayatın Bir çocukla bakıyorum yeniden dünyayaHırslandıkça , kaybolan zamanaAt gibi koşarken hayatın merkezinde, farkında olmadan biz, yok olanlaraÇocuk gözüyle bakıyorum, tüm yaşananlaraYeniden hatırlamak için güzellikleri, kırmızı halıyı, asmayı ve serçeyi unutmuyorumBiz büyüdükçe kirlenmesin diye dünya, düşlerimi büyütüyorum güzel yarınlara Umudu bir an bırakmıyorum elimdenHayallerimi gerçekleştirmeye söz veriyorum kendime, şu dünyayı terketmedenBüyük bir aşkla kalkıyorum yerimdenRuhumu dinlendirdiğim iklimdenDüşüncelerimi topluyorum tüm zamanlardan Ve perdeyi kapatıyorum şimdilikKırmızı halıya son bir kez daha bakıyorumBana gülümseyen çocuğa ben de el sallıyorumHoşçakal çocukYeniden gel zor zamanlarımdaVe kırmızı halıSende kaldı tüm çocukların aklıHer karende bir çocukluk anısı saklıÜstünde neşeyle zıplayan çocukların ayak izleriVe ahşap evde çocuk sesleriAsmadan bakan yavru serçeİşte hepsi gülümsüyor sizeHaydiŞimdi el sallama sırası sizde Bekle beni çocukluğumÇok sürmez geçici konukluğumYalanlara dalmadan geleceğim sanaElinde çakıl taşlarıyla, beni yüreğinde sakla Şule Meryem Canpolat |
|